Neden teşekkür ettiğini bilmiyorum ama Kiyo'nun beni düşünüp endişelenmesi hoşuma gitti. Sanki demin chakramın büyük bir kısmını sikik parşömene kaptırmamış gibi kaşlarımı çatıp götü başı dağıtmış halimden çıktım ve sesimi kalınlaştırmaya çalışarak "İyiyim. Merak etme beni." dedim. Sert çocuk Nishi. Eh, tabi ki "Oşkitom yoruldum occok öp de düzeleyööm" demeyeceğim amına koyayım. O ne öyle, iyice ibneleşmeye gerek yok. İşte ben hırıltılar çıkara çıkara yerden kalktım. Kan man, baya baya sıçmışım üstüme başıma ama olsun eve gidip bunları bir güzel yakarım ben. Kandan bulaşan bir sürü hastalık var biliyorsunuz. "Shinn'e gidelim de bakalım evde bizi mi bekliyor. Cinayet işledikten sonra eve gidip oturacak değilim, eğer evdeyse ya çok maldır ki bi Jounin'in o kadar mal olacağını sanmam ya da bizi bekliyordur. Öldürmek için olacağını da sanmıyorum ama gene de dikkatli olalım." dedim üstümü başımı düzeltirken. Sonra da şöyle bir Sukki'ye baktım göz ucu ile. Bu gün görmediğim kadar meme gördüm sayesinde. Umarım bu eve bir daha gelmek zorunda kalmam, kalırsam da şu kadını kaldırsınlar buradan ne olur.
Sukki'nin dairesinden çıkıp şöyle Kiyo'nun yazdığı adrese bakalım dedim, o nasıl yazı Kami-sama. Bir bok anlamadım yemin ederim. Sevdiğim, yanında mutlu olduğum çocuk aslında içinde tam bir balta mıdır nedir? Biraz bakayım dedim beynime ağrılar girdi. Neyse ki kendi yazdığını okuyabiliyor. Sesli okuduğunda şöyle bir düşünüp kafamdaki Ishi adres defterini karıştırdım. Şöyle güzel olan evlerde sanırım biraz uzak buradan ama o kadar da değil. Üstelik bu iyi de olur çünkü kafamızda bir plan yapabiliriz yoldayken. "İçeri ayı gibi gireceksek kendimizi koruma planımız da olsun." diye başladım ben. Bu sırada cebimden çıkardığım chakra hapını attım ağzıma. Ne olur ne olmaz şimdi. "Ben gizlice girme taraftarıyım, içeride herifi bulabileceğimizi bile bilmiyoruz ama psikopat gibi girersek tuzağa falan düşeriz. Bence sinsice girelim." Sinsice dedim, ciddi ciddi baya sinsice girdik. Mahalleye girerken bile çatılardan gizli gizli ilerledik falan. Millet artık kalkmış işine gücüne bakmaya başlamış belli ki. Ishigakure'nin yaşayan zamanları daha güzel gelmiştir bana hep. Tabi artık bu güzel zamanlarda mutlu mutlu dolaşamıyorum. Sürekli aklıma bir şeylerden kaçmam gerektiği geldiği için bir yerlere kapanıyorum. Paranoya yapmasam oldukça güzel zamanlar bunlar.
Güzel müstakil ev diye düşündüğüm evler bok çıktı. Bildiğin fakir mekanı lan bura. Balkonlarına şalvarlarını asmışlar kurumasını bekliyorlar falan. Yüzümü buruşturdum. Valla 1-2 saat içinde hem o dükkan sahibi gibi hafif zengin kısmı, hem de buradakiler gibi tipleri görmek çok garip geliyor. Ishigakure'nin böyle bir ayrımcılığı var biliyorsunuz. Doğma büyüme bir Ishigakure'li olarak ben de insanlara eşit bakamıyorum. Yani ne bileyim, en iyisi böyleymiş gibi geliyor. Herkes kendi gibilerle muhatap olsun gibi. Biz shinobiler herkese bakıyoruz o ayrı. Zaten ne zengin ne fakir sayılırız. Etrafa bakınca bu evlerin hiç bakımlı olmadığını falan gördüm ama fazla da takılmadım bu duruma. Yani ne bileyim, Ishi-chou bir ara gelip buraya da barış getirir belki. Bizim burada böyle dağınık evleri barındırmazlar. Bu mahallenin birleşip devlet bize bahmii muhabbetine gireceğini düşününce kendi kendime keyiflendim ama dışarı yansıtmadım. Ishi'nin kürtleri burada yaşıyormuş falan. Of ne biçim ayrımcı bir insana dönüştüm iki saniyede.
Vardık eve bu sırada. Çatıdan atladım sokağa ben ve eve göz gezdirdim. 2 katlı bir ev işte. Tüm perdeler çekilmiş, sadece üstteki bir pencere açık. Niye? Hemen yanındaki evin duvarına omzumu dayayıp o pencereden bakılınca görünmemeye çalıştım. Pencerenin açılış sebebi olarak aklıma direkt adamın oradan kaçtığı geliyor. Eski shinobi diyoruz yani eminim ki oradan rahat bir şekilde kaçabilir. Pencereyi açıp oradan gelen shinobilere tuzak falan da kuruyor olabilir. Her ne kadar ayrılmak istemesem de çatıdaki Kiyo'ya baktım kafamı kaldırıp. Sonra da elimle kendimi gösterdim. Ağzımı okuması için de bastıra bastıra "Ben." diye hareket ettirdim dudaklarımı. Aşağıdaki kapıyı gösterdim "Burdan giriyorum." Elimi kaldırıp Kiyo'yu gösterdim. "Sen." Elimi sırtıma götürüp Kiyo'nun o ahtapotlu tekniğini kast ederek parmaklarımı oynattım. "Boklarını çıkarıp." Üstteki pencereyi gösterdim. "Buradan gir." Kiyo'dan onay alınca da bir elimle 3 diğer elimle de 0 yaparak "Bana içeride 30 saniye ver." dedim. Kafamla kendi planımı onaylayıp mühürlerimi yaptıktan sonra Otonaku Ashi Jutsu yapmayı planlıyorum. Herhalde bu tekniği evin içinde de açık tutarım. İyi ki chakra hapını almışım. Sonra da hafif çömelerek evin kapısına yönelip elimi kilide koyup Keishuu no Jutsu uygulayacağım. Kapı açılınca Kiyo'ya tekrar 30 işareti yaparak içeri gireceğim. Ellerimi de Rai no Te için hazır tutacağım tabi ki. Amacım evin alt katını gözden geçirmek. Herif direkt karşıma çıkarsa Rai no Te ile onu rahatsız edebilirim. Saklanacak bir şey kalmadığı için de Kiyo'ya bağırırım gelmesi için. Alt katta birini bulamazsam sadece şöyle etrafa bakınıp üst kata çıkarım. O sırada da 30 saniye dolar herhalde. Shinn'i içeride bulacağımızı hiç ummuyorum ama hadi bakalım.