1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

[Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 17 Oca 2016, 13:38
gönderen Kurochi Hirashimatsu
Uzun soluklu bir görevi yeni bitirmemin mutluluğu vardı üzerinde. Bir Ishigakureliye daha yardım ettik çok şükür. Yardım ettik etmesine ama elimize yüzümüze bulaştırmadan da rahat edemiyoruz yahu. Öncelikle görevde neler yaşandı şöyle bir anımsamaya çalışıyordum. Arada bilincimi kaybettim bazı şeyleri hatırlamıyor olabilirdim ama pek sanmıyorum.

Öncelikle göreve çıktığımızda her şey yolunda gidiyordu. Bize verilen at sayesinde gayet güvenli bir şekilde hiç bir problem çıkmadan Shinano Dağının eteklerine kadar gelebilmiştik. Ne olduysa oradan sonra oldu. Ben Rulo Saçlıya at ile arabasının arasındaki ipleri kesmesini istedim. Fakat nedense o arkadaş bunu bir emir olarak algıladı ve ortalığı karıştırdı. Anlayamadığım bir şekilde olaylar karıştı ve dağa tırmanmaya başladığımız sırada ise olaylar doruk noktasına ulaştı. Ben sağ ayak bileğimden, Hinata ise omzundan vuruldu. Buradan sonrası çok karmaşık olaylar silsilesi. Ben acılar içinde yere yığıldım Hinata ise Rulo Saçlıya saldırdı.

Hinata Rulo Saçlıya attığı yumruktan sonra hala direnip dövüşmeye devam eden Rulo Saçlıya birde Kangehika yapıştırdım ve bayıldı. Görevin sonuna kadar ayılamadı. Bacağım nasıl bu hale geldi diye sorarsanız. Evet, bir atın izini sürerken bu hale geldim. Gururluyuz, utanıyoruz. C-Rank görevde A-Rank'lık hasar aldık. Acaba A-Rank bir göreve çıksam bacağım kopup götüme girer miydi?

Görevi şöyle bir baştan hatırlamamın ardından bir kaç Chuunin dostumun yardımıyla ayağımı fazla zorlamadan hastaneye ulaşabiliyordum. Hastaneden içeri girdikten sonra tek ayağımın üzerinde sekerek girişimi yapıyordum ve uygun bölüme doğru ilerlemeye çalışıyordum. Lan bende var ya ne kadar kaşınıyorum ha. İlla şu bacağı zorlaya zorlaya kestireceğiz ama hadi bakalım hayırlısı. Beni çabucak fark edebilmeleri için bacağımı şöyle açıyordum ve insanlara bu iğrenç görünümü veriyordum. Kusura bakmayın insanlar, görevden gelmişim lütfen sıranızı verin bana.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 17 Oca 2016, 15:32
gönderen GM - Naruto
Ishigakure'nin en büyük yapılarından biri olan hastaneye dalıyorsun yaralı bileğinle. Artık acı çekmiyor, sıcaklık hissetmiyorsun. Bu durum başta moralini biraz düzeltse de, bileğine bakıp kaçışan insanların arasında durup şöyle bir durum analizi yaptığında, bacağında HİÇBİR ŞEY hissetmediğini fark ediyorsun. Ayağını sürükleyerek seke seke geldiğini de. Galiba en azından dokunduğunda falan dokunuşunu hissetmen lazım ama o da yok. Sanki bacağının yerine yeller esiyor. Tekrar yaşamaya başladığın panikle hareketini hızlandırıyorsun.

Acil servis köyde yaşanmakta olan bir grip salgını nedeniyle tıklım tıklım. Burunlarındaki sümükle etrafta koşturan veletler mi dersin, yoksa tedavi olmaya mı dedikodu etmeye mi geldikleri belli olmayan teyzeler mi? Hastalığını ağır geçirenler sana bakmayarak kendileri belli ediyorlar. Genellikle oturdukları yerde sessiz, sakin bir şekilde sıralarını bekliyorlar ve hastalığın getirdiği halsizlikle uyuklar vaziyetteler. Sana dönüp bakan kesimden ise "Oha bileğe bak", "Ayyy ciğer ölüsü yemiş!", "Ay napmış o bileğine?" gibi nidalar duyabiliyorsun. İlerlemeye devam ediyor olsan da, sarışın gözlüklü bir bayanın insanların ismini elindeki deftere not edip belli aralıklarla o isimleri muayene odasına çağırdığını fark ediyorsun. Özellikle pis pis bakan teyzelere yaranın kesmeyeceğini düşünüp, sen de aynı şekilde ismini yazdırmaya niyetlenip bayana yöneliyorsun. Seni fark edip önce suratına gülümseyerek bakıyor, tam ismini sormak için dudaklarını aralayacakken de dizine kadar sıyırdığın bacağını fark edip yarana odaklanıyor. Yaranın halini görür görmez dudakları aşağı bakan bir C halini alıyor ve gözleri büyüyor. Bayanın arkasındaki kapıdan gözlüklü, genç bir adam çıkıyor. Bayana seslenirken o da bacağını fark ediyor ve "Chizuru gazlı bez kalmad-OHA BİLEĞE BAK!" diye lafı ağzında saçmalıyor. "Getir ordan sandalye getir!" diye salonun öbür tarafında kendi halinde takılan bir temizlikçiye sesleniyor. Seni sandalyeye oturtup kapıya doğru yönelirken de arkadan bir kadının "AY BİZİM SIRAMIZ NE OLACAK SADECE SONUÇ GÖSTERMEK İÇİN SABAHTAN BERİ BEKLİYORUZ!" diye cırladığını duyuyorsun. Sandalyeyle birlikte seni gerisin geri çeviriyor adam, kadının üstüne sürmeye başlıyor. Kadın ne olduğunu anlamadan geri bir kaç adım atıyor, sen kadını ezeceğinizi düşünmeye başladığın anda ise aniden duruyor çocuk. Önüne geçip dizinden ve baş parmağından tutarak bacağını kaldırıyor. Hissediyor olsan çığlık atarsın bu hareketle ama tık yok. "ABLA ADAMIN BİLEĞİ VAR YA!!" diye bağırıyor adam, tekerleklerden birine tekme atıp ittirerek sandalyeni sen o haldeyken biraz yana çeviriyor. "DELİNMİŞ BAK! BAK BURDAN BAKIYORUM SENİ GÖRÜYORUM GÖRDÜN MÜ? BİLEĞİ DELİNMİŞ! DELİK!" diyor. Aslında bileği göstermesinden itibaren devam etmesine gerek yoktu, ama kadının "Ayy o ne?!" diyip kaçmasına rağmen arkasından bağırmayı tercih ediyor çocuk. Tüm bunlar olurken çocuğu inceleme fırsatın oluyor, tahminince 16-17 yaşlarında. Mercek kalınlığına bakılırsa ileri derecede miyop. Beyaz önlüğünün altından geçirdiği çapraz bir çantası var üstünde. Önlüğünün yakasındaki kartta ise Shizuma Teppei - Stajyer yazıyor.

Resim
Stajyer Shizuma Teppei

Kendince olaya hakimiyet kurduktan sonra çocuk seni tekrar çevirip kapıya yöneltiyor. Bayanı geçerken "Chizuru bu arada cidden gazlı bez kalmadı." diye az önce yarım bıraktığı cümlesini tamamlıyor. Kapıdan geçiyorsunuz ve uzun, boş bir koridorda ilerlemeye başlıyorsunuz. Sağda solda sıralı kapılar var, muhtemelen ismi çağırılan bu odalardan birine muayene olmaya geçiyor diye düşünüyorsun ama sadece ilk gördüğün kapıların kapalı olması seni düşündürmeye başlıyor. Kalan diğer kapıların çoğu açık ve içlerine baktığında odaların çoğunlukla boş ve terk edilmiş olduğunu görüyorsun. Işıkları da kapalı hepsinin, sadece karanlık tamamen çökmeden önceki son bir kaç dakikalık kızıllıkla aydınlanıyorlar.

Merdivenlere ulaşıyorsunuz ve Teppei seni merdivenlere bitişik olan rampadan üst kata çıkarıyor. Dönüyorsunuz ve rampa işlemini tekrar ediyor. Tekrar dönmek yerine koridora sapıyor bu sefer, sapmadan önce duvarda gördüğün bilgilendirme yazısındaki "2. Kat - Ortopedi - Psikiyatri" yazısını görüyorsun. İki farklı koğuşu barındıran geniş bir kat olmalı. Koridor ikiye ayrılıyor ve Ortopedi yazılı olana sokuyor seni. Oturduğu sandalyede kafası öne düşmüş, uyuklayan yaşlı bir hemşirenin bankosunu geçiyorsunuz ve kapısında Asistan yazan bir odaya giriyorsunuz.

Geniş, ferah bir oda burası. Sadece karşı duvarda pencere var ama bu pencereler boydan boya olduğu için son kızıllığın tüm verimini yaşıyor resmen, yine de loş tabii bir kaç dakika içinde havanın tamamen kararacağı düşünülürse. Bu pencerelerin önünde uzunca bir koltuk var, bu koltukta ise yayılmış, bacak bacak üstüne atmış bir adam. Ağzında sigarası, elinde de bulmacası var. Size bakmıyor bile, sigarasındaki külü düşmek üzere olmasına rağmen onu bile iplemeden bulmaca çözüyor. Teppei ise seni ona doğru sürüyor. Odanın ortasına gelmenize rağmen durmuyor, sürmeye devam ediyor. İyiden iyiye iyice giriyorsunuz adama ve adam yine kafasını kaldırmadan "Gel ağzıma sok istersen amına koyayım." diyor ve tam dibinde duruyorsunuz. Son bir kaç harf daha yazdıktan sonra alttan alttan küçümseyen bir bakışla bakıyor sana. Neyin nesi olduğunu soracakken seni süzüyor ve bileğini fark edince "Eee nesi var bunun niye getird-OHA BİLEĞİ DELİNMİŞ." diye o da saçmalıyor, ağzından sigarası bilinmezliğe doğru fırlıyor gidiyor. Birden hışımla kalkıp elindeki bulmaca sayfasıyla Teppei'ye vurmaya başlıyor senin üstünden üstünden. "BU NE OĞLUM? NE LAN BU? NİYE GETİRDİN BUNU LAN BURAYA? NİYE DURDUK YERE İŞ ÇIKARIYORSUN LAN?" diye geçiriyor da geçiriyor. Teppei de "Abi dur ben mi sanki deldim adamı?! ABİ BAK VURMA DİYORUM BİR DİNLE LAN!" diye geri çıkışıyor, adeta hakkını arıyor yavrucak. Adam geri çekilip ayakta "Oğlum sana rahat mı batıyor? Bıraksaydın ya acildeki çömler dikseydi herifi?" diye hala sinirli sinirli konuşmaya devam ederken sen de bu sefer bu kişiyi inceliyorsun. Gözlerinin altı çökük, genç bir adam. Uzun boylu epey, tişört ve eşofman altı şeklinde bir kıyafeti var. Koltuğun kenarındaki büzüşmüş şey dikkatini çekiyor: Beyaz bir önlük, fırlatılmış resmen. Kenarından köşesinden de "Kurtarın beni!" dercesine bir yaka kartı fırlamış. Üstünde Shiraishi Yutaka - Şef Asistan yazıyor.

Resim
Şef Asistan Shiraishi Yutaka

"Abi bununla var ya bununlaaa..." diye gaza gelmiş şekilde bağırıyor arkanda Teppei. "ABİ BUNUNLA BAŞHEKİMİN GÖZÜNE GİRMEZSEK ŞEREFSİZİM!" diye de patlıyor. Elindeki bulmayacayla son bir kez Teppei'nin kafasına vuran Yutaka "Başlatma lan başhekiminden!" diyip geri atıyor kendini koltuğa. Eşofmanının cebinden paketini çıkarıp bir sigara yakıyor. Bulmacasını buruşturup top yaparak arkandaki duvara fırlatıyor ve ışıklar yanıyor. Derin bir nefes çekip ortaya sorusunu atıyor:

"Eee napmış bu? Nasıl delmiş kendini?"

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 17 Oca 2016, 17:00
gönderen Kurochi Hirashimatsu
Hastaneye girip bileğimi insanlara göstermemin ardından rezalet bir durumla karşı karşıya kalıyorum. Köyde her ne varsa insanlar tıklım tıklım hastaneye gelmiş. Ulan adamlar hapşırsa hastaneye koşuyor tövbe tövbee.. Kenarda sohbet etmeye gelmiş teyzelerden tut gerçekten hastalıktan kırılan insanlar var. Hastane çok değişik bir yer. Genelde buraya hep rapor vermeye veya dostlarımı ziyaret etmeye gelirdim ama bu sefer roller değişti sanırım. Kenarda milletin ismini sırayla okuyan sarışın at gibi bir hatun vardı. Bir saniye? At mı? SİKEYİM ATINI LAN! Taş gibi hatun vardı kenarda. Ulan onu bunu geçelim de ben bu bacağımdan hiç bir şey hissetmemeye başladım. Acı bile hissetmiyorum artık. Oğlum cidden kesilecek mi acaba ya? Yapmayın abi böyle şeyler korkuyorum. Vaktinde çok deli bir profesör vardı köyde sonra ölünce onun gibisi gelmemişti. Başkada bir bok bilmiyorum medicallikle ilgili. Oğlum ben ne yapayım şimdi? Biraz daha çabuk olmam lazım. Her şeyi geçtim, annem bu halimi görse kalp krizinden gider kadın.

Sarışın hatunun yanına gittim ve memelerini şöyle bir süzdüm. Analar neler doğuruyor be usta. Beni fark ettiğinde suratıma gülümsüyordu. Kardeş ben bir şey diyim mi? Yazın bunu bir kenara aklınızda bulunsun. Şu bacağım bir iyileşsin bu kız benim sevgilim olacak. Ayarlayacağım kendime. Tam ismimi soracakken bacağımı fark etti. ŞANSIMI DÜRTEYİM! Gözlerini fal taşı gibi açtı. Sen ne tatlısın be! Tam ismini soracakken arkadan gözlüklü bir arkadaş çıktı. Benim yaşlarımda gibi görünüyordu ve muhtemelen ileri derecede miyoptu. Bacağımı fark ettiği sırada öyle bir heyecan yaptı ki kendimden şöyle bir şüphe ettim. Beni sandalyeye oturtuyordu fakat şunu öğrendim. Belkide şuan benim için 2. en önemli bilgiyi öğrendim. Kızın adı Chizuru!!! Arkadan bir teyze sıra mıra bir laf etti ama çocuk bacağımı kaldırdığı gibi kaçışmaya başladı millet. Sandalyede otururken Chizuru'nun elini tutacaktım. “Chizuru-chan, seninle tanışmak için geri geleceğim..” Diyerek göz kırpacaktım ufak bir gülümseme eşliğinde.

Şu çocuğun yaka kartında Shizuma Teppei yazıyordu. Ayrıca bir stajyermiş. Bunları da öğrendikten sonra beni geri çevirerek kapıya yöneltmişti. Uzun boş koridora giriyorduk. Tüylerim diken diken olmuştu. Cidden çok korkunç bir yer burası. Ayrıca burnuma gelen koku çok değişikti. Neyin kokusu olduğunu anlayamıyordum ama oldukça rahatsız edici bir kokuydu. Hastanelerde genelde bu koku hep olur. Merdivenlere geldiğimizde 2 kat yukarı çıkıyorduk. Ortopedi ve Psikiyatri katı olduğu için geniş bir kat olsa gerek. Ortopedi koridoruna giriyorduk. Ardından Asistan odasına giriyorduk. Aga yemin ediyorum şu macerayı görevde yaşamadım ya.

Odaya girdiğimizde biraz daha rahatlamıştım. Geniş, ferah bir oda. Sigara kokusu burnuma burnuma geliyordu. Şöyle bir bakındıktan sonra koltuğa iki seksen bir doksan uzanmış bacak bacak üstüne atıp ağzında sigarası elinde bulmacasıyla oturan bir adam görmüştüm. Bizi siklemiyordu bile. Stajyer çocuk beni yaklaştırdığında ağzından öyle bir şey çıktı ki kalbimi çok kırdı. Şaka la şaka adam çok fazla rahat. Her şey normal gibi giderken o da bileğimi fark ediyordu. Anasını satıyım kendimi toplumdan dışlanmış canavar gibi hissettim kesin şu bacağımı da kurtulayım. Şu dağınık herifin fırlatılmış önlüğüne baktım ve üzerinde Shiraishi Yutaka yazıyordu. Şef Asistan ha? Uzman bir medical göremeyeceğim sanırım. Kami sonumu hayır etsin.

Ardından stajyer çocuğun dediği şey birazda olsa beni sinirlendirmişti. Benim üzerimden prim yapmak? Güzel amaç kardeş güle güle kullan. Yutaka sorusunu sorduktan sonra lafa direk dalıyordum. Görevde biraz ciddiyet konusunda kendimi salmış olsam da lider vasıflı bir insan olduğum için genelde insanlara lider ayarında bir ses tonuyla konuşmaya çalışırım. Ciddiyetimi tekrar takınıyordum. “Shinano Dağında bir göreve gitmiştik. Ardından 5'ten fazla haydut bize saldırdı. Hepsi uzman ninjutsu kullanıcısıydı. Ne olursa olsun adamları uzaklaştırıp görevi tamamladık fakat bacak bu hale geldi. Bir tanesi ilginç bir jutsu kullanıyordu. Elini tabanca şekline getirip katon mermileri sıkıyordu. Bileğime denk geldi o mermi. Ardından görevi yaparken bacağımı iyice zorlayınca bu hale geldi. Başhekimin gözüne mi gireceksiniz bilemiyorum ama bu bacağın bir an önce iyileşmesi gerek yapılacak bir çok iş var. Adım Kurochi Hirashimatsu, rütbem Chuunin, Yutaka-san.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 21 Oca 2016, 23:53
gönderen GM - Naruto
Yutaka'nın "Yeme la beni!" diye seni bozmasıyla ne ciddiyetin ne de liderliğin kalıyor. Kaşları çatık vaziyette, direkt olarak gözlerinin içine bakıyor. "Ninjutsucu haydutmuş. Hem de beş tane." diye devam ediyor. Sigarasından bir nefes daha alırken göz kontağını bozan şey Teppe'nin lafa girişi oluyor. Gülmesini bastırmaya çalıştığı belli olan bir ses tonuyla "Abi muayene odasına mı götürelim yoksa pansuman arabasını buraya mı getireyim?" diye soran stajyere, "Arabayı buraya getir." diyor adam. Tekrar bileğini şöyle bir süzdükten sonra "Bulduğun antibiyotikti pomattı ne varsa onu da getir. Serme bezi de getir bir sürü." diye devam ediyor.

Teppei kapıyı gıcırdatarak açarken Yutaka seninle tekrar göz kontağı kuruyor. "Fakaaaat..." diyor ve, bir nefes daha alıyor sigarasından. "Bu bebe doğru düzgün olayı anlatmadan girişmem ben bu bileğe." diyor itiraz kabul etmeyen bir sesle. "Biz çok gördük bacağı kalçasından ters dönüp de on beş kişiye saldırdım diyenleri." diyişi adeta üzerinde hakimiyet kurmasına sebep oluyor.

"Teppei kül tablasıyla süpürge falan da getir be, yerler mahvoldu. Chizuru vuracak gene." diye son kez seslenen adam, seni dinler biz pozisyon alıyor.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 22 Oca 2016, 02:38
gönderen Kurochi Hirashimatsu
Sözlerimi bitirir bitirmez kulaklarımda yankılanan sözlerle kaşlarımı çatmam bir oluyordu. Lan hayırdır birader? O da aynı şekilde kaşlarını çatmıştı. Burada ne kumar dönüyor böyle? Görevden gelmişim bacağımda karınca yuvası gibi delik var herif bize koşul sunuyor? Şu Teppei denen eleman odadan çıksın diyeceklerimi biliyorum ben. Anasını satıyım o kadar karizmatik konuşmaya çalıştık herif bir cümleyle yerin dibine soktu bizi. Teppei'nin o ibne gülümseyişini fark etmedim değil. O gülüşün karşılığında sert bir bakış atacaktım ona. Neyse ki böyle ufak tefek şeylerden yanaklarımız falan kızarmıyor tsundere gibi. Yoksa iyice yerin dibine girmiştik. Bu herif kimin nesiydi? Bacağımın durumu çok kötü ve Teppei'den bazı malzemeler istiyordu. Biraz medicallik bilgim olsa şurada öttürürdüm bazı şeyler ama elimden bir şeyde gelmiyor ki. Düştük doktorun ellerine.

Teppei kapının rahatsız edici sesiyle dışarı çıkacakken Yutaka benimle göz temasına giriyordu. Ya sana yemin ediyorum o kadar rahat konuşabiliyor ki ağzının orasına bir tane vurup dişleriyle kolye yapmak istiyordum. Ciddiyetsiz herifin tekiydi. Ama yinede beni çok rahatsız etmeyen şeyler vardı içimde. Herif sempatik gözüküyordu gözüme. Şerefsiz, işini iyi yapıyordu ayrıca. Bacağımın zor durumda olmasını bana karşı kullanıyordu. Çünkü bana sunduğu koşul olayların iç yüzünü anlatmadan bacağımı iyileştirmemek. Şimdi ben bu kekoya bir doktor olarak bacağımı iyileştirmek zorunda olduğunu söylersem ne olur? İzleyip görelim bakalım ne olurmuş?

Bu arada kalbimi yerinden fırlatacak bir detay dikkatimi çekiyordu. CHIZURU! Hatun sert birisiydi sanırım. Temiz ve disiplinli. Tam aradığım tip be. Teppei odadan çıktığı anda ciddiyetimi korumaya çalışacaktım. Bu psikolojik mücadeleyi kaybetmeyeceğim aga. Bu bacak iyileşecek, Chizuru hanımla sevgili olacağım ve şu herifi susturacağım. Ne müthiş bir adamım ben be. Her şeyden bir hedef çıkartıyorum kendime. “Görünüşünün aksine fazla zekisin kardeş. Neden seni görevlerde değilde hastanede beyin patlatırken gördüğümüzü iyi açıklıyor bu durum. Peki ben sana şunu söyleyeyim o zaman. Köyde her yaşanan detay zart diye anlatılmaz. Hele raporlarla resmileşmiş olayları anlatma zorunluluğum yok fakat sen bu bacağı iyileştirmek zorundasın. Bak ne diyeceğim sana: Sen şu Chizuru denen hatunu bana pasla bende sana bir kaç şey anlatayım. Ne dersin? Teppei gelene kadar vaktimiz var, bence çok makul bir anlaşma olabilir. Hem senin merakın gider hemde karşında duran dostun köyde sağlam bir klan kurar.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 22 Oca 2016, 19:34
gönderen GM - Naruto
"'Kardeş?' Hm..." diye kaşlarını kaldırıyor önce Yutaka, sonra da ağzını kıvırıp "Vay be." dercesine kafasını aşağı yukarı hafifçe sallayarak dinlemeye devam ediyor seni. O sırada, Teppei tıngırdayarak getirdiği pansuman arabasıyla içeri giriyor. Ters ters yürüyerek çektiği araba ile yanınıza kadar gelip, üzerinde bazı malzemeleri hazırlamaya başlıyor. Yutaka da bir yandan seni dinleyip, bir yandan sessizce Teppei'ye talimatlar verip neleri hazırlaması gerektiğini işaret ediyor. Tam sana tamamen dönüp "Ya hala yiyo'n beni..." diyecekken, son cümlelerinle gözleri faltaşı gibi açılıyor. Suratı önce kırmızıya, sonra mora dönüşüyor. Öyle ki, bu tip bir renk değişiminin sadece mangalarda olduğunu düşünürdün ama cidden olabiliyormuş! Kırpmayı düşünmediği gözlerinde ve alnında damarlar iyice belirginleşmeye başlarken, suratında boncuk boncuk terler de görmeye başlıyorsun. O sırada fark ediyorsun ki, Teppei de işini gücünü bırakmış Yutaka'ya "Abi sakin... Bilmiyo' demek ki n'apsın... Sakin..." falan diyor yatıştırmaya çalışan bir ses tonuyla. Teppei tam adamın omzuna elini uzatmışken, Yutaka bu eli vurarak savuşturuyor ve tekrar yerinden hışımla kalkıyor.

"NE DEMEK BİLMİYOR ULAN?" diye üstüne atılmaya kalkışırken, Teppei müthiş bir çeviklikle sandalyenin arkasına geçip seni adamdan geri geri kaçırmaya başlıyor. Adam bu sefer üstünüze, adımlaya adımlaya gelmeye devam ediyor. "Ulan ırz düşmanı... Ulan bileği delik... LAN BU SAKAT HALİNLE UTANMIYOR MUSUN ELALEMİN KARISINA KIZINA SARKMAYA?" diye üstüne gelmeye devam ediyorken, hala seni kaçırmakta olan Teppei sana eğilip, "Abi n'apıyon sen ya? Chizuru bunla nişanlı yaza da düğünleri var yapma etme gözünü seveyim." diye mırıldanıyor.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 22 Oca 2016, 20:25
gönderen Kurochi Hirashimatsu
Böyle şansında, bahtında ta anasına atlıyım be. Böyle bir Dünyada yaşamak istemiyorum ulan istemiyorum. Memelerine baktığımız, saçını sevdiğimiz hanım kız bizi iyileştirecek asistanın nişanlısı çıktı be. Ben bu kadar bahtsız bir insanım işte. Bu kadar şanssız ve kaderi yalnızlığın içinde çavuş tokatlamaktan ibaret olan bir ergenim. Ama istifini bozmamaya çalış Hirashi. Güçlü adamsın sen. Her ne kadar yaptığın şey abazalıkta olsa bunun altında ezilme. Gururunla yüzsüzlük yap. Adam oldukça sinirlendi. Şimdi bizim ayağımızı iyileştirecek olan herif bu. İyice damarına basarsam beni sakat bırakmaya falan çalışır. O kadar kaçak ninja falan avlamaya gideceğim zaten iyileştikten sonra, aman bir sakatlık çıkmasın. “OHA! YOK ARTIK!” Diye bir tepki vermekle kalıyordum sadece. “Kardeş kusuruma bakma. 17 yaşında genç bir delikanlıyız. Görevden göreve koşuyoruz yalnızlık başımıza vurdu bizi de anlayıver.” Diyerek ortamı biraz yatıştırmaya çalışacaktım.

Ayrıca dikkatimi bir şey çekti. Az önce hayatı siklemeyen adam birden bire kalkıp üstüme yürümeye başladı. Demek ki çok seviyor. Yapacak bir şey yok, sevenlerin arasına asla girmeyiz biz. Bizim defterimizde bu yazmıyor. Adamına göre muamele gösteririz ama kimsenin hatununa göz atmayız. Bizde böyle adamız işte. Eğer bilseydim böyle bir şeyi en başından temkinli olurdum. Vay be, adam iyi kadın seçmiş kendine. Helal olsun be koca yürekli asistan. Pipine kurban senin. Görünüşün pek bir şeye benzemiyor ama hayatının başarısına imza atmışsın. Takdirimi kazandın, üç evetle uğurluyoruz seni.

Bu arada bacağıma şöyle bir daha bakacaktım. Artık yapacak hiç bir şey kalmamıştı. Bu bacağı iyileştirirse zaten direk kaçak avına gidecektim. Yapmam gereken çok iş var. Bizim grup bekliyor beni. Aniden göreve çıktığım için işler biraz aksadı zaten. Üstüne birde bu hastane işi çıkınca iyice vakit kaybettim. Artık daha fazla vakit kaybetme lüksüm kalmadı. Geçenlerde Bingo Kitabında birisi gözüme takılmıştı zaten. Şerefsiz herif Ishigakure ile Amegakure arasında ufak çaplı krizler çıkarıyormuş. Şunun biletini kesmek lazım.

Yeteri kadar vakit kaybettim burada. Ellerimde topladığım chakrayı, raiton chakrama dönüştürerek ellerimde Raiton elementinin görünebilmesini sağlayacaktım. Tıpkı kablolardan dışarı saçılan elektrik akımı gibi bir görünüm verecektim dışarıya. Bu benim artık sabrımın taştığının göstergesi olacaktı. Yutaka ile göz teması kuracaktım o sırada. “Artık daha fazla uzatmadan şu bacağı iyileştirmeye başlasan iyi olacak Yutaka-san.” Bu herif yeterince haddini aştı bana karşı. Şu bacak için artık bir şeyler yapmaya başlamazsa onun tembel olan götünü elektrik vererek kaldıracaktım. Benimde bir sabrım var ve bende boş bir insan değilim. Bu beden şuan eksik olsa da ben bu beden sayesinde Chuunin oldum. Öğrendiğim jutsuları son bir kez daha gözden geçiriyordum.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 26 Oca 2016, 14:33
gönderen GM - Naruto
Teppei seni kaçıra kaçıra kapıya kadar getriyor. Daha gidecek yeri kalmayınca da, kapıyla Yutaka arasında sıkışıp kalıyorsunuz. Sen bahaneni sunsan da "17 YAŞINDASIN DİYE ELALEMİN NAMUSUNA MI GÖZ DİK'CEN?" diye azarlamaya devam ediyor seni. "ONU BUNU GEÇTİM BAŞKA HATUN MU YOK BENİMKİNE YAVŞIYO'N?" Azarlanma ve ufak çekişmeniz kısa bir süre daha devam ederken sabrının taştığını hissedip doktora gözünün dağını veriyorsun.

Doktorun çatık kaşları bir anlığına havaya kalkıyor ve ellerine bakıyor. Ardından sarkastik bir gülümseme yerleşiyor yüzüne, "Vay, vay, vay..." diyerekten. "Hem yalan söyle, hem doktorun nişanlısına asıl hem de doktoru tehdit et!" diyor. Öyle bir ses tonu var ki, ne kadar diklenirsen diklen o da aynı inatla sana diklenecek emin oluyorsun. O sırada Teppei gene demin yaptığı gibi kulağına eğilip "Öhöm..." yapıyor ve sana duvardaki bir yazıyı işaret ediyor.

HEKİME ŞİDDETTE SIFIR TOLERANS
Hekim ve sağlık çalışanlarına sözlü ve fiziksel saldırıda bulunanlar hukuken cezalandırılırlar.


Hafiften yamulmuş, dengesi bozulmuş siyah çerçeveli yazıyı okuyor, beynine ve kalbine işliyorsun. Tavrını değiştirip değiştirmemek sana kalmış ama Yutaka'ya döndüğünde adamın yüzündeki hala korkusuz ifadenin durduğunu görüyorsun. Ancak, yazıdan gelen bir güven ve gazdan değil bu ifadesi, onu da biliyorsun. İfadesini bozmadan kafasını yukarı aşağı sallıyor bir, "Yine de sana son bir şans vereceğim..." diyor.

"Eğer düzgünce özür dilersen Teppei'nin seni tedavi etmesine izin vereceğim."

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 26 Oca 2016, 21:52
gönderen Kurochi Hirashimatsu
Burası bir hastane değil mi? Yanlış gelmiş olmaktan korkuyorum. Gördüğüm şeylere bakılırsa Sevgili Ishigakure'mizin ilk önce bu hastaneyi yıkmaktan temizliğe başlaması gerekiyor. Bir yanda sadece sohbet etmeye gelmiş hastalıkla alakası olmayan çöp taneleri, bir yanda gözlüğü takıp milletin götünden koşturan zavallı bir genç, bir yanda Dünya'yı sikine takmayan ve bilinçsizce yapılan bir harekete karşı 50 yaşında beyaz atletli amcalar gibi tepki veren zeka yoksunu bir keko. Burası bir hastane mi? Yoksa gerizekalıların topluma kazandırılması için açılmış bir terapi merkezi mi? Etrafta gereksiz gereksiz sesler yankılanırken kendi beynimle baş başa kalıyordum. Çünkü şuan benim en iyi dostum o organ. Sen neymişsin be beynim! Şu insan görünümlü yaratıklara bakar mısın? Bunlarda benim gibi yürüyor, giyiyor, konuşuyor, sıçıyor.

Ellerimdeki raiton chakrasını şöyle bir göstermenin ardından adamın verdiği tepkiyle beraber aslında yasaların arkasına sığınan korkak ve kendini dokunulmaz sanan bir zavallı görüyordum. Eğer sen başka bir köyün doktoru olsaydın, şuan bu eller senin kanınla yıkanıyordu. Yazık gerçekten çok yazık hala gelmiş başka hatun mu yok? Gibisinden bir şeyler zırvalıyor. Kardeş haberim yoktu yoktu. Üstüme iyilik sağlık beni ter yaptı yahu. Abi bir insan bu kadar aptal olamaz gerçekten. Hayır haberim olduğu halde gidip sulansam bu harekete karşı bende zaten özür dilerim fakat haberim yyooooooooooooooooooooooooooooooook. YOKTU AMINA KOYAYIM YOKTU! Tatlı dille söyledik olmadı, sert dille söyledik yasalara sığındı. Benim haklarım nerede birader. Doktor doktorluğunu yapmıyor beni illa kaçak ninjalığa zorlamayın burada. Yarın tüm köy doktor katili olarak anmasın beni rica ediyorum. Yoksa şu asistanın gırtlağından girip vücudunu ikiye yarasım var.

Sikerim senin yasalarını şimdi. O yasa dediğin şeylerde senin görevlerin yazıyor. Ne olursa olsun, kim gelirse gelsin iyileştirmek ve yardımcı olmak zorundasın. Şu bacağı iyileştiriyorsan iyileştir. Ertesi gün görevinden alınmak istemiyorsan hastana yardımcı ol artık. Bunu anlayacak zekada olmadığını biliyorum ama tekrar edebilirim istersen çok zor bir şey değil.” Bu cümleyi 3 kere daha tekrar edecektim bu gerizekalının beynine iyice girsin diye.

Re: [Hirashi] Görevin Ardından

MesajGönderilme zamanı: 26 Oca 2016, 22:43
gönderen GM - Naruto
Lafını tekrar etmeden tek kaşını kaldırıyor Yutaka. Bir şey söyleyecek belli, ama ağzını açtığı gibi geri kapatıp dudapını ısırıyor ilk, sabırla. Göz temasını kesmiyor senden ve bakışlarını beynine, ruhuna, artık müsait nere varsa oralarına işliyor. Ardından konuşmaya başlıyor, çok soğuk bir sesle.

"Ben..."
"Senin gibi bir densiz bana emir verip hakaret etsin diye..."
"Yıllarca medikallerin peşinden koşarak öğrenmedim bu işi."


Geri bir kaç adım atıyor göz temasını bozmadan.

"Jounin rütbemi bırakıp senin gibi burnu havada veletlerle uğraşayım diye hekimliğe geçiş yapmadım, kazık kadar kitaplarla uğraşmadım geceler boyunca."

Bir kaç adım daha. Koltuğa yaslanıyor bacakları, ama bakışları hala sende. Oturmak yerine elini arkaya atıp buruşuk önlüğünü alıyor eline. Silkeliyor, tozunu savuruyor. Gözüne gözüne sokarcasına savurup sırtına geçiriyor, yaka kartını da şöyle bir düzenliyor.

"Siktir git nerede kendini tedavi ettiriyorsan et."
deyip, rüzgar gibi geçiyor yanından, çıkıyor kapıdan stajyeri ile. Boş odada yalnız kalıyorsun.

Fark ediyorsun ama anlıyor musun bilinmez, hakkın olduğu için o kalabalıkta sıra beklemeden içeri alınmıştın. Şimdi ise shinobilere sunulan ücretsiz medikal yardımdan mahrum kaldın ve, bir sivil gibi tedavi olmak zorundasın.

Hatta oluyorsun da, ama profesyonel bir medikalin eli değmediği için, bu durumun ceremesini de çekiyorsun aylar boyunca. Shousen uygulanmıyor bacağına, onun yerine iki erkek hemşire gayet ilkel yöntemlerle bacağındaki yaranı temizliyor ve pansuman yapıyorlar. Bir kutu da antibiyotik almanı istiyorlar eczaneden, 15 gün içmeni tembihleyip yolluyorlar.

Ayrıca ücret de alıyorlar senden, shinobilere verilen hizmetten alamadığın için. Neyse ki gelir durumunu çok etkileyen bir miktar olmuyor bu.



Kapalı konu
Konu sonlandırılmıştır. Hirashimatsu 5GP ödül almıştır.

Ancak;

Bir medikal ninjadan yardım almadan tedavi gördüğü için, bacağındaki sekel 2 GM'li konu boyunca devam edecektir.
Yaşayacağı dezavantajlar şunlardır;
  • Ayaklarına çakra veremez.
  • Haliyle de suda veya dikey yüzeylerde yürüyemez.
  • Hızlı ve uzun süre koşamaz.
  • Hız ve çeviklik ile alakalı tekniklerinde performans sorunu yaşar.
  • Bu uyarılara uymayan davranışlarında yaranın tekrar açılması riski yüksektir.