[Ishi] Olay Yeri İlk Müdahale

[GM - Naruto]

Görevde Bulunan Kişiler: Shiki Nishiyama, Ganta Akira, Kokuryuu Taoreta
Öngörülen Seviye: C Rank
Pasiflik Sınırı: 24 saat

Hastaneden bir hırsızlık olayı ihbarı geldi. Kimliği belirlenemeyen bir kişi, depodan bir kaç malzeme çalmış ve korumaları atlatarak uzaklaşmaya çalışmış. Bir noktada da, başarılı olmuş. Hastanenin çevresi abluka altına alındı ve büyük bir güvenlik çemberi oluşturuldu. Hastane mahallesine tüm giriş ve çıkışlar tutuluyor. Siz ve sizin gibi 5 tim daha bu mahalleye gönderilecek ve alanı şüpheliye karşı arayacaksınız.

Şüphelinin tanımı, 20'li yaşlarda, hafif sıska, uzun boylu, esmer biri olduğu yönünde. Siyah, karışık saçlı. Giyim kuşamı ortalama bir gelir seviyesinde olduğunu gösteriyor. Çaldığı şey, beyaz bir kutu. Tek elde, koltuk altında tutularak taşınabilecek boyutta ve hafiflikte. İçinde şu anda ne olduğunu bilmiyoruz, görevliler envanter kontrolü yapıyor.

Her birinize, üzerinde mühürlerin yazılı olduğu, birer parça kağıt veriliyor. Kişiyi bulduğunuz zaman, bu kağıda chakra verecek ve havaya fırlatacaksınız, kağıt yanarak yükselecek ve ardında kırmızı bir iz bırakacak. Böylece, kendinize destek kuvvet isteyebilir, şüpheliyi yakaladıysanız teslim edebilirsiniz.

[Shiki Nishiyama]

Abi beni neden tek başıma işlerde çalıştırmıyorlar çok merak ediyorum? Uyumlu bir adam değilim. İlla göreve takımca çıkacağız. Mal mal takılıyordum aslında iyi oldu görev de, şimdi bu ikisi peşimde dolaşacak falan. Tiplerini delice sevmedim zaten. Tanışmaya falan çalıştık çok başarısız bir şekilde. Bunlar bir birilerine isimlerini söylerken ben de inceledim bunları. İkisinin tipinden de kuşkulandım. Yani mesela bir tanesi uzun kızıl saçlı. Kızıl saçlı olanlara güven zaten direkt sıfır. İlk baştan kaybetti ama ben devam edeyim anlatmaya. Gözünü oymuş biri sanırım, bant takıyor. Gözünü biri oymuşsa, demek ki yan gözle bakmıştır. Eğer kimse oymadı da boşa takıyorsa o zaman da karizma olmaya çalışıyordur hiç sevmem. Yani bu herifi topladığınızda benim kesinlikle güvenmediğim bir insan çıkıyor ortaya. Ağzında da yanmamış bir sigara var. Cidden keş gibi bu yalnız. Belki de göreve gelmeden önce çekmiştir. Çekince de bizi arkadan bıçaklama yüzdesi yüzün üstüne çıkıyor. Bu herife güvenmedim, gözüm üstünde olacak. Gerekirse diğer gözünü de ben çıkarırım. Diğer herif bize göre küçük sanırım. Onun tipi daha bir garip. İlk olarak bariz bir şekilde Ishigakure'li değil bu. Biraz da kendi kafasına göre takılan bir tip gibi. Yani başı boş demeyeyim de, ne bileyim. Kendi başının çaresine bakabilir gibi geldi gözüme. Kızıla saldırırım da, buna pek 1v1 girmeye yemez götüm. Göt demişken, ikisinin de sıkı yani... Neyse. Bu küçük olan bayağı da bir ince yani. diğerine elimi atsam et gelir de bu full kemik gibi. Gene de katana taşıyan adamdan korkacaksın hacı! Iy, hiç yakışmadı bu laf bana.

İsmimi söylemem gereken yer gelince de, takım arkadaşlarıma sıfır güven olduğumdan "Adım Eshiki Shikichi. Memnun oldum." dedim basitçe. Ne yani? Gerçek adımı mı vermeliydim? Saçmalamayın. Neyse işte görevi anlatayım ben size. Herifin teki hastaneyi soymaya kalkmış. Gerçekten saçma bir yer tabi ama ben de hırsızlık yaptığım zamanlar böyle saçma yerlere girmeye çalışıyordum yani. Kendini deneme isteği olabilir bu ama sanmıyorum. Bize dendiğine göre beyaz bir kutu çalmış, hafif bir şey ve rahat taşınabilecek boyutlarda. Bu da çok özel bir şey olabileceğini söylüyor bana. Şahsen bulabilirsek adamı, kutunun içindekine bakarım yani. Hastaneden kaçırıldığını düşünürsek, garip bir deney olabilir. İşte bize bu herifin bizim yaşlarda, zayıf ve tipik bir Ishi'li olduğu söylendi. Biz de hastanenin çevresinde bu iki keşle birlikte arama yapacağız. Bana sorarsanız uzun boylu olan o ağzındaki sigarayı yakıp bir yerde pinekleyecek. Diğer bebe de katanasını götüme sokup ortadan ikiye ayıracakmış gibi geliyor ama Kami-sama korusun cidden hiç istemediğim bir şey yani.

Elimize bir mühür verdiler. Bulduğunuzda chakra ile yakın fırlatın dediler. Yani görev bulmak değil mi? İki tane hiç güvenmediğim herifleyim değil mi? Sadece ayakbağı olacaklarını düşünüyorum. Hatta ayakbağı olmaktan öte, beni kandırmaya çalışacaklarını düşünüyorum. Yani bu kaçan adamın tanıdıkları bile olabilirler. İşte en kötüsü o olur. Pis pis herifleri incelemekten vazgeçip hastanenin yakınlarındaki bu yerde yürümeye başladım. Bu sırada da hızlı hızlı plan kurmaya çalışıyordum. Zor bir durum çünkü iki tane planı bir anda kurmam ve empati yapmam gerekiyor. İlk olarak düşünelim. Bir hırsızım ve çaldıktan sonra kaçıyorum. Peh, bunu hayal etmek çok kolay! Daha önce yapmadığım şey değil. Shinobiler etrafımı sarmış ise tabi ki koşarak kaçamam, shinobi isem zıplayarak da kaçamam. Görev planımı takımım ile paylaşmalıyım sanırım. Siklerlerse tabii... "İki seçeneği var." diyerek söze başladım. "Bir tanesi tabi ki saklanmak. Diğeri ise yer altından kaçmak. İki seçeneğin de farklı yönleri var." diye devam ettim. İlk bölümü açıklamak için zayıf çocuğa baktım. "Bir yere saklandı ise, onu bulduktan sonra hiç bir şekilde kaçacak yeri olmaz. Bu da demektir ki adam oldukça deneyimsiz ve aniden olmuş bir hırsızlık bu." diğer seçeneğe geçerken de dönüp kızıla baktım. Bu seçenek onun için, çünkü kapışmamız gerekse adam toplarmış gibi geliyor. "Yer altından kaçması için daha önceden tünel açması gerekir. Bu da planlanmış bir suç olduğunu gösterir. Bu seçeneğin ihtimali çok az bana göre. Çünkü tünelleri hastanenin altına da açabilirlerdi, bu şekilde güvenliklere de yakalanmazdı. Tabi bir de adamın Doton elementi kullanma şansı var. O zaman biraz bok yakalarız çok afedersiniz." dedikten sonra da bağladım lafımı, "Bu bulgularımdan yola çıkarak adamın bir kenarda saklandığını düşünüyorum fakat onu bulmak gibi bir şansımız olursa saldırgan olacaktır. Belki adamı etkisiz hale getirebilirim ama kapışmaya girmek istemiyorum. Direkt yardım istemek için parşomenleri yaksak adam fark edip kaçacaktır. Yani ne yazık ki kapışma yapmalıyız. Başka fikri olan?" diyip bunlara baktım. Ne diyeceklerini belki biraz dikkate alabilirim ama fazla siklemeyi planlamıyorum. Ben kendi düşüncelerimi söyledim ayak uyduracaklarsa uydursunlar. İstemiyorlarsa burada oturup ot çekebilirler. Umurumda değil yani. Bu arada ikinci planımı yapamadım iyi mi? En yakın zamanda kendi götümü kurtarmak adına bir plan yapmalıyım. O zamana kadar raiton tekniklerim için chakramı hazırlayacağım. En ufak yanlış hareketlerinde veririm elektriği acımam.

Not: Direkt olaya girdim ama, umarım sorun olmaz.

[Ganta Akira]

Ulan... Yine sabah olmuş ve bir olayımız daha olmuştu. Anlayamıyorum, niye bir insan hastaneden bir şey çalar ki? Mantığım almadığından dolayı bir şey diyemeyeceğim. Hadi bakalım gidelim olay yerine dedik. Tip tip insanlar çıktı karşıma. Bu tür insanları hiç sevmem, dur bir dakika ben insanları sevmem ki. Şu an karşımda olan göt oğlanlarını açıklayayım size. İlk önce şu stilini bir boka benzetemediğim arkadaştan bahsedeyim. Bu insan uzaylı mıdır? Yoksa farklı bir şey midir? Bilmem, ancak tek bildiğim şey şu giyim tarzı ile göz renginin bir insana benzemediğini rahatlıkla söyleyebileceğimdi. Yani anlamıyorum, bir de bu arkadaş benden büyük gözüküyor. Ne biçim büyük lan bu? Şunun tipine bak. Delirecektim sanki, erkeklik felsefesinin a*ına koymuş arkadaş. Bunun yanındaki de böyle bir tip çıkarsa yemin ederim küfürü basacaktım. Evet... Şimdi diğer arkadaşımıza yönelelim. Bunu arkadaşı açıklayacak olursak, tam bir göt oğlanı! Şunun tipine bak kısacık bir şey. Yani göz bandı falan felan, bir de ağzında sigarayla görmüş geçirmiş gibi bir tipi vardı. Yapacak bir şey yok, bunlarla göreve çıkacağız.

Artık tanışma faslı geldiğini düşünerek dostlarımın yanına yöneldim. İlk olarak garip giyinimli uzaylı arkadaşımız kendini tanıtmıştı. Bende bir anlığına yönelerek, ''Ben Ganta Akira. Memnun oldum.'' demiştim sert bir şekilde. Sert bir şekilde neden dediğimi bilmiyordum. İnsanlarla konuşmadıkça konuşma tonumu ayarlayamayıp sert veya saçma sapan şeyler söyleyebiliyordum. Bu benim elimde değildi. Yapacağım bir şey yoktu yani, bu durumdan da sonra nasıl biriyle sosyaleşecektim ki? Zaten tek başıma kendimi idare edebiliyordum. Şu köye de yardım edemezsem gidicem bir dağlık köye orda yaşayacam a-ına koyim! Biraz sakin olalım abarttım galiba.


Neyse adamı bulduğumuzda chakra ile yakıp destek ekibi getirmemize sağlayan bir mühür vermişlerdi. Bizde aldık napalım yani de ben bu adamı bulursam bu mührü yakacağımı söyleyemem. Çünkü benim en sevdiğim hobim olan uykumdan uyandırmıştı beni. Sonra Eshiki arkadaşımız ortaya geçerek bir şeyler anlatmaya başladı. Peki ben naptım? Dinlemedim onu. O yüzdende bir cevap veremedim, yani verdikte konuşmasının sonunda ''Tamamdır.'' demiştim sadece. Neyse, şu tanışma, konuşma ve planlama faslı bittiğine göre adamı bulmaya gidelim değil mi!?

[Kokuryu Taoreta]

Gün geçmiyordu ki köyde bir gariplikle karşılaşmasın Kokuryu. Şuan o garipliklerin içinde en belirginlerinden birisi duruyordu karşısında.

"Ben gerçekten bu herifi nasıl fark etmedim akademide?" diye geçirdi içinden.
Kazınmış bir saç, kırmızı gözler, ördeğe benzeyen ayakkabılar.
İstemsizce dikkatli bir şekilde çocuğu incelerken yakaladı kendini. Neyse ki o sırada çocuk konuştuğu için kimse fark etmemişti.

Bir hırsızın peşindeydiler, hastahaneden bir kutu çalmış bir hırsızdı bu. Kendilerine tasviri verilmişti, kaçamadan bulunması gerekiyordu.
"Tuhaf..." diye düşündü Kokuryu. Tuhaftı çünkü neredeyse yaptığı bütün görevler birini yakalamak üzereydi. İlk öldürdüğü adam geldi bir anlığına aklına, umursamadı. Yaptığı şeyi aşalı çok oluyordu, üzerine kaç kişiyi öldürdüğünü saymıyordu bile. Bir süre önce insanları öldürdüğünde içinde oluşan o boktan hissi de ölmüştü sanki. Kim bilir belki de sadece o hisle yaşamaya alışmıştı.

Kutunun içinde ne var diye merak etmiyor da değildi, büyük ihtimalle aşırı güçlü medical bir şeydi. Belki de bir hap. Çalarak kendini tehlikeye atmaya değecek kadar güçlü bir hap.

Fikirleri vardı tuhaf tipli çocuğun, "Güzel, en azından düşünebiliyor. Ama hataları var." diye geçirdi içinden.
Diğer çocuğa döndü birden, sanki orada olduğunu o ana kadar fark etmemişti bile. İlk bakışta çocukla alakalı tuhaf bir şey fark edememişti ama sonradan hatırladı. Akademide görmüştü bu çocuğu daha önce. "Yabancı" basitçe bu sözcük özetliyordu onu.

"Yalnız olmalı..." diye geçirdi içinden, az çok anlıyordu onun nasıl hissettiğini. Okulda kendisi de fazla insanla konuşmazdı, babasını utandırmaktan korktuğundan olabildiğince derslerine odaklanırdı. Ama mezun olduktan sonra değişmişti Kokuryu, onlarca insanla tanışmıştı. "Ama bir yabancı için o kadar kolay olmasa gerek." diye geçirdi içinden, belli oluyordu yaptığı ufak tavırlardan bile hala konuşkan birisi olmadığı gerçeği.

"Kokuryu Taoreta" diye kendisini tanıttı her zaman ki sakinliğiyle ve devam etti konuşmaya.
"Bir yere kadar haklısın, bu tarz görevlere yeterince çıktım eğer hemen kaçmaya çalışırsa yakayı ele vereceğini biliyor olmalı. Bu yüzden büyük ihtimalle hala buralarda bir yerde olma olasılığı daha yüksek. İkinci ihtimali ise direk yok sayıyorum, eğer tünelle girseydi tünelle çıkardı. Ve ardında kocaman bir delik bırakırdı tabi ki. Dağılalım, arayalım. Mümkünse gördüğümüz yerde gördüğümüz an etkisiz hale getirelim, değilse kağıdı yakıp peşine düşelim. 2 el 1 elden üstündür. Birimizden kaçsa diğerimiz onu bulur. Bu kağıtlar boşuna verilmedi sonuçta. Eğer sizin için sorun yoksa hadi dağılalım."

[GM - Naruto]

Ishigakure'nin mükemmel düzenlenmiş ve ayarlanmış bir mahallesindesiniz. Evler inci gibi dizilmiş, hepsinin stili ve tarzı aynı. Tek fark, camlarda bulunan perdeler veya paravanlar, veya çatıdaki çeşitli su tankları ve çamaşır ipleri. Aslında sokak dar olarak tasvir edilebilir, zira burası konutlara biraz yakın olduğundan çok fazla insanın geçmeyeceği yönünde planlanmış. Evlerin boyu 15 metre kadar, güneş ışığını kesecek kadar değil. Saat öğlen civarlarında.

Birbirinize bakıp planlarınızı paylaşıyorsunuz, bu arada sizin dışınızdaki diğerğ 5 timin de mahalleye girdiğinin seslerini duyuyorsunuz, diğer sokaklarda koşturmaktalar ve sesleri git gide uzaklaşıyor. Birini bulduklarını sanmıyorsunu, sadece hızlıca koşturarak onlara ait bölgeyi olabildiğince hızlı taramaya çalışıyorlar.

Siz ise burada oturmuş konuşuyorsunuz.

[Shiki Nishiyama]

Planımı bunlara açıkladıktan sonra tabi ki beklediğim tepkiyi almamıştım. Kafaları kaldırmadı sanırım. İnce olanın adı Ganta Akira'ymış. Ganta diye seslenmeyi planlıyorum. Diğerine de Tao derim. Tabi ki yüzüne Tao kanka naber tarzı şeyler demem. Kokuryu-san derim. Soyadlarla hitap edeyim de aramızda öküz gibi mesafe hissetsinler. İşte Ganta dediklerimi kesinlikle anlamadı gibi geldi. Zaten sadece tamam deyip geçti. Tao'nun dedikleri ise beni benden aldı. Başka fikir olarak yaptığım planın aynısını söylemesi ve sadece dağılarak aramız gerektiğini eklemesi... Ulan. Bence dağılalım demesinin tek sebebi kenarda oturup ot çekecek olması. Tamam amına koyayım geç otur çek otunu. Niye bizi dağıtıyorsun?

Şimdi şöyle bir bakarsanız ben kendi başıma idare edebilecek biriyim ama iş bitirici bir shinobi değilim. Yani demek istediğim... Bir kişiden kaçabilir, saklanabilir ve ya düşmanların dikkatini dağıtabilirim ama kesinlikle onları tamamen etkisiz hale getiremem. Eğer adamı bulursam, elimden kaçırmam gerçekten olası. Yani belli bir zaman adamın uzaklaşmamasını sağlasam da adamı tam tanımadığımız için çeşitli yollarla benden kaçabilir. Göreve tek başıma çıksam delice kendimi vereceğimden belki daha az hata yapabilirim ama madem yanımda iki kişi var onlardan da yararlanmalıyım. Şahsen, istiyorsa kendisi gitsin Tao'nun diye düşünüyorum. "Dağılalım mı diyorsun Kokuryu-san? Çatıları kontrol etmeyi unutmayın diyeyim o zaman. Bir de kendi yeteneklerimin farkında olduğum için Ganta-san'ın benimle gelmesi taraftarıyım. Ayrı bir şekilde aramak istiyorsanız sizin bileceğiniz iş. Teklif var ısrar yok." dedim ellerimi kaldırarak. Yani onların bileceği iş ama çatıları unutmasınlar.

Neden Ganta'yı yanımda istiyorum diye sorarsanız. Nedeni çocuğun katanalı bir cool olması! Ehehe! Lan siktirin gidin tabiki yavşamıyorum herife. Görevdeyiz! Sikimi düşünecek zaman değil yani. Olay şu, eğer o katanayı kullanmayı biliyorsa, olacak tehlikelere karşı iyi çalışabileceğimizi düşünüyorum. Pek bir atraksiyon olacağını düşünmüyor olabilirsiniz ama ben her şeye hazırlıklı olmam gerektiğine inanıyorum. Peşine takıldığımız adamın arkasının çıkması olası ve birden fazla kişi ile dövüşmem gerekirse yanımda Ganta'nın olmasına şükredebilirim. Üstelik planlarımı falan pek takmamasını göz önüne alırsam, duyguları ile çalışan bir adam değil. Olur yani bu. Öhöm, yanlış anlamayın.

İşte ben diyeceğimi dedikten sonra omuzlarımı silkip bizim takıma verilen sokaklardan birine koştum. O kadar hızlı bir koşuşa gerek yoktu. Etrafı görebileceğim bir şekilde koşmam yeterliydi. Ganta'nın benimle gelmesini istemiştim, eğer gelirse peşime takılırdı. Eğer gelmezse de kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu. Sağ elimi Rai no Te tekniğini yapmak için silah şekilde tutuyordum. En ufak bir tehlikede nişan almaya hazır olmam gerekiyordu. Tabi arkamdan gelecek bir Ganta var ise, çocuğa gereksiz gereksiz elektrik atmamam gerekiyor. Bu yüzden arkamdan bir tehlike hissedersem ilk dönüp gelen kişinin Ganta olup olmadığını kontrol etmeliyim. Eğer Ganta ise de, bana saldırıp saldırmadığı konusu ortaya çıkıyor. Katanasını çekmiş gözlerimin içine nefretle bakıyorsa. Veririm elektriği hiç acımam.

Şimdi planım şöyle, öğle vakti herifin shinobi dolu sokaklarda koşuşturacağını sanmıyorum. Zaten o kadar salaksa diğer takımlar, haydi hiç olmadı bizim Tao bulur. Bu yüzden ben adamın girebileceği çeşitli deliklere bakmalıyım. Mesela şuan içinde olduğumuz sokaktaki dükkanlara, binaların ilk katlarına, kolayca girilebilecek bodrum katlarına bakmam gerekiyor. İnsanları da sorgulayabilirim. Kininaru Kimochi yapmama da gerek olduğunu sanmıyorum. Eminim ki Ishi halkı bir shinobiye güvenir ve doğruları söylerler. Dükkanlardan birine gireceğini sanmıyorum. Girerse de arka tarafdaki kapılarla başka sokaklara geçmek için kullanır. Bence oldukça kuytu bir köşede, bir bodrumda ya da bir binanın içinde bulunma olasılığı acayip yüksek. Eğer sokakta ise üstünü değiştirmesi gerekiyor. Çamaşır ipleri de adama bu artıyı sağlıyor. Bizim Ganta'ya benzeyen ve elinde beyaz kutu olan bir herif aramamız lazım. Gözlerimi açmalıyım ve şimdilik binalara ve dükkanların kapılarını açıp içeri dikkatlice bakmakla yetinmeliyim. Biraz özel hayata müdahale olsa da gözüme şüpheli bir şey çarpacağından eminim. Yani benim gibi bir paranoyağın bir şeyden süphelenmemesi biraz imkansız. Kaçmaya çalışan biri ve ya elinde beyaz bir kutu taşıyan adam görürsem elimde hazırladığım Rai no Ta'yı düşünmeden atarım. Yanlış kişi ise de özür dilerim artık ne yapayım. Yanlış kişi olacağını düşünüp de adamı elimden kaçırmama gerek yok.

[Ganta Akira]

İnsanlıktan çıkaracaklardı bu adamlar beni. Ulan ne uzatıyorsunuz hala? Gidelim de yakalayalım şu iti. Nedir bu çaba, anlayamıyorum... Şimdi de tek gözlü tinerci arkadaşımız bir plan söylemişti ki onuda dinlememiştim.Eshiki'de bir şeyler söylemeye başlayınca, artık sinirimden adamlara yönelip ''Bilader, etrafınıza bakarsanız tek biz kaldık burada. Görev mi yapacağız? Yoksa burada saçma sapan plan mı kuracağız? Adamı hasta etmeyin lan! Benim de bir sabırım var değil mi?!'' diye bağırmıştım, fakat sonra Eshiki'nin lafını mantıklı bir şekilde düşününce, ''Tamam gideriz.'' dedim.

Şimdii... Gelelim soğanın faydalarına, arkadaşlarla konuştuktan sonra Eshiki'nin bir sokağa doğru koşmaya başladı. Bende onunla gideceğimden dolayı takip etmeye başladım. A-ına koyayım, şu adamı bulalım da biraz pataklayayım değil mi? Sırtımda asılı olan katanamı bir elimle tutarak koşuyordum. Çünkü her an karşıma çıkabilir ve onu ellerini kesmekte bana düşebilirdi. Valla öldürmediğim sürece bir sorun olacağını düşünmüyorum. Sadece biraz yaralayacağım, laf olursa da böyle böyle olduğundan kestim derim. Yani her türlü götümü sallama alırım. Her neyse şu malla da muhatap olasım yok. Eşcinsele benziyor zaten. A-ına koyduğumun uzaylısı seni...

[Kokuryu Taoreta]

"İşte şimdi sinir bozucu olmaya başladı bu herif." diye düşündü Kokuryu.
Aklına gelen şeyleri kendisinden önce söylemek gibi bir huyu vardı tuhaf görünüşlü herifin.
Tabi ki çatıları kontrol edecekti! Herkesi oradan görebilirdi sonuçta. Ve eğer kaçan kişi bir shinobi ise çatıya da kolaylıkla çıkabilirdi.
Ama önce kimin söylediği önemli değildi, istediğini almıştı Kokuryu sonuçta.
Derken Ganta'da patlamıştı dayanamayarak. Haklıydı ve bunu biliyordu Kokuryu, bu yüzden fazla uzatmayıp kafasıyla hafifçe bir onay vermekle yetinip arkasını döndü.

Kafasında her şeyi yeterince tartmıştı bile, şehirde yeterince adam kovalamıştı ve şehir planlamasına göre binalar merkezden uzaklaştıkça alçalıyordu. Aslında Kokuryu'ya sorulacak olursa mükemmel bir savunma planıydı.Yüksekte olmak her zaman bir avantajdı çünkü, bu sayede köy saldırıya uğradığında ele geçirilmesi en önemli yer ulaşılması en güç ve savunması en kolay yer olacaktı.

Ayın zamanda bu tarz işler içinde ideal bir mimari tasarımdı ; Suçlunun kaçtığı yerdeki en yüksek binaya çıkıp kaçtığı yöne doğru çatılardan ilerlediğinizde kesin bir görüş sağlayabilir ve suçluyu çok geç olmadan tespit edebilirdiniz. Kokuryu'nun da yapacağı şey tam olarak buydu. Olay mahalinin en yüksek yapısına tırmanıp yavaş yavaş en alçağa doğru gitmek ve bu sırada etrafı taramak.

Boş düşüncelerin tamamını arındırmıştı artık kafasından, tek bir şeye odaklanmıştı o da suçlunun tasviri idi.
Ayaklarına alışkanlıkla chakra toplayıp binaya tırmanırken gözünün önünde canlandırmaya çalıştı suçluyu; Uzun boylu olmasının yanında zayıftı bir de. Göze çarpacak bir yapısı vardı yani. Gençti, tahminen Kokuryu ile yaşıt. Siyah ve karışık saçları vardı, bunu atlamamak gerekiyordu. En ayırt edici özellik ise elindeki beyaz kutu idi. Fazla büyük bir şey değildi, ancak anladığı kadar cebe koyulabilecek kadar küçükte değildi. En azından koltuk altında taşımak gerekiyordu.

Çatıya çıkar çıkmaz önce diğer çatılara bakacak ardından teker teker aşağıyı tarayacaktı. Eğer tasvire uygun birisini görürse yakından inceleyecekti.

[GM - Naruto]

Ganta: Eshiki bir garip. Eşcinsellik aklına geldikten sonra, bir kaç şey beliriyor zihninde. Bu elemanın bakışları... Pek iyi değil. Siz koşarken bile etrafı izleyeceğine genelde sana bakıyor, ancak bu bakış seni tartmak gibi değil, yemek gibi, kesmek gibi. Bir kız olsa sen de aynen öyle bakarsın yani. Senin onu gördüğünü anladığında kafaları çevirmeler, surat ifadeleri değişmesi, özel yerlere göz kaydırmalar... Sana kaymasa iyi bari bence.

Shiki: Ganta karizma adam. Çevre yerine genelde ona odaklanıyorsun. Kaslı, kılıçlı ve yakışıklı. Ama ondan aktiflik seziyorsun, yatakta seni bağlar falan, istediğini yapar sana. O tarz aktiflik. Hoşuna da gitmiyor değil bu düşünceler. Bu tarz şeyler düşünmek seni cidden kasıyor ancak şu an görevdesin, zihnini başka bir şeye odaklaman gerek...

...

Bir dakika. Ganta niye yanında? Niye tam senin tipin birini yanına verdiler? Niye dikkatin bu kadar çabuk dağılıyor? Yoksa bunlar önceden planlanmış olabilir mi? Suçlu senin Ganta ile eşleceğini ön görmüş olabilir mi? Şu anda siz salak salak koşarken o kaçıyordur muhtemelen. Belki de... Ganta onunla iş birliği yapıyor bile olabilir. Sert patlamasını duymadın mı? Sizi oradan uzaklaştırmaya çalıştı. Belki bunu kasti yaptı. Belki şimdi sizin mahalleye girdiğiniz yerden çıkıp kaçacak.

Bunların hepsi Ganta'nın oyunu olabilir. Belki de Taoreta ona yardıma gitmiştir!

Taoreta: Yüksek bir yere çıkıyorsun ve etrafı inceliyorsun. Diğer takımların çatılardan ilerlediğini görebiliyorsun ancak başka birisini seçebildiğin söylenemez. Tek görebildiğin Ishigakure'nin düzenli yapıları. Bakmaya devam edebilirsin veya yere inebilirsin.

Genel: Shiki bu tur hiç bir hamle almayacak ve durduğu yerde düşüncelere boğulacak. Ganta'yı suçlu ile iş birliği yapıp yapmama olasılıklarını tartacak ve bu sürede Ganta'yı gözünün önünden ayırmayacak. Ganta ise istediği gibi takılmakta özgür, ancak Shiki'de bir terslik olduğunu farkediyor.

[Shiki Nishiyama]

Görevim gereği yollarda gezinip adamı aramam gerek değil mi? Oldukça açmalıyım gözlerimi! Her yere bakmalıyım adamın nerede olacağını fark etmek için. Şu binada olabilir? Belki de bunda? Şu adam o tarife uyuyor mu? İşte bu şekilde görevime çok uygun şeyler geçiyordu kafamdan. Uslu bir Chuunin gibi görevime odaklanmıştım. Tabi bu odaklanma Ganta'nın yanıma gelmesi ile yerle bir oldu. Benim bu göz açıklığım da yanımda koşan herife kaydı. Kaymak demişken, ehi ehi.

Ganta'yı ilk gördüğümde sadece üstündeki farklılık duygusuna odaklanmıştım. Hiç alıcı gözü ile bakmamıştım. Belki de bakmışımdır abi. Farkındaysanız Tao'yu değil Ganta'yı yanımda istedim. Kan çekiyor olabilir anlayacağınız. Şöyle açık açık anlatayım ben size. Bu herifin geleceğini zaten bildiğimden hazırlıklıydım. Sadece, kılıcını çekmiş mi diye bakacaktım yani. Bana saldırır mı falan diye düşünüyordum ki, kafamı çevirdiğim anda sinirli bakışlarını gördüm. Zaten demin de durduk yere atarlanmıştı ama pek siklememiştim. Şimdi bakıyorum da çocuğa bu çatık kaşları nasıl da yakışmış. Öhöm... Gözümü dikip bakmamam gerekiyor! Kafamı çevirmeliyim! Ulan ama baksana, ince falan dedim ama yakından bakınca kasları falan belli. Benden beden olarak güçlü olduğu kesin. LAN! Aklını başına topla Nishi! Durduk yere tanımadığın adama filizleniyorsun be. Of ama şuna bak. Keşke biraz hızlı gitse de arkasından da bakabilsem. Arkasından tartamayacağım için gözlerimi biraz aşağılara kaydırdım. Giydiği şeyden de belli olmuyor ki. Sıcak mı bastı beni ne oldu?Ananı sikim! Ganta bana baktığında kafamı çevirip çevreye baktım. Umarım kızarmamışımdır! Şöyle sağa sola baktım sanki çevreyi inceliyormuş gibi. Bu sırada da katanayı kavramasını hayal ettim. Ulan istemsiz düşünceler içindeyim. Kaslı, katanalı, asi bakışlı bir herif yani... Herifi sürekli çıplak hayal ediyorum, bana dokunduğunu falan. Zaten bir ilişki içine girsek ipleri elinde tutar gibi geliyor. Adam baskın bir tip yani.

Ben böyle Ganta'ya bakıp bakıp tahrik olurken aynı zamanda bakışlarımı fark etmemesi için her baktığında kafamı çeviriyordum. Ya da onun olduğu bir yeri inceliyormuş hareketleri yapıyordum. İçimden ise delice kalabalık bir yere girelim de azıcık temas edelim gibi düşünceler geçiyordu. İşte tam o sırada beynimde şimşekler çakmaya başladı. Lan lan lan! Hemen kafamı çevirdim Ganta'ya. Lan beni bu kadar çekmesi nasıl olabilir? Acaba bir çeşit genjutsu mu yaptı? Yani tamam benim içimde bu tür düşünceler var en derininden ama birden neden bu kadar arttı ki? Yani herifin beni bağlayıp her türlü fanteziyi yapmasını hayal edecek durumdayım şuanda. Kesin bir işler dönüyor var ya!

Baksana buraya ilk gelirken tek başıma takılırım, kimseyi de yanımda istemem tarzı düşüncelerim vardı. Şimdi ise dağılalım tekliflerine karşı Ganta'yı yanımda istedim. Bunun basit bir kan çekişi olduğunu sanmıyorum. BU HERİF BANA BÜYÜ YAPTI! Ehehe, ulan bana özel genjutsu yapması bile içimde garip duygular uyandırsa da SİKERİM ULAN! Kimse beni tuzağa düşüremez! "Ganta! Eğer beynimin içinde isen, HEMEN ÇIK SİKERİM BELANI! Hiç komik değil orospu çocu!" Şimdi düşünelim, Ganta demin hızla harekete geçmemiz için atarlanmıştı değil mi? Belki de bu herif ile bir bağlantısı vardı ve adamın gidiş yolundaydık. Bu yüzden hızlı bir şekilde oradan çıkmamızı istedi. Ben de onun genjutsusu altında olduğumdan direkt dediğini yapıp bu sokağa girdim! Of ananı sikeyim her şey o kadar açık ki! Bildiğin tuzağa sürükleniyorum. Bir şeyler yapmam lazım!

İlk önce şu genjutsudan çıkmalıyım! Bu yüzden dudağımı ısırarak kanatmayı planlıyorum. Ulan aslında, Ganta gelip dudağımı ısırarak beni genjutsudan kurtarsa. Sonra da görevi siktir edip benim eve gidip delice-!!! Tamam sakinim! Planım bu, Ganta'nın tekniğini bozmak için dudağımı delice ısırıp kanatabilirim. Kan akacak anlayacağınız. Aklımı başımdan aldı hayvan herif ya. Bu şekilde acı sayesinde genjutsusu bozulabilir. Sonra da buna gidip derim Ganta bence yan yana gezmeyelim. Tao haklıydı derim. Ayrı ayrı aramak daha mantıklı derim. Bu işin sonu hayırlı değil derim. Az daha yanımda kalırsan görev mörev dinlemem derim. Derim yani bir şeyler ama şuanlık plan kurmakla yetineceğim. Genjutsudan kurtulma ve Ganta'yı yanımdan def etme planları...