[Ishi] Rutin Devriye II

Moderatör: Game Master

[Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 12 Eyl 2014, 02:51

Görevde Bulunan Kişiler: Kiichi Miyazawa, Natsume Kouichi
Öngörülen Seviye: C Rank
Pasiflik Sınırı: 24 saat

Ishi-chou binasına, görevinize başlamak için varıyorsunuz. Rutin devriye görevinizi, Ishi-chou binası çevresindeki karışık sokaklar silsilesini gezerek tamamlayacaksınız. Herhangi bir olaya müdahale edecek, karışıklık çıkmasını önleyeceksiniz. Hava, olabildiğince açık ve güzel, gökyüzünde pek fazla bulut görülmüyor. Ancak hava sıcak. Her bir Ishi günü gibi. Ayrıca havadaki bol nem oranı, özellike rüzgâr esmediğinde havayı çekilmez kılabiliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kiichi Miyazawa tarih 12 Eyl 2014, 20:10

Çalan alarmın sesi onu yerinden kalkmaya zorladı. Bütün gece ayaktaydı. Çatıda geceyi kutlamıştı. Sabaha karşı 7 gibi anca ayıldı. Ayıldı dendiğine bakmayın. Gözüne yine uyku girmemiş felçli gibi koltuğa yığılmış. Ara ara olan kas seğirmeleri dışında pek hareket etmemişti. Olduğu yerden doğrularak banyo ya gitti bir çırpıda üzerindekileri çıkardı, soğuk duşun altına girdi. Akşamdan kalmalık bazen işe yarardı bu yöntem. Duştan çıktığında yavaş yavaş kendine geliyordu. Soğuk su kaslarını uyarmış, zihnini açmıştı. 2 parça havluyu üzerine geçirip mutfağa geçti. Dolapta kalan 2-3 şeyi ayak üstü yiyerek geçiştirdi kahvaltıyı. Odasına geçti günlük kıyafetlerini giyip kendini kapının önüne attı.

Güneşli bir hava karşıladı onu. Yüzünü buruşturdu. Sevmezdi güneşi, hele güneş Ishi'deki tam tepede kavurucu şekilde parlıyorsa. "Eğer böyle gündüz görevlerine çıkacaksam güneş gözlüğü edinmem gerek." diye söylendi kendi kendine. Paraya ihtiyacı olmasa hiç bir güç onu gündüz dışarı çıkaramazdı. Ama son zamanlarda elde avuçta kalan para bitmişti. Akademide göreve kayıt yaptırırken özellikle devriye seçmişti. Hem daha kısa sürerdi devriye hem de gece olurdu. Genelde...

Ama bu sefer öyle değildi. Güpe gündüz devriyeye çıkacaklardı. Hafif baş dönmesi eşliğinde hızlı adımlarla yürümeye başladı. Yürürken başını kaldırmamaya dikkat ediyordu. Herhangi bir sosyal temastan ya da güneş görmekten çekiniyordu. Ara sokaklardan birine saptı. Yapabildiği kadar gölgeden gidiyordu. El çabukluğuyla iç cebinden tütün kağıt ve filtre çıkardı. Hızlı bir şekilde ince bir dal sardı. Sigarasını karga çakmağıyla yakıp yürümeye devam etti. Sigaranın dumanını içine çekti. Başında olan hafif ağrının tadını çıkardı.

Meydana geldiğinde sigarasını yeni bitirmişti. Son nefesi çekip ayağıyla söndürdü. Adımlarını hızlandırarak Ishi-chou binasına vardı. Gölge bir yere geçip etrafı izlemeye koyuldu. Gözleri herhangi bir görevli arıyordu. Ne kadar çabuk başlarsa o kadar çabuk biterdi devriye. Kim bilir belki kadim şarkıdan önce elinde nevalesiyle kendi çatısında dinleniyor olurdu.
Resim

Künye
İsim: Kiichi Miyazawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Köy: Ishigakure
Element: Raiton
Seviye: C- Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 2 - Fakir/10

Profil
Güç: 4
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 6
Zeka: 6

Eksiklikler/Özürler
Insomnia
Yalnızlık

Ninjutsu
Karasu Bunshin no Jutsu C- Rank
Sanzengarasu C- Rank
Raigami no jutsu B- Rank
Shunshin D- Rank

Taijutsu


Genjutsu
Sanjakubo B-Rank
Shibou no Jutsu B-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Beceri Listesi
Etkili Dinlenme 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kondisyon Hapı
Üzerinde Karga kabartması olan mat siyah Zippo 3. seviye
Tütün, filtre ve arap kağıdı 3. seviye
Kullanıcı avatarı
Kiichi Miyazawa
 
Mesajlar: 26
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 13 Eyl 2014, 04:42

Ya affedersiniz ama kafam sikiliyor şu an. Başlayacağım şu yatağa. Yaylarının ebesi ağlamış. Sağa yatıyorum gacur gucur ediyor. Solo yatınca da aynısı oluyor. Ulan başka zaman olsa hiç dikkatimi çekmezdi. Her zaman gacırdıyordu. Hatta bir ara sinirlenmiş, döşeği yumruklamıştım ses yüzünden. Ama kitapsız döşek bana mısın dememişti. Hatta elim sekmişti vurduğum zaman. Ben iyice küplere binmiştim. Sonra duvara kafa atmamla, sakinleşmem bir olmuştu. Bu da böyle bir maceraydı. Bir gün değişeceğim döşeği. Ama önce uyumam lazım. Uyumak demişken, şu an sabah saatlerindeydik. İşi olan adam bu saatlerde uyanık olur normalde. Tabii benim gibi işsizler, yan gelip yatarlar. Yatmak kadar zevk verici bir şey daha yok şu dünyada. Hele, çok uykusuz kaldıktan sonra kendini yatağa atıp, gözlerini kapamak. İşte o zevk paha biçilemez. Şu gacırdayan yatak, bana o zevki yaşatmıyor demeyeceğim. O kadar uykuluyken tabiri caizse, neyse onu söylemeyeyim. Pek yakışı kalmazdı.

Düşünceler şu an nedensiz yere kafamda takla atıyor. Resmen beni uyutmamaya çalışıyordu. Bu bilinçaltı insanı farklı şekillerde deli edebiliyor. Bazen gördüğüm acayip rüyalar mesela. Hedefe yaklaşırken, patlayan şeyler. Neyse ki bugün o tür rüyalardan görmemiştim. Öyleyse şimdi uyuyabilirim. Önceden de dediği gibi işsizin tekiyim ben. Nedense işsizim deyince, aklımda bir şeyler canlanıyor. İşsizin kökü iş sözcüğüdür. İş... Ulan beynimi seveyim, şimdi hatırladım. Resmen unutmuşum bugün yapacağım işi. Kafam hep başka şeyler ile meşgul olduğundan doğal bir şey aslında. İşin aslı kafam tek bir şey ile meşgul. O da kahrolasıca kızlardı. Adamı böyle mal ederlerdi. Harbiden mal oldum ha. Nasıl oldu da unuttum o görevi. Aslında görev sokakta dolaşma temalıydı. Bu da demek oluyordu ki, sokakta ki kızları kesebilecektim. Hatta şanslıysam bir tanesi ile de konuşabilirdim. Hayır, belki de iki. Düşünmesi bile heyecan verici. Öyle ki, az önce düşündüğüm şeyi, normalden kat kat hızlı bir şekilde aklımdan geçirmiştim.

Şimdi her şeyi zihnimde bir bütün haline getirdiğime göre, artık yerimden kalkabilirim. Ve doğruluyordum, tabii gıcır gıcır seslerde benimle birlikte yükseliyordu. Yataktan inip, rahata kavuştuğumu düşünmem ise birkaç saniye sonra gerçekleşiyordu. Ama adım seslerim, top sesi gibi çıkıyordu. Bu nedir aq? Yavaş ve ağır bir şekilde atmama rağmen, pat pat diye çıkıyordu adım sesleri. En iyisi evden bir an önce çıkmak sanırım. Top sesi eşliğinde kapıya kadar yürüyor ve kapının kolunu çeviriyordum. Sonra, sonra sanki birini deşerken, deştiğin kişinin bağırırken çıkardığı ses oluşmuştu. Lan ben ne yaptım da böyle oldu diye, düşünmeden de edemedim kendi kendime. Sonra bu düşüncelerden bir fikir ortaya çıkardım. Kesinlikle cenabettim! Ve hemen banyo olmalıydım. Ve akabinde banyoya gidiyordum. Sonra bir güzel banyomu ediyor, iç çamaşırlarımı değiştiriyordum. Ve her gün giydiğim klasik elbiseleri üzerime geçiriyordum. Ve sonra yine ağır ve yavaş adımlar ile kapıya doğru yöneliyordum. Bu sefer ses çıkmıyordu. Gayet normal bir şekilde yürüyordum. Ve dış kapıya ulaşıyordum en sonunda. Bir kez daha kapı kolunu çeviriyordum, ama ses çıkarmayan cinsinden. Demek ki gerçekten cenabetmişim. O yüzden durum düzeldi. Belki de kafam yerine geldi banyo ettikten sonra, ama bu düşük bir ihtimal.

Her neyse, dışarı çıktıktan sonra, adımları az daha serileştirip gitmem gereken binaya doğru yola koyuluyordum. Adı neydi ya o binanın? Kıl bir ismi vardı, he hatırladım. Ishi-chou idi, akılda kalıcı bir kelime değil. Ama bir Ishigakure'li olarak bunu adım gibi bilmem gerek. 7 göbekten buralıymışız yani, ezelden beridir. Babam öyle derdi en azından. Bir de değineceğim bir nokta daha var. O da güneşin enseme enseme vurmasıydı. Ne bir rüzgar kırıntısı vardı, ne de ortalıkta gölge. Yani sıcaklığa bir şey diyemem de, uzun olan enseme direkt olarak vurması beni çileden çıkarıyor. Öyle ki, duvara kafa atasım geliyor. Belki rahatlarım duvara kafa atınca. Geçen gün attığımda kendime gelmiştim valla. Ama o zaman soğuk suyu yüzüme falan çarpmıştım. Ben bu düşünceler eşliğinde seri adımlar ile yürürken, çoktan Ishi-chou binasına varmıştım. Şimdi benimle ilgilenecek birini bekleme sırası. Sonuçta kafama göre hareket edemem dimi? Bir şeyler öğrenmem gerek. Uzun bir süre de bekleyebilirim valla. Ensemin de rahatlamaya ihtiyacı vardı sonunda. Fakat söz konusu kızlar ise, ensem kendini feda etmeye çoktan hazırdı. Sonuçta o da benim bir parçam. Benim iyiliğimi düşünüyor. Tabii ben de onun iyiliğini düşünüyorum. Bak, şimdi binada duruyorum. Onu yakıcı güneşten koruyorum.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 13 Eyl 2014, 08:24

Güneş’in ve doğanın harmanlandığı topraklar olarak bilinir Ishigakure. Vadinin içinde kurulmuş olması sebebiyle yakıcı Güneş’ten kendini doğal bir yolla koruyan Ishigakure’ye bir de yeşillik eklendiği zaman görsel bir şölen tadındadır yaşam. Tezatlığın mükemmeliyete dönüşebileceğinin bir kanıtıdır adeta. Burada yaşayan Ishigakureli insanlar da farkındadırlar neye sahip olduklarının. Hepsi de Güneş’in ve yeşilin peşinden giderler. İçsel yapıda kurallara bağlanmamış bir statüko var olsa da, köyün her bir bireyine öncekilerden mirastır bu iki şaheser. Kahverenginin hakim olduğu toprakların arasına yayılmış yeşillikler sanki bir harabeyi malikaneye çevirmektedir. Yeşilliğin olmadığı bir Ishigakure düşünüldüğünde, her yerin kahverengi tonlarına emanet edildiği, insanları boğan bir yer olması muhtemeldir. Ne var ki Ishigakure yeşiline sahiptir ve bu yeşil köye otantik bir hava da katmaktadır. Bu hali ile Kaya Ülkesi içerisinde görsel olarak en güzel noktalardan biridir Ishigakure. Zaten Ishigakureli insanlar da neye sahip olduklarını bildikleri için bu güzelliği yok etmek yerine, onu taçlandıracak faaliyetlerin içerisine girmiştir. Bunun en basiti, evlerin içinde bulunduğu düzendir. Ishigakure'de ev demek sadece barınma ihtiyacının karşılandığı yer anlamına gelmemektedir. Ev demek, Ishigakure'yi güzelleştirmek demektir. Köyün sembolik haline aykırı gelmeyen taş ağırlıklı binalar, öyle güzel dokunuşlara maruz kalmıştırlar ki, Ishigakure dışından sadece bu evleri görmeye gelen insanlar bile bulunmaktadır. Bu haliyle de güzelliğine güzellik katan bir yapıya sahiptir Ishigakure.

Stratejik yapısı adeta bir yaşam tarzına dönüşmüştür bu topraklarda. Güneş'in yakıcılığının arttığı sırada seyrekleşen sokaklar, sadece birkaç saatin ardından insanlarla dolmaya başlamaktadır. Esmer tenli insanların ağırlıklı olduğu sokaklarda ise kaybolmak neredeyse imkansızdır. Her sokağın başlangıcı ve sonlandığı yer köy meydanı olarak ayarlanmıştır. Evlerin güzelliğinden nasibini alan yolların bazı noktaları eşsiz birer hazine gibidir. Bu yüzden de köy içerisinde temizlik önemli bir hal almaktadır. Tozun çok olduğu Ishigakure'de temizlik faaliyeti ise köyün ciddi bütçeler ayırdığı bir noktadır. Ne var ki daha hiçbir insan bu bütçeye itiraz etmemiş, hatta bundan şikayetçi bile olmamıştır. Zaten bu giderin büyük kısmını zanaatkarların karşıladığı düşünüldüğünde, halkın pek de söz söylemesi söz konusu olmamaktadır.

Köyün en heybetli yapısı olan Ishi-chou binasının önünde devriye görevini başlamakta. Sizden öncekilerden devraldığınız görevi daha önce defalarca yapmış olduğunuz için üzerinizde bir rehavet söz konusu. Görevinizin Güneş'in o bildiğiniz yakıcı sıcaklığının henüz başlamadığı anlara denk gelmesi ise sizin için büyük bir şans. Fakat diğer taraftan bu yakıcı sıcak başladığı sırada sizlerin görevde olacağı da bir gerçek. Sokakta insanlar yeni yeni yerlerini almakta ve bu da onların telaşesine tanık olma fırsatı vermekte sizlere. Bazıları dükkanlarını açarken, bazıları ise dükkanların önünde, ellerindeki heykel, çömlek, vazo tarzı şeylerle beklemekte. Bu kişilerin ise el yapımı ürünlerini dükkanlarda bulunan zanaatkarlara satmaya çalışan kişiler olduğunu bilmektesiniz. Ancak sabahun mahmurluğunda bu tez canlılık pek de kelimelerle açıklanabilecek nitelikte değil. Fakat ne olursa olsun, bu tarz adamların ellerinde tuttukları cisimlerin bile çok değerli olduğunu bilmektesiniz. Görsel olarak güzel olmayışı, bu cisimleri ortaya çıkarmak için kullanılan ham maddenin kalitesiz olması, hiçbir şekilde ortaya çıkan ürünün değersiz olduğu anlamına gelmemekte. El işçiliğinin fazlası ile önemli olduğu çocukluğunuzdan beri size şiddetli bir şekilde empoze edilen bir şey ne de olsa.

Sokakların düzenli yapısı, insanların varlığı ile bir karmaşaya dönmeye başlayacak kısa bir süre sonra. Siz ise Ishi-chou binasından hareket ederek köy merkezini geride bırakmakta, ve köyün çembersel düzenine göre ilk halkanın çeyreğini arşınlamış haldesiniz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kiichi Miyazawa tarih 13 Eyl 2014, 20:23

Devriyeyi teslim alıcakları vakit gelmişti. Daichou binasının önünde bekleyen diğer kişi büyük ihtimalle devriye partneriydi. Pek konuşkan biri olmamasını diledi Miyazawa. Sabahın bu saatinde bu kafayla kimseyi çekicek durumda değildi. Zaten güneş yeterince zarar veriyordu kendisine bir de gereksiz muhabbetlere girmeye çalışan başka bir shinobiye gerek yoktu. Gölgeden çıkıp Dai-chou binasının önüne geldi. Partnerine küçük bir kafa hareketiyle yola çıkalım işareti vererek yola koyuldu.

Ishi'nin uyanışına tanık oluyordu Miyazawa. Genelde bu saatlerde ayakta, en kötü uzanıyor olurdu. Ancak köye gündüz gözüyle pek bakmamıştı. Gece siyah ve beyaz tonlarının hakim olduğu köy şu an yeşil ve kahverenginin dansına tanık oluyordu. Vadinin yamaçlarına çarpan güneş ışınları ortama hafif karanlık bir ton katsa da güneş resmen ben buradayım diye çığlık atıyor, hafiften esen rüzgarla beraber manzara tamamlanıyordu. Vadinin renkleriyle iç içe olan köy ise resimdeki son parçayı oluşturuyordu.. Taş ve ahşap işçiliğinin üst safhada olduğu evler birbirinin aynı şekilde halkasal bir sıra içinde köye diziliyordu. Devriyenin ilk ayağı bu halkayı kapsıyordu.

İlk halkada genelde dükkanlar bulunuyordu. Yeni dükkan açan zanaatkarlar gün başlamadan önceki telaşa kapılmış ellerindekilerle bir oraya bir buraya koşturuyorlardı. Kimi çırağa dükkanın önünü süpürttürüyor, kimi ise vitrinlerini müşteriler için düzenliyordu...

Genede saygın kişilerdi zanaatkarlar. Halk tarafından gıpta ile bakılır ve el üzerinde tutulurlardı. Bunda en büyük etken Kakuremichi'ydi. Örgüt ishi ve dünya ekonomisinin büyük kısmını elinde bulunduruyordu. Askeri büyük bir gücü olmaması en büyük eksiğiydi. Belki de bu yüzden yönetimle iç içeydi. İshi örgütün rahatça çalışmasına olanak sağlıyor ve onları herhangi bir tehdite karşı koruyor; karşılığında satışlardan komisyon alıyordu. Pek bir şey bilmiyordu Miyazawa Kakuremichi hakkında. Duyduklarından da bu sonuca varmıştı. Doğru olduğundan emin değildi. Zaten umrunda da değildi.

İlk halkanın ilk çeyreği tamamlanırken güneş kendini hissettirmeye başlamıştı. Ensesinde oluşan yanmalar bunun göstergesiydi. "Bu saate devriye koyanların..." diye başlayan uzun bir küfür savurdu. Ardından başını tekrar eğerek devriyeye devam etti. sağda solda ne olduğuna pek dikkat etmiyordu. Onlarca kez katılmıştı böyle devriyelere. Genelde pek bir aksiyon yaşanmazdı. Zaten bu saat aksiyon yaşanacak bir saat değildi...
Resim

Künye
İsim: Kiichi Miyazawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Köy: Ishigakure
Element: Raiton
Seviye: C- Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 2 - Fakir/10

Profil
Güç: 4
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 6
Zeka: 6

Eksiklikler/Özürler
Insomnia
Yalnızlık

Ninjutsu
Karasu Bunshin no Jutsu C- Rank
Sanzengarasu C- Rank
Raigami no jutsu B- Rank
Shunshin D- Rank

Taijutsu


Genjutsu
Sanjakubo B-Rank
Shibou no Jutsu B-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Beceri Listesi
Etkili Dinlenme 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kondisyon Hapı
Üzerinde Karga kabartması olan mat siyah Zippo 3. seviye
Tütün, filtre ve arap kağıdı 3. seviye
Kullanıcı avatarı
Kiichi Miyazawa
 
Mesajlar: 26
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 14 Eyl 2014, 03:23

Bekleyiş sürüyordu, yani keyfe devam ediyordum. Sıcağı, soğuğa tercih etsem de aşırısına karşıydım arkadaş. Derken, evet derken devriye görevimize başlıyorduk. İki kişiydik sadece. Ve yanımda ki kız değildi. Zaten kız olmasını beklemiyordum amına koyim. Ben de bu şans varken, gökten muz yağsa ben anca hıyarı kapardım. Kızlar konusunda ne kadar gayretli olsam da, sürekli hıyarı tutuyordum. Bazen illallah ettiğim günler olmuyor değildi. Hele işin içine bir de beni abuk subuk rüyalar ile sabrımı zorlayan bilinç altımı da hesaba katınca neredeyse her günüm böyle geçiyordu. Neyse ya, zaten dedim. Kız beklemiyordum. Amacım devriye görevindeyken kız bulmaktı. Öyle ki takım arkadaşımın kız olma ihtimali zeroydu benim için. Zero, sıfır yani. Orta ve baş parmağını birleştirip, biraz da yukarı kaldırıp baktığın zaman, karşına çıkan manzaraydı işte. Anlatması bu kadar basitti işte.

Şimdi, yola koyulma vakti. Güneşe karşı önlemde alacağım. Üzerime giydiğim ceketin, yakasını yukarı doğru kıvıracaktım. Böylelikle gelen güneşi engellemiş olacaktım. Biraz acayip gözükecektim, ama kimin umurunda ki? Her şeyi sikime taksaydım, şeyim kopardı mazallah. Ulan hiç de kullanamadan zarar görseydi bir de... Düşünmesi bile beni karanlığa itiyordu. Acı vericiydi. Ben böyle düşünüyordum, ama bazı insanlar var. Kuşu hiç ötmüyor. Onları da siktir edin, bir de kendi cinsine ilgi duyanlar vardı. Yeter! Daha fazla düşünmek istemiyorum. Mal oldum valla. Bu kısmı atlıyorum şimdi. Hiç konuşmadım varsayın. Çünkü bahsinin geçmesi bile kötü şeylere yol açabilir. Evet, burada kapanıyor bu konu. Ve kapandı.

Konuyu kapatırken, Ishi-chou binasından dışarı çoktan çıkmış oluyorduk. Yanımda ki acayip elemanla birlikte yürüyorduk öylece. Benim hedefim görev kasarken, kız kesmekti. Hem bitirdiğim görev sayısında artış meydana geliyordu hem de paramı da alıyordum. Tabii böyle söyleyince biraz, piçlik yapıyormuşum gibi geliyor. Ama alakası yok. Sonuçta bana verilen görevi eksiksiz yapıyorum. O zaman problem yok demektir bu. Sadece devriye gezerken gözlerimi dört açıyordum. Evet, ben kulaklar yerine gözleri dört açıyordum. Daha kullanışlı oluyordu. Hatta çok daha kullanışlı oluyordu. Koca memeli kızları, kulaklarım ile hissedemezdim. Gözlerim ile hissederdim. Ben şimdi böyle kendi kendime düşünüyorum, planlar kuruyorum da, yanımda ki herifle konuşmadım henüz. Acaba bir şey demesem ayıp olur mu? Zaten bu dünyadan değilmiş gibi gözüktü gözüme. Marslı herhalde, dünyalı gibi yürümüyor. Evet, kesinlikle marslı arkadaş. Şaka bir yana, cidden muhabbet döndürmedik. En azından babamın öğrettiği şekilde kendimi tanıtayım. Kaç senedir aynı köydeyiz ve ikimiz de chuuniniz. Onu tanımam biraz abes, kabul ediyorum bunu. Ne yapayım ama. Kötü günlerim olmuştu. Hatırlamak istemediğim günler...

Her neyse, gotik adama doğru yüzümü çok az çevirip; "Merhaba, adım Natsume. Natsume Kouichi." diyecektim. Eğer kendi ismini o da bana söylerse tanıştığımıza memnun oldum diyecektim. Eğer bir şey demezse de, karşılık vermeyecektim. Ne yapalım, zorla güzellik mi olur? Tabii bunları yaparken yürümeye de devam edecektik. Kızlara kesmeyi de ihmal etmeyecektim. Bulursam direk damlayacaktım yanına. Ama damlamadan önce göğüs büyüklüğünü de dikkatli bir şekilde gözümle tartacaktım. Sonuçta göğüs önemlidir.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 14 Eyl 2014, 09:06

İlerleyişiniz tüm dinginliği ile devam ediyor. Güneş etkisini bir tık arttırırken, yine de o yakıcı sıcağa bir miktar daha zamanın olduğunun farkındasınız. Sokaklar ise giderek kalabalıklaşmakta. Artık birçok kişi dükkanını açmış halde. Sadece bazı elit sayılabilecek dükkanlar hala kapalı. Bunun dışında artık gezmeye, alışveriş yapmaya veya buna benzer işlerini yapmaya başlayan insanlar da tek tük görünmeye başlıyor. Son olarak elbette küçük çocuklar. Henüz akademiye gitmemiş olanlar çoktan kendilerini sokağa atmış oluyorlar. Bazıları bağırışlarını takip eden gülüşleri ile koşarak yanlarınızdan geçip gidiyor. Yaşları 5 ile 10 arasında değişen bu çocukların çıkardığı gürültü ister istemez köye şen bir hava katıyor. Tabi bunun herkes için böyle olduğunu söylemek de güç. Çocuk sevmeyen kişiler için bu bir ızdırap olarak bile nitelendirilebilir. Fakat yıllardır değişmeyen şey, çocuklar ve onları sevmeyenlerin varlığına rağmen, her bir çocuğun güzel oluşu...

Halkanın yarıya yakın bir miktarını tamamladığınız anda köye giriş yapmış olan at arabalarını görmeye başlıyorsunuz. Bazıları tek başlarına ve sıradan bir görünüme sahip iken, bazıları 3-4 at arabalı bir konvoy oluşturmuş halde. Bunların orta kısımlarına denk gelen at arabaları ise hem yük hem de insan taşıyabilecek şekilde yapılmış. Her ne kadar pek heybetli görünmese de üstünün kapalı olması ve tahtadaki oyma işçiliği ile normal bir at arabasından farkı hemen ortaya konabilecek nitelikte. Elbette Ishigakure içinde bundan çok daha klas ve kendini gösteren at arabaları görmüş durumdasınız. Ancak ne derler bilirsiniz: "Güzel olmayan yerde çirkin cennetliktir."
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kiichi Miyazawa tarih 14 Eyl 2014, 18:16

Partnerinin söylediklerini aldırmadı Miyazawa. Kafası önünde ilerlemeye devam etti. Saatin ilerlemesiyle kalabalıklaşan caddelerde yol almak ne kadar zorlaşsa da bir şekilde hız kaybetmeden devriyeyi sürdürdüler. İlk halkanın yarısı tamamlanmıştı. Bu hızla kısa zamanda biterdi devriye. Bir karışıklıkla karşılaşmamayı diledi. Ne kadar çabuk o kadar iyiydi onun için.

Güneş kendini iyice hissettirmeye başlamıştı. Ensesinden akan teri elinin tersiyle sildi. Terlemeye başlamıştı. Gündüzün ya da sıcağın adamı değildi. Birazda yorgundu açıkçası. Günlerdir ayaktaydı. Belki günde 10 saat boyunca yatarak biraz dinlenebiliyordu ancak yorgunluk artık akıl sağlığına sıçramıştı. Düzgün düşünmekte zorlanıyordu. Motor fonksiyonlarında zorlanmaya başlamıştı. Ona gereken alkoldü. Alkol sayesinde şanslıysa 2-3 saat uyuyabiliyordu. En kötü kafası dağılıyordu. Genelde bir şey düşünmezdi içerken. Rahatlama olarak kullanırdı alkolü. Yavaş yavaş uyuşan vücut, başlayan baş dönmesi ve algılamanın düşmesi, sadece anı yaşamak... Bulunmaz nimetti alkol onun için. Dolunaya karşı içmesi ise ayrı zevkliydi.

Sabah sessizliği kayboluyordu artık. Dükkanlarındaki esnafın müşteri çekme gayreti, taş zemindeki ayak sesleri, ateşli pazarlıklara girişmiş müşteriler... En kötüsü de çocuk sesleriydi. Ortalıkta koşturan, birbirlerine bağıran, ağlayan çocuk sesleri. Kendi çocukluğunu düşündü Miyazawa. Bunlar gibi değildi. Sessiz bir çocuktu, pek arkadaşı yoktu. O zamanlar sadece geceyle geçiriyordu vaktini. Gündüzleri de bir köşede yatıp ertesi geceye hazırlanıyordu. Belki en harika çocukluk sayılmazdı ama seviyordu geçirdiği çocukluğu. Diğer çocuklardan daha erken olgunlaştığına ve onlardan daha zeki olduğunu inanıyordu. Aslında o zamanlar çoğu yetişkinden daha zeki olduğuna inanıyordu. Geceyi bulamamış her insandan daha zeki hissediyordu. Sanki büyük bir bilmeceyi çözmüştü. Gecenin saklı olan güzelliğine ulaştığını ve bunu başaran nadir insanlardan olduğunu biliyordu. Belki de gerçekten daha zekiydi diğerlerinden. Geceye ulaşmak o kadar kolay değildi sonuçta...

Ne kadar etrafına dikkat etmeden ilerlese de bir şey gözünden kaçmadı. Köye giriş yapan at arabaları ilgisini çekmişti. Tek tek ya da konvoy halinde geliyorlardı. Önemli birini taşıyor olabilir diye düşündü Miyazawa. Konvoyun içerisinde asıl eleman seyahat ederken diğer arabalar onun eşyalarını taşıyor ve ona eskortluk yapıyorlardı. Kakuremichi diye düşündü. Sonuçta arabaların üstlerindeki işlemeler bir zanaatkarın elinden çıkmış gibi gözüküyordu. Aynı zamanda bu kadar gösterişli geliş başka birine ait olamazdı. Başka bir köyün temsilcisi ya da önemli bir shinobi olsa daha az göze batmayı düşünürdü. En azından Dai-chou halkla etkileşime geçmelerini istemezdi. Yavaştan meraklanmaya başlamıştı neler olduğuna dair. El işaretiyle partnerine at arabalarının olduğu yöne döneceği sinyalini vermişti. Devriyenin bir parçası olacaktı bu ufak hareket. Sonuçta devriye herhangi bir sorunu ya da çıkabilecek sorunları engellemek için vardı.
Resim

Künye
İsim: Kiichi Miyazawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Köy: Ishigakure
Element: Raiton
Seviye: C- Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 2 - Fakir/10

Profil
Güç: 4
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 6
Zeka: 6

Eksiklikler/Özürler
Insomnia
Yalnızlık

Ninjutsu
Karasu Bunshin no Jutsu C- Rank
Sanzengarasu C- Rank
Raigami no jutsu B- Rank
Shunshin D- Rank

Taijutsu


Genjutsu
Sanjakubo B-Rank
Shibou no Jutsu B-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Beceri Listesi
Etkili Dinlenme 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kondisyon Hapı
Üzerinde Karga kabartması olan mat siyah Zippo 3. seviye
Tütün, filtre ve arap kağıdı 3. seviye
Kullanıcı avatarı
Kiichi Miyazawa
 
Mesajlar: 26
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:21

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 15 Eyl 2014, 04:58

Aklımdan neler geçeceğini anca ben bilirim. Başkası bilmez dimi? Şimdi aklımdan geçenler pek hoş şeyler değil. O yüzden şey ettim, sordum yani. Bizim tırı vırıya kendimi tanıtmıştım. Ulan nezaket gereği, insanlığımızı yapmıştık. En azından iki kelam bir şey demesini beklemek çok da acayip kaçmazdı. Ama bizim tırı vırı, beni siklemiyordu. Ulan kimse beni siklememezlik yapamaz. Şimdi siktim seni liseli. Ben böyle diyorum demesine de, bir şey yapacağım da yok. Tabii içten sövmek serbest, beleş. İstediğim her haltı yiyebilirim. Neyse daha fazla üstelemeyeceğim. Zorla güzellik olmaz demiştim. Hakikaten de olmaz, belki olabilir de. Bilemiyorum açıkçası, karışık bir durum. Zaten umurumda da değil.

Her ne haltsa artık. Yanımda ki herife kıl güderekten, devriye görevine devam ediyorduk. Tabii gözlerim yine kızları arıyordu. Sözde anormal bir şeyi arıyor gözüküyordum, ama içten başka şeylere odaklanıyordum. Belki böyle bir kafa yapısına sahip olduğum için chuunin'im hala. Ama sanmıyorum ya. Akıl okuma no jutsu diye bir şey yoktu bildiğim kadarıyla. O yüzden sülalem rahattı. Eğer öyle bir şey varsa zaten, yarraklara gelmişimdir. Çünkü her anımda, başkalarının anormal karşılayacağı şeyleri aklımdan geçiriyordum. Ama herkes biliyordu ki, bunlar hayatın gerçekleriydi. Hayal aleminde yaşamamak lazım. Toplumumuz çok ütopik gözüküyor. Ama perde arkasında benim gibi bir sürü genç bulunuyordu. Hep dışlanıyor, hep itiliyorduk. Buradayız ve istiyoruz diye haykıramıyorduk. Hani bize karı diye bağırmak istiyor ama bir türlü bunu başaramıyorduk. Neden hayat bu kadar toz pembe olmak zorundaydı ki? Niye insanlar pembe renk sıçıyordu ki? Ya da neden hiç kimse sıçmıyor ve de sex diye tabir edilen o şeyi yapmıyordu ki? Hep bir ki var dimi? Olması normal, bunların hepsi oluyordu. Ama amına koyduğum ülkesi gençlerden tüm absürt şeyleri gizliyorlardı. Geldim 20 yaşına, üzülerek söylüyorum bakirim. Kadın ninjalar, oraları buraları açık dolaşıyor hep. Niye vermiyorlar peki? Bunların hepsi dış mihrakların oyunu. Amegakure ve Kusagakure bizim nüfusu kontrol altına almak için, böyle oyunlar oynuyor. Yoksa bizi salsalar on taneden, oluruz bin tane. Öyle de bir kapasitemiz var arkadaş. Sonra da dünyayı feth ederiz.

Ne diyeyim, kızlar az kendinize gelin. Hemen koca bulup, evlenin. Sonra evde kalırsınız. Hiç kimse pembe sıçmıyor. Hepimiz insanız, bazı gereksinimlerimiz var. Bunlar utanılacak şeyler değil. Açılın az, rahatlayın yav. Her neyse artık. Bu konuyu burada kapatıyorum. Gereksiz yere uzadı. Aslında ne dediğimi bilmiyordum bile. Saçmalamış olmam pek muhtemel. Ama bizimkilerin ütopik bir toplum yarattığı pekala gerçek. Herkeste bir polyanna havası. Benim gibi idealist, gerçeklerin peşinde olun az. Koyun olmayın, çoban köpeği de olmayın, çoban da olmayın. Olacaksanız kendiniz olun ulen. Kendiniz olamıyorsanız da adam olun. Bu kadarı kafi. Şimdi ben kafamdan bunları geçiriyorum, ama yürüyorum da. Bunu biliyorsunuzdur zaten. Tabii beynim başka yerde olduğu için dışarı da olan şeylere pek dikkat de edememiştim. Bir velet topluluğunun önünden geçmiştik. Ben o sırada derin denizlere yelkenleri çoktan indirmiştim tabii. O yüzden bana mısın dememiş ve ortamda ki o kafa siken sesleri duymamıştım. Çok da iyi olmuştu. İlk defa çok düşünmem bir işime yaramıştı. Bunu hemen bir yere not edeyim. Ya da notu siktir et. Şu at arabalarına bakalım. At arabaları ve devriye görevi... Şüpheli sıfatına girebilecek at arabaları arıyordu gözlerim. Sonra orta kısım ilgimi çekiyordu. Bunların içine insanda girebilir gibime gelmişti. Bu yüzden, karar veriyordum o atlı arabaları durdurmaya. Yanımda ki tırı vırıya bir şey demeden, olduğum yerden seri bir şekilde fırlayacaktım. Ondan sonra orta kısımda bulunan, insan da taşıma kapasitesi olan araçların önüne geçecektim. Sonra da sağ elimi yukarı kaldırıp, stop işaretinin birebir görüntüsünü oluşturacaktım. Araçlar durduğu zamanda; Ben İshigakure chuunini, Natsume. Görev icabı araçlarınıza bakmak durumundayız." diyecektim oldukça ciddi bir sesle. Ciddi olacaktım ki, adam olsunlar. Ayaklarını yorganlarına göre uzatsınlar. Asıl amaç buydu. Ama bakalım arabalarda ne tür ilginçlikler çıkacaktı. Aslında karı pazarlıyor olabilirlerdi. Eğer öyleyse ne yapacağımı bilemez olurdum. Yanımdaki tırı vırının dünyadan haberi yoktu zaten. Yanlışlıkla değsem bayılacak gibiydi aq zaten. Beleşten bir karı anlaşmasıyla belki geçirirdim arabadakileri. Bende ki de hayal ha! Hayal ki, ne hayal.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Rutin Devriye II

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 15 Eyl 2014, 17:06

Miyazawa’nın işaret vermesinden sadece saniyeler önce Kouichi yerinden fırlıyor! Hızlı bir şekilde insan taşıma ihtimali olan at arabasının önüne geçiyor ve elini havaya kaldırarak cümlelerini sıralıyor. Kouichi’nin kelimeleri dökülürken, at arabasını süren kişinin surat ifadesi anlamsızlaşıyor. Kouichi sanki havaya konuşuyormuş gibi hissediveriyor kendini. Şöyle bir baktığında ilk sırada büyük sayılabilecek at arabasının, arkasında ise üç tane daha at arabasının durduğunu görüyor. Sürücüleri bulundukları yerden aşağıya inerken Kouichi’nin durdurmuş olduğu arabanın sallandığını görüyorsunuz. Birden kapısı kırılacak gibi açılan arabanın içinden “N’oluyor lan? Niye durduk?” diye bir bağırtı geliyor. Hemen ardından ise Ishigakure’ye has shinobi kıyafetleri ile yaklaşık iki metre boyunda, aşağı yukarı 150 kilogramlık, esmer ve kel, yüz hatları insandan çok bir ayıyı anımsatan biri ortaya çıkıyor. At arabasının kapısından zar zor çıkarak aşağı inerken at arabasını kullanan kişi “Hajime-sama, aracı kontrol edeceklermiş.” diyor titrek bir ses tonuyla. İsminin Hajime olduğunu öğrendiğiniz shinobi tam bu anda Kouichi ile göz göze geliyor. Simsiyah gözlerinden öfkenin fışkırdığını açıkça gören Kouichi’nin havadaki eli istemsizce kendini yere bırakırken Hajime’nin üzerine doğru yürüdüğünü görüyor. Bu sırada Hajime “Bakın şu velede hele! Anlaşılan bu aracın bana ait olduğunu bilmiyorsun ufaklık! Adın ne bakalım senin?” diye soruyor. Ancak ses tonu pek de dost canlısı gibi durmuyor. Adam pislik çıktı denebilir yani.

Bu olaylar yaşanırken Miyazawa Hajime’nin aracından 10 metre kadar uzakta bulunuyor. Tam yandan tüm olanları izlerken Kouichi’nin tez canlılığı sayesinde kendisini olayın dışında buluveriyor. Ne var ki içinden bir ses ona tüm bu olanlara hiç bulaşmamasını söylüyor. Tabi Miyazawa bu olanlar sırasında arkadaki at arabalarından inen sürücüleri de görebiliyor. Şu anda onlar bu olayın içine girmek istiyor gibi durmuyorlar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Sonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron