Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Moderatör: Game Master

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen Jinryu Mao tarih 06 Mar 2015, 12:02

Mao, Mao... Mao! Güvenecek kimsem yoktu, zamanında Taş'ın dik yamaçlarında güç gösterisi yapmış o büyük ülkelerden birinin düşman topraklarında bir kuyunun yanında uyumaktan başka yapacak bir işim yok gibiydi. Şimdi köyde, havanın yeni karardığı bu saatte yamaçlardan köyü izleyen parkın birinde sırtımı sarı otlara yaslamış gökyüzünü izliyor olurdum yanımda arkadaşlarımla. Belki örümcek maymununu bile çağırırdım, sonuçta Chiziru'yu döverken ne kadar adam şahidim olursa o kadar iyidir. Ahah, Chizuru'yu teyze diye çağırdıktan sonra onu bir daha dövebileceğimi sanmıyorum gerçi. Ne dayaktı be. Örümcekle biraz kapışıp boyumuz neden kısa onun hakkında konuşurduk belki de, sonuçta mutfaktaki hareketleri bir rövanşı hak ediyor. Köye dönersem herkesi bir yerde toplamalıyım evet, mangal falan yaparım... Dönersem.

Mao, Mao, Mao! Aslında buradaki insanlara da hak vermiyor değildim, benim güvenecek kimsem olmadığına göre; onların da bana güvenmek gibi bir sorumlulukları yoktu. Her ne kadar bir Taş vatandaşı olduğumdan kendimi Rüzgar ve Yıldırım Ülkesi insanlarından ayırabiliyor olsam da bu insanlar büyük ihtimalle beni iki düşman ülkeden birinin vatandaşı sanıyorlardı. Komik, sadece kendilerine zarar vermiş olanların farkında olan bir nefret toplumu daha. Peki benim halkım ne yapmalı? Gördüğü bütün ülkelere saldırmalı, yıllar önce olmuş saçma bir savaşın intikamını mı almalı? Saen, Konoha'lı arkadaşıyla mektuplaşmamalı mı? Ben Yoshimi Ito adlı çocuğun hayatını kurtarmamalı mıydım yoksa? "Salaklar." Kurban büyük ülkelerin arasında ezilen küçük ülkeler değildi, hayır; kurban büyük insanların arasında ezilen küçük insanlardı.

Bu insanların benim Yıldırım Ülkesi'nden, sınırında yaşadıkları ormanı yakmak ve hepsini katletmek için gönderilmiş bir shinobi olduğumun aksine yönde düşünmeleri için sebepleri yoktu. "Her neyse, bunları düşünmek için fazla küçüğüm sanırım. Ayrıca fazla geç, çoktan bir shinobi'yim; süikast makinesi, katil, sabotajcı." Komik gerçekten; hem fazla küçüğüm, hem fazla geciktim. Katil olmak için yetiştirilen bir grup çocuğuz zaten, macera aramak neyimize, ölüm zaten dibimizde.

Mao! Mao! MAO!

Beş dakika daha! diyebilecek bir durumda değildim güneş beni uyandırırken, sırtımı dayadığım taş rahatımı bozuyor; bir süredir alıştığım yabancılaşma durumu tetiğe hemen geçip yaşayıp yaşamadığımı kontrol etmek için beni dürtüyordu. Her ne kadar tembellik etmek istesem de, bunu düşünerek yazılmamış mıydım zaten shinobiliğe? En azından bir Chuunin olana kadar görevler ve eğitim böyle zorlu geçecek, bir akademi öğretmeni olmayı başarır başarmaz Jinryu Mao emekliliğe hazırlanıp savaş çıkmaması için dua edecekti... Fazla mı dayanıksızdım?

Olamaz! Olamaz, kesinlikle olamaz! Sabah olduğuna göre, artık girelim şu ormana da meyveyi bi bulalım. Gecenin yorgunluğunda ve uyku huzursuzluğunda başka bir Mao vardı, güneşin yüzünü yakarak uyandırdığı Mao bambaşka biriydi. Kulağımda çınlayan tezahüratlar beni galeyana getirmiş, karamsar fikirleri kafamdan atmıştı. Peksimetimi canavar gibi yerken, beni hala görmezden gelen insanlar sinirimi bozmuyor; hatta az biraz eğlendiriyordu. Bana bakan tek insan varlığına babası çekiştirmeden önce gülümsemiş, ardından büyük bir gazla ayağa kalkmaya girişmiştim.

Mao! Mao! Aman!

Ayağa kalkmayı becerememiştim, bildiğin yılların shinobisi ayağa kalkamamıştı ya. On santimden tekrar kıçımın üstüne düşmüş ve güzel bir kas ağrısı çekmiştim neredeyse tüm bedenimde. Büyüyorum, ondan oluyor böyle. Hem zaten, ne yapmaya ayağa kalkıyordum ki? Ormanın patikaları hakkında bir bilgim var mıydı? Not almış mıydım? Plan yapmış mıydım? Merakla etrafıma bakındım önce, merak maskesinin ardında yakındaki insanları tespit etme isteği vardı elbette. Ardından özenle çantamdan harita parşömenini çıkarıp önüme serecektim, haritaya bakarken diğer bir yandan defterimden bir kağıt daha koparıp plan yapmaktı amacım. Haritayı hiç derinlemesine incelememiştim elbette, Burada otururken iyi bir yol çizip en fazla yarım saate yola çıkmam lazım.
Resim
The supreme vice is shallowness.
O. Wilde

föşik cynic

Künye
İsim: Jinryu Mao
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C
Ürtbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli/5

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:3
Varlık:4
Zeka:5


Ninjutsu
Kebudan no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından toz çıkartmaya başlar. Bu tozun içinde büyükçe taş parçaları bulunur. Toz, tazyikli bir şekilde ağızdan çıkar ve kullanıcının önünde bulunan herkes bu tozdan etkilenir. Tozun içinde bulunan ufak taşlar rakiplere çarpar, derilerini sıyırır ve görüş mesafesini düşürür. Göz gibi hassas dokulara zarar verir.

Moguragakure no Jutsu, C Rank
Orta seviyede bir el mührü dizisinin ardından kullanıcı tekniği aktif eder. Kullanıcı teknik sayesinde yerde ancak bir vücudun sığabileceği kadar bir delik açar ve oradan yerin altına girer. Kullanıcının yerin altına girmesinin ardından ise bu delik kapanır ve kullanıcı tamamen yer altında kalır. Yer altında olan kullanıcı bu katmanda ilerleyerek kendini gizleyebilir. Öte yandan zemindeki hareketleri sezebilen kullanıcı sürpriz ataklar gerçekleştirme imkanına sahip olur. Kullanıcı yer altında istediği mesafede gidebilir ve istediği derinliğe inebilir. Ne var ki bunun sınırı da kullanıcının kullandığı chakra ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tsuchiganji no Jutsu, D Rank
Kullanıcı ellerini yere koyar ve chakrasını yüzeye yaymaya başlar. 150 metre civarında, hareket eden herkesin yerleri tespit edilebilir, ancak bu tespit aşırı keskin değildir, kabaca yön tayinine yarar. Dokunulan yüzeyden daha aşağıda veya daha yukarıda bulunan kişiler bu teknik ile tespit edilemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu
Juudaichi Stili B Rank
Oukashou, C Rank
Kullanıcı chakrasını yoğurur ve elinde toplar. Ardından yumruğunu savurarak hamlesini yapar ve yumruk hedefe isabet ettiği anda chakra dışarı salınır. Bu şekilde, kullanıcının yumruğunun yıkıcı gücü aşırı derecede artar. Bu tekniğe yakalanan rakip metrelerce yuvarlanabilir. Teknik ile ince duvarlar kırılabilir.

Beceri Listesi
Meishou-dou, D-Rank
Juudaichi 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Korumalı Gözlük[Yüksek Kalite]
Metal Eldivenler ve El-Ayak Bilek Koruyucuları
Toshiki'nin Modifikasyonu;
Her iki eldivenin parmak eklem boğumlarına rivetler eklenmiştir. Bunlar paslanmaz ve yerlerinden çıkmaz. Yumruların hasar potansiyelini arttırır, delici özelliktedir.

İkili sis Bombası Paketi
Kullanıcı avatarı
Jinryu Mao
 
Mesajlar: 122
Kayıt: 09 Eyl 2014, 14:53

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 06 Mar 2015, 13:12

Haritayı yere düzgünce seriyorsun, yaşını belli eden buruşuk parşömene dikkat ederek. Bu sırada da kas ağrılarını gidermek için kollarını sallıyorsun, omuzunu oynatıyorsun, kan akışını arttırmak ve acıyan kaslarının rutubetini biraz dindirmek adına. Standart şeyler, çok yardımcı olacağını sanmıyorsun. Lâkin herhangi bir şey yapmamaktan iyidir. Boynunu ovuşturuyorsun, "üfff" çekerken içinden.

Haritayı adam akıllı incelemek adına tekrar gözlerini diktiğinde, bir gölge oluşuyor üzerinde. Geniş, heybetli bir gölge. Haritanın durduğu toprağın bir kaç santim ilerisinde, yere basan 2 ayak görebiliyorsun. Kumaştan çiftçi "botları". Kafanı yavaş yavaş kaldırıyorsun ve önünde duran elemana bakıyorsun.

Resim


Sen daha ne olduğunu kavramadan, güneşin parlaklığını tam da gözlerine yansıtan bir metal parçası usulca boğazına dayanıyor. Bir katana, lâkin eski.

Kasların adam akıllı çalışıyor olaydı belki tepki verecek bir şansın olabilirdi.

"Bu haritaları nereden buldun?"
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen Jinryu Mao tarih 06 Mar 2015, 18:43

Of, bu kadar mallamış olmam normal mi la? diye iç geçirirken serdiğim haritaya göz gezdirmeme fırsat vermeyecek kadar hareketleniyordum. Ayağa kalkamamam bir yana, ayağa kalkmadığım için olduğum yerde hareketlenmek zorundaydım elbette. Keşke ayağa kalkıp biraz açılsaymışım önce. Haritanın başında uzunca bir süre gerilsem de çare yoktu sonuçta, son bir kaç dairesel kıkırdak hareketinin ardından en azından biraz daha açılana kadar haritaya bakmaya koyulmuştum. Eski harita, hala ilk çizildiği zamanın kokusunu barındırır biçimde beni içine almıştı bir anda. Ormanın ağaçlarını görüyor gibi hissetmiştim kendimi başta, ardından ormana doğru hızla gelip ağaçların arasına dağılarak süzülen rüzgar... Gerçekten Tensei'nin üstündeydim sanki, bütün yollarını zaten görebiliyordum. Üstümden geçen bir bulut yavaşça ormanın da üstüne düşmüş ve haritanın dahi üstünü kapatmıştı hafif gölgesiyle. Ah, ne güzel.

LAN?! Sanırım köyde ilk kez birileri fark etmişti beni, yeteri kadar meraklı biri köyüne gelen bu yabancının gezdiği yerleri merak etmiş. Yemek teklif etmek için ayağının ucuna kadar gelmişti. Ses çıkarmayan çiftçi ayakkabıları bir anda gözümün önünde belirivermişti çünkü, sessizce gelen adam o kadar misafirperverdi ki Tanrı'sı insanlar bu iyi huyunu kullanmasın diye ona böyle asık bir surat vermişti.

Ben ne olduğunu anlayamayacak, tepki gösterecek bir tehlike hissetmeyecek kadar nazik ve usulca boğazıma yaklaşan katanaya, metal eldivenlerimle müdahale edip hızlıca bir şeyler yapmak istesem de o anki durumum ve bütün bir köyü karşıma o anki durumumda alma tehlikesi beni durdurmuş ve adamı incelemek için zaman tanımıştı bana. Adamın gözlerinin benim üstümde olduğuna emin olmak için sinirli bakan soğuk gözlerinden başlamış, uzun kahverengi saçlarının görünüşünden dünkü terbiyesiz olmadığının farkına varınca tekrar geleneksel kıyafetine vermiştim kendimi. Savaşmak için giyinmiş gibiydi, avcunu be dirseğine kadar kolunu kumaşa sarmış; kemer niyetine bağladığı uzun kumaşı kıyafetinin geri kalanı ayaklarına engel olmayacak şekilde düğümlemişti. Kumaş ayakkabılar, ses çıkarmamak için giyilirdi ve katana; Ha bak katana biraz eski, belki ondan biraz avantajım olabilir.

Adamın sorusuna hazinesini saklayan bir tüccar gibi kaşlarımı çatarak bakmış ve boynumun dibinde duran katana'yı hesaba katıp konuşmaya girişmiştim; "Amcam verdi, dedemin son dileğinin bu ormanda gezip haritayı tamamlamak olduğunu söylerdi hep; kendisinin de son dileği bu oldu bayım." dedikten sonra aile yadigarımı dikkatlice tekrar dürmeye çalışacaktım. Boynuma dayalı katanayı düşündükçe kendime daha kötü durumlara düştüğümü hatırlatıyor ve herhangibir ters harekette sol elimle katanayı kavrayıp kendime çekerken adama vuracağım omuzun planını yapıyordum. Sen bir shinobisin Mao, çok da kötüsü değilsin. Adam katana'yı indirirse suyuna gidip dedemin ve amcamın son duaları hakkında söyleyebileceğim daha çok yalan düşünmeye uğraşırken, tehlikeli bir anda metal eldivenlerimin bana sunduğu katana tutma avantajını planladığım gibi kullanacak gücüm olup olmadığını hesaplamaya uğraşıyordum bir yandan da. Sonuçta o omuzu attıktan sonra haritayı toplayıp ormana doğru depar atmamı engelleyecek bir şey kalmayacak, ben de haritamla beraber ormanda kaybolabilecektim.

Her şekilde işin daha tehlikesiz ve arkadan adam koşmasız olan anlayış yoluyla sonlanmasını arzuluyordum. En azından kaçma hazırlığı için daha çok zaman, ama defterime veya haritaya davranırlarsa...
Resim
The supreme vice is shallowness.
O. Wilde

föşik cynic

Künye
İsim: Jinryu Mao
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C
Ürtbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli/5

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:3
Varlık:4
Zeka:5


Ninjutsu
Kebudan no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından toz çıkartmaya başlar. Bu tozun içinde büyükçe taş parçaları bulunur. Toz, tazyikli bir şekilde ağızdan çıkar ve kullanıcının önünde bulunan herkes bu tozdan etkilenir. Tozun içinde bulunan ufak taşlar rakiplere çarpar, derilerini sıyırır ve görüş mesafesini düşürür. Göz gibi hassas dokulara zarar verir.

Moguragakure no Jutsu, C Rank
Orta seviyede bir el mührü dizisinin ardından kullanıcı tekniği aktif eder. Kullanıcı teknik sayesinde yerde ancak bir vücudun sığabileceği kadar bir delik açar ve oradan yerin altına girer. Kullanıcının yerin altına girmesinin ardından ise bu delik kapanır ve kullanıcı tamamen yer altında kalır. Yer altında olan kullanıcı bu katmanda ilerleyerek kendini gizleyebilir. Öte yandan zemindeki hareketleri sezebilen kullanıcı sürpriz ataklar gerçekleştirme imkanına sahip olur. Kullanıcı yer altında istediği mesafede gidebilir ve istediği derinliğe inebilir. Ne var ki bunun sınırı da kullanıcının kullandığı chakra ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tsuchiganji no Jutsu, D Rank
Kullanıcı ellerini yere koyar ve chakrasını yüzeye yaymaya başlar. 150 metre civarında, hareket eden herkesin yerleri tespit edilebilir, ancak bu tespit aşırı keskin değildir, kabaca yön tayinine yarar. Dokunulan yüzeyden daha aşağıda veya daha yukarıda bulunan kişiler bu teknik ile tespit edilemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu
Juudaichi Stili B Rank
Oukashou, C Rank
Kullanıcı chakrasını yoğurur ve elinde toplar. Ardından yumruğunu savurarak hamlesini yapar ve yumruk hedefe isabet ettiği anda chakra dışarı salınır. Bu şekilde, kullanıcının yumruğunun yıkıcı gücü aşırı derecede artar. Bu tekniğe yakalanan rakip metrelerce yuvarlanabilir. Teknik ile ince duvarlar kırılabilir.

Beceri Listesi
Meishou-dou, D-Rank
Juudaichi 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Korumalı Gözlük[Yüksek Kalite]
Metal Eldivenler ve El-Ayak Bilek Koruyucuları
Toshiki'nin Modifikasyonu;
Her iki eldivenin parmak eklem boğumlarına rivetler eklenmiştir. Bunlar paslanmaz ve yerlerinden çıkmaz. Yumruların hasar potansiyelini arttırır, delici özelliktedir.

İkili sis Bombası Paketi
Kullanıcı avatarı
Jinryu Mao
 
Mesajlar: 122
Kayıt: 09 Eyl 2014, 14:53

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 06 Mar 2015, 19:00

Kapalı konu
Metal eldivenlerle uyumak hoş bir şey değil. Onlarla uyumayıp, kalkınca giydiğini varsayıyorum fakat tekrar olursa sabaha parmaklarını kullanamayacak halde uyanabilme ihtimalin çok yüksek. Aklında bulunsun.


"Shinra'nın soyundan geldiğini düşünmüyorum velet."

Parşömeni dürmene izin veriyor katanayı boğazından çekmeyerek. Sen onu geri sarmayı bitirdiğinde ise bir ayağını parşömenin üzerine koyuyor, almanı engelliyor. Parşömenlere eğiliyor tok sesli eleman, katanayı boğazından çekmeden. Gözlerini bir anlığına senden ayırdığında ise, eldivenlerinle katanayı tutuyor ve adama sert bir omuz çakıyorsun yerinden kalkarken. Eleman yere yapışırken, parşömeni kaptığın gibi orman girişi olduğunu düşündüğün rastgele bir yöne doğru koşmaya başlıyorsun.

Fakat ninja ekipmanlarını, alınbandını ve erzaklarını bulundurduğun çantan hala kuyunun yanında. Onu almayı unuttuğunu farkediyorsun, lâkin iş işten geçmiş oluyor sen koşmaya başladığında.

Fakat birden nefesin kesiliyor, karnında sert bir acı hissediyorsun. Sola doğru sendeliyor ve bir dizinin üstüne çöküyorsun. Karnına aşırı sert bir tekme yediğinden aşırı derecede eminsin, lâkin nereden geldiğini göremedin. Bir chakra patlaması sezmemen de işin garip kısmı. Bu kadar hızlı, fakat chakra kullanmadan yapılan hareketler nadir değil, eğitimli insanların yapabileceği şeyler, fakat bu siktiriboktan köyde karşılaşman talihinin seni sikmek istediğinin bir göstergesi sanki.

"Ayyyayayay, dayak mı yiyorsun bu veled-i zina'dan la, Toshiki?"

Konuşmanın geldiği yön, tam da tekmeyi yediğin taraf. Kınından çıkan bir katana sesi duyuyorsun.

Resim


"Bak bence kaçmaya çalışma velet. Senin için hiç iyi olmaz. Sakince parşömeni bana ver, ben de çükünü kesmeyeyim. Ne dersin?"

Omzuna dayadığı katanası ile kendinden emin bir duruşu var elemanın. Aranızda hemen hemen 4 metre kadar var. Çevrenizde insanlar toplaşmaya başlıyor, bir çember oluşturuyorlar meydanın etrafında.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen Jinryu Mao tarih 07 Mar 2015, 11:46

Shinra...ssiktir. Shinra'nın kim olduğunu biliyorlar mıymış? Düşünmem gerekirdi, salak gibi parşömeni niye açtıysam ortalıkta. Ben zarar gelmemesi için özenle parşömeni toplamaya çalışırken adamın boş bir anını bekliyor ve olabildiğince çaresiz görünmeye çalışıyorken bir anda herif hiç beklemediğim bir şımarıklık, bir kibir sergileyerek benim biraz sonra hayatımı ortaya koyup korumaya uğraşacağım parşömenin üstüne basmaya cesaret etmişti. Shinra'nın, Oogami'nin, kitabın yazarının, BENİM hayallerimin üstüne basıp onu öylece benden alabileceğini mi düşünüyor bu adam?! İçimde daha önce tatmadığım bir duygu yükselmişti, hırs, tutku... Cansız şeylere olan bir tutku.

"Ne cürretle bu sanatın üstüne basarsın?!" derken sol elim adamın eski kılıcını kavramış ve beklemediği bir şekilde onu bana doğru çekmeye girişmişti. Sağ elim hala parşömenden ayrılmamışken o sabit duracak şekilde adama var gücümle omzu yapıştırmış, "NE?!" diye adrenalin yüklü bir bağırışla beraber ağaç topluluğunu ilk gördüğüm yere doğru depara kalkmıştım adamın biraz geri yuvarlandığını umut ederek.

Harbi harbi üstüne bastı it- Karın ağrımın bir an sinirden olduğunu düşünecek kadar boş beyinli olsam da başından beri tehlikenin tek kişi olmadığını hatırlamam işin yine kendi aptallığım olduğuna kanaat getirmeme sebep olmuştu. Zira yediğim yumruğun sahibi sendelediğim bir kaç metre ilerde Toshiki adlı birine vızırdamaya başlamıştı bile. Veled-i zina, ha? VELED-I ZINA HA?! Beni saatlerce tekmeleyebilirdi, belki kılıcıyla bana bir kaç çizik atmasına bile izin verebilirdim; yapardım bunu. "... ama hiç bir zenne giyimli köy çocuğu anneme laf edemez." Mırıldanırken çoktan parşömeni ceketimin içine koyup fermuarını iyice yukarı çekmiş ve doğrulma hazırlıklarına başlamıştım.

Seni sadece yumruklamayacağım. diyordum içimden ayaklanırken, sol elim çantamda kunai'lerin olduğu bölüme gitmişti o sırada; SENİ KESECEĞİM!. İyi ki sesli düşünmemiştim, evet, iyi ki. Sırtımdaki çantamı kuyunun kenarında bırakmış olmak zekice bir hareketti gerçekten. Kendimi çok kısa süreli tebrik ettikten sonra adamın teklifine "Hayır," demiştim hafifçe geri geri, şimdiki rakibimden bakışlarımı çekmeden kuyunun yanına yürüyerek. Yere çaktığım elemanın kalkıp kalkmamış olması pek umrumda değildi, zaten etrafımızda toplanan insanlar bir meydan dövüşü bekliyorlardı ve konum almak için hareketlenen birine arkadan saldıracak kadar çaresiz bir toplulukla başa çıkmakta zorlanacağımı düşünmüyordum. "Misafirperverliğiniz karnıma ağrılar soktu." demiştim boynumdaki gözlüğü tek harekette gözlerime geçirirken.

Planım basitti, zaten çantama yeteri kadar yaklaştığımı anladığımda çantama doğru bir iki seken adımla giderken hızını kanıtlamış rakibime doğru var hızımla el mührü dizisini ardı ardına getirip ağzımdan taşlı topraklı kum atmaya başlayacaktım. Kebudan no Jutsu, Gyaro-sensei'nin bana öğretirken bahsettiği isimdi sanırım. Evet. Tekniğin benim önümde kalan herkese yarattığı kaostan faydalanıp çantamı kavrayacak, ayaklarımda düz duvara tırmanmama yetecek ince bir çakra katmanı biriktirirken çantamdan elime gelen ilk sis bombasını patlamak üzere arkamda bırakıp arkası ormana açılan büyük eve doğru depar alıp evin çatısından ormana atlamak üzere bütün hızımla koşmaya başlayacaktım.

Eğer bir şeyler ters giderse, çantam için savaşmak zorundaydım. Ormana çantasız gitmek, bilmediğim bir yere ekipmansız ve erzaksız girerken arkamda kim olduğum hakkında çok fazla bilgiye sahip avcılar bırakacağım demekti çünkü. Zaten eğer Kebudan tekniğini kullanmadan alaşağı edilmezsem, peşime sadece bu insanların takılmayacağı bir gerçekti. Ama işleri boka sarmak, burada ölmekten daha iyiydi sonuçta; ayrıca haritaya sahip tek kişiyken ormana girmek bana avantajdan başka bir şey kazandırmazdı sonunda.

Bir şeyler ters giderse eğer, gelecek saldırıyı savuşturup toparlanmaya çalışacak ve sol ayak öne açık, sol elim önüme doğrulmuş omuz hizamda, sağ elimse bel hizasında rakibe göre yan duran vücudumun arkasında rakibe saldıracak pek az yer sunan Shoto stansına geçecektim. Özellikle silahlı rakiplere karşı kullanmam için öğretilen stans, gelen saldırıyı savuşturup rakibin ardından gelen açığına güçlü yumruklar indirmek ve tekmeleri rakibin dizinin altında tutarak denge dağıtmaya oynamak için birebirdi.

Yosh!

oUT: Alınbandını zaten başından beri getirmemiştim çantada bile tehlikesi fazla olduğundan. Kuyudan fazla uzaklaşmadığımı var sayarak yazdım bunu, yani zaten eğer ormana doğru büyük evinden geçmeden kaçacaksam arkasından dolanıp geçmekten başka şansım olmazdı. Her ne kadar Shoto stansını bir paragraf açıklamış olsam da sadece acil bir durumda önceden stans hakkında bilgin olsun diye yazdım Cynic-senpai. Notice me.
Resim
The supreme vice is shallowness.
O. Wilde

föşik cynic

Künye
İsim: Jinryu Mao
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C
Ürtbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli/5

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:3
Varlık:4
Zeka:5


Ninjutsu
Kebudan no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından toz çıkartmaya başlar. Bu tozun içinde büyükçe taş parçaları bulunur. Toz, tazyikli bir şekilde ağızdan çıkar ve kullanıcının önünde bulunan herkes bu tozdan etkilenir. Tozun içinde bulunan ufak taşlar rakiplere çarpar, derilerini sıyırır ve görüş mesafesini düşürür. Göz gibi hassas dokulara zarar verir.

Moguragakure no Jutsu, C Rank
Orta seviyede bir el mührü dizisinin ardından kullanıcı tekniği aktif eder. Kullanıcı teknik sayesinde yerde ancak bir vücudun sığabileceği kadar bir delik açar ve oradan yerin altına girer. Kullanıcının yerin altına girmesinin ardından ise bu delik kapanır ve kullanıcı tamamen yer altında kalır. Yer altında olan kullanıcı bu katmanda ilerleyerek kendini gizleyebilir. Öte yandan zemindeki hareketleri sezebilen kullanıcı sürpriz ataklar gerçekleştirme imkanına sahip olur. Kullanıcı yer altında istediği mesafede gidebilir ve istediği derinliğe inebilir. Ne var ki bunun sınırı da kullanıcının kullandığı chakra ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tsuchiganji no Jutsu, D Rank
Kullanıcı ellerini yere koyar ve chakrasını yüzeye yaymaya başlar. 150 metre civarında, hareket eden herkesin yerleri tespit edilebilir, ancak bu tespit aşırı keskin değildir, kabaca yön tayinine yarar. Dokunulan yüzeyden daha aşağıda veya daha yukarıda bulunan kişiler bu teknik ile tespit edilemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu
Juudaichi Stili B Rank
Oukashou, C Rank
Kullanıcı chakrasını yoğurur ve elinde toplar. Ardından yumruğunu savurarak hamlesini yapar ve yumruk hedefe isabet ettiği anda chakra dışarı salınır. Bu şekilde, kullanıcının yumruğunun yıkıcı gücü aşırı derecede artar. Bu tekniğe yakalanan rakip metrelerce yuvarlanabilir. Teknik ile ince duvarlar kırılabilir.

Beceri Listesi
Meishou-dou, D-Rank
Juudaichi 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Korumalı Gözlük[Yüksek Kalite]
Metal Eldivenler ve El-Ayak Bilek Koruyucuları
Toshiki'nin Modifikasyonu;
Her iki eldivenin parmak eklem boğumlarına rivetler eklenmiştir. Bunlar paslanmaz ve yerlerinden çıkmaz. Yumruların hasar potansiyelini arttırır, delici özelliktedir.

İkili sis Bombası Paketi
Kullanıcı avatarı
Jinryu Mao
 
Mesajlar: 122
Kayıt: 09 Eyl 2014, 14:53

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 07 Mar 2015, 12:08

Kapalı konu
Anlaşılır olması için GM'liği kısa tutmaya çalışacağım.


Çantana geri koşarken el mühürlerini tamamlıyorsun, kuyunun yanına vardığın anda, sana tekme yapıştırmış olan siyah saçlı rakibine üflemeye başlıyorsun. Sana doğru koşmaya başlıyor o da, lâkin taş ve toprak katmanıyla karşılaşınca elini yüzünü siper edip duruyor.

Tam bu noktada, sonuçta hem jutsuyu uygulayıp hem de çantanı yerden alamayacağın için, bir kaç saniyeliğine duraksıyorsun.

Ardından birisi sana çelme takıyor. Boğazına katana dayayan adam.

Yere yapışıyorsun, kendine gelemeden, katananın keskin tarafı tekrar boğazına dayanıyor. Yarattığın tozlu toprağın içerisinde kalıyorsun, bu yüzden görüş açın düşmüş oluyor. Ters bir hareket yapmak istemiyorsun, haliyle, keskin bir metal parçası var boğazında.

"Ayyyyyayayay... Fena. Shinobi imiş demek bu velet. Öldürürsek başımız belaya girer dimi?" Bir öksürük dizisi takip ediyor bu lafları, lâkin bunu söyleyen kişiyi göremiyorsun, daha görüş açında değil.

Boğazına katanayı yapıştıran eleman ise elini parşömene atıyor ve çekiyor, lâkin sen de onu tutmaktasın. Çok fazla bir seçeneğin yok gibi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen Jinryu Mao tarih 07 Mar 2015, 12:52

"Öldürmeye çalışırsan, başın belaya girer." demiştim demesine ama, durumum vahimdi. Beni kurtaracak bir Gyaro-sensei, bir Zhu yoktu. Gantai-san... Oogami'nin kitabı eline verdiği ilk kişi ben değildim belli ki, Gantai-san da pekala çıktığı maceralardan birinde benim gibi onlarca düşmanın arasında bulmuştu kendini; ama gücüne bakılırsa, benim gibi ilkinde bir kaç köylüye yenilerek o hale gelmemişti. Aslında düşünmem gerekirdi saklı köyler dışındaki dünyanın onur kavramını sahip olduklarını korumaktan daha önemli görmediğini. Sadece güçlü olduğunu göstermek için onlarca insanı katleden, sorgulamadan çocukları öldüren biz shinobiler... Ben de bir çocuğum, pek tabi ben de shinobi'nin amacını saptırabilirim. En azından kendi çapımda, ama önce yaşamam gerek!

Ito adlı çocuktan duyduklarıma göre, er ya da geç buraya yüksek rütbeli bir tim gelecek ve geldiklerinde pek tabi ki beni tekrar Konoha'ya götürüp büyük ihtimal zindanlarda çürümem için hazırlıklara başlayacaklardı. İzin veremem! Yakalanırsam olay sadece benim aleyhime olmayacaktı elbette.

"Sizin güvenliğinize savaşmak için kendimi bildim bileli eğitim aldım ve siz... Dedemi nereden tanıyorsunuz ayrıca?" demiştim pes etmiş bir şekilde adamın çekmeye uğraştığı parşömeni bırakmadan biraz kendine çekmesine izin vererek. Siyah saçlı götveren olduğunu düşündüğüm sesin geldiği yönü tayin etmeye çalışıyordum bir yandan da. Elim kılıcı tekrar kavrayabileceğim bir noktaya geldiğinde parşömeni bırakıp kılıca atılacak, diğer elimle de kavradıktan sonra biraz önce yaptığım şekilde adamı kendime çekip yerden gelen sert bir tekmeyle saf dışı bırakmak istiyordum. Eğer bunu yapabilirsem parşömeni kapıp tekrar ceketimin içine sokmaktı amacım, yine de kendimi henüz göremediğim düşmanımın hamlelerini savuşturmaya hazırlamıştım çoktan.
Resim
The supreme vice is shallowness.
O. Wilde

föşik cynic

Künye
İsim: Jinryu Mao
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C
Ürtbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli/5

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:3
Varlık:4
Zeka:5


Ninjutsu
Kebudan no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından toz çıkartmaya başlar. Bu tozun içinde büyükçe taş parçaları bulunur. Toz, tazyikli bir şekilde ağızdan çıkar ve kullanıcının önünde bulunan herkes bu tozdan etkilenir. Tozun içinde bulunan ufak taşlar rakiplere çarpar, derilerini sıyırır ve görüş mesafesini düşürür. Göz gibi hassas dokulara zarar verir.

Moguragakure no Jutsu, C Rank
Orta seviyede bir el mührü dizisinin ardından kullanıcı tekniği aktif eder. Kullanıcı teknik sayesinde yerde ancak bir vücudun sığabileceği kadar bir delik açar ve oradan yerin altına girer. Kullanıcının yerin altına girmesinin ardından ise bu delik kapanır ve kullanıcı tamamen yer altında kalır. Yer altında olan kullanıcı bu katmanda ilerleyerek kendini gizleyebilir. Öte yandan zemindeki hareketleri sezebilen kullanıcı sürpriz ataklar gerçekleştirme imkanına sahip olur. Kullanıcı yer altında istediği mesafede gidebilir ve istediği derinliğe inebilir. Ne var ki bunun sınırı da kullanıcının kullandığı chakra ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tsuchiganji no Jutsu, D Rank
Kullanıcı ellerini yere koyar ve chakrasını yüzeye yaymaya başlar. 150 metre civarında, hareket eden herkesin yerleri tespit edilebilir, ancak bu tespit aşırı keskin değildir, kabaca yön tayinine yarar. Dokunulan yüzeyden daha aşağıda veya daha yukarıda bulunan kişiler bu teknik ile tespit edilemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu
Juudaichi Stili B Rank
Oukashou, C Rank
Kullanıcı chakrasını yoğurur ve elinde toplar. Ardından yumruğunu savurarak hamlesini yapar ve yumruk hedefe isabet ettiği anda chakra dışarı salınır. Bu şekilde, kullanıcının yumruğunun yıkıcı gücü aşırı derecede artar. Bu tekniğe yakalanan rakip metrelerce yuvarlanabilir. Teknik ile ince duvarlar kırılabilir.

Beceri Listesi
Meishou-dou, D-Rank
Juudaichi 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Korumalı Gözlük[Yüksek Kalite]
Metal Eldivenler ve El-Ayak Bilek Koruyucuları
Toshiki'nin Modifikasyonu;
Her iki eldivenin parmak eklem boğumlarına rivetler eklenmiştir. Bunlar paslanmaz ve yerlerinden çıkmaz. Yumruların hasar potansiyelini arttırır, delici özelliktedir.

İkili sis Bombası Paketi
Kullanıcı avatarı
Jinryu Mao
 
Mesajlar: 122
Kayıt: 09 Eyl 2014, 14:53

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 07 Mar 2015, 13:21

Kapalı konu
Bak bir tane daha son uyarı vereyim. Tekmeyi nasıl atacağın belli değil, adamı kendine niye çektiğin belli değil, bunu yaparken boğazındaki katanayla nasıl baş edeceğin belli değil. 3 defa falan okudum, anca anladım ki adamı kendine çekerken boğazın kesilmesin diye katanayı tutuyorsun. Bu tarz şeyleri yazman gerekli. Normalde yerden tekmeyi nasıl atacağını tasvir etmemişsin, kolay bir şey değil o pozisyondan tekme çıkarmak. Hadi onu da ben tasvir edeyim. Eğer tekrar olursa acımam, ciddiyim.


Parşömeni bırakıyor ve elemanın sıkıca onu kapıp senden almasına izin veriyorsun, bu sırada da katanayı kapıyor ve elemanı kavrıyorsun, elemana bütün vücudunu vurmayı deniyorsun lakin adam senin üzerinde, sen ise onun altındasın, çok bir etkisi olmuyor. Son anda, siz yerde debelenirken, ayağını kendi karnına doğru çekiyor ve dizinle elemana vuruyorsun, eleman geriye doğru atılmak ve üzerinden kalkmak zorunda kalıyor. Parşömen hala onda.

Elemana doğru atılıyorsun parşömeni gevşeyen adamdan almak adına, bu sırada da görmediğin düşmanına karşı kendini hazırlıyorsun (?). Lâkin tam afallamış düşmanından parşömeni alacakken, bir kapıcı tekmesi yiyorsun sırtına ve yere tekrar kapaklanıyorsun, bu sefer yeri öper pozisyonda. Bir chakra patlaması da hissetmedin, saldırı da sesin geldiği yönden olmadı, bu yüzden beklenmedik bir saldırı oldu senin için.

"Seni dilimleyelim yani onu mu istiyorsun?"

Sen kendine gelmeye çalışırken, parşömeni senden alan eleman ayağı kalkıyor. "Hazırcevaplılığı kes Ashiki. Eleman bir Shinobi. Şu herifi bir zaptedelim sonra ne yapacağımızı düşünürüz. Koshichi nerde kaldı?"
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen Jinryu Mao tarih 07 Mar 2015, 15:28

Pfft. Üç sokak eşkıyasına karşı zor durumda kalırken, ellerindeki silahları nasıl kullanacağına bilen iki yetişkin herife kafa tutmak... Harbiden ben burada ne yapıyorum böyle? Kimsenin beni görmeye bile uğraşmadığı, yaptığım hırsızlık dolayısıyla bana düşman olan bir ülkede çiftçilerle beni neye götüreceğine hala emin olmadığım bir haritayla için kavga ediyorum. Hem de ne kavga... Düşün Mao, pata küte dalmaktan başka ne yapabilirsin? Hem çantanı, hem parşömeni alıp ormana girmekten başka çaren yok. Düşün. sırtımın acısıyla hareketlenmeye çalışırken anneme laf eden göt oğlanı hala beni öfkelendirecek şeyler söylemekle uğraşıyorken asık suratlı sözünü kesmiş ve adının Ashiki olduğunu ele vermişti.

Tao, Mao, Muo, Mio; Ashiki, Toshiki, Koshichi. Ormanı koruyan aile! Basit, kendilerini korumaları için ellerine katana tutuşturulmuş çiftçi çocuklarıyla baş etmiyordum demek ki. Gerçi, yüz üstü yerde kıvranır halimden bunu baya bir geç anladığımı çıkarmak mümkündü. Çoğu kişi yeni heveslendiği şeyler için bu kadar ileri gitmezdi, özellikle benim gibi rahatına düşkün biri bırakalım silahlı adamlarla çaldığı bir harita için kavga etmeyi; Ishigakure'den bile çıkmaya yeltenmezdi. Niye yeltensin ki zaten, sevdiği her şeyi arkasında bırakıp hangi gerizekalı düşman topraklarına girerdi ki ucunda görev olmadan. Keyif için...

Oujichi Getsu'nun yaralı yüzü gelmişti gözlerimin önüne o an. Adam, yaralarında hala onları açan şeyleri hissediyor gibi bakıyor ama onları belirginleştirircesine gülümsemekten asla geri kalmıyordu. Anlattığı hikayelere ettiğim laflar, adamın hikayelerini güçsüzleştirmiyordu hiç bir zaman. Her bulduğum bahanede, yüzünde yerini ezbere bildiği başka bir yarayı boydan boya işaret parmağıyla çizip; "Öldüm mü?" diye soruyordu bana ve ardından "Hayır, her boka bir bahane uyduran bir çocuk hakkında anlatacak bir hikayem daha oldu sadece." deyip gülüyordu. Oogami'nin dükkanında, yaşlı adamla konuşana kadar benimle dalga geçtiğini düşünmüştüm kervan korumasının. Ama benden bin yıl yaşlı görünen adama istemsizce ve küstahça "Kırılan şeyleri altınla tamir ederiz bizim orada." derken dank etmişti olay kafama. Buraya arkadaşlarıma, kardeşlerime ve beni tanıyan, tanıyacak herkese anlatacak bir hikayem olması için gelmiştim sonuçta; rüyamda duyduğum Mao bağırışları da sadece tezahüratlardı.

Ben, Jinryu Mao... Ve otuz yıla, adım sayısız kitaba kazılacak!

Yerde güçsüzce hareketlenmeye başlamıştım, elbette yediğim darbeler o kadar hasar vermemişti. Sadece bir kaç hızlı mühür yapacak pozisyona, adamlar tekrar üstüme çökmeden gelmeye çalışıyordum. Yüz üstü yerde durduğumdan, düşmanlarımın konumu hakkında bir bilgim yoktu ki- heyhat, kendi konumumu bile şaşırmış olma ihtimalim vardı.

Zaten yerde duran kafamı kaldırmadan, ellerimi yere dayayıp güçsüzce gövdemi kaldırmaya çalışır gibi yapacaktım. Ancak beceremeyecek gibi yapıp ellerimi göğüs kafesimle zeminin arasına açtığım yeterli alana sokup, bir kaç saniyeliğine yerdeki kafam ve dizlerimden aldığım kuvvetle, gövdemin ellerimin üstüne tekrar düşmeyeceğimi garantileyip çakrama odaklanacak ve kendi görüntüme sahip iki klon oluşturmak için daha akademide öğrendiğim Bunshin no Jutsu'yu kullanacaktım. Çıkan anlık sisin yarattığı şaşkınlıkta var gücümle ayağa kalkacak, duman dağılmadan bunshinlerimle beraber konum alacaktım. Duman dağılıp benim ve düşmanlarımın görüşü açıldığında hiç beklemeden, asıl ben parşömeni benden alan kahverengi saçlı tipe doğru yönelirken bir bunshin'imi diğerine doğru depara kaldıracaktım. Kalan bunshin'i, arkada sanki benmişim gibi çantama doğru yöneltecektim.

Toshiki'yi aynı sabah içinde üçüncü kez boş anında yakaladığımı umarak sol ayağımı yere mıhlayıp sağ ayak tabanımla onun bacaklarından birinin diz altına vuracak ve hemen ardından sağ ayağımı bir sonraki hamleme destek olması için yere basacaktım. Takip eden harekette dengesinin bozulacağını tahmin ettiğim adamı omzundan veya tutabildiğim herhangi bir uzvundan iki elimle yakalayıp onu kendime, kendimi de ona çekerken sol ayağımı olduğu yerden kaldırıp adamın gövdesine dizimi geçirecektim. Eğer başarılı olursam, Toshiki yerden kalkana kadar daha hızlı olan kardeşle daha az zorlukla kapışma şansım olacaktı elbette. Ashiki götvereni için çok güzel bir kiraz çiçeği hazırlamaktayım.

İki kardeş de ben Toshiki'ye ilk darbemi indirmeden doğru Mao'ya, yani bana saldırırsa kendimi savunup tekrar pozisyon almaktan başka bir şansım yoktu. Kaçamayacağım bir saldırıyla karşı karşıya kalırsam, yer değiştirme tekniğini kullanmaktan çekinmeyecektim. Zaten boka düşeceğin kadar düştün Mao, günün sonunda ya onlar yere düşecek. Ya sen.
Resim
The supreme vice is shallowness.
O. Wilde

föşik cynic

Künye
İsim: Jinryu Mao
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C
Ürtbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli/5

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:3
Varlık:4
Zeka:5


Ninjutsu
Kebudan no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından toz çıkartmaya başlar. Bu tozun içinde büyükçe taş parçaları bulunur. Toz, tazyikli bir şekilde ağızdan çıkar ve kullanıcının önünde bulunan herkes bu tozdan etkilenir. Tozun içinde bulunan ufak taşlar rakiplere çarpar, derilerini sıyırır ve görüş mesafesini düşürür. Göz gibi hassas dokulara zarar verir.

Moguragakure no Jutsu, C Rank
Orta seviyede bir el mührü dizisinin ardından kullanıcı tekniği aktif eder. Kullanıcı teknik sayesinde yerde ancak bir vücudun sığabileceği kadar bir delik açar ve oradan yerin altına girer. Kullanıcının yerin altına girmesinin ardından ise bu delik kapanır ve kullanıcı tamamen yer altında kalır. Yer altında olan kullanıcı bu katmanda ilerleyerek kendini gizleyebilir. Öte yandan zemindeki hareketleri sezebilen kullanıcı sürpriz ataklar gerçekleştirme imkanına sahip olur. Kullanıcı yer altında istediği mesafede gidebilir ve istediği derinliğe inebilir. Ne var ki bunun sınırı da kullanıcının kullandığı chakra ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tsuchiganji no Jutsu, D Rank
Kullanıcı ellerini yere koyar ve chakrasını yüzeye yaymaya başlar. 150 metre civarında, hareket eden herkesin yerleri tespit edilebilir, ancak bu tespit aşırı keskin değildir, kabaca yön tayinine yarar. Dokunulan yüzeyden daha aşağıda veya daha yukarıda bulunan kişiler bu teknik ile tespit edilemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu
Juudaichi Stili B Rank
Oukashou, C Rank
Kullanıcı chakrasını yoğurur ve elinde toplar. Ardından yumruğunu savurarak hamlesini yapar ve yumruk hedefe isabet ettiği anda chakra dışarı salınır. Bu şekilde, kullanıcının yumruğunun yıkıcı gücü aşırı derecede artar. Bu tekniğe yakalanan rakip metrelerce yuvarlanabilir. Teknik ile ince duvarlar kırılabilir.

Beceri Listesi
Meishou-dou, D-Rank
Juudaichi 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Korumalı Gözlük[Yüksek Kalite]
Metal Eldivenler ve El-Ayak Bilek Koruyucuları
Toshiki'nin Modifikasyonu;
Her iki eldivenin parmak eklem boğumlarına rivetler eklenmiştir. Bunlar paslanmaz ve yerlerinden çıkmaz. Yumruların hasar potansiyelini arttırır, delici özelliktedir.

İkili sis Bombası Paketi
Kullanıcı avatarı
Jinryu Mao
 
Mesajlar: 122
Kayıt: 09 Eyl 2014, 14:53

Re: Cennetin Güneyi, Bölüm 3

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 07 Mar 2015, 17:52

Bunshini çıkartıyor ve ortama yayılan sisi kullanarak ayağı kalkıyorsun. Ortamda 3 tane Mao gören 2 düşmanın ise biraz şaşırıyor, bunu avantaj bilip gerçek sen ile Toshiki'ye, yani parşömeni tutan elemana doğru fırlıyorsun. Meydanda çember olmuş halk ise sizi izliyor.

"Daşşak mı geçiyon benle? Bu ne la?"

"Ashiki!! Klonlara saldırabilirsin, hasar alınca patlarlar!" Arkada kalanı gerçek sen sanmaktalar, haliyle.

Elemanın dizine vurmaya çalışıyorsun bütün çevikliğini kullanarak, elemanların şaşkınlığını da avantajına kullanmayı deneyerek. Lâkin elemanın basitçe geriye doğru bir adım atması ile hamlen boşa çalışıyor, geriye kalan bütün taktiklerini de bu açılış hamlesine kurduğundan mütevellit şaşkınlık avantajını kaybediyorsun.

Yine de, adamın geriye adımlamasını bir şans bilerek atılıyor ve elemanı kapmayı deniyorsun, eleman bu sefer, sağa doğru adımlıyor, bunu yaparken de kendi etrafında dönüyor. Az önce basit hatalar yapan kılıç tutan genç yok karşında. Etrafında tam dönmesini bitirdiği anda, vücudunu ona doğru konumlandırıyorsun, yapacağı herhangi bir hamleyi engellem---

Ne olduğunu anlamadan, sağ omzundan göğsünün sol altına kadar derin bir yarık açılıveriyor göğsünde.

Toshiki'nin suradı, seninkinden daha şaşkın.

"Ama, klon?"

Kocaman bir heykel gibi yere yığılıyorsun. Göğsündeki alevli acı, bütün bedenini sarıyor. Göz bebeklerin ufalıyor, düşüncelerin bulanıklaşıyor. Başına üşüşüyor Toshiki ve Ashiki. Toshiki'nin şaşkın ifadesi git gide büyüyor. Ashiki ise acınası gözlerle sana bakmakta. Kılıcını kınına geri koyuyor.

"Ya oğlum ben dalga geçiyordum dilimleme konusunda ya! Naptın lan?"

"Yahu ne bileyim, klon sandım."

"Yanlız iyi yardın adamı ha, kendini tutmayı öğrenmen lazım. Bu yüzden senle antreman yapmıyorum. Neyse, Koshichi'yi bulayım, yoksa bu velet kan kaybından geberecek."

Sesler uğultuya dönüşüyor. Göğsündeki derin yaraya ellerini götürüyorsun. Ellerin kan ile bulanıyor, Senin kanın. Kızıldan ziyade, siyaha çalıyor. O kadar derinden çıkan bir kan anca görüyorsun. Derinden çıkan kan siyah mı olur? Çok umrunda değil, zira şu anda ruhunun bedenini terketmesini engellemekle meşgulsün. Gözlerini kapatıyorsun buna odaklanmak için. Bir süre sonra ise için geçiyor, bayılıyorsun.

Fakat kalbin hala atıyor.

Buraya kadar bir RP alalım.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron