Kralın Evi

Moderatör: Game Master

Kralın Evi

Mesajgönderen Shinohara Izumi tarih 09 Eyl 2014, 14:14

Hoşgeldiniz.

Izumi'nin çok sevdiği evidir burası. Duvarlar gridir. Ölüm gibi gri. Gökyüzü gibi gri. Olmayan resim yeteneği ile duvarlara bir şeyler çizmiştir bu kişi. Sprey boya, pastel boya ve bazen kurşun kalemi ile, hiç gerek olmayan şeyler, inanmadığı, hatta saçma bulduğu kültlerin işaretleri ile doludur bu ev. Fırtınalarla dolu bir ruhun tasviri de denebilir, dikkatli bakılırsa saçma sapan bir ev de denebilir. Duvarlarda bolca kaba sözcük yazılıdır.
Aslında kaba sözcüklerden hoşlanmaz Izumi. Ama gerekliliğinin farkındadır. Doğru yerde çekilen "siktir'in" gücüne tanık olmayan yoktur aramızda.

Çok da korunaklı olmayan, basit bir kilidi olan ve içeriden kilitlenebilen kapıdan girince solda sizi mutfak karşılar. Evin geneliyle karşılaştırıldığında, en toplu yer orasıdır.

Mutfak miniktir. Tezgahın üstü her zaman boştur, zira güzel bir hatun geldiğinde yer ayarlamak lazımdır, ve yerler her zaman ayarlıdır. Fit vücuduna bakmayın, Izumi çikolataya, bisküviye bayılır. Alttan ikinci çekmecedir onların yeri, ve bunu bütün arkadaşları bilir. Onun üzerindeki çekmecede de sigaraları, sarmalık tütünleri, hatta bazen ot da bulunur ama, sonuçta yasaktır ve pahalıdır. O yüzden ayda bir, arkadaşlarıyla ve sevdiği insanlarla tüketmek için saklamaktadır. Buzdolabı genelde doludur. Garip sebzeler, birkaç meyve, her zaman birkaç elma bulunur içinde.
Beyaz, üç ayaklı bir masa vardır, ve altında üç tane sandalye bulunur. Yıkadığı küllükleri ve tabaklar dizilidir üzerinde. Küçük, ama işe yarar bir masadır. Muhtemelen üzerinde sevişilemez, çünkü kırılabilir.

Mutfaktan çıkınca sağda çıkış kapısı, karşısında ise oturma odası vardır. Aslında salon da denebilir. Ama normal, insanların oturduğu bir eve kıyasla salon denemez. İçerisi çok güzeldir aslında. Kırmızı, pencereden bakan ve sokağı gören bir koltuk vardır. Sağı solu yanmıştır, sigaradan ya da küllerden dolayı. Bitişiğinde bir de masa, bir küllük bulunur. Evin çeşitli yerlerinde küllükler vardır. Sağa sola saçılmıştır bu küllükler adeta. Küllüklerin bulunduğu yerleri dikkatlice incelerseniz, şahsın genelde oturduğu, takıldığı yerleri görebilirdiniz. Koltuğun baktığı pencere, kalın bir sineklikle örtülmüştü. Aslında bu, sinekler girmesin diye değil de, yağmur içeri damlamasın diyeydi. Her ne kadar süper etkili bir şey olmasa da, hem sokağı gösteriyor, hem de parkelerin şişmesini engelliyordu. Koltuğun arkasında, ama odadan içeri girince gözüken bir başka şey de kemandı. Eğer dikkatli biriyseniz, kemanın yanında ya da yakın çevresinde hiç küllük olmadığını görebilirdiniz. Keman tanrıların çalgısıydı, ve herhangi bir kondemnasyonla karşılaşmamalıydı. Bu arada, size ilginç ve güzel bir bilgi vermek de isterim. Keman kelimesinin sonuna sou eklerseniz, kemansou kelimesini elde edersiniz ve bu kelime japoncada Kanayan Kalp çiçeğini karşılayan bir kelime haline bürünür. Bu yüzdendir ki, Izumi o çalgıya keman değil de, kalbim demekten hoşlanır. Kemandan çıkan her bir nota kalbinden gelmektedir çünkü. Ruhunun bir eseridir kemandan çıkan her bir ses, her bir nota. Kalbin birazcık uzağında bir nota sehpası, nota sehpasının bitişiğinde de bolca boş nota kağıdı, kurşun kalem ve bir neşter bulunur. Kalemtıraş yerine neşter kullanmayı geç keşfetmiştir Izumi, kalemi daha güçlü, daha keskin yapardı bu. Bu kalemlerle sadece nota kağıdını değil, duvarlarına da resim çizerdi. Büyük bir sol anahtarı çizmişti mesela Izumi. İçini de siyah, pembe boyayla boyamıştı. Kemana ve koltuğa en uzak köşede de bir kitaplık vardı. Kitaplık ağzına kadar doluydu. Zira okurdu Izumi. Her şeyi okurdu. Şu aralar Yıldızların ötesindeki karanlık kitabını okumaktaydı belli ki, çünkü kalınca bir kitaba ait bir boşluk vardı ve bahsi geçen kitap şu an kırmızı koltuğun üzerindeydi. Soldaki bir masada da içki köşesi bulunmaktaydı. Çeşitli garip içkiler vardı. Viski, vodka, birkaç çeşit bira, birkaç çeşit sake. Biri bugün biterdi muhtemelen az kalmıştı çünkü. Dün ne kadar içtiğini hatırlamıyordu Izumi.
İçki köşesinin yanında mütevazı bir plak koleksiyonu ve bir pikap vardı.

Salondan çıktığınızda solunuzda çıkış kapısı, karşınızda mutfak kapısı ve sağa doğru koridor denemeyecek kadar bi hol vardı. Bu holde bir portmanto vardı. Izumi'nin sevdiği trenchcoat'u, spor ve rugan ayakkabıları, takunyaları, Wakizashi'si Illumi ve Shinobi ekipmanları bulunurdu. Eğer bu koridoru takip ederseniz, solda tuvaleti ve karşıda yatak odasını bulurdunuz. Tuvalet bildiğimiz bir tuvaletti. Bir duş, lavabo, klozet, üç farklı bornoz, küllük, çamaşır makinesi vardı. Karşıdaki odaya girdiğinizde ise sizi, buraya nasıl girdiğini merak etmeye zorlayacak büyüklükte bir yatakla karşılaşırdınız. Çünkü odanın dörtte üçü yataktı. Ve içeride, kralın kendisi vardı. Izumi... Boş günlerinde güneşi görmeden uyumasa da bugün erken yatmış olmalıydı. Saat 15.00 civarıydı ve bu saatlerde uyanık olmaması gerekse de, uyanıktı. Sigara içiyordu. Günün ilk sigarasını keyifle tüttürüyordu. Camlar her zaman olduğu gibi açıktı ve camlardan kablolar, gri gökyüzü gözüküyordu.

Gerindi kral ve gökyüzüne baktı. Nedense güneşli bir gökyüzü beklemişti ama, bulamadığına şaşırmadı da. Yağmur ülkesi burası, ne bekliyordu ki? Doğru, söylemiştim. Güneşli bir gökyüzü beklemişti.
Bugün ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu aslında. Hala kedisinin eksikliğini hissediyordu. Sarılıp uyuyabileceği bir kedinin eksikliği, sarılıp uyuyabileceği bir hatunun eksikliğinden çok daha büyüktü. Makyajı yoktu, ve yüzü öyle saf, öyle güzel gözüküyordu ki yattığı yerden. Bir melek gibiydi adeta. Sigaradan dolayı çarşaflarında çabucak söndürüldüğü belli olan lekeler vardı. Elindeki sigarayı güzel yönetmeye o kadar alışmıştı ki, zerre kül dökmeden içebiliyordu artık. Yine de, bazen hatalar olabilirdi. Söndürdü sigarayı Izumi. Saate baktı ardından. Neden baktı ki? Yapacağı hiçbir şey yoktu bugün, ya da bu hafta... Ya da, bu ay... Kalktı kral, ve oturma odasına doğru gitti. En sevdiği dal olan klasik müzik ihtiva eden bir plağı aldı ve pikaba yerleştirdi. İğnesini güzelce oturttu ve çalması için bıraktı. Kırmızı koltuğuna oturdu. Karnı açtı, bu yüzden birinin evine gelip ona biraz kahvaltı getirmesi için dua ederek bir sigara daha yaktı. Dumanın içinde oturmaya başladı...
En son Shinohara Izumi tarafından 07 Oca 2015, 18:50 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Lateralus
Pink king.

Izumi Shinohara
Yaş: 18 Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli /6

Güç: 4 Çeviklik: 5 Kondisyon: 5
Potansiyel: 4 Varlık: 5 Zeka: 7

Eksiklikler
Ölüm konusundaki inanılmaz derecedeki takıntısı, onu hiçbir
hayvanı bilinçli şekilde öldüremeyeceği hale getirmiştir.

Ninjutsu
Fuujin no Jutsu

Taijutsu
Musatsu Stili - C-Rank

Genjutsu
Raigen
Shibou no Jutsu
Ryuhoubo Stili - D-Rank

Beceri Listesi
Keman Çalma - 4
Wakizashi Kullanımı - 2


Ekipmanlar
  • Wakizashi -İsmi Illumi-
  • 3 Kunai
  • 5 Shuriken
  • 5mt. Sentetik Misina
  • 1 Patlayıcı Parşömen
  • 2 Sis bombası
  • Koyu Pembe, Mat Zippo Çakmak
  • Tercihe bağlı olarak Keman
Kullanıcı avatarı
Shinohara Izumi
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 07 Eyl 2014, 16:04

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Higan Masshi tarih 09 Eyl 2014, 16:35

Kıkırdadım.

Sayısız insandan sıyrılarak ilerlememe devam ettim. Yanımdan geçip giden güzel kızlara davetkâr bakışlar atmadım. Sadece insanların rahatsız olabildiğini görmek için, yanlarından geçerken, küçümser bir ses de çıkartmadım. Gördüğüm sayısız insandan sıyrıldım, yoluma devam ettim. Fakat kıkırdadım tekrardan. Onca saat boyunca köyü nöbet tutmuştum. Köyün sessiz gardiyanı olarak, görevimi yerine getirmiştim. Bir sonraki atacak gücü bile nasıl kazandığıma akıl sır erdiremiyordum. Fakat zihnimin içindeki lakırtıya anlam veremiyordum. Bedenim bitap düşmüş, ama zihnim susmak bilmemişti. Son zamanlarda dişe dokunur bir şey yapmamak, zihnimin ötelerindeki bir şeyi harekete geçirmişti. Ve bu acınası derecede komikti.

Tarih. Oldum olası sevmişimdir, şu tarihi. Ne kadar küçük, ne kadar olanaksız kimselerin yaptıklarından her daim büyülenmişimdir. Özellikle de, bir otoriteye bağlı olmayanları... Düzenli bir hayatı, gözlerinin görüp görebileceği en güzel şeyleri bulmaya karşı satan gezginleri... Zenginlik, şan ve şöhret için çıkılan yoldaki isimsiz maceracıları... Pervasız kahramanları... Hayatımın başlangıcı da böyle olmuştu. Hikayeler okumuş ve etkilenmiştim. Belki de etkisinden asla çıkmadığım, çıkmayacağım veya çıkamayacağım bir olaydı bu. Onların gerçek olduklarından emindim, eminim. Onlar gibi olmak istemiştim. Fakat yolun sonunda, buradaydım. Özgürlüğümü ve hayallerimi, köyün shinobisi olma yolunda satmıştım. Niyeydi hepsi? Annem olarak saydığım Momoko'yu gururlandırmak mıydı? Bu bahanesiydi işin... Bir şeylerin, önemli bir şeylerin parçası olmak istemiştim. Öyleydim de. Fakat elde ettiğim şeylere karşılık, feda ettiklerime bakmak... Ve daha da önemlisi, hala ara verdiğim yolculuğa devam etmemek... Acınacak haldeydim. Ruhu olmayan askerlerden birisi daha olmuştum, Higan ailesinin diğer fertlerinden farksız!

Vücut yorgun olduğunda, zihin fevkalade çok ve gereksiz çalışıyordu. Zihnimin içinde hareket eden gereksiz sesleri kesip attım. Bir halının altına süpürdüm. Tamamen bana ait, ama sadece bana ait mekandaki; basit bir halının altına. Hafıza Sarayı denilen hafıza tekniğine göre, zihnimizde yarattığımız mekanda sakladığımız bilgiler ebedi olurdu. Asla unutmazdık. Zihnimizin kutsal mabedinde, kral bizdik. Sahte krallara yer yoktu orada! Bizden bir şeyler çalamaz, bizi prangaya vuramazlardı. Ne yazık ki, arzuladığım bir dört duvar yoktu; şu dünyada. O yüzden, bu tekniği bir türlü hayata geçirememiştim. Onun yerine, gerçek bir ev tutmuştum. İdeal evimden çok uzak, ama basit bir ev. Daha ne kadar alçalabileceğimi bilmiyordum. En azından çok gösterişli ve mükemmel bir ev değildi, beni asla Amagakure'ye hapsetmeyecek. Zaten hapsolmuştum, ayrı mesele...

İlerledim ve ilerledim. Ta ki bir evden, kaliteli müzik sesleri işitene kadar... Betona hapsedilmiş kaliteli bir müzik... Güzel bir gün olduğu söylenemezdi belki. Güneş, insanlarla flört etmiyordu belki. Utangaç bir tavrı vardı. Ama görebiliyorduk, değil mi? Gecenin kasveti görülmemişti ortada. Ve birileri, böyle bir güne rağmen, müzik dinliyordu. Kabul edilemez!

Sıçradım. Bir balkondan ötekisine ve ötekisine... Müzik sesinin kaynağı olan apartman dairesini bulduğum zaman ise, hafifçe ilerledim ve balkon camına vurdum. Tüm o yorgunluğa rağmen... Tüm o, özgürlüğümü sattım, saçmalığına rağmen... Sinir bozucu tebessümü suratımdan eksik etmedim, güneş ve ay ve tüm o güzel yıldızlar gibi... Hala buradaydım. Özgürlük artık umurumda değildi. Ve bunu kendime itiraf etmektense, ölüm denilen pis mahluk tarafından alıp götürülmeye razı olurdum. En azından, sırıtabiliyordum... En azından, hala bir baş belasıydım.

"Hey! Evet, sen. Özgürlük denilen hanımefendinin kalbini kırmışsın. Ve benim sana diyecek bir çift lafım var."
I am the sin; and the temptation. And the desire. And the pain and the loss.
Künye
İsim: Higan Masshi
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Seviyeli (3/10)
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 8
Varlık: 5
Zeka: 5

Ninjutsu
Daitoppa [C Rank]
Sanzengarasu [C Rank]
Gyuki no Jutsu [C Rank]
Kaiten Shuriken [C Rank]
Shinkuu Gyouku [C Rank]
Renkuudan [B Rank]
Zanshuu no Jutsu [B Rank]

Genjutsu
Teishi no Jutsu [C Rank]

Varlıklar
İkili Patlayıcı Parşömen Pakedi |2.Seviye|
Kullanıcı avatarı
Higan Masshi
 
Mesajlar: 24
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:52

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Shinohara Izumi tarih 09 Eyl 2014, 19:45

"Oha, nasıl lan?" diye geçirdi içinden. Balkonda bir adam vardı. Tanımadığı bir adam. Balkonda bir adam vardı ulan? Kim bu, neyin nesi, nasıl gelmişti buraya? "Nasıl yani ya..." diyebildi sadece Izumi, adamın sıfatına bakıp bir yandan da yarısı içilmiş sigarasını söndürürken.

Balkondan gelmişti, demek ki o da bir Shinobiydi. Beyazdı saçları, ve yemyeşil gözleri vardı. Güzel bir bayan olabilirdi bunun kumaşından diye içinden geçirmeden edemedi Izumi. Dolgun kalçalı, beyaz saçlı ve mükemmel yeşil gözlere sahip bir hatun olabilirdi ama, erkekti maalesef. Konuşması çok keyifli, çok eğlenceli bir hatun olabilirdi ama, erkekti malesef. Piyano tüm ateşiyle çalmaya devam ederken, o da herifin yüzüne bakıyordu ve çıkarmaya çalışıyordu. Bu beyaz saçlar, bu yemyeşil gözler... Akademide görmüş olabilir miydi onu? Izumi'den biraz büyük gözüküyordu yaşça. Belki 2-3 yaş falan büyüktür. Çocuksu değildi suratı. İlginç bir olgunluğu vardı. Izumi kadar uzun, Izumi gibi zayıftı o da. Aslında benziyorlardı Izumi'yle. Ama Kral, asla başka birinin balkonuna gelmezdi atlaya atlaya.

"Peki siz, bayım? Siz özgürlük hatunu hakkında konuşurken, benim BALKONUMDA olduğunuzu fark etmediniz mi? Özgürlük hakkında konuşmak için çok yanlış yerdesiniz!" diye bağırdı kırmızı koltuktan yüzüne bakarak, duyabilmesi için. Kalktı, ve balkonun kapısına doğru yöneldi. Önce kilidi açtı, ardından kapıyı. "Hoşgeldiniz..." dedi arkasına dönüp koltuğuna geri giderken. "Sana bir şeyler ikram edebilmeyi gerçekten çok isterdim sayın Özgürlük, ama benim de yiyecek bir şeylerim yok. Eğer ki canınız da isterse bir şeyler yemek, bana kahvaltılık bir şeyler getirseydiniz hatta, ne kadar harika olurdu bir bilseniz. Aa, kabalığımı bağışlayın -ben sizinkini bağışladım bile- adım Izumi. Bu evde yalnızlığımla beraber yaşıyorum. Bazen korkularım da eşlik ediyor bize ama, arada sırada işte. Buyurmaz mıydınız içeri, şu koltuğa?" dedikten sonra mutfağa geçip: "Su ister miydiniz? Ben çok susadım!" diye bağırdı. Kendisi de bilmiyordu bu adama neden bu kadar nazik davrandığını. Adam isteseydi döverdi Izumi'yi, evindeki eşyaları alıp kaçardı. Ama sanki, sanki, içindeki minik his tohumları, bu adamın kötü biri olmadığını söylüyordu. Buzdolabındaki şişelere doldurduğu sudan bir bardak kendine, bir bardak da bay Özgürlük'e doldurdu ve adama oturması için göstermiş olduğu koltuğun yanındaki sehpaya koydu bardağı.

Çalmakta olan eser:
İzleyin youtube.com
Resim
Lateralus
Pink king.

Izumi Shinohara
Yaş: 18 Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli /6

Güç: 4 Çeviklik: 5 Kondisyon: 5
Potansiyel: 4 Varlık: 5 Zeka: 7

Eksiklikler
Ölüm konusundaki inanılmaz derecedeki takıntısı, onu hiçbir
hayvanı bilinçli şekilde öldüremeyeceği hale getirmiştir.

Ninjutsu
Fuujin no Jutsu

Taijutsu
Musatsu Stili - C-Rank

Genjutsu
Raigen
Shibou no Jutsu
Ryuhoubo Stili - D-Rank

Beceri Listesi
Keman Çalma - 4
Wakizashi Kullanımı - 2


Ekipmanlar
  • Wakizashi -İsmi Illumi-
  • 3 Kunai
  • 5 Shuriken
  • 5mt. Sentetik Misina
  • 1 Patlayıcı Parşömen
  • 2 Sis bombası
  • Koyu Pembe, Mat Zippo Çakmak
  • Tercihe bağlı olarak Keman
Kullanıcı avatarı
Shinohara Izumi
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 07 Eyl 2014, 16:04

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Higan Masshi tarih 11 Eyl 2014, 15:31

Doğduğum gün, belki ondan da önceleri... Ta o zamanlardan zihnimin içine ekilmiş ses, bir hayaletin fısıltısı, zihnimin derin katmanlarından kurtulup; bana fısıldıyordu. Garip bir histi bu, çok garip! Çok büyük bir şey olacağını hissediyordum. Kendimden çok daha büyük bir değeri koruyacağımı ve şanslıysam(?) bu uğurda öleceğimi!.. Bir kahraman olarak görüyordum kendimi. Asla itiraf istemeyen, asla övgü beklemek için kalmayan, asla pes etmeyen... İnsanların ve insanlığın son koruyucusu, büyük adam, büyük savaşçı... Bu ses bana böyle hissettiriyordu. Uydum o sese, kalbimi açtım. Güvendim ona. Yapmamı istediği şey, istediğim şeydi. Ve yaptım! Özgürlük denilen hanımefendinin kurtarıcısı olmak için, yeni bir maceraya yola koyuldum! Siz ne yaptığımı düşünmüştünüz, tek başıma, büyük shinobi köylerine meydan okuyacağımı mı? Hadi ama... Burada daha büyük şeylerden bahsediyoruz, lütfen, biraz daha geniş düşünün. Lütfen tekrar deneyiniz.

Bir süre bakıştılar önce, müziğin ve evin sahibiyle... Sarı, ama gerçekten, sarı saçlı birisi duruyordu; camın ötesindeki hapishanede. Bir çift güzel göz, camın ötesinden bana bakıyordu. Neden şaşkın olduğuna anlam verememiştim. Şaşkın olması gereken bendim. Daima yağmur yağan hava, daha güzel olamazdı ki! Neden birileri kendini hapsederdi ki? Tamam. Boyuyla da bir problemi yoktu. En az benim kadar uzun ve zayıftı. Fiziksel bir problemi yoktu. Neden öyleyse? Ve neden bana bağırıyordu? Belki de sadece sesini duyurmak için, başka bir sebep göremiyorum. Ben onu kurtarıyordum. Özgürlüğü tabii, kim takar kralı?

"Senin balkonun mu?"

Balkona şöyle bir göz gezdirdim. Onun balkonu olduğu gayet açıktı. 'Tamam da, niye senin balkonun?' Cümleyi bir hamlede yutup, bana açılan kapıdan içeriye doğru ilerledim. Izumi'ydi buraların sahibi, patronu, mahkumu. Beni de gardiyan olarak görüyor olmalıydı, yemek istiyordu. Sanırım onu bir şeylerden kırmış olmalıydım ki, beni bağışlıyordu. Belki de, daha önce neden gelmediğimden bahsediyordu. Evet! Kesinlikle böyle olmalıydı. Dahası düşünülemez bile!

"Çok kalmayı düşünmüyordum aslında. Ben sadece sizi kurtarmaya gelmiştim, buradan... Ama oturabilirim, tabii." dedi, bakışlarıyla evin içini tarayarak. Shinobi'lere öğretilen altın kurallardan birisiydi, hiç şüphesiz. Beki de, değildi ve tüm bunları sallayan patolojik bir yalancıydım. Her neyse... Bu altın kurala göre, dövüşmeden önce rakibimi ve bulunduğumuz çevreyi iyice incelemeliydik. Doğru hamleyi yapmadan önce, çevrede hesaplanmamış bir olasılık kalmamalıydı. Kimse davetsiz misafirlerden hoşlanmazdı sonuçta. Kurtarma operasyonumun suya düşmesini istemiyordum.

Koltuğun ucuna oturuverdim, sanki bir anda ayağa fırlayacakmış gibi... Bardağı alıp, içine şöyle bir baktım. Bir mahkumun beni zehirleyebilme ihtimali, kendisinin eski bir gezgin olma ihtimaline eşdeğerdi. Şöyle bir yudum aldım. Anında, en başından beridir hata yaptığımı farkettim! "Sayın özgürlük çok güzel, fakat Masshi demen daha doğru olur. Özgürlüğümü shinobi olduğum gün sattım ne yazık ki." Bir yudum daha aldım, ağzımdaki hüzün tadı yok olsun diye. Yok olmadı tabii.

"Yemek mi?"
Alaycı bir sırıtış yandı ve söndü, aniden, hunharca! 'Yemek ha?' Özgürlük yandı, savruldu, parçalandı ve gömüldü. Ama sorun yemekti... Kim, dört duvarın; betonların ortasında yemek isterdi ki... Fakat Izumi'nin aklı karışmıştı, hiç şüphesiz. Onun özgürlüğüne müdahale ettiğimi bile söylemişti!

"Özgürlük denilen haşin hanımefendiyi, özgürlüğünüzü, kurtardığımda; tabii ki! Hatta ilk hesaplar benden bile olabilir."

Şöyle bir düşündü. Adam yıllardır evden çıkmıyor, çıkarılmıyor olabilirdi. Bir vahşi gibi yemek yiyebilirdi. Onun sorumluluğunu almaya hazır değildim. Hatunlarla yatıp kalkıyor olsam da, bir başkasından çocuğum olamazdı. Özgürlük, benim tek-gerçek aşkımdı. Bir çocuğum olacaksa, ondan olurdu!

"Belki de olmaz."
I am the sin; and the temptation. And the desire. And the pain and the loss.
Künye
İsim: Higan Masshi
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Seviyeli (3/10)
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 8
Varlık: 5
Zeka: 5

Ninjutsu
Daitoppa [C Rank]
Sanzengarasu [C Rank]
Gyuki no Jutsu [C Rank]
Kaiten Shuriken [C Rank]
Shinkuu Gyouku [C Rank]
Renkuudan [B Rank]
Zanshuu no Jutsu [B Rank]

Genjutsu
Teishi no Jutsu [C Rank]

Varlıklar
İkili Patlayıcı Parşömen Pakedi |2.Seviye|
Kullanıcı avatarı
Higan Masshi
 
Mesajlar: 24
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:52

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Shinohara Izumi tarih 11 Eyl 2014, 21:33

Anlamamıştı Izumi, ne zırvalıyordu ki bu adam? Ne düşünüyordu ve ağzından neler dökülüyordu, nasıl davranacaktı? Söylediği kelimeler hiçbir anlam ifade etmemekle birlikte biraz da tutarsız gibiydi. Delinin birini mi almıştı acaba içeri? Güvendiği içgüdüleri onu aldatmış mıydı yoksa?

Söyledikleri hakkında biraz düşündü. Özgürlük, nereden çıkmıştı? Bu adam, neden Izumi'nin özgür olmadığını düşünüyordu? Ellerine baktı konuşurken, kelepçeli değildi. Ayaklarına baktı, prangası yoktu. Yüzünde makyajı yoktu, kıyafetleri de hapishane kıyafetine benzemiyordu. Oldukça özgür gibiydi, hatta bu özgür olmama baskısını yenince kendisini Amerika'da hissedebileceği kadar özgürdü. Kuş gibi özgürdü.

"Benim neden özgür olmadığımı düşünüyorsunuz, anlamış değilim açıkçası sayın Özgürlük. Burada alıkonduğumu düşünüyorsanız, yanıldığınızı söylemek zorundayım. Özgür olmadığımı düşünüyorsanız, o noktada da yanıldığınızı söylemek zorundayım. Ben bir leylek kadar özgür, leylek kadar zarif ve leylek kadar düşünceli bir insanım. Merak ettiyseniz söyleyeyim, soyadım Shinohara'dır. Ünlü bir aileye mensubum. Özgürlüğüm taa oralardan gelir benim."

"Fakat, beyefendi; siz hala adınızı bahşetmediniz. Korkuyor musunuz yoksa, çekiniyor musunuz ya da? Çekinmediğinizi biliyorum, tanımadığınız birinin evine balkondan giriyorsanız, bu çekingen olmadığınız çıkarımını yapmamı sağlar. Bence siz delirmişsiniz, evet tek açıklaması bu. Ama yine de, ilk hesaplar sizdeyse buyrun, çıkıp bir kahvaltı edelim!" dedikten sonra kral, odasına gitti. Soyundu ve dışarıda giyilmesi daha uygun olan kıyafetler seçip özenle giydi. Bunları öyle kısa sürede yapmıştı ki, konuğunun nereye gidip ne yaptığını anlamasına bile izin vermemişti. Odadan çıkıp dağınık saçlarını kulaklarının arkasına aldı ve: "Buyrun, kurtardınız beni bu mahkumiyet hayatından. Ne kadar teşekkür etsem azdır size. Haydi, şimdi dışarı çıkalım ve özgürlüğümü ıslatalım."

Yavaşça yürüdü, balkon kapısını kapattı. Yavaşça yürüdü ardından ve dış kapıyı açtı. Elini dışarıyı gösterecek şekilde tuttu. Adamın ardından çıkacaktı, ve bir şeyler yiyeceklerdi. Evet, biraz daha özgür hissetmişti kapıyı açınca içeri giren soğuk havayla. Yağmurluğunu da aldı.
Resim
Lateralus
Pink king.

Izumi Shinohara
Yaş: 18 Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli /6

Güç: 4 Çeviklik: 5 Kondisyon: 5
Potansiyel: 4 Varlık: 5 Zeka: 7

Eksiklikler
Ölüm konusundaki inanılmaz derecedeki takıntısı, onu hiçbir
hayvanı bilinçli şekilde öldüremeyeceği hale getirmiştir.

Ninjutsu
Fuujin no Jutsu

Taijutsu
Musatsu Stili - C-Rank

Genjutsu
Raigen
Shibou no Jutsu
Ryuhoubo Stili - D-Rank

Beceri Listesi
Keman Çalma - 4
Wakizashi Kullanımı - 2


Ekipmanlar
  • Wakizashi -İsmi Illumi-
  • 3 Kunai
  • 5 Shuriken
  • 5mt. Sentetik Misina
  • 1 Patlayıcı Parşömen
  • 2 Sis bombası
  • Koyu Pembe, Mat Zippo Çakmak
  • Tercihe bağlı olarak Keman
Kullanıcı avatarı
Shinohara Izumi
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 07 Eyl 2014, 16:04

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Higan Masshi tarih 14 Eyl 2014, 15:32

Zavallıcık.

Vah, zavallı, çocuğum. Özgür olduğunu düşünüyordu. Hiç özgürlüğün tadını almamıştı demek ki. Hayatımın, inanılmayacak kadar ufak bir anında -sadece bir kaç saniyesinde- özgür olabilmiştim. Aradığım şeyi orada bulmuştum, o bir kaç saniyede!.. İstediğim her şeyi yapabilecek potansiyelde olduğumu kavramıştım, her şeyi; canım neyi isterse... Kainatın ne kadar kaotik olduğunu fark etmiştim. Belki tanrıya bile ulaşmıştım, ulaşacaktım; bıçaklanmamış olsaydım. Eh, hayat bu demekti zaten. Bir şeyleri bilebilirsin, ama her şeyi değil. Bir şeylere dokunabilirsin, onlar da sana dokunabilir; ama her şeye değil. Her şeyi yapabilirsin, ama her şeyi değil. 'O' anlamıyla değil. Ona bir kere dokunmuştum. Bir kere daha dokunamayacak olmam acınası...

"Shinohara? Ailenizden gelen özgürlük?"

Bir ses çaldı, ortamda. Pek çok yorum yapılınabilecek bir ses... Ölüm meleğinin, öldürücü çığlığı!.. Bir ölünün son iniltileri... Dünyada yapılmış en güzel enstrümanları çalan şeytanlar... Hayır. Ufak bir kahkahaydı bu. Masshi için, benim için, öyleydi. Bir insanın, özgürlüğünün, ailesinden geldiğine inanması? Uygunsuzdu belki, benim çığırtkanlığım, sırıtışım. Özgürlüğü ailesinden kazandığını iddia eden bir adamın evindeki, davetsiz konuktum. Hadi ama... Senin bile içinde, ufak bir hümor olmalı!

Ardından giyinmeye gitti, bizim zavallıcık; Izumi. O giyinirken, seslendim. "Masshi. Birileri bilmek istiyorsa, benim adım Masshi." Derince soluklandım, ardından. Derin bir soluk, beyine iyi gelir, oksijen sağlar. Bazı durumlarda ise, bir sonraki söyleyeceklerine hazırlık olur. "Bu arada, bilmek istersen eğer, bende ünlü bir aileden geliyorum. Higan ailesi. Ah, aile toplantılarını görmelisin. En büyük abim, bir sonraki aile yemeğinde, kafamı yüce Jashin'e sunacağını söylemişti. En küçük kız kardeşim de, harakiri yaparak; kendi onurumu temize çıkarmamı önermişti. Böylece yüce feodal lordları, beni, cennette yanına alabilirmiş!" Hafifçe kıkırdadım. Bilen gözlerin gözünde, bir yalancıdan başka bir şey değildim. Bir maske. Evet! Doğru kelime buydu, bir maske. Takmaktan hoşlandığım bir maske. Kim, öz ailesinden rededilirdi ki?

Zavallıcıkla beraber çıktı, evden, mahkumiyetten, çürümekten. Temiz havaya, özgürlüğe, her şeyin olabileceği dünyaya... Amerika'da olsaydık, fırsatlar dünyasına adım attık, derdim. Eh. Bu da, Izumi'nin, beni -olduğumdan- daha da deli olduğumu düşünmesine neden olurdu. Sanki bir anlam ifade ediyormuş gibi...

Ramen. Ülkenin kültürü ve gelenekleriyle örtüşen yiyecek. Sıkıcı. Benlik değil.

Sosisli!.. Tüm ülkenin geleneğine hakaret eden, yiyecekler. Çoğunlukla zararlı ve ölümcül şeylerden oluşmuş... Tam benlik.


İlk gördüğüm sosisli arabasına doğru ilerledim. Bir kendime, bir de Izumi'ye aldım; artık özgür olan adama... "Tanınmış bir aileden gelen adama göre bir yiyecek değil, tabii. Eh, ne kadar zararlı ve basitse; o kadar iyidir diyorum. Hem yeterince şanslıysak, birileri bizi parmakla gösterip ayıplayabilir. Nefes kesici!"

İlerledim. Eğer yemekleri ben ısmarlıyorsam, bir çeyrekliğe alınmış yiyecekler olsa bile, ev sahibi bendim. Misafir ise, bana uymakla yükümlüydü. İyi ticaret, ha? Ve misafirimi, bir dört duvarın içinde, misafir edemezdim. Yürümeliydik. Yürümeli ve ıslanmalı... Yürümeli ve görmeliydik, kainatı ve diğer gereksiz şeyleri. Hayat bu demek değil miydi zaten?
I am the sin; and the temptation. And the desire. And the pain and the loss.
Künye
İsim: Higan Masshi
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Seviyeli (3/10)
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 8
Varlık: 5
Zeka: 5

Ninjutsu
Daitoppa [C Rank]
Sanzengarasu [C Rank]
Gyuki no Jutsu [C Rank]
Kaiten Shuriken [C Rank]
Shinkuu Gyouku [C Rank]
Renkuudan [B Rank]
Zanshuu no Jutsu [B Rank]

Genjutsu
Teishi no Jutsu [C Rank]

Varlıklar
İkili Patlayıcı Parşömen Pakedi |2.Seviye|
Kullanıcı avatarı
Higan Masshi
 
Mesajlar: 24
Kayıt: 08 Eyl 2014, 22:52

Re: Kralın Evi

Mesajgönderen Shinohara Izumi tarih 06 Eki 2014, 10:34

"Size... efendim! Ne kadar, ama ne kadar teşekkür etsem, hissettiğim teşekküriyet hissini aktarmak için yetersiz olacaktır. Siz ki balkonuma atladığı için saygısız olduğunu düşündüğüm biri, aslında ne kadar kutsal ve doğru bir insan olduğunuzu bu iki ekmeğin arasındaki sosisi elime tutuşturduğunuzda kanıtladınız. Bu sosistir ki arkadaşlığımızın nişanesi. Bu sosistir ki beni size yaklaştıran bir sosis. Bana verdiğiniz sosis ile tanıdım sizi. Şimdi bu sosisi yiyeceğim. Sosis ağzımda ezilip de tadı dağılana kadar ağzımda tutacak, ve hissettiğim her tatta sizi bir kez daha tanıyacağım..." dedi ve sosisliyi ısırırken gözlerinin içine baktı adamın. Daha bu sabah tanışmışlardı, fakat şu an Izumi sosis yerken adamın gözlerinin içine bakıyordu. Yavaşça ısırıyor, ağzından nefes alıyordu.

Sosis gittikçe dağılırken ağzındaki lokma tam bitmeden ikinciyi de ısırdı. Bu sosis mükemmeldi. Sanki sosisçi ruhunu koymuştu iki ekmeğin arasına ve kanından dökmüştü ketçap yerine. "Tonuştuğuma ne kodor memnun oldum onlotamam!" dedi ağzı doluyken. "Umurumda değil, ayıplasınlar beni." dedi, lokmasını yuttuktan hemen sonra, ve ardından ve bağırmaya başladı;

"Ben Shinohara ailesinden Izumi, ve ben, efendiler, bu sosisliden üçüncü ısırığımı alıyorum. Bu kusursuz sosisli, bu kusursuz sosis için Higan Masshi adlı insana teşekkürlerimi sunarım. Sosisini zevkle yiyorum yeni arkadaşım!"

Sosisliyi bitirdi ve arkadaşının gözünün içine baktı.
"Sosisin, dostum, yediğim en güzel sosisti. Sana ne kadar teşekkür etsem az, beni kurtardın açlıktan. Tanıştığımıza çok memnun oldum. Seni daha yakından tanıyabilmeyi isterim can-ı gönülden. Bir sonraki görüşmemize kadar, ben özgür biri olacağım. Sen de özgür biri olarak kal. Kendine iyi bak!" diye sesli sesli konuştu, ve makyajsız olarak kimseye gözükmek istemediği için adamı yağmurlu yolda bıraktı ve hızla evin yolunu tuttu. Kahvaltısını yapmıştı, ve sigara içmeye hazırdı. Çakmağını yokladı, cebindeydi.
Resim
Lateralus
Pink king.

Izumi Shinohara
Yaş: 18 Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli /6

Güç: 4 Çeviklik: 5 Kondisyon: 5
Potansiyel: 4 Varlık: 5 Zeka: 7

Eksiklikler
Ölüm konusundaki inanılmaz derecedeki takıntısı, onu hiçbir
hayvanı bilinçli şekilde öldüremeyeceği hale getirmiştir.

Ninjutsu
Fuujin no Jutsu

Taijutsu
Musatsu Stili - C-Rank

Genjutsu
Raigen
Shibou no Jutsu
Ryuhoubo Stili - D-Rank

Beceri Listesi
Keman Çalma - 4
Wakizashi Kullanımı - 2


Ekipmanlar
  • Wakizashi -İsmi Illumi-
  • 3 Kunai
  • 5 Shuriken
  • 5mt. Sentetik Misina
  • 1 Patlayıcı Parşömen
  • 2 Sis bombası
  • Koyu Pembe, Mat Zippo Çakmak
  • Tercihe bağlı olarak Keman
Kullanıcı avatarı
Shinohara Izumi
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 07 Eyl 2014, 16:04


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron