Sukejuro'nun cansız vücudu düşüyor arabanın üstünden ve tok bir sesle yerle buluşuyor. Arabacılar arabalarından inmiş, birbirleri ile konuşurken Yabuko'ya kınayan bakışlarını yolluyorlar.
Yabuko: Dediklerine karşı Kikaku iyice delirip "Şaka mı yapıyorsun? ZATEN 3'Ü SİZ, 7 KİŞİYİZ ŞU KERVANDA! KAÇIRILMA DEDİNİZ, ŞU 100 KİLO AYIYI MI KAÇIRACAKLAR-" Eli ile yüzünde şapşal bir ifade olan Yoshi'yi gösteriyor "TABİ Kİ NAMIYO'DAN ŞÜPHELENECEĞİM! ÜSTELİK HER YERE BAKTIM SEN BURADA BU REZİLLİĞİ YAPARKEN! KIZIM YOK" diye atara geliyor.
Yoshi senin dediklerinden sonra "Yare yare..." nidaları ile ayağa kalkıyor. "Bende ne olur ne olmaz diye bulundurduğum bir ilk yardım çantası var ama bilgim yok nasıl kullanılır." dedikten sonra iniyor bulunduğu yerden ve arabasının arkasına gidip çıkarıyor çantayı. İçinde makas, sargı bezi, dezenfektan, yara bandı, kan hapı, göz pedi vs. şeyler var. Yoshi bu çantayı sana getirirken "İstersen ateş de yakarız yiğenim." diye eklemeyi de unutmuyor. En arkadaki arabacının da yardıma ihtiyacı olduğunu unutmaman gerek. Asai ve Yuudai buradaki yetkiyi sana bırakıp yola düşüyorlar Namiyo konusunda. Bu sırada da kızının durumuna üzülüp, senin söylediklerine sinirlenen Kikaku da kenarda söylenip duruyor. "Kızım kaçırılmış ne demek malları koruduk?" tarzında. Bir süre sonra da iyice sesini yükseltiyor senin duyman için "Kızı bulmak için kılını bile kıpırdatmayanlar sonra kendilerine shinobi diyorlar! Neyse ki diğer ikisini de yollamışlar. Hiç bir zaman tek shinobiye güvenmeyeceksin. Türlü türlü adam var, böyle basiretsizleri de var işte." İçinde bir şeylerin kıpırdandığını hissediyorsun. Sen eksik adam mısın da böyle konuşuluyor arkandan? Kızı bulmakta ne var yani? Fazla uzaklaşmış da olamazlar.
Asai ve Yuudai: İkiniz de adamların demin gittiği yöne doğru koşuyorsunuz. Asai arkasını dönüp Yuudai'yi görüyor ve ellerini hazırlıyor ancak shunshin mührünü yapamadan gözüne bir şey takılıyor. Ormanın karanlığında gözüne ilişen küçük küçük ışıklar var. 2-3 dakikalık bir mesafede oldukları için shunshin yapmasına gerek yok. Üstelik, shunshin düz çizgide ilerleyen bir teknik. Ormandaki ağaçlar rastgele bir düzende bulunduğu için son hızla ağacın tekine çarpması %90 ihtimal. Biraz daha koşunca zaten hafif sisin içinde üç silüeti görebiliyorsunuz. Pelerinli olan Namiyo olduğunu tahmin ettiğiniz silüeti omuzlamış durumda. Diğeri ise yerde duran bir cismin üstüne ayağını koymuş bir şekilde duruyor. Yaklaştıkça konuşmalarını duyabiliyorsunuz. Pelerinli olan "Başımıza zaten yeterince dert açmadık mı?" diyor. Hala sakinliğini koruduğu anlaşılıyor sesinden. "Tamam kızı kaçırdın da, bu herifi neden öldürdün ki şimdi?" Asai'ye saldıran saldırgan ise hafif delice tonlamalar yaparak cevap veriyor. "Önümüzü kesmeye çalışıyordu! Buraya giremezsiniz ne demek, biz istediğimiz yere gireriz!" Pelerinli olan "Bence bu kötü adam olma işini abartıyorsun." diyerek doğru bir noktaya değindikten sonra "Gereksiz durduk, peşimizdeler." diyerek sizin geldiğinizi fark ettiğini belli ediyor. "Hadi şu ışıklar neymiş bakalım." İkisi de aynı anda sislerin arasında parlayan ışıklara doğru koşmaya başlıyorlar. Sis orada oldukça yoğun olduğu için bir anda gözünüzden kayboluyorlar. Sislerin içinden sadece Namiyo'nun Asai'nin adını bağıran sesi geliyor ve tabi ki kırmızı kırmızı parlayan ışıklar. İlerlerseniz boynu kırılmış bir şekilde yerde yatan adamı görebilirsiniz. İlginç süslemeler olan bir pelerin giymiş bu adam. 30 yaşlarında.