1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
31 Oca 2016, 21:11
gönderen Nyu Himei
Boynunu kütlete kütlete, ve olabildiğince ağır adımlar ata ata evine doğru yürüyordu Kusanın nemden geçilmeyen sokaklarında. Sorunsuz bir devriyenin verdiği rahatlık ile bir günü daha bitirmiş ve evine dönüyordu. Tam anlamıyla ayaklarına kara sular inmişti. Lakin bu yorgunluk onun zoruna gitmeyen bir yorgunluktu. Zira köyünü korumak onun en büyük tutkusuydu. Ne zaman gir görevi bitirse, içindeki o mutluluk pıtırcığının tomurcuklanmasını engelleyemiyordu. Onun kim olduğunu bile bilmeyen insanlar için fedailik yapıyor, onların hayatını kendi hayatının önüne koyuyordu. Himei için bu erdemli bir davranıştı ve herkesin yapabileceği bir şey değildi.
Vücudunda kalan son enerji kırıntısınıda en yakındaki çatıya zıplamak için kullandı. Eve gitmeden önce biraz keyif çatmak istiyordu aslında. Hem biraz dinlenirdide. Cebinden hiç bir zaman yanından ayırmadığı mızıkasını çıkardı. Kuru boğazını temizlemek içinse yarısı dolu matarasından biraz su içti. Kuru boğazla mızıka çalınca çıkan sesten hiç bir zaman hoşnut olmamıştı. Sanat yapmak hiç bir zaman basite indirgenmemeli aceleye getirilmemeliydi. Gerekli hazırlıklar maksimum özenle yerine getirilmeliydi. Bir şeyi atlasa yada özenmeden yapsa içi rahat etmez gerekirse baştan başlardı. Bunları düşünürken bile yüzünde oluşan hafif tebessüm bu işi ne kadar zevkle ve severek yaptığının göstergesiydi aslında.
Mızıkasını mendiliyle narince temizlemeye başladı. Parmak izi yahut başka hiç bir şeyin kalmasını istemiyordu. Pek titiz biri değildi ama iş kılıcına ve mızıkasına gelince dünyanın en temizlik düşkünü insanına dönüşebilirdi. Temizliğini yaparken sessiz sessiz mırıldanıyordu çalacağı melodiyi. Tüm bunlar aslında rutindi. Bir görev dönüşü, gün batımı, Himei ve mızıkası. Tek başına, yalnız. Sakince mızıkayı dudaklarına götürdü ve çalmaya başladı. Gözleri kapalı bir şekilde bıraktı kendini mızıkanın hüzünlü sesinin büyüsüne.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 03:26
gönderen Shizawa Tatane
Akşam vaktiydi. Karanlığın, ağaç gölgelerinin tamamını esir aldığı zamanlardaydık ve sanırım, epeydir ertelenmiş bir şeyi yerine getirmenin vakti gelmişti.
Normalde, bu tarz şeylere pek önem vermem. Yani nasıl denir, ziyaretler pek bana göre değil. Ama öncelikli olarak davetsiz bir ziyaretin huzur kaçıracak olduğunu bilmek ve bunun eski takım arkadaşım Himei'ye yapılacak olması nedensizce aklımı cezbediyordu.
Hem onun sorumluluğunu da üstlenmiş sayılırdım, o kadar el arka çıktık vakti zamanında. Şimdilerde aniden varlığımı silmek pek de hoş olmasa gerek. Zaten yapacak pek bir şeyim de olmadığı için, gerek eski günleri yad etmek, gerekse şöyle bir köydeki son durumu öğrenmek adına, Himei'nin evine doğru yol aldım.
Himei'nin evine geldiğimde, evde olmadığı, akşam saatlerini dışarıda geçirmekten hoşlandığı gelmişti aklıma. Bu yüzden, onu evinde değil, çatılarda aramaya karar vermiştim. Biraz arayıştan sonra, aslında bakmam gereken yerin, manzaranın en güzel olduğu yer olması gerektiğini fark etmiştim. Nitekim, doğru da tahmin etmiştim.
Himei'ye yaklaşırken, yanımdaki mavi gülü yavaşça çıkardım.
Mavi gülün anlamı vardı. Mavi gülün içinde gizem ve sır vardı. Yeni bir başlangıç, yenidene açılan kapıydı mavi gül. Yeni şeylerin gizemli başlangıçlarını sembolize etmektedir. Keza, Himei'nin yanına her geldiğimde farklı şeylerle karşılaşmaya alışkınımdır.
En sevdiği çiçek olduğu için mavi orkide getirecektim, fakat nedense elim mavi güle gitmişti bu sefer. İçime doğmuştu, farklı bir şeylerin olduğu, içime doğmuştu. Gizemli ve farklı bir şeyler...
Her neyse, sessizce çatılara doğru çıkarken, içeriden gelen hoş tınıya kendimi kaptırmıştım. Öyle bir kaptırmıştım ki, sinirlerim öyle bir gevşemişti ki az daha parmaklarımı bırakıyor ve sürpriz yapacağım derken çanağı kırıyordum ki, toparlanıp ondan daha yüksekteki bir çatıya çıktım.
Himei, sanki transtaymışcasına mızıkasını çalıyor ve deminki büyülü sesin kaynağını açıklıyordu. Sessizce, performansının bitmesini bekleyecektim. Sonuçta onu şu anda durdurmak, müziğini bölmek, sanata hakaret olurdu.
Performansı bittiğinde, onunla her zaman konuştuğum ses tonuyla, gevşek ve rahat bir şekilde basit bir "Hey!" diyecek ve dikkatini üstüme çektiğimde "Uzun zaman oldu, Himee-chan." diye ekleyecektim. Himei, büyümüşsün, baş belası!
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 06:26
gönderen Nyu Himei
"Müziksiz bir hayat hatadır." son notaları üflerken her zamanki gibi düşündüğü şey buydu. Müziğin olmadığı bir hayatı düşünemiyordu çünkü. Hayatının her anında müzik vardı ve ne olursa olsun olmaya devam edecekti.
Mızıkasını çalarken uzun zamandır farketmediği bir şeyi farketmişti. Sesini kaybettiğinden beri tek bir dinleyicisi bile olmamıştı. Bunu kendi tercih etmişti tabiki. Onu önceden tanıyan insanların acıyan gözlerle bakmasını istemiyordu belkide kim bilir ? Fakat bugün bir dinleyicisi olmuştu tekrardan. Bunu hem güzel hemde kötü olarak değerlendiriyordu. Tekrardan dinlenmek ve tekrardan birileriyle sanatını paylaşmak hoş bir şeydi. Ama birilerini dünyanıza sokmak sayılır mıydı bu ?
Meraklı bir şekilde göz kapaklarını açmaya hazırlanıyordu seyircisinin kim olduğunu görmek için ki bir anda o tanıdık ses çınlandı kulaklarında. "Hey!" Şaşkınlık bi anda tüm yüzüne yayılmıştı! Göz kapakları aniden açıldı ve yüzündeki o rahatlamış ifade tamamen gerildi. Şok olmuştu adeta. "Uzun zaman oldu, Himee-chan."
"Tabiki uzun zaman oldu!" diye bas bas bağırıyordu içinden. Konuşabilseydi daha fazlasını bile yapacaktı. Yüzündeki şaşkınlık ifadesi yavaş yavaş yerini tatlı bir sinire bırakırken çocuğun uzattığı mavi gülüde almayı ihmal etmemişti. Kızgındı belki, ama öküzlük yapmak, nezakete terslikle cevap vermek hoş bir davranış değildi onun kitabında. Hızlıca oturuşunu düzeltti. Bacaklarını topladı ve eteğiylede büyükçe bir kısmını örttü. Hemen ardından yüzüne samimi bir gülümseme kondurdu. Gülü bir kere kokladıktan sonra nazikçe mızıkasının hemen yanına bıraktı ve eski en eski dostunu süzmeye başladı.
Onu görmeyeli ne kadar olduğunu ciddi ciddi hatırlamıyordu ama bağların koptuğu gün takım arkadaşlarının hayata veda ettiği gündü. "Bunu düşünmeye gerek yok şimdi." Arkadaşını bulduğu gibi tekrar kaybetmek istemezdi iç karartıcı anılarla. Onu süzerken bir cevap vermesi gerektiğini farketti. Çoğu insanın aksine Tatane onun konuşma yetisini kaybettiğini bilmiyordu. Ama bunu sonsuza kadar saklayamazdı ki. Gömleğinin cebinden incecik not defterini ve bir serçe parmağı kadar olan siyah dolma kalemi çıkardı. " Nerelerdeydin Tatane-kun? Özlettin kendini!" yazdı ve hafif utangaç bir şekilde uzattı çocuğa. Bunu yaparkende içinde yine bir şeyler paramparça olmuştu. Kabullenemediği şeyle tekrar yüzleşmek zorundaydı çünkü.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 07:01
gönderen Shizawa Tatane
Sonunda gösterisini bitirmiş ve arkasına dönerek, yüzünü esirgememişti Himei-chan. Önce şaşırmış, sonra kızmış, sonra bir daha şaşırmış, biraz da mutlu olurmuş gibi olmuş ama olmamış gibi bir ifadesi vardı. Anlaşılan bir tür, nedensiz duygu karmaşası içerisindeydi.
Neyse ki, çiçeğimi kabul ettiği için duygularının genel anlamda çok da olumsuz olmadığını düşünüyordum, bu da biraz olsun içimi rahatlatmama yetiyordu.
Peki, neden öylece susuyordu? Neden o kadar zaman geçtikten sonra cevap vermiyordu? Acaba köyde arkamdan komplo falan mı kurdular lan? Adımı çıkarmış, leke sürmüşlerdir de hain olarak falan aranıyorumdur belki de. Ben geldiğim gibi gitsem mi, ne yapsam ki diye düşünüyordum.Tam ağzımı açıp "Sohbetine de doyum olmuyor." diyecektim ki, daha "So" demeden, Himei cebinden bir kağıt kalem çıkarmıştı. Anlaşılan, bir tür oyun peşindeydi. Fakat ben bunca yıllık arkadaşımı tanırım. Bu surat, altında üzüntü, altında keder barındırıyordu. Bir şey olmuş olmalıydı. Kağıdı hızlıca elinden çekip baktım."Nerelerdeydin Tatane-kun? Özlettin kendini!"
Hassiktir. Hassiktir. Hassiktir. Hassiktir. Şimdi, bataklık da ne bataklık.
Öncelikle nerede olduğumu paylaşamayacağım ve Himei'yi kandırmak gibi bir niyetim de yok.
Sonrasında ise, şu kağıt meselesi var. Neyin nesi olduğunu bilmiyorum ama çok da arkasında durmamak gerekiyor gibi. Çünkü, ağzından tek bir kelime bile çıkmamış olması ürkütücü. Cidden, ürkütücü ve ben bundan zevk alıyorum.
Elinden aldığım kağıda, kendi kalemimi çıkararak;Uzun hikaye.. Neler oldu?
yazıp, gözlerim kapanacak kadar masum bir gülümsemeyle Himei'ye geri uzatmıştım. Durumu aydınlığa kavuşturmazsa zorla öğreneceğimi anlatan bu gülümsemeyi hala hatırladığını umuyorum.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 08:05
gönderen Nyu Himei
Tatane'nin kağıda bir şeyler karaladığını görünce saçma sapan olduğunu bile bile bir rahatlama gelmişti içine. İçinde tuttuğu derin nefesinide bu sırada dışarıya salıvermişti. Çocuğun bunun bir oyun olduğunu düşündüğünü sanıyordu ve bunu devam ettirmeye gönüllüydü aslında. "Kimi kandırıyorsun Himei!" Kendi kendine yalan söylemeyi bir anda kesti. Zihinsel bir tokat attı kendine aslında. Bal gibi biliyordu Tatane'nin sessizlikten ve bu not defteri olayından bir şeyleri kaptığını. Aptal değildi arkadaşı.
"Arkadaş.." bunu zihninde bir kaç kere daha yankıladı neredeyse susmak bilmeyen iç sesi. Bu kavrama yıllardık o kadar uzak kalmıştı ki. Sadece o ve mızıkası vardı. Batou* ölmüş, Tatane ise gitgide köye daha az uğrar olmuştu. Görevlerdeki partnerleriyle ise başka bir görevde tekrar karşılaşmadıkları sürece hiç irtibata girmiyordu. Ama şimdi arkadaşı buradaydı işte. Tanıdığı, sevdiği, güvendiği bir insan. Ah, tüm bu kavramlara o kadar kapatmıştı ki kendisini...
Tatane'nin uzattığı not defterini biraz korkarak aldı. Korktuğunu titreyen eline rağmen belli etmek istemiyordu. Bunun saçma olduğunu defalarca kendine söylemiş ve alışmaya çalışmıştı. Ama sesinin sonsuza kadar gittiğini bir türlü kabullenemiyordu. "Lütfen soru sormamış ol!"
Kağıdı bir kaç kere okudu. Bir kaç kezde yutkundu. Yine o kaçınılmaz ana gelmişti işte. Yine birisi tarafından sessizliği yüzüne vurulacaktı. Hoşnut değildi bu durumdan, hiç bir zaman hoşnut olmamıştı. Arkadaşının yüzüne baktı. "Lütfen bana bunu yaptırma." Tatane'nin yüzündeki o ifadeyi biliyordu. Kararlılığını biliyordu arkadaşının. Bir kez daha yutkundu. Küçük not defterindeki dolmuş sayfayı yavaşça kopardı, büzdü ve çatıdan aşağı fırlattı. Daha sonra eline kalemi aldı.
"Ben artık konuşamıyorum Tatane."
Bir çırpıda yazıp not defterini kapatıp çocuğa uzatmıştı. Yazısı o kadar kötüydü ki çocuğun okuyup okuyamayacağından emin bile değildi. Ama olan olmuştu. Bir kez daha kendisini gelecek tepkilere hazırlamak zorundaydı. Kızaran gözlerini tutmalı, güçlü görünmeliydi. Arkadaşı onu bu halde görmek istemezdi değil mi ?*
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 18:33
gönderen Shizawa Tatane
Sanırım, olabilecek en kötüsü olmuştu. Yüz ifadelerinden bu rahatlıkla seziliyordu. Benimle paylaşmak istemediği şey, geçici bir şey değildi. Kalıcıydı.
Himei, o çok sevdiği sesini, özellikle her duygusuna göre tonladığı, Himei'yi Himei yapan unsuru kaybetmişti. Ne olabilirdi ki, talihsiz bir şeyler olmuştu fakat yine de o eski genin arkadaşımdı ve ben hala ona destek çıkmakla yükümlüydüm.
Evet, destek çıkacaktım belki ama bunca olay olurken ben gerçekten dışarıda tek başıma mıydım? Onu koruyamamışım sayılır mı ki bu durum? Birini koruyamamaktan daha kötü bir şey varsa, o da koruyamadığın kişinin ölmemiş olmasıdır. Yemin ediyorum insanları teselli edemiyorum ben, yani birinin ölümü üzerine onu teselli edeceğime ben öleyim daha iyi. İşler sarpa sarıyor, beceremiyorum.
Beceremeyince güldürmek adına saçmalamaya başlıyorum, ufak ufak şakalar yaparak karşımdakinin durumu kabullenmesini sağlamaya çalışıyorum. Bu da yanlış anlaşılıyor. Neyse ki Himei'nin bunu yanlış anlamayacağını düşünerek özgürce hareket edebilirmişim gibi geliyor.
Himei'nin elindeki kağıdı, hiç okumadan, eliyle birlikte yavaşça sol tarafa çektim ve sol elimle belini kavrayıp kendime çekerek sarıldım. Sarılmak, bazen gerçekten verilebilecek en güzel teselli oluyor. Hem, ne önemi var ki olan bitenin, kağıtlara dökülenlerin? Sarılıyorum işte, bu kadar.
Sarılmak için tek kelime etmeye de gerek yok. Himei'yi de rahatlatacaktır bu durum, yani ben öyle düşünüyorum. Ama yine de, minik bir şakanın hiçbir zararı yok bence. Sarılırken, kulağına fısıldayarak;
"İyi yanından bak Himei. En sert işkenceler bile seni konuşturamaz artık." diyecektim ve biraz daha sıkı sarılacaktım, olası anlık moral bozukluğunu da atlatması için.
Sanırım, biraz da olsa değer verdiğim insanlar hala var, hala ölmemiş insanlar.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 20:48
gönderen Nyu Himei
"İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir."
Çocuğun yüzündeki acıma ifadesini görünce dik durmak için kendini daha da fiştekledi. Durum acıklıydı, evet ama Himei kendisine acıyan gözleri görmekten bıkmıştı. İnsanların bir anda ona çaresiz bir köpek yavrusuna bakar gibi bakmaları hoş değildi artık.
Bir anda çocuğun elini belinde hissedince garipsendi. Ürkekçe sıçradıktan sonra çocuğun gözlerindeki sıcaklığı farketti. Kendisini arkadaşının kollarına bırakmalı mıydı ? Bu kadar zamanın ardından ortaya çıkan arkadaşı karşısında perdelerini bu kadar çabuk indirmeli, kapılarını açmalı mıydı ? Yada hala arkadaşça sınırların içerisinde miydiler ?
"Ah,bilmiyorum."
Bıraktı kendisini arkadaşının kollarını. Başını çocuğun göğsüne nazikçe koyduğunda kızarmış gözlerinden bir kaç damla süzülmesine engel olamadı. Ama sadece bir kaç damla. Fazlası olmayacaktı asla. Tatane kızı iyice sarmalayınca Himei de karşılık verdi buna. Teselliye ihtiyacı olduğu o an aklına geldi. Bu durumla yüzleşmekten kaçmaya o kadar alışmıştı ki. Kırılmaya o kadar çok alışmıştı ki. "Özlemişim seni Tatane.."
"İyi yanından bak Himei. En sert işkenceler bile seni konuşturamaz artık."
Uzun zamandan sonra güldürmüştü bu sözler Himei'yi. "Salak." Çocuğun sol omzuna arkadaşça vurdu elinin içiyle. Tatane ne zaman onunla uğraşsa yapardı bunu. Geçen o kadar zamanın arkadaşını değiştirmediğini görmek hem güzel hemde kötü bir şeydi. Çocukça yanını seviyordu Tatane'nin. Ama sorumluluk almasını ve büyümesinide istiyordu. İstediği bir diğer şey ise bu hüzünlü durumun bitmesiydi.
Hızlıca çocuğun kollarından kurtulup ayağa kalktı. Üstünü üstünkörü silkeledikten sonra kızarmış gözlerinide ovuşturdu. Yerden mızıkasını aldığı gibi kemerine yerleştirdi ve çocuğun verdiği gülüde sağ eline aldı. Çocuğa döndü ve yüzüne gerçekten samimi ve sıcak olan gülümsemesini kondurdu. Gülü bir saniyeliğine koltuk altına sıkıştırdı ve not defterine. " Acıktım Tatane-kun, yemek yiyelim, beni takip et!" yazdı. Çocuğa verdikten hemen sonra çatıdan aşağı atladı. Yere indiğinde ise işaret parmağıyla onu takip etmesini anlatan bir mesaj yollamaya çalıştı. Çok yakında mükemmel ramen yaptığını bildiği bir dükkana götürecekti onu. Bir kaç dakika önceki sulugöz kız aniden bu hayat dolu insana dönebiliyordu işte.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
01 Şub 2016, 22:59
gönderen Shizawa Tatane
Himei...
Duygulardan bunca zaman o kadar uzakmış ki, sarılmayı bile bir tehdit olarak algılamıştı sanki. Korkmuş, ürpermiş ve garipsemişti sarılışımı. Bir an tereddütte kalmıştı hatta, neyse ki tercihini sarılmaktan yana kullanmıştı ve zaten mesafeli olan dostluğumuzun arasındaki adımları daha da azaltmıştı.
Daha da sıkı sarılmamın ardından, şakamı da olumlu karşılamıştı Himei. Omzuma vurmuştu. Evet, tekrardan onun sevimli, sersem sınıf arkadaşı yakınlığına erişmeme izin vermişti. Duvarlar yavaş yavaş kalkıyordu ve biraz sinir bozucu bir durum olsa da, onunla tekrardan bir bağ kuruyor gibiydim.
Aniden beni bırakmış ve tekrardan kağıt kaleme sarılmıştı ki, bana yazdığı notu okumadan buruşturup attım. Bu, onunla anlaşmam için harflere gerek olmadığının bir göstergesi olacaktı. Ardından çatıdan aşağıya inmiş ve parmağını kendine doğru sallayarak beni çağırmıştı, gitmiştim.
İndiğimde ise sol kaşımı kaldırıp, hafifçe gülümsemiştim. İyi bir anlatıcıydı, durumun ardından epey geçmiş olmalıydı. Belki de anlattığı şey çok basit olduğu içindi ama ben yine de ona bunu belli etmeyecektim. Onaylıyormuş, beğenmişçesine bir hareket olarak, başparmağım yukarıda, diğerleri kapalı bir şekilde ona doğrulttum ve hemen ardından, elimi tekrar katlayıp, işaret ve orta parmağımı ileriye doğru sallamaya başladım.
Bu hareketle de yolu göstermesini söyledikten sonra, Himei ilerlemişti ve bir ramencinin önünde durmuştu. Meeh, ramenden pek hoşlanmıyordum ama yemek yemekti işte, ne önemi vardı ki. Hem aparatiflerden de atıştırabilirdim. Kapıyı açıp, açık elimi dairesel bir hareketle çevirip içeriyi göstererdim, buyrun dermişcesine.
Sanırım geçen onca zaman, onca yalnızlığın ardından centilmen tavrımı hala kaybetmemişim. Meh, Himei'nin alışkın olduğu şeyler olduğunu varsayıyorum bunların. Geceyi çok da uzatmak anlamsız gibi geliyor, yemekten sonra ortadan kaybolsam mı ki?
Ya da onca zamandır görüşmediğim Himei'yle hasret geçirmeye devam edip, onun istediği gibi davranmak daha hoş olur. Nasıl olsa yanında biraz da olsa iyi hissettiğim nadir insanlardan.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
02 Şub 2016, 02:19
gönderen Nyu Himei
Gün biterken başlayan bu sürpriz buluşma o kadar güzel gidiyordu ki, gece olduğunun farkına yeni yeni varmıştı. Şöyle etrafına baktığında sokaklar neredeyse bomboştu. Oturdukları ramencide ise onlardan başka hiç kimse kalmamıştı ve şişman ramenci amcamız dükkanı kapatmak için dakikaları sayıyordu. Himei bunu farketmişti ve açıkça rahatsız olmuştu.
Tatane'ye göz kırptı cüzdanından hesabı karşılayacak paranın bir miktarda fazlasını bıraktı ve çocuğun elinden tuttuğu gibi geceye teslim olmuş Kusagakure'nin sokaklarından birine dalmışlardı. " Yıldızların altında iki eski dost."Kendiyle olan bu konuşmaları bugün oldukça sıklaşmıştı. İnsanın konuşabileceği tek kişinin kendisi olması garip bir şeydi.
Tatane hakkında merak ettiği çok şey vardı. Köyde olmadığı zamanlarda neler yaptığını sormamak için kendini zor tutuyordu ama uzun uzun sohbet edemeyecek vaziyetteydi ne yazıkki. Lakin Tatane'nin tekrar gidip gitmeyeceğini gidecekse de ne zaman gideceğini ölümüne merak ediyordu. Bu buluşmada fark etmişti bir arkadaşa ne kadar aç olduğunu. Tabiki bir kaç saat içerisinde o bağlanma denen ve Himei için oldukça saçma olan şey gerçekleşmemişti ama arkadaşının da tekrar yaban ellere gitmesini istemiyordu. En sonunda merakına yenik düştü. " Bunu bilmek benim hakkım ! " Kendini gaza getirdi ve aniden yürüşünü kesti.
İşaret ve orta parmağını kullanarak önce Tatane'nin gözlerini işaret etti sonrasında ise dönüp kendi gözlerini işaretledi. " Gözlerime bak! " Bu şekilde arkadaşının yalan söyleyip söyleyemediğini anlamayı umuyordu.
Çiçeğini bir kez daha koltuk altına sıkıştırdı ve hızlıca yazdı. " Tekrar gidecek misin ? " Çocuğa not defterini uzatırken yüzünde o sevmediği ciddi ifade oluşmuştu. Ama bu ciddi bir konuydu ve durumun ciddiyetini Tatane'nin de idrak etmesini umuyordu. İşaret parmağıyla not defterini işaret ediyordu. "Oku!"
Belki biraz sert yapmıştı. Ama bunda oldukça haklıydı. Çünkü birinin hayatına girip, aniden çıkarak onun dünyasında bir yıkım yapmak hoş bir davranış değildi. Özellikle yapabileceğiniz yıkım oldukça büyükse.
Re: Beklenmedik Ziyaret

Gönderilme zamanı:
02 Şub 2016, 04:01
gönderen Shizawa Tatane
Yemekler yenmiş, elden geldiğince sohbet edilmiş ve zaman su gibi akıp gitmişti. Gece olmuş, dükkanlar ışıklarını kapatmış, esnaflar evlerine gitmenin huzuru içerisindeyken, bizim de artık kalkmamız gerektiğini düşünüyordum ki, Himei ondan hiç beklemeyeceğim bir çabuklukla hesabı ödemiş, yetmemiş gibi bir de bana göz kırpmıştı!
Dışarıya çıktığımızda, "tek kelime konuşmadan" ilerlemeye devam ediyorduk ki, Himei birden durmuştu. Durmuştu ve ciddileşmişti, bu suratın, bu ifadenin altında bir şeyler yatıyor olmalıydı. Eli, tekrardan kağıt kalemine gitmişti. Bu sefer kesin bir yargıda bulunamayacak olduğumu düşündüğüm için kağıdı almıştım. Tekrar gidecek misin ?
Okuduğum anda gözlerinin içine bakmıştım ve ağzımdan istemsiz bir "Ne önemi var ki." çıkmıştı, gülümsemeyle birlikte. Arkasındaki acıyı saklayan bir gülümsemeyle. Bu soru aslında ona değil, banaydı. Sahi ne önemi vardı gitmemin ya da kalmamın? Gitmem için bir sebep yoktu, kalmam için de bir sebep yoktu. Kimsenin hayatında yerim, kimsenin hayatımda yeri yoktu. Yalnız doğdum, yalnız ölecektim. Yalnız ağlayacak, yalnız gülecektim. Tamam, çoğunlukla gülecektim. Her neyse.
Peki Himei'nin neden umurunda ki bu? Gerçekten baş belasından başka bir şey değildim, bir kez de hayatını kurtardım o kadar. Abartılacak ne vardı da gidip gitmemi merak etmişti? Üstelik bu kadar ciddi bir suratla.
O yeri özlüyorum, orada geçmiş zamanı özlüyorum, fakat şimdilik köyümde kalacağım gibi duruyor. Belki köye saldırı falan olur da, biraz neşeleniriz. Öyle bir anı kaçırmak istemem doğrusu.