1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Ninjalar Doğaya Karşı

MesajGönderilme zamanı: 25 Haz 2015, 19:55
gönderen Seijuku Mokuro
Geçtiğimiz günlerde oturmuş yağmuru izliyordum. Aklımda bir soru işareti dolaşmaktaydı. Bu köydeki amacımız ne? Bazı chuninler çoktan bir kaç veledi yanlarına alıp eğitmeye başlamışlar bile. Belkide bende böyle bir şey yapmalıyım? Geleceğimizi hazırlamalıyım. Geçmişte birileri elimden tutup, beni iyi bir ölüm makinesi haline getirmeseydi şimdi kim bilir nerede olurdum? Bir çok gencin de bu tarz boşluklarda kalmaması için belki eğitmenlik yapabilirim.

Ama hayır! Bu iş kesinlikle bana göre değil. Birileri eğitmek sadece bildiklerini tekrar etmekten ibaret. Ben daha ileri gitmek istiyorum. En iyi olmak, efsane olmak istiyorum. En iyi olursam köyümü daha iyi koruyabilirim. Amegakure'ye karşı minnet borcum var. Bu yüzden hem köyümü koruyup hemde genç nesillerin iyi bir şekilde yetişmesine olanak sağlanacak güvenli bir ortam oluşturabilirim.

Bir yandan bu derin düşünceleri izlerken zihin odalarımın daha derinlerine inmiştim ve bir yerden sonra yağmur damlaları, bana sadece hipnoz etkisi yaratmaya başlamıştı. O anda aklıma kendimi ileri götürmek için, birilerini eğitmektense kendimi eğitebileceğim gelmişti. Fakat bu konuda yalnız değilim. Benim gibi düşünen iki shinobi dostum daha var. Omu ile Reion da eminim bana katılmak isteyeceklerdir. Hemen oturduğum yerden kalktım. Gözlerimdeki o hipnoz etkisi geçmiş ve gerçek hayata dönmüştüm. Ocağa çayı koyup, hemen elime bir kağıt ve kalem almıştım. Kalemimden ise şu satırlar dökülmüştü;

"Sabah saat 8.00 da, Ame - Chou binasının önünde. Yanınıza hiç bir ekipman almayın. Sizleri bekliyor olacağım. Geldiğinizde sadece kıyafetleriniz ve yanınızda getireceğiniz tek bir adet eşyanız olsun. Sabah detayları konuşuruz.
Seijuku Mokuro."


Satırları yazdıktan sonra gecenin bir yarısı önce Reion'nun evine gittim. Gizliden mektubu çalar saatinin altına koyup, saati sabah 7'ye kurdum. Ardından köy meydanında zıbarmakta olan Omu'nun yağmurluğunun altına sıkıştırdım. Aynı şekilde evden aldığım bir saati de onun baş ucuna koyup, saat 7'ye kurdum. Sabah uyandıklarında bana çok küfür edeceklerine, başımı ağrıtacaklarına eminim. Ancak bu bir eğitim ve her şekilde sert olması gerekiyor. Ben ise sabah 6'da uyanacak ve 7.30 da Ame - Chou binasının önünde olacağım.

Re: Ninjalar Doğaya Karşı

MesajGönderilme zamanı: 28 Haz 2015, 22:54
gönderen Kureji Omu
''Ney lan ney?!? Bok mu?.. Kimin boku abla ne diyorsun sen? Yok yok yemem o her kiminse. Beşşüzmilyon versen kulak memeni yalarım ama okadar, şimdiden söylemiş olayım peşin peşin. Ondan sonra 90 yaşındaki ütü vajinalı neneler gibi koşma peşimden hiç hoşlanmam çok pis küfrederim! Gerçi hangi kulak memen olduğuna bağlı aslen, sol kulak memeni beşşüze yalarım ama sağ kulak memeni dünyaları versen yalamam. Emmüklerim belki azcık dudaklarımla ama okadar yani. Yalamak yok sağ tarafı, hayatta yapmam anlatabiliyormuyum?...''

Gördüğüm bu übergarip rüya neticesinde yerimde çığlık atarak uyanıvermiştim doğal olarak. (Dit! Dit! Dit!) Kami-Samacığımın götünü yiyim hepsi bir rüyaymış meğersem tekrar tekrar şükredeyim iyisimi ona.(Dit! Dit! Dit!) Kulak emmüklemesi falan hiç yapmak istemediğim şeyler zira bilmem biliyormusunuz. (Dit! Dit! Dit!) Zaten siktimin sokağında gece gece kimin size musallat olacağını bilmediğinizden sürekli en kötü olasılığı düşünerek yatıyorsunuz buda psikolojinizin amına koyuyor.(Dit! Dit! Dit!) Ama abi azıcık hak verin, bide bunları insan rüyasında görünce delleniyor ister istemez. (Dit! Dit! Dit!) SİKECEM AMA DİTDİTİNİDE HA!!

Hışımla fırladığım yere tekrar göz atmaya başlamıştım. Beni o lanet rüyadan kurtaran mükemmel objenin yerini hızlıca tespit etmeliydim çabucak. Çıldırmış gibi etrafa bakıyordum. Yerleri taramıştı öncelikle gözlerim, sesin kaynağını burada bulamayınca ceplerimi karıştırmıştım bende. Ve sonunda o tanrı vergisi şeyin elimde tutabilecek kadar yakınımda olduğunu anlayınca sevincim dahada artmıştı. ''Olan sen ne güzel birşeysin ashqım! Seni yapan ustanın taşşaklarını yiyeyim ben! Güzelim! Birtanem...'' Sevgi dolu cümlelerim ile o güzel cep saatini övmeye devam ederken birde o kağıda sürülmüş mürekkep yığınını farkedivermiştim.

Kağıttıkileri hızlıca okuyup şöyle bir kafamdan geçirdikten sonra düşünmeye başladım. Bizim Mokuro ibnesi çağırdığına göre bedava yemek ısmarlanacaktı bana herhalde. Hani fakirim ya o bağlamda. Kendilerini bana karşı sorumlu hissediyor biraz. O yüzden kırmayayıp gideceğim çocuğu. Yanına da tek bi ekipman al demiş ama hayırdır inşallah? Neyse çıkar yakında kokusu diyip geçelim ve Ame-Chou binasına doğru yürümeye başlayalım... Yanımızda da sadece bi patlayıcı parşömen götürmek niyetindeyim şimdiden söyleyeyim arkadaşlar haberiniz olsun...