Ninjalar Doğaya Karşı

Geçtiğimiz günlerde oturmuş yağmuru izliyordum. Aklımda bir soru işareti dolaşmaktaydı. Bu köydeki amacımız ne? Bazı chuninler çoktan bir kaç veledi yanlarına alıp eğitmeye başlamışlar bile. Belkide bende böyle bir şey yapmalıyım? Geleceğimizi hazırlamalıyım. Geçmişte birileri elimden tutup, beni iyi bir ölüm makinesi haline getirmeseydi şimdi kim bilir nerede olurdum? Bir çok gencin de bu tarz boşluklarda kalmaması için belki eğitmenlik yapabilirim.
Ama hayır! Bu iş kesinlikle bana göre değil. Birileri eğitmek sadece bildiklerini tekrar etmekten ibaret. Ben daha ileri gitmek istiyorum. En iyi olmak, efsane olmak istiyorum. En iyi olursam köyümü daha iyi koruyabilirim. Amegakure'ye karşı minnet borcum var. Bu yüzden hem köyümü koruyup hemde genç nesillerin iyi bir şekilde yetişmesine olanak sağlanacak güvenli bir ortam oluşturabilirim.
Bir yandan bu derin düşünceleri izlerken zihin odalarımın daha derinlerine inmiştim ve bir yerden sonra yağmur damlaları, bana sadece hipnoz etkisi yaratmaya başlamıştı. O anda aklıma kendimi ileri götürmek için, birilerini eğitmektense kendimi eğitebileceğim gelmişti. Fakat bu konuda yalnız değilim. Benim gibi düşünen iki shinobi dostum daha var. Omu ile Reion da eminim bana katılmak isteyeceklerdir. Hemen oturduğum yerden kalktım. Gözlerimdeki o hipnoz etkisi geçmiş ve gerçek hayata dönmüştüm. Ocağa çayı koyup, hemen elime bir kağıt ve kalem almıştım. Kalemimden ise şu satırlar dökülmüştü;
"Sabah saat 8.00 da, Ame - Chou binasının önünde. Yanınıza hiç bir ekipman almayın. Sizleri bekliyor olacağım. Geldiğinizde sadece kıyafetleriniz ve yanınızda getireceğiniz tek bir adet eşyanız olsun. Sabah detayları konuşuruz.
Seijuku Mokuro."
Satırları yazdıktan sonra gecenin bir yarısı önce Reion'nun evine gittim. Gizliden mektubu çalar saatinin altına koyup, saati sabah 7'ye kurdum. Ardından köy meydanında zıbarmakta olan Omu'nun yağmurluğunun altına sıkıştırdım. Aynı şekilde evden aldığım bir saati de onun baş ucuna koyup, saat 7'ye kurdum. Sabah uyandıklarında bana çok küfür edeceklerine, başımı ağrıtacaklarına eminim. Ancak bu bir eğitim ve her şekilde sert olması gerekiyor. Ben ise sabah 6'da uyanacak ve 7.30 da Ame - Chou binasının önünde olacağım.
Ama hayır! Bu iş kesinlikle bana göre değil. Birileri eğitmek sadece bildiklerini tekrar etmekten ibaret. Ben daha ileri gitmek istiyorum. En iyi olmak, efsane olmak istiyorum. En iyi olursam köyümü daha iyi koruyabilirim. Amegakure'ye karşı minnet borcum var. Bu yüzden hem köyümü koruyup hemde genç nesillerin iyi bir şekilde yetişmesine olanak sağlanacak güvenli bir ortam oluşturabilirim.
Bir yandan bu derin düşünceleri izlerken zihin odalarımın daha derinlerine inmiştim ve bir yerden sonra yağmur damlaları, bana sadece hipnoz etkisi yaratmaya başlamıştı. O anda aklıma kendimi ileri götürmek için, birilerini eğitmektense kendimi eğitebileceğim gelmişti. Fakat bu konuda yalnız değilim. Benim gibi düşünen iki shinobi dostum daha var. Omu ile Reion da eminim bana katılmak isteyeceklerdir. Hemen oturduğum yerden kalktım. Gözlerimdeki o hipnoz etkisi geçmiş ve gerçek hayata dönmüştüm. Ocağa çayı koyup, hemen elime bir kağıt ve kalem almıştım. Kalemimden ise şu satırlar dökülmüştü;
"Sabah saat 8.00 da, Ame - Chou binasının önünde. Yanınıza hiç bir ekipman almayın. Sizleri bekliyor olacağım. Geldiğinizde sadece kıyafetleriniz ve yanınızda getireceğiniz tek bir adet eşyanız olsun. Sabah detayları konuşuruz.
Seijuku Mokuro."
Satırları yazdıktan sonra gecenin bir yarısı önce Reion'nun evine gittim. Gizliden mektubu çalar saatinin altına koyup, saati sabah 7'ye kurdum. Ardından köy meydanında zıbarmakta olan Omu'nun yağmurluğunun altına sıkıştırdım. Aynı şekilde evden aldığım bir saati de onun baş ucuna koyup, saat 7'ye kurdum. Sabah uyandıklarında bana çok küfür edeceklerine, başımı ağrıtacaklarına eminim. Ancak bu bir eğitim ve her şekilde sert olması gerekiyor. Ben ise sabah 6'da uyanacak ve 7.30 da Ame - Chou binasının önünde olacağım.