Planını yapmak için bağırıyorsun ve Gennosuke'ye bulunduğun sokağın lokasyonunu vermiş oluyorsun.
"Seni korkak it!" diye bir bağırış geliyor sokağın ucundan, Gennosuke'nin silüeti de bir kaç saniye sonra bu sesi takip ediyor. Caddenin ışıkları Gennosuke'nin arkasından geldiğinden Gennosuke'yi bir silüet olarak görüyorsun, üzerine doğru yürüyen, muhtemelen tüm niyetiyle seni parçalamak isteyen.
Bir şeyler söylemek için ağzını açıyorsun, fakat bir şey aklına gelmiyor.
! | Cynic yazdı: |
Zira bunu "bir şeyler söyleyecektim" şeklinde değil, neler söylediğini spesifik olarak anlatarak RP yapman lazım. |
Yine de, adam giriyor sokağa ve ilerliyor, istediğin yere kadar geliyor. Herif bunun ardından ileriye doğru bir kaç adım attığında, 2 shuriken çıkarıyorsun Shinobi çantandan ve fırlatıyorsun, ardından Gennosuke'nin üzerine doğru patlayıcı parşömenle sardığın shurikeni yolluyorsun. Gennosuke üç shurikeni de iki elini aşağıdan yukarıya doğru sallayarak blokluyor zincirlerle, yani shurikenler daha ikinizin arasında yarı yoldayken birden Gennosuke'nin zincir hamlesiyle havaya doğru uçuyorlar, fakat sen yine de Gennosuke'ye bir hasar veririm umuduyla patlatıyorsun parşömen çok uzaklaşmadan, bu dar sokakta.
Dar sokakta. İşte bu anda bir şey aklına dank ediyor patlama gerçekleşirken. Gennosuke ile görüşün tamamen patlamanın etkisiyle kapanıyor ve çok beyni hızlı çalışan biri olmadığından sokağın darlığı ve çevre evlere vermiş olduğun hasarı aklından geçirirken Kawarimi'ye odaklanamıyorsun, haliyle yap(a)mıyosun. Zaten üzerine yağan tahta parçaları ve toz dumandan da ortalıkta ne olup bittiği hakkında en ufak bir fikrin yok. Son hatırladığın şey, Gennosuke ve arana giren patlama.
Havaya zıplıyor ve arka taraflardan tek katlı bir evin çatısına zıplıyorsun toz dumandan çıkarak, öksürükler içinde. Evin üçgen prizma şeklindeki tahtadan çatısına konduğunda, sokağa şöyle bir bakıyorsun, dumanların arasında parçalanmış 2 evin yan duvarlarını görebiliyorsun. Önünde, hemen altında bir sokak var ve bu sokak dümdüz ilerleyerek ana caddeye bağlanıyor; bu sokak senin pusu kurduğun sokak. Fakat neredeyse tanınmaz halde. Sen gözlerinle sokağı dümdüz takip ettiğinde, sokak bir noktada dümdüz ilerlemeyi kesiyor ve çembersel bir şekilde genişliyor. O genişlemenin olduğu yer patlama alanı ve patlama 3-4 metre yanındaki herşeyi havaya uçurmuş. Patlamanın olduğu sağ ve sol taraftaki evlerin o sokağa bakan cepheleri tamamen yerle bir olmuş ve çatılar da o yıkılan cephelerden mütevellit aşağıya doğru kaymış. O 3-4 metrelik alanda ise sadece tahta parçaları bulunmakta.
Fakat bir şey daha dikkatini çekiyor. Kanlı bir el görüyorsun tahtaların arasında, serçe ve yüzük parmakları parçalanmış. Gennosuke'nin değil, bir kızın eline daha çok benziyor, zira ince ve narin. En azından buradan öyle seçiyorsun. Tahtaların arasından eli öylece ölü bir şekilde uzanmış durumda. Cesedin geri kalanı da tahtaların arasında, muhtemelen.
Yıkılan evlerden çığlıklar yükselmekte ve her taraftan patlamanın sesini duyup dışarı çıkmaya çalışan insanların sesleri gelmekte. Muhtemelen civardaki herkes patlamayı duymuş durumda. Bir çok evin ışığı geri yanıyor toz kalkarken. Gennosuke'yi görüyorsun, caddenin ortasında. Senden epey uzakta yani, ama çatıda olduğundan onu görebiliyorsun. Yere diz çökmüş durumda ve göğsündeki yaraya dokunup akan kanına bakıyor, ardından zincirler tekrar dirseklerine hücum edip eski, dövme haline geri dönüyorlar. Ardından Gennosuke'nin yere kan tükürdüğünü görüyorsun. Başını kaldırıyor, gecenin karanlığında tam gözlerinin içine bakıyor. Suradının sol tarafının yanmış olduğunu görüyorsun, fakat gözleri sağlam. Ardından ayağı kalkıyor ve sendeleyerek zıt taraftaki başka bir ara sokağa dalıyor ve gözden kayboluyor.
Sen ise kala kalıyorsun çatıda.