Öğretiler - Nishi & Kiyo

[GM - Naruto]

Saplıyor bıçağı Kiyo birden Nishi'nin omzuna. Büyükçe bir acı omuzdan başlayıp bütün bir kola yayılıyor, ardından vücudun diğer kısımlarına. Ancak bir gelişme yok, hala kol ve bacağını hissedememekte Nishi.

Fakat omzuna giren bıçağı gayet güzel hissediyor. Akan kanların teninde bıraktığı nemli hissi de. Çok bir şey başarabildiğiniz söylenemez, sadece muhtemel delillerin bulunduğu bir ortama Nishi'nin kanını akıtmak dışında. Tatamilere karışıyor kan, aynı Nishi'nin biraz önce gördüğü gibi.

Takonagi de chakra yemeye devam ediyor Kiyo'dan.

[Shiomiya Kiyo]

Şu an ki halimizi dışarıdan biri görse, eminim ağzı olmayan bir uzvuyla bize güler. Yaptığımız hareketler, çingene gibi çığırışıp durmamız o kadar rezil ve gülünesi ki... Tutuklamaya geldikleri şüphelinin evini kan revan eden, yere çömmüş iki değişik chuunin! Hadi planımız işe yarasa gam yemeyeceğim. Kolu bacağı kendine gelse, çok hızlı kestiğim için söve söve ayağa kalkıp devam etmemizi istese, az önceki rezilliği unutacağım belki de. Ne yazık ki öyle olmuyor işte, bıçağı cart diye geçirişim sonrasında mal mal, açı çeken suratına bakıyorum Nishi'nin bir kaç saniye. Pisi pisine bıçakladım herifi yahu! Hiç bir gelişme olmadı, sokayım böyle işe.

Diğer kolunu hala kontrol edemediği için, haliyle acıyan yeri sıkma gibi bir şansı da yok zavallımın. O yüzden, baş ve işaret parmağımı iki kaşımın arasına götürerek yaptığım kısa bir düşünme sonrası, belimdeki hırkayı çözüp çıkardım. Taa sabah, Sukki'nin evindeyken Nishi'nin bana zorla giydirdiği hırka, evet. Bununla birkaç saniye yeni açtığım yaraya bastırdım Nishi'nin yerine. Ardından hırkanın bir kolunu omzunun altından geçirerek, diğer koluyla sıkıca sardım. İki kolumu Nishi'nin omuz altlarından geçirerek, yattığı yerden kaldırdım ve oturmasını sağladım.

Bir duvara, mümkünse bir köşeye çekmeliyim onu ve yaslandırmalıyım. Korkudan, acıdan götünden soluyor yiğidim, odanın loşluğunda köşe onu saklarken, dinlensin biraz. Kolu bacağı düzelmediği sürece, bu halde yardım elbette edemeyecek bana. Yaslandırdıktan sonra hissetmediği bacağının paçasını biraz yukarı çekeceğim ki teni görünsün. Bir renk değişikliği, anormal soğukluk var mı diye şöyle bir kontrol ettikten sonra hissetmediği kolunu bacağını, "Bak..." diyeceğim. "Kolunu, bacağını takip et, morarmaya falan başlarsa, bana haber ver. Resimden ziyade... Shinn yapmışsa bunu sana, sen baygınken çoktan kaçmıştır bile. Hala evde olsaydı, ben seni uyandırmaya çalışırken beni de hallederdi." Sonuçta, oldukça düşüncesiz bir şekilde atlamıştım Nishi'ye o panikle. Epey açık vermiştim. Ben olsam, ben de saldırırdım kendime. "Beş dakika. Sadece beş dakika daha sabret, yine de evi gezmek zorundayım, artık burada olmadığından emin olmak için. Bitsin, kolun falan düzelmemiş veya kötüleşiyor olursa seni hastaneye götüreceğim tamam mı? Artık ondan sonra ne yaparız, cidden bilmiyorum... Rütbelilerin hoşuna gitmeye de bilir bu durum, göreve devam edemeyecek duruma geldiğin için ses de çıkarmayabilirler. Neyse, sonra düşünelim! Önce evi aramam gerekli."

[Shiki Nishiyama]

Hazırlamıştım kendimi. Demiştim ki bir yerimi kes, kan aksın bakalım genjutsu mu. Ayı Kiyo kaldırdı kunaisini. Göz göze geldik burada. Lan dedim, acaba dedim, kendim mi tarif etseydim kesmesi gereken yeri dedim. Çünkü herif kunaiyi gavura vurur gibi omzuma sapladı anasını satayım. Çat diye girince tabi bir anda kunai ister istemez kasılık iki büklüm oldum 1 saniyeliğine. Sonra da acıya dayanmak için dişimi sıktım. Lan sadece koluma hafif derin bir çizik atsan olurdu, ayı mısın omzuma saplıyorsun. Adamın elinin ayarı yok gençler. Sol elim ile tutayım dedim yarayı, kolum hareket etmiyor. Beni bir sinir bastı. Bir şeyi ısırmak koparmak falan istiyorum. Kolumu hareket ettirememem demek bu olayın genjutsu falan olmaması. Felç mi kaldım yoksa? Sanki kalbim kafamda atıyor gibi duyuyorum kalp atışımı. Dişlerimin arasından Kiyo'ya sitem dolu "Ayı." kelimesini söyledikten sonra "İşe yaramadı." dedim. Tabi benim kan akıyor. Sağ olsun Kiyo'm çıkardı ona verdiğim hırkayı, sıkarak kapattı yarayı. Bir nevi rahatladım denilebilir.

Kiyo beni tutup bir kenara oturturken elimden geldiğince ona sorun çıkarmamaya ve yardım etmeye çalıştım sol bacağım ve sağ kolum ile. Sonra Kiyo görevle ilgili biraz etrafa bakınması gerektiğini söyleyince bir şey demeden kafamı salladım. Diyecek bir şeyim yok zaten. Görevi sikeyim ben kolumun bacağımın derdindeyim. Milletin ilişkisine ne bok yemeğe girişiyoruz. O değil, orospu Shinn benden ne istedi? Hala kafam bu konuda allak bullak. Üstelik içeride olsa hissederdim diye düşünüyorum. Eğer özel bir şey yapmadıysa. Bence başıma gelenler daha önceden kurulmuş tuzak gibi bir şey olabilir. Umrumda da değil! Kolumu ve bacağımı geri istiyorum sadece. Kiyo milletin görevi bıraktığımız için laf etmesi falan gibi şeyler söylediğinde gözlerimi devirip huysuz huysuz "Sanki tüm görevler başarılı geçiyor." dedim. Üstelik sorun falan çıkarsa yemin ediyorum atarlanırım koca karılar gibi. Ay Shinn'in evine kan dökmüşsünüz, ay Sukki'nin amını görmüşsünüz falan derlerse "SİKEARİMBELANIZIKOLUMUHAREKETETTİREMİYORUMYAVŞAKLAR" diye girişirim kimse susturamaz. Hem o değil, Kiyo neden yeterince tepki vermedi. Yoksa ben mi aşırı tepki veriyorum? Ulan FELÇ KALICAM, FELÇ! Shinobiliğe devam edemem ki böyle. Sukki gibi zorunlu emekli edilirim. Kendimi gelecek tehlikelerden koruyamam. Evde her an bir şey olacak da öleceğim tehlikesinden olması gerekenden daha erken keçileri kaçırırım. Zaten deminki o kol bacak koparma ilizyonundan sonra altıma sıçızladım. Bu korkular da eklenince ne bok yiyeceğim bilmiyorum. Bayılsam, uyusam daha rahat ederim lan.

Yerimde duramadım, bir sağa bir sola sallandım falan. Bu sırada da bir sol koluma, bir sol bacağıma bakıyorum var mı hareketlenme diye. Sağ kolumla da solu tutayım dedim, Kiyo'nun kunai sapladığı yer sızladı diye hareket ettirmedim. Abi insan sevdiğinin canı yanmasın ister, gider parmağına çizik atar. Bizimki omzuma kunai ile abanıyor. Her neyse, Kiyo etrafı incelerken ben de bulunduğum odada gözüme takılan bir şey var mı diye bakayım. Kiyo'ya da "Dikkatli ol. Bir şey olursa, buraya koş. Bir kolum olmasa da bazı raiton tekniklerini tek elimle de yapabilirim." diye bilgilendirdim bizimkini. Shinn'in burada olması ihtimali yok demiştim ya, var. Hep vardı. Bu yüzden eğer Kiyo'nun buraya koştuğunu falan görürsem bu sefer çalışmasını umduğum Rai no Te ile yardım etmeye çalışacağım. O zamana kadar da bu boktan evde gözümden kaçan bir şey var mı diye bakacağım.

[GM - Naruto]

Kiyo, masanın üzerine göz gezdiriyor. Masanın üzeri dağınık, yarım yamalak yazılara sahip parşömenlerle kaplı. Bazılarını inceliyor, lâkin herhangi bir şey anlayamıyor. Yazılar aşırı karmaşık ve mühür dilinin unutulmuş bir dalı ile yazılmış. Bu tarz mühürleri yazabilecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez, böyle birisinin Ishigakure'de bulunma ihtimali ise bundan daha az.

Genel anlamda, çıkarabildiği şeyler yok değil Kiyo'nun. Hani bir tekniğin ufak parçaları ve doğru mantrayı bulma üzerine yapılan çalışmalardan ibaret, yalnız çalışma burada, bu odada yapılmamış. Sanki başka bir yerden bu masaya getirilmiş, incelenmiş, burada da öylece bırakılmış, zira çevrede yazım aletleri veya mürekkep göremiyor Kiyo.

Fakat bir not gözüne çarpıyor, "Kurobe Mağaraları" isminde. Normal el yazısı ile yazılmış. Katlanmış bir kağıt parçası, açtığında ufak bir mağara kompleksinin haritasını görüyor Kiyo. Kocaman bir oda kırmızı bir X işareti ile belirtilmiş, mağaraya giriş yapılacak yer ise bir ok ile gösterilmiş. Muhtemelen Kurobe mağaralarının aşırı ufak bir parçasının haritası. Mağaraların haritasını çıkarmayı bırak, girmek, girişinin yakınından bile geçmek yasak. Zaten girişler mühürlü, normal şartlar altında girilemez. Haritada gösterilen giriş ise köyden epey uzaktaki bir mağara giriş noktası, vadi duvarının üst taraflarında bir yerde. Yeri biliyorsunuz ikiniz de.

Nishi ise odada herhangi ekstra bir şey göremiyor, yerde bıraktığı kan izinden başka. Raporda hoş görünmeyecek.

[Shiomiya Kiyo]

Nishi’yi bir duvar kenarına çektikten sonra, adımlamaya başladım evi çıplak ayaklarımla. Ne Shinn’e, ne de ilgimi çekecek başka bir şeye rastlayamayınca, incelemeye çok üşendiğim dağınık masaya yöneldim mecburen. Aslında bu masadan kaçıyordum bile denilebilir, o kadar dağınık ki! Sanki neye bakacağımı şaşırıp, önemli bir şeyleri dikkatimden kaçıracakmışım gibi geliyor. Bir sürü kağıt, daha fazla kağıt, her yer kağıt! Kağıtların üzerinde de çoğunlukla yarım bırakılmış karınca duaları, tövbe Kami-sama. Böylesine eciş bücüş yazılar ya karınca duasıdır, ya da varlığı bile unutulmuş bir dil. Bunu okuyup üfleyecek adam bizim köyde ne arasın? Küçümsemek için söylemiyorum tabii, ama gerçekçi de olmak lazım, zaten etrafta mürekkep falan da yok. Kağıtları darmadağınık bırakan adam, bunları yazan adamla aynı olsaydı, sadece hokkayı ve fırçaları mı toplardı kağıtları bırakıp? Tahminimce, kağıtlardaki çalışmanın asıl sahibinin rızasıyla veya rızasız bir şekilde, dışarıdan getirilmiş bunlar. Hangi tekniğe ulaşmaya çalışmış, mühürleme konusuna zerre ilgim olmadığı için umursamıyor, daha fazla incelemiyorum.

Tam masadan uzaklaşıp üst kata yönelecekken başka bir şey dikkatimi çekiyor, engelliyor gitmemi. Yine bir kağıt, fakat diğer kağıtların aksine bunun üzerindekini okuyabiliyorum, belki de bu yüzden dikkatimi çekmiştir. Alıyorum elime; “Kurobe Mağaraları”. Şaşırıyorum, kağıdı açıp içini incelememle şaşkınlığım biraz daha artıyor. Eğer Birinci Ishi-chou mezarından kalkıp, bu notu buraya bırakmaya gelmemişse, pek de legal yollardan çıkarıldığını düşünmediğim bir harita karşılıyor beni. Yasal değil diyorum, zira değil haritasını çıkarmak, Kurobe’deki mağaralara yaklaşmak bile yasak. Vadisinde ve ormanında tuttuğum devriye nöbetlerinden, az çok çıkarabiliyorum haritalanmış noktayı, o kadar. Az önceki kağıtlar, mağara girişlerindeki mühürleri kırmanın bir yolunu mu arıyor? Yoksa o mühürler çoktan kırılarak bu harita çıkarılmış da, işaretlenmiş olan odaya dair bir teknik mi? Bilemiyorum, ama bu kağıt raporumda sunulmak üzere benimle geliyor.

Eve ilk girdiğimde, direkt Nishi’yi bulma derdine düştüğüm için, çok inceleyemedim üst katı. Alt katta, geride bıraktığım Nishi’ye atlayacak bir Shinn olmadığına göre, geri çıkıp incelemeliyim yukarıyı da. Üst katta da işim bittikten sonra, Nishi’yi alıp, prensesler-öhöm, prensler gibi taşıyarak hastaneye götüreceğim. Tabi çıplak ayakla değil, belimdeki ayakkabıları giymeliyim öncelikle. Giydikten sonra da, şu notu çorabımın içine sokayım en iyisi ben. Asi gibi formayı giymeden göreve çıktım malum, koyacak adam gibi cep yok. Bulduğum haritadaki noktaya gitmem, görev yapmaktan ziyade suç işlemek olur. İşin içine yasak noktaların girmesi, rütbelilerin yardımımı istememi gerektirmekte. Bu yüzden Nishi’yi hastaneye bıraktıktan sonra, Daichou binasına gidip raporumu yazmalı ve haritayla sunmalıyım.

[Shiki Nishiyama]

İçeri ışık girmeyen bir oda. Perdeler yüzünden hafif turuncu bir ortam var. Bir kenara koyulmak yerine yerlere saçılmış eşyalar ile dolu. Önümde ise demin yanında durduğum masa var. Görecek, inceleyecek hiç bir şey yok. Bir şey olsa onla oyalanacağım ve durumumu unutacağım ama aksi gibi dünyanın en sıkıcı odasındayım. Omzumdaki acıyı siktir et de, sürekli kafam şuan hareket ettiremediğim uzuvlarımda. Sukki geliyor aklıma sürekli. Nasıl dayandı ki bu duruma? Kozo'nun dediğine göre Sukki geri getirildiğinde, kan kaybından bayılmasa adamı bu durumda bile dövebileceğini söylemişti. Kafamı arkamdaki dolaba yaslayıp of çektim. Bu şekilde tavan ile karşımdaki duvarın birleştiği o çizgiye bakıyordum. O durumda dövüşmek ha? Nasıl güçlü insanlar var değil mi? Hiç bir zaman o kadar güçlü olmayı düşünmedim. Bu kadar güçlü insanları başka şekilde de yenebilirsin. Hatta yenmene bile gerek yok. Onları kontrol edebilirsin. Zaten benim kendimi geliştirdiğim nokta da bu. Fakat eğer teknik kullanamayacak duruma gelirsem bu düşüncem de son bulabilir. Üstelik herkesten, her şeyden şüphelenirken bir bacağımın olmaması demek, delirmek demek benim için. Kendimi korumayı bırak, kaçamayacağım bile. Hiç hoş değil. Hiç. Omzuma kunai sokmamıza rağmen hisler geri gelmediğine göre ciddi ciddi bir felç durumum var gibi. İçimde öyle kötü bir duygu var ki, bağırmak istiyorum. Derin derin nefes alıp versem de gitmiyor. Temiz hava lazım.

Kiyo geri dönüp ayakkabılarını giyerken ses çıkarmadım. Ne buldun ne ettin demek istemiyorum çünkü artık görevi pek umursamıyorum. Tamam, bu piç ile Sukki'nin arasında anlaşma vardı da cinayet falan oldu. Amına koyayım bana niye ibnelik yapıyorsun. Belli ki evde de değil, tuzak hazırlayıp gitmiş pezevenk. Daha dikkatli olmalı mıydım? Saçmalamayın Kiyo'dan daha sonra girsem bu olay ona olurdu. Kiyo'nun kol ve bacağının felç olması demek tüm shinobilik hayatının bitmesi demek. Ben hala bir kaç raiton ve biraz da genjutsu tekniği uygulayabilecek durumdayım. Tamam, hastaneye gidelim. Nasıl gidelim? Gidelim Kiyo'cum da sen niye beni kucağına alıyorsun? Tepinsem popo üstü yere düşerim gene de canım yanmaz amına koyayım çünkü zaten götüm neredeyse yere değecek. Minnacık bebe cidden kucakladı beni iyi mi? Vay be Nishiyama. Düştüğün hallere bak. Kiyo'nun kucağında yandere tipler gibi utanıp sıkılarak önüme bakıyorum suçlu suçlu. "Kışkı sırtını ılsıydın." dedim dişlerimin arasından ilk. Sonra evden çıkınca da "Bari çatıya çık, herkese gösterme şu durumu." diye atarlandım. Kafanızda canlandırsanıza. Taytlı, kırmızı botlu 1,60 civarı bir bebe, benim gibi 187lik herifi kucakladığını... Abi tamam öyle beybifeys falan bir tip olsam diyecem belki tatlı. Dünyanın en metalci tipli adamıyım, yakışmıyor Kiyo! Yakışmıyor yani. Sağ olasın yardım falan iyi hoş da. Neyse.

[GM - Naruto]

Hataneye bırakıyorsun Nishi'yi, ardından durumu yetkililere bildirmek adına Daichou binasına yöneliyorsun.

Durumu anlatıyorsun yetkililere, ardından raporunu yazman isteniyor. Davadan alınıyorsunuz göreviniz bittiğinden mütevellit, buradan sonrasını Jounin'ler devralıyor.

Sadece raporunu yaz bir mesajda, sonra bitirelim. Nishi'nin yazmasına gerek yok.

[Shiomiya Kiyo]

Ishigakure Yetkililerine,
Bu sabah erken vakitlerde, tahmini 5:45’te işlenmiş olan Tenjou Sukki cinayetini incelemek üzere Shiki Nishiyama ve ben görevlendirildik. Olay mahallinde bize cinayet hakkında ön bilgileri veren kişi Sayın Kozo oldu. Komşular arasında yaptığımız soruşturmada, Kozo-san’ın verdiklerinden daha farklı bilgiler edinemedik. Kırık bulduğumuz kapının gürültüsünü değil, sadece çığlık sesi duyduklarını belirttiler ve bunun üzerine cesedi bulduklarını eklediler. Tenjou Sukki’nin cesedi bağdaş kurmuş ve de gülümser bir vaziyetteydi, sırtına Naginata saplanarak öldürülmüştü.

Olay mahallinde yaptığımız incelemede, üzerinde “8. Ishigakure Honjo Bölüğü” yazılı yuvarlak bir plaka dışında bir şey bulamadık. Ön incelememizin ardından Daichou binasına giderek, emekli shinobilerin dosyalarının depolandığı arşivde Tenjou Sukki hakkında araştırma yaptık. Cinayet ile bağlantılı olabilecek bir bilgiye rastlamasak da, kişisel profilinde adı çokca geçen Saitou Shinn’in de dosyasına bakma gereği duyduk ve adresini not aldık. Ayrıca, Honjo Bölüğü’nü de araştırdık arşivde ancak, “Yapılanmalar” isimli bir dosyanın sadece içindekiler kısmında ismine rastlayabildik. Dosyanın içerisinde bölüğe ait yaprakları bulamadık.

Daichou binasını terk ettik ve “Fuuin Yashiki”den “Yochi Uryou no Jutsu” mührü alarak tekrar olay mahalline döndük. Tekniği uygulayan kişi Nishiyama oldu. Saitou Shinn’in dosyasında gördüğümüz ile aynı yaraya sahip, siyah aura ile kaplı bir figür, kapıyı kırmadan içeri girdikten sonra duvardaki Naginata’yı almış. Ardından odaya Tenjou Sukki girerek, zamanın geldiğini söyleyerek, öldüğü pozisyonu almış. Siyah renkteki figür, arkasına geçerek cinayeti işlemiş.

Figürün Saitou Shinn olduğunu düşündüğümüz için, not aldığımız adrese gittik. Planımıza göre önce Nishiyama, iki katlı evin alt katındaki kapıdan sırasıyla Keishuu no Jutsu ile Otonaku Ashi Jutsu uygulayarak girecekti. Ben ise üst kattaki, açık olan pencereden, Nishiyama eve girdikten 30 saniye sonra girecektim. Öyle de yaptık ancak, üst katta bir şey bulamayınca alt kata indim ve takım arkadaşımı baygın buldum. Uyandığında sol kol ve sağ bacağını hissedemiyordu. Olay mahallinde Yochi Uryou no Jutsu uyguladığında gördüğü siyah figürün, kendisine bir katana ile saldırarak sol kol ve sağ bacağını kopardığını gördükten sonra bayılmış. Hissizliğin genjutsu kaynaklı olduğunu düşündük ve sağ omzunu kunai ile yaraladım. Bu sebeple evin alt katında, masaya yakın olan duvarın önündeki kan lekeleri Nishiyama’ya aittir. Ne yazık ki bu hareketim takım arkadaşımın hislerini geri getirmedi. Kendisini oturtarak, evi incelemeye devam ettim.

Evi dolaştığımda, üst katta eski birkaç kanlı sargı bezinden, alt katta da oldukça karmaşık yazılarla dolu parşömenlerden başka bir şey bulamadım. Sayıları oldukça fazla olduğu için, yanıma alamadım. Onun yerine, yanlarında bulduğum, Kurobe Mağaraları’nın bir kısmını haritalayan bu notu ekte sunuyorum.

Hem takım arkadaşımın göreve devam edemeyecek oluşu, hem de Kurobe Mağaları’na yaklaşmamın yasak olmasından mütevellit, görevimi burada sonlandırıyorum.

Shiomiya Kiyo

[GM - Naruto]

Konu sonlanmıştır. Nishi ve Kiyo 30GP ödül kazanmışlardır.