gönderen Tobio Hinata tarih 20 Mar 2016, 23:18
Derince bir nefes almış ve arkama son bir kez bakmıştım. Yaptığım Kawarimi sonrası daha saniyeler önce kulağımın dibindeki çığlıklar şimdi uzaktan gelen bir ses kirliliği gibiydi. Gözlerim hâlâ dolu, kalbim ise bir ömür boyu paramparça olacak şekilde duruyordu. Adımlamıştım. Yavaşça doğan şafak, bir çırpıda nasıl tüm bir karanlığı temizliyorsa, içimdeki bu karanlığı da temizlemesi için umut ediyordum; ama... olmamıştı öyle bir şey. Saatler içerisinde hiç olmadığı kadar şafağa böyle hasret duyduğumu hatırlamıyordum bile. Tek bir an ve tek bir hata... Beni bu hale getirenler bu kadar basitti işte. Kimisi onlarca hata yapıp, hayatını bir şekilde devam ederken, benim hiç düzelmeyecek şekilde yara almam bir hataya bağlıydı. Ve oda gerçekleşmişti işte.
***
Chibu kasabasını veya daha doğrusu tüm bu yaşadığım lanet şeyleri geride bırakmamın ardından başıboş bir yaprak gibi, kendimi rüzgara salmış ve günler günleri kovaladıkça dahada uzaklaşmıştım. Bir hafta kadar sonra kendimi Kushina Vadi Ormanında bulmuştum. Sonra orada, insanlardan uzak bir bölge bulmuş ve bir haftada öyle geçirmiştim. O lanet ormandan sadece yasaklar gereği karnım acıktığında çıkıyor ve dışarıda bir yerlerde doyurduktan sonra tekrardan insanlardan uzak kalabildiğim o naçizane yerime geçiyordum. Bir hafta başıboş bir şekilde yol alıp geçtikten sonra bir haftada öyle geçmişti. Neyse ki üzerimdeki şoku atabilmiş ve bunu bilerek yapmadığım konusunda kabullenip, tüm öfkemi Gennosuke'ye yönlendirebilmiştim. Nitekim onunda aynı benim gibi olduğundan emindim. Bayağı yara almıştı ve onunda tüm öfkesi kel bir shinobi'ye yönlenmiş olmalıydı. Şu sıralar tek odağı ben bile olabilirdim.
Genelde, bir ağacın gölgesinde sırtımı ağaca dayıyor ve bir noktaya odaklanıp sadece nefes alıp veriyordum. Bir ölüden farkım bile yoktu. Sonra bu şoku atlattıktan kendimi idmana vermiştim. Dahada güçlü olmak için, daha fazla çalışmalıydım. Dört hafta. Toplamda tam olarak dört hafta insanlardan, İshi'den ve shinobilik'ten uzak kalmıştım.
Daha sonra neredeyse paramparça olmuş elbiselerim, dört haftadır yıkanmış olmanın getirdiği o tiksinçlik ile yola çıkmıştım. İshi'ye doğru, yaptığım hataların bedellerinin bir kısmını ödemeye doğru. "Acaba insanlar duymuş mudur sorumsuz bir shinobi'nin sivil bir kadını öldürdüğünü?" Tek yoldaşım ağzımda mırıldandığım bu sözlerdi. Aklımda tek bir şey vardı. Şerefim, onurum ve verdiğim sözler. Babama verdiğim sözler bir yana, şeref ve onuruma laf gelirse pek umursamazdım gerçi. Ha Hinata, ha şerefsiz... İnsanlar nasıl seslenirse seslensin, çokta sikimde! Ama gerçekten de bu hatayı yapmam şerefime ve onuruma leke getirecek bir şeyse ve bende farkında isem, işte bu olmazdı. İnsanların ne düşündüğünden ziyade ben bile insanlarla aynı görüşte isem, bu kadar basit olmazdı. İşler düşündüğüm kadar ters gitmezse önce babamın mezarını ziyaret etmeyi sonra ise morukla şu son yaşadıklarım ile ilgili sohbet etmeyi düşünüyordum.

Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.