Nishi elemanı biraz indirim yapmasına ikna etmek üzere konuşmaya başlıyor ki, Kiyo çoktan elinde atıp tuttuğu cüzdanı elemana vermiş oluyor. Gözleri parlayan eleman, cüzdanı kasanın içine boşaltıyor ve Nishi'ye "Bize gelişi o kadar zaten evladım..." demekle yetiniyor. Ellerini ovuşturuyor keyiften, ikiniz de farkedebiliyorsunuz.
Hemen sol duvardaki bir rafa fırlıyor, yaşlı halinin izin verdiği ölçüde. Bir kaç parşömeni sağa sola karıştırıyor ve mavi kurdela ile bağlanmış, ince bir tahtaya sarılmış bir parşömen çıkarıyor. "Yochi Uryou no Jutsu... Bunu kullanmak için yere serin, ardından elinizi parşömenin ortasındaki boş çemberin içine yerleştirin. Gerisi parşömene chakra aktarmaktan ibaret... Ki o kısmı yapabilecek gençlere benziyorsunuz, şinobi falan, eheh. Ayrıca bu pahalı bir alışveriş, bunu kayda geçmem gerekiyor. İsimleriniz?"
İsimlerinizi vermeden parşömeni vermeyecek gibi. Nishi ise aşırı derecede işkilleniyor. Hani, baya baya işkilleniyor. Nishi kesinlikle yalan söylemeli. Kiyo istediği gibi davranabilir.
Bize gelişi bu kadar... Tabi sen alıp cüzdanı şıngır şıngır sallarsan, adamın söyleyeceği şey de bu olur. Kazıklanıyoruz Kiyo bebeğim ama kızamayacak kadar çok seviyorum seni. Bu yüzden salla, bir şeye ihtiyacı olduğunda benim param onun parasıdır. Her türlü yanında olurum, delikanlı adama yakışmaz sevdiğini bir çare bırakmak. Bu yaşlı bebeye de hacı dedik, dayı dedik ama ibnetorun teki çıktı. Bir de bize derler... Shinobiyiz, görevdeyiz, asayiş falan diyoruz herif kazığı sokuyor. Bir de köftehora bak nasıl da mutlu oldu tüm parayı kasaya atarken. Ne yapsam, en yakın zamanda gidip şunun maliye işlerinde bir eksik, bir saçmalık çıkarıp haciz mi getirtsem dükkana? O kadar da çirkefleşmeyeyim. Kazıkçı hacı hemen kendi sağındaki duvardan çıkardı bizim parşömeni, nasıl kullanıldığını anlattı işte, yere seriyormuşunuz sonra elinizi koyup üç kulluvallah bir elham okuyormuşsunuz. Oluyormuş teknik. Uzattı parşomeni, hiç almak için hareketlenmedim. Parasını Kiyo ödedi, sanki ben ödemişim gibi parşömeni sahiplenecek değilim ama kullanacak kişi ben olmak istiyorum o ayrı. Şimdi katil kaçmaya çalışırsa, bizle dövüşmeye çalışırsa Kiyo'nun yorgun bir şekilde takılması hoş olmaz. Ben takımın genjutsucusu olarak yorulabilirim. Parşomenin ne kadar chakra harcatacağını bilmiyoruz.
Herif shinobi falan deyip gülümseyince ben de onunla birlikte "Ehehe." yaptım olabilecek en yapmacık şekilde. Sonra da çat diye soğuk ifademe geri döndüm. Seni hiç sevmedim dükkan sahibi. Kami'den bul inş. Herhalde bu hareketimden sonra Kiyo da anlamıştır herife kıl olduğumu. Ben yaşlı insanlarla anlaşamıyorum galiba. Yani ne bileyim, hep tersleyesim geliyor. Zaten bunca sene yaşayıp hayatın her götlüğünü gördükleri için çakal oluyorlar. Mesela bizim apartmandaki emmi. Hay amına koyayım, yüz göz olmadığım için o kadar mutluyum ki.
Böyle yaşlılara olan nefretimi düşünüp dükkanın sağına soluna bakınırken pat, herif bize isimlerimizi sormaz mı? Şaşkın şaşkın döndüm buna. Lan ne yapacaksın isimlerimizi sen? Kesin aha bu malları ne biçim de kazıkladım diye millete anlatacak. YA DA DAHA KÖTÜSÜ? Belki de her zaman düşündüğüm şey doğrudur. Ishigakure ciddi ciddi benim peşimdedir ve her şeyimi kayıt altına tutmaya çalışıyorlardır. Üstelik gidip arşivde böyle bir şeyi bulamamamın nedeni çok gizli bir görev olmasıdır. Belki de gelecekten birileri gelip Shiki Nishiyama gelecekte çok bela olacak onu kontrol altında tutun demiştir. OF! Kesin bir pislik var burada. Şuana kadar hiç bir alışverişimde ismimi istememişlerdi. Ki zaten beni biliyorsunuz, takımca göreve çıkarız orada bile başka isim söylerim. Burada da adım Nishiyama diyecek miyim? Hayır tabi ki. Peki ne demeliyim? Iııı... Fazla düşünmeden aklıma gelen ilk ismi söyledim. "Shiomiya Kichirou." Lelelelel. Arşive bakarken Kiyo'nun abisinin adı aklımda kalmış. O geldi direkt, söyledim gitti. Bende Kichirou tipi var mı acaba? Her neyse, isim olayını böyle geçiştirdiğime göre fazla durup tartışmanın da manası yok. Üstelik Kiyo'nun bir what the fck anı yaşayacağını da düşünürsek pot kırması gibi bir durum olası. Yani tamam ben Kiyo ile ilk göreve çıktığımızda da adımı saçma sapan bir şekilde söylemiştim ama şuan abisinin adını verdiğim için şok yaşayabilir. Bu yüzden ismi söyledikten sonra sağ elimin iki parmağı ile çok kıytırık bir asker selamı verip dükkandan kaçızlayacağım. Zaten göt kadar yer, tedirgin oluyorum. Bir suikastçı gelse kaçacak yer yok. Kiyo'ya da Sukki'nin evine geri dönerken yolda söylerim parşomeni ben kullanayım diye.
Bizi gilişi i kidir zitin. SENİN GİBİ DAYININ AMINA KOYAYIM BEN. İBNE. İBNE GÖTVEREN. ISHIGAKURE’NIN YUZ KARASI, BEN BURADA EKONOMİ CANLANSIN DİYORUM, ADAMIN YAPTIĞINA BAK. TAMAM PARŞÖMEN DEDİK, PAHALI BİR ŞEY DEDİK. GÖTÜMÜZÜ SİK DEMEDİK. KIZGIN DEMİRİN SOĞUK TARAFI GÖTÜNE GİRSİN BE DAYI, TUTUP DE ÇEKEME, ÇEKEMEYİP DE ÇIKARAMA. Ohooo, adam çılgınlar gibi seviştiriyor hala kasasıyla cüzdanımı. Kurbağa cüzdanım multipl orgazmlar yaşarken kasa çifte penetrasyon gördü. “Dayı yalnız az yava—OHA BE DAYI VUR DEDİK ÖLDÜRDÜK AQ.” ŞEREFSİZ HAYSİYETSİZ, SAKALINDAN, KAFANDAKİ KELİNDEN TAKKENDEN UTAN. HİÇ DÜŞÜNÜYOR MUSUN BU ÇOCUK NE YER, NE İÇER? “Yazık zaten bit kadar bir şeymiş.” Diyor musun ha? Utanmaz sidikli!!!
“YA DAYI SEN ÜÇ MİLYAR YEDİYÜZ ELLİ MİLYON, SEN, MİLYAR. SEN O PARAYI SEN NE YAPA-Öhöhöhötlrehöm.” Bir dur be Nishi’m, bir dur be sevdiceğim. Tamam, adam isimlerimizi sormuş olabilir. Tamam, ilk görevimizde kendini bana Tutsiki Yançek olarak tanıtmış olabilirsin. Neden atarımın en güzel noktasındayken beni şoka sokacak isimler seçiyorsun? ABİ FANTEZİN Mİ VAR?
Sanırım abi fantezisi var... Belki de, bu istediğini ona vermeliyimdir?
“Ben de Shiomiya’ların Kiyo işte emmi. Ortaya basıyok elimizi he mi? Taşırırsak falan, olmuyor herhalde teknik? Kaydırma yapınca?” Kaydırma, taşırma mevzusu işin gırgırından ziyade adamın dikkatini tekrar bana yoğunlaştırmak içindi elbette. Mal sevdiceğim Kichirou diye atlayıp, en hassas noktamdan dürtülmüşümcesine hallere sokunca beni, çakal adamı işkillendirmiş olabilirim zira. Ulan Nishi. Ulan. Sukki desen daha az şaşırırım herhalde. “Oy Aniki’m…” diye kafamı çevirdim buna, adamın HELAL PARAMLA ALDIĞIM PARŞÖMENİMİ uzatmasını hala beklerken.
“Sukiyaki’yi sen ısmarlıyon o zaman, MALUM PARAM BİTTİ!” diye imalı imalı konuştum sevdiceğimin yüzüne, ibne dayının da gönlüne. “Şimdi madem yemek ısmarlayacaksın, sende de kalırım ben bu akşam anikiiiğğ..… Gerçi, senin evden de bana dönmek epey zor, malum eşek kadar mesafe var senin evle benim aramda. Üşenmiyom değil hani o yüzden ama şöyle abi kardeş oturup iki lafın belini kırmaya değer bence…” Dedim en yavşak halimle. Bilir laubaliliği sevmediğimi Nishi’m. O yüzden şu an ki üstüne üstüne yaslanan, gevrek gevrek konuşan halimden anlayacaktır yaptığı şeye ayar olduğumu. Ulan bir de aramızdaki boy pos, tip endam farkına bakmadan Shiomiya diyor kendine. TAMAM İKİMİZ DE KARA SAÇLI PEYNİR TENLİ BEBELERİZ AMA BİYOLOJİ KURALLARINA AYKIRI BİR ŞEY KAN BAĞIMIZIN OLMASI! Hem… Ne gibi bir sorun çıkabilir bilemesem de, götümüze girecek bir şey yaşasak şu parşömenle, direkt abime patlayacak. Sırf doğum yaptırmak, ‘ebe’ olmak için shinobiliği bırakan abimi düşünsenize; bir gün doğumhanesine saçma iki üç shinobi dalıp, abimi parşömen yüzünden sorguya çekiyorlar arkada kadınlar ıkınırken. Of, evlerden ırak…
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Eleman dediklerinize çok takılmıyor, parasını almış artık. İsimlerinizi kayıt defterine geçiriyor ve ince parşömeni Kiyo'ya veriyor, siz de çıkıp yollanıyorsunuz Sukki'nin apartmanına.
Apartman bıraktığınız gibi. Üst kata çıkıp Sukki'nin dairesinin önünde bulunan "Girilmez!" yazılı şeritlerin nazikçe altından geçiyor ve odaya geliyorsunuz. Ceset hala orada duruyor, muhtemelen bir kaç saate onu buradan götürecekler.
Aklıma abinin ismi geldi Kiyo'cum. Bu kadar diline düşeceğimi bilseydim söylemezdim. Dükkandan çıkarken dişlerimin arasından "Tabiki Kiyo'cum, gel abi kardeş oturup konuşalım." dedim. Sonra da dükkandan çıkıp sokakta iki adım atınca hemen ekledim "Sonra seni öyle bi sikeyim ki yarın oturama." Hem beni uyuz ediyor, sonra da ağlıyor çık ıcıyır nıshı ıccık yıvış diye. "Aklıma başka isim gelmedi ne yapayım! Bu yavşak herif ne bok yemeğe adımızı soruyorsa artık. Tövbe tövbe..." Görevden sonra öğle yemeğine çıkıp detaylı konuşuruz artık bu dayıyı da benim Kichirou olmamı da. Ah benim masum Kiyo'm, esnafın çakallıklarını bilmiyor tabi. Çıkarıyor parasını savuruyor sağa sola. Bir de cimriyim diye geçinir. Daha bir iki daha kazık yemesi gerekiyor ki asıl cimriliğine kavuşsun. Kurbağalı cüzdanı varmış lan. Myouboku olayı baya takıntı sanırım. Havuzdaki kurbağalı mayoyu ve şuan anahtarlığıma takılı olan sevimli kurbağayı düşünürsek...
Yolda demin olanlar hakkında konuşarak Sukki'nin apartmanına geldik. Bana sorarsanız abisine bir şey olmaz. Hem olursa da, Kiyo olayı direkt anlatabilir bence abisi sorun çıkarmaz bu duruma. Bir şey olmaz diyorum abim ebe zaten boşu boşuna küfür yiyor bir de bunu kaldıramaz diyor. Yanıma gelsin başka bir şeyler kalkabilir diycem gene sinirlenecek. Hiç sevmem medicleri dedim ki sorun çıkarmasın. Sevmem gerçekten de abisi pek medic sayılmaz. Kadın doğum uzmanı işte. Ben o piç zehircileri sevmiyorum. Hepsi yavşak ve ne yapacağı belli olmayan götler. Neyse daha fazla Kiyo'nun abisi hakkında düşünüp tanımadan etmeden herife yürümeyeyim üstelik görevdeyiz. Hiç sırası değil yani.
Sukki'nin apartmanında en ufak bir değişiklik yok doğal olarak, karı hala aynı şekilde duruyor ve etraf kan gölü. Biz de kapıdan girip mal mal durduk bir süre. Sonra ben hadi şu tekniği uygulayalım diye hareketlendim. Sanırım sadece uygulayan kişi görecek olan biteni. Hala benim yapmam gerektiğini düşünüyorum. "Çok aşırı istekli değilsen ben yapayım tekniği, ne boklar olacağını bilmiyoruz. Belki piç bize başka teknik falan satmıştır. Durduk yere sana yorucu bir teknik yaptırıp taijutsu kuvvetimizi kaybetmeyelim diyorum. İtirazın yoksa vakit kaybetmeyelim." dedikten sonra dönüp baktım Kiyo'nun yüzüne cevap vermesi için. Eğer hayır ben yapacağım illa, göt parmaklama tekniği ise ben parmaklıycam derse buyur madem parmakla diye iki adım geri çekilirim. Benim yapmamı kabul ederse de alıp sererim yere parşömeni ve adamın dediği gibi elimi ortasına koyup chakra aktarırım. Hack ile çözüyoruz bu cinayeti hadi bakalım.
İbne dayı isimlerimizi Shiomiya kardeşler olarak defterine kaydetti, biz de yepisyeni bir parşömenle çıkışa yöneldik. Ben parşömeni evirip çevirip incelerken Nishi az önce başlattığım abi muhabbetini devam ettirdi tek cümle ile. Sonra da beni… Sikmekle tehdit etti. Öyle ani, öyle beklemediğim yerden geldi ki bu tehdit! Bir anlığına dükkandan çıktığımızı unutup etrafıma bakmak zorunda kaldım deli kafa hareketleri ile. Kimse duymuş mudur acaba? Duysalar bile basit bir abi sataşması mı algılarlar? Çok gay kokan bir cümle miydi? Ben dışarıda başkasından böyle bir cümle duysam, konuşanların gay olduklarını mı düşünürdüm? Bilmiyorum. Dışarıya çıktığımızı fark edip kimsenin duymadığına kanaat getirdiğimde Nishi’ye ters bir bakış attım, en “Iy slk .s” diyeninden. Seksi belki dalgası geçilecek bir materyal olarak görüyor olabilir ancak, canımı yakmamayı ve beni dinlemeyi öğrenmediği sürece bu şakalarına gülemem ki? “K-Komik değil… Cidden… çok… acıtıyor… Nishi…” ANLAYAMAZSINIZ.
Aklına başka isim gelmemiş beyefendinin bu arada. Tabi ben de senin abinin resmine dudak ısırsam, böyle bir anda aklıma gelen ilk isim onun ki olur. Bazen tırstırmıyor değil bu tarz davranışları. Yanımda öyle başkalarına yavşadığını hiç görmemiş olsam da, olay genellikle beni uyuz etmelik bu minik şakalarla kalsa da, evime taşındığım ilk gün ettiği itiraf yüzünden diken üstünde hissediyorum kendimi hep. Sanki… Onu tutan benmişim gibi, bıraksam götü başı dağıtacakmış gibi… Belki de sabahın köründe eve damlamamın sebebi budur içimde bir yerlerde ha? Beni atlatıp tek başına görev almaya gidemesin istemişimdir farkında olmadan? Gidemesin, benden başka biriyle, bir erkekle görev alamasın, onunla yalnız kalmalı ortam oluşturamasın istemişimdir? Bilmiyorum ama şu an bu düşünce mantıklı geldiğine göre ilerleyen zamanlarda bilinçli olarak yapmalıyım bunu. “He amık he. Bok bir şey olmaz. Abim zaten hayatın kazığını yemiş aniden ebeliğe ilgi duyma gafleti göstererek. Böyle saçma bir sebepten dolayı babam anlarsa onun shinobiliği bıraktığını, direkt benim başım yanar yalnız. Önce en güzelinden depresyona girer hem babam hem abim, sonra gene benim üstüme yürürler lan.” Demiştim Nishi’m mediclere olan nefretini kusarken. “Ben seviyom ya öyle deme işe yarıyorlar…” Diye atarlanmamı geçiştirdikten sonra, devam ettik yolumuza havadan sudan muhabbetlerle.
“Yarın mı yapsak sukiyaki?...” diye girmiştim Sukki’nin evine ki elimle kapatmak zorunda kaldım burnumu. Çok değil, en fazla yarım saat falan geçmiştir buradan ayrılıp Daichou binasına gitmemizin üzerinden, demin böyle kokmuyordu bu amına koduğumun evi. Yerdeki, duvarlardaki, kadındaki kan iyice ağırlaşmış, iyice keskin bir koku almış. Sukki iyice sararmış, dudaklarının, parmak uçlarının, dizlerinin rengi iyice soluklaşmış. Hani adam gibi ölmüş olsa şişmesin diye üstüne bıçak koyacağım ama karı hala bağdaş kuruk vaziyette. Burayı temizleyecek olan ekip gelene kadar da olay mahallini pek bozmaya niyetim yok, malum yeniyiz. Hem zaten, şu tekniği yapıp siktir olup gitmeliyiz bir an önce. Çek dikkatini kandan ve cesetten Kiyo. Baktım Nishi’me doğru “E ben yapıyom o zaman bunu?” dercesine, o da bana baktı bir süre. Herhalde konuşmadan baktığım, telepati kurmaya çalıştığım için çocuk kararsız olduğumu sandı eblekliğimden. “İstemiyorsan…” Dedi, “Ben yapayım…” dedi. Yorulurmuşum iyi olmazmış takımın gücünü kaybetmesi, öyle dedi. İlkten bir itiraz ettim böyle. Kafamı falan salladım hemen düşünmeden, istemedim böyle bir şeyi kabul etmeyi. Sonra “İş başka, aşk başka.” Olayı aklıma geldi ve düşündüm dediklerini. Haklı olabilirdi, takımın zekisi olarak en mantıklı, en karlı yolu önermişti ve takımın gücü olarak benim ona uymam gerekiyordu. Dediği gibi tekniğin yorması veya başka teknik çıkma riski tabii ki de gereksiz paranoyasından geliyordu ancak, parşömeni onun kullanıp olanları izlemesi en hayırlısı olacaktı. Ben yapsam şimdi… Birincisi, gördüklerimi hemen unuturum amına koyayım. İkincisi, doğru düzgün anlatamam ben buna, iki lafı bir araya getiremiyorum. O yüzden Nishi’m uslu uslu otursun bassın parşömene elini ayağına, yapsın tekniği. İzlesin, analiz etsin falan ne bok yiyorsa yesin. “Mantıklı aslında… Bu parşömenler falan sanki kendi chakra rezervlerini kullanıyordu tam hatırlamıyorum hani de… Yorulmaktan ziyade senin izlemen daha mantıklı bir seçim olur.” Diyerek uzattım parşömeni sevdiceğime.
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Nishi, Sukki'nin tam karşısına oturup bağdaş kuruyor ve parşömeni yere güzelce açıyor. 30cmx10cm boyutlarında bir şey zaten, fazla yer kaplamıyor. Kağıdın üzeri anlayamadığınız yazılarla ve sembollerle dolu, ortasında ise genişçe bir çember var. Nishi elini çembere koyuyor, diğer elinin iki parmağını dışa vererek chakrasına odaklanıyor, ardından gözlerini kapatıp tekniği aktif ediyor.
Nishi: Karanlık bir süre devam ediyor. Parşömenin bozuk olduğunu düşünüyorsun önce. Adamın sizi kazıklamış olabileceği ihtimali geliyor aklına. Ardından, parşömen aşırı derecede sert bir şekilde chakranı emmeye başlıyor, bir inleme sesi çıkarmadan alıkoyamıyorsun kendini. Ardından, oda gözünün önüne geliyor.
Etraf siyah beyaz, çok fazla renkleri seçebildiğin söylenemez. Odaklanırsan belki bir kaç pigment seçebilir gibi oluyorsun lâkin bu detaylar önemsiz olduğundan es geçiyorsun. Salon boş. Sukki'nin cesedi yok. Cesede giren naginatada duvarda asılı duruyor.
Evin kapısı açılıyor, içeri kısa, siyah saçlı birisi giriyor. Erkek olduğu belli. Çehresine odaklanmaya çalışıyorsun fakat başaramıyorsun, teknik sana yabancı olduğundan biraz daha derin bir konsantrasyon hali gerekiyor. Figür evin içerisinde yürüyor, dolaşıyor. Naginata'yı yerinden çıkarıyor. Bu sırada, figür tamamen siyah bir aura ile kaplanıyor. Alevler içinde kalıyor sanki, fakat simsiyah. Sadece gözlerini seçebilir oluyorsun.
Ardından yatak odasının olduğu kısımdan, figürün siyahlığı kadar parlak, tehditkârlığı kadar umut dolu bir figür beliriyor. Sukki olduğu bariz, silüetindeki eksik kol ve bacaktan. Odaklanmaya uğraşıyorsun tekrar. Siyah figür daha da netleşiyor, kıpkırmızı bir yara parlamaya başlıyor suradında, odaklanmalarının sonucunda. Bu detayı yeni farkediyorsun ve aklına not ediyorsun.
"Zamanı geldi." Kimin konuştuğunu seçemiyorsun. Sukki de olabilir, diğer eleman da. Ardından Sukki yere çöküyor, eleman ise usulca arkasına geçiyor ve naginatayı saplıyor.
Ardından kendine geliyorsun.
Nishi, Kiyo: Nishi kendine geldiğinde parşömen usulca yanarak yokoluyor.
Derin bir nefes alıp parşomene koydum elimi. Chakramı doğru düzgün bir duruma getirene kadar parşomenin çevresindeki yazılara baktım. Mühürleme teknikleri her zaman dikkatimi çekmiştir. Dövmelerden de anlaşılacağı üzere. Bir kaç saniye sonra chakramı tamamen hallettiğime emin olup gözlerimi kapattım. Bir, iki, üç... Gözlerimi açmalı mıyım? Ben daha çok gözümün önüne gelecek olan biten diye düşünüyordum. Yoksa aslında şuan ayağa kalmış götümü mü parmaklıyorum? Bozuk olduğunu biliyordum ulan! KALK GİDELİM PARANI GERİ ALALIM KİYOooo... Parşömen görmemiş gibi chakramı emiklemeye başladı tam ben ayaklanacakken. "Imm..." diye bir ses çıktı benden ve hop başka yerde, başka zamanda, başka boyuttayım. Herif bizi kazıklamamış galiba.
Siyah beyaz bir film gibi görüyorum etrafı. Beyazlar aşırı parlıyor hatta. Fazla renge ihtiyacım olmayacak diye düşünüyorum. Görmem gereken tek şey katilin kim olduğu. Sukki'nin o garip cesedi karşımda olmalı, ama değil. Naginata'nın olduğu yeri bildiğim aklıma geliyor ve bakıyorum hemen. Hala orada duruyor ve zamanının gelmesini bekliyor. Bu sırada kapı açılıyor, dönüp bakıyorum ve erkek olduğunu anlayabildiğim bir figür giriyor içeriye. Yüzünü göremiyorum. Ne demek yüzünü görememek? Asıl önemli olan şey yüzü değil miydi? Adam odada boş boş yürürken yüzüne odaklanıyorum. Tekniğin nasıl işlendiğini bilmiyorum ama görmem gerekiyor. Kaşlarımı çatıp odaklanıyorum ona. Hala yüzünü göremezken Naginata'yı alıyor eline. Çok geç kaldığımı düşünüyorum. Naginata'yı aldıktan sonra birden siyah bir şekilde yanıyor adam. Gözleri hala önümde. Peki ya tekniği düzgün yapabilseydim kırmızı bir siyah olduğunu görebilecek miydim? Bu alevler adamın chakrasında olan değişimler yüzünden mi yoksa gerçekten mi bu durumda mı? Bunları düşünürken içeriden Sukki geliyor. O ise bu adamın tam tersi bir durumda. Naginata ile onu bekleyen adamı görünce şaşırmıyor. Olaylar planlı. Sukki'nin parıltısı ve verdiği his sayesinde bu herifin ciddi ciddi yanmadığını fark ediyorum. İyice ciddileşip adamın yüzüne odaklanıyorum. Yavaşça alevler dağılıyor ve yüzünde bir yara bırakıyorlar adamın. Yara... Zamanı geldi diyor biri. Sanki kendi kendime konuşmuş gibi oluyorum. Bu yüzden bu ses ikisinden de gelmiyor. Kafamda sadece sözcüklerle beliriyorlar. Sukki gelip karşıma oturuyor ve öldüğü pozisyona geliyor. Yüzündeki gülümsemeyi görebiliyorum. Adamın yüzüne bakıyorum. İfadesine yoğunlaşamadan geçiriyor naginatayı Sukki'nin sırtına.
"Haaaa...." Sanki uzun bir zamandır nefes almıyormuş gibi ağzımdan nefes alıp doldurdum ciğerlerimi. Ellerimi parşomenden çekip kendimi geriye doğru attım. "Kendimi parmaklamadım değil mi lan? Çalıştı galiba Kiyo!" dedim hızla ve nefes nefese bir şekilde. Demin olan saçmalık yüzünden kafam karma karışık bir şekilde oturdum biraz. Parşomen chakramı yavaş yavaş çekse böyle olmayacaktı eminim. Hayvan gibi emdi. Ah, bu arada lan... Elimi cebime attım ve ne olur ne olmaz diye yanımda taşıdığım chakra hapını tuttum. Katilimiz sorun çıkarırsa içerim ben bunu. Her neyse. Kaldırdım kafamı ve ciddi bir şekilde anlatmaya başladım gördüklerimi. "Öldürenin... Yüzünde yara vardı." diye ilk can alıcı noktayı söyledim. Çünkü yaralı yüzü olan kişi Sukki'nin o sevdiği esmer çocuktu. Yüzünü de görmüştük. "Tekniğe yabancıyım diye cidden oldukça saçma bir şekilde gördüm olayları. Bir sürü açık nokta var. Iıı..." hatırlamak için kafamı tuttum. "Sukki ve adam anlaşmalılarmış. Sukki bilerek böyle oturup adamın onu öldürmesine izin verdi ama..." kafamı kaldırıp kapıyı gösterdim hafif bi kafa hareketi ile. "Kimse kapıyı kırmadı. Shinn kapıdan normal normal girdi. Tamam, tuvalette elini yıkamış olabilir ama kim çığlık atıp kapıyı kırdı ki? Acaba ceset bulunsun diye çıkarken mi yaptı? Sukki öldükten sonrasını görmedim işte of! Zamanı... Zamanı geldi dediler. Bayadır düşünüyorlardı demek ki bunu. Peki ya rızası olması bunu bir cinayet yapar mı? Sence Shinn'e gitsek bizden kaçar mı ya da onu yakalamalı mıyız?" Biri ölmek istediğinde onu öldürmek suç mudur? Peki ya sevdiğini öldürür müsün? Kiyo'ya baktım göz ucu ile. Ölmesini istemediğime eminim. Peki ya Shinn? Shinobiliği bile bıraktığı sevdiğinin ölmesini istemezdi. "Burada bir şey var Kiyo. O yaralı kafa Sukki'yi öylesine öldürmedi. Ah, dur dur!" birden aklıma şu alev olayları geldi. "Teknikteyken görüşüm normal değildi. Kişileri çok farklı durumlarda gördüm. Mesela Sukki'nin beyaz beyaz parladığını gördüm ve iyi hisler yayıyordu. Bu ne anlama geliyor bilmiyorum ama Shinn siyah bir şekilde yanıyordu. Belki renkleri göremediğimden siyah diye düşünüyorumdur. Belki de Shinn bir teknik yapıyordu ve chakrası bana böyle bir his verdirtti. Bilmiyorum..."
“Nishi taşa oturma cırcır olurs-…” lafım sevdiceğimin pat diye yere oturmasıyla yarım kaldı. SAKALIM YOK Kİ SÖZÜM DİNLENSİN! Dosyalara bakma derim bakar, oturma derim oturur, teheeey~ Yerler kan içinde zaten, üstünü başını batırıp “Ben iki dakika donumu çitileyip gelcem Kiyo, kib by.” Derse sikerim yemin ediyorum, sikerim! Kimi kandırıyorum? Sikmem, günün sonunda sikilen gene ben olurum ne yazık ki…
Caaaart diye parşömeni açtı, kıyafetinin kollarını düzeltip bir elini çembere koydu ve gözlerini kapattı… Kollarım bağlı vaziyette tepesinde dikilmiş, izliyorum ben de. Bekliyorum, bekliyoruz, rahatsızca kıpraşmaya başlıyorum derken inledi sevdiceğim. Acaba cidden haklıydı da abuk subuklu bir tekniğe mi maruz kalmıştı Nishi’m? Aklıma çok ayıplı şeyler geliyor ama yok, zevk inlemesi değil bu, daha olumsuz, daha istenmeyen tonda bir inleme. Dizlerimi kırıp, götümü kanlı zemine temas ettirmemeye dikkat ederek çömeldim yanına, suratına baktım kaşlarımı çatarak. Neyse ki devam etmedi inlemesi, zaten çok bozulmamış surat ifadesi de normale dönmüştü.
Tekrar rahatsız bekleyiş başladı benim için haliyle. Bir süre çömelik vaziyette kaldım Nishi’min yanında, parmaklarımı tıkırdattım dizlerimde. Etrafı inceleyeyim falan diyorum ama odanın ortasında sevdiceğimle karşılıklı bağdaş kurmuş bir ceset varken dikkatimi başka yöne veremiyorum. Kalktım ben de Sukki’ye “Selam.” Diye fısıldayarak, oldukça alçak bir sesle. Dolanmaya başladım odada, pıt Nishi’nin sağındayım, pıt Nishi’nin solundayım. Aslında çok uzun bir bekleyiş de değil ama, tez canlıyım! Sigara yaksam mı? Patlar mıyız? Patlamak ne alaka bilmiyorum, böyle bekleyen cesetler falan gaz yaymıyor muydu? Sonra patlıyorlar falan? Yoksa o başka bir şey miydi? Hah, çöplüklerdi sanırım gaz çıkarıp patlayan. Aman, neyse ne. Nishi’yi tekmelesem mi acaba? Bu teknik ne kadar süre öncesinden başlıyor ki göstermeye? Böyle haftalar öncesinden falan göstermeye başlıyorsa ohoooo, ben gideyim o zaman beklesin Nishi’m burada izlesin dursun. Gelir arada yemeğini yedirir suyunu içirir, kıyafetlerini değiştirir geri giderim. Gerçi hiç hoş değil lan, bekar kızın evini izliyor. Tamam kadınlardan zerre haz etmiyor değil ama gene de güzel bir şey değil Nishi’min duş almakta olan tek kollu-bacaklı bir kızı izlemesi.
Düşüncelerim iyice saçmalaşmadan Nishi’m boğulur gibi bir ses çıkardı, haliyle ben de yanında bittim! Kendini geriye atarken sırtına destek olmaya çalıştım, iyice kana bulanıp pasak konusunda beni geçmesin diye. Adam gibi oturduktan sonra da nefes nefese, kendini parmaklayıp parmaklamadığını sordu. Kafamı şaşkınlıkla geriye atıp, açılmış gözlerimle baktım suratına; “Iııı…. Hayır?” İlginç bir soru. Daha da ilginç kılan şey ise, bir zaman önce, çok sarhoş bir vaziyet sonrası aynı soruyu kendime sormuş olmam. Bilmediğim bir evde, bilmediğim yaşlı amcaların yanında uyanmıştım ve tipleri o kadar sakattı ki, bu soruyu sormak yapılacak en doğal şey gibi gelmişti… Nishi de mi sapık amcalarla dolu sahneler gördü? Eğer öyleyse mühürcü godoşa gidip paramı geri almal, Nishi’mi de uygun bir psikolojik yardım programına yazdırmalıyım. Sevdiceğimin elini cebine atmasıyla dikkatimi tekrar ona yönlendirdim. Çıkardığı şey bir… Chakra hapı? Yutmamıştı, belli ki yanında olduğundan emin olmak istedi ve kontrol etti. İnlemesi, nefes nefese kalması derken, bu hapa ihtiyaç doğurabilecek bir duruma mı gelmişti? Suçluluk hissetmeden edemedim ve henüz bir şey söylemediği için, tekniğin düzgün çalışıp çalışmadığını hala tam anlamda bilmiyorum. Saçma görüntüler ve ayıp şeyler yüzünden bu hale getirdiysem onu suçluluğum daha da artacak.
Katilin suratından bahsetmesi ile içime biraz su serpildi. Suratı yaralıymış, Sukki adamın onu öldürmesine izinvermiş. Eh… Zaten kızın posiyonundan belliydi “Katilimle boğuştum ve dramatik bir şekilde düştüm!” ölümü olmadığı bu olayın. Çatık kaşlarla dikkat kesilmiş halime geri dönüp dinledim söylediklerini o duraksayana kadar. Yaralı surat, kendi halinde tek başına yaşayan bir kızla tek bağlantılı kişinin Shinn olması derken, Nishi’nin gördüğü kişiyi Shinn farzetmekte haklıyız bence. Sorduğu soru çetrefilli ancak cevabı belli bir soruydu. Ağzımı cevap vermek için açmıştım ki, tekrar konuşmaya başladı. Sukki’yi ve Shinn’i olağandışı şekillerde görmüş; Siyah ve Beyaz. “Yani öyle yüksek kalite görüntü bekleme zaten Nishi’m… Tekniğin çalışma mantığı budur belki, simgeleştirmiştir bazı şeyleri? Gene de aklımızın bir köşesinde dursun. Shinn’i yakalamamız hakkındaki soruna gelirsek…” diyerek sevdiceğimi, koltuk altlarından kucaklamak suretiyle kaldırdım yavaşça, yüzü bana dönük vaziyetteyken. Kalkınca ayrılmadım ama, öyle kaldım, öyle kalmak istedim.
“Anlaşmalı olsun veya olmasın. Böyle bir işe kalkıştıysa peşine düşüleceğini biliyordur. Peşine düşüleceğini ve yakalanacağını… Yakalama emrine uymamız gerekli o yüzden. Adrese gidelim biz. “Meraba Şüpheli-san sizi tutuklamaya geldik, çay var mı?” diyerek değil tabi ki…” Nishi’min hırsızlık geçmişinin faydasını görüp, gerekli gizliliği sağlayabileceğimiz bir an belki de bu. Bir adım geriye çekildim suratını daha iyi görebilmek için, ellerimi de beline indirdim. Zavallım, beti benzi atmamıştı ama karın ortasında terk edilmiş yavru kedi gibi bakıyordu. Yoruldu falan ama aslında iyi oldu onun kullandığı bu tekniği. Baksanıza, siyah beyaz olayı, kapının kırılmadığını fark etmesi falan. Benim kafam hayatta kaldırmazdı bu şeyleri ve dediğim gibi, unuturdum detayları aktarmayı. Gülümsedim karın ortasından çıkarıp ısınana kadar delice sarılmak istediğim sevdiceğimin suratına, sevimli bir şekilde.
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Adres sizin bulunduğunuz apartman mahallesinden uzakta, müstakil evlerin bulunduğu bir bölgeyi göstermekte. Ishigakure'nin diğer ucu sayılmaz, fakat bir arka mahalle de değil ne yazık ki. Hızlıca evi terkedip evin yakınlarına ulaşmanız 10-15 dakikanızı alıyor.
Evin bulunduğu mahalleye yaklaşınca olabildiğince dikkat çekmemeye çalışıyorsunuz, bu yüzden gizlenerek çatıları kullanıyorsunuz. Şehir hareketlenmeye başlıyor saatler öğleyi göstermeye başlayınca, siz ise sokaklarda akan hayattan uzak, çatılardan gizlice ilerliyorsunuz.
Ev, "varoş" olarak tabir edilebilinecek bir kaç mahalleden birinin içerisinde bulunuyor, yani çok kalabalık bir yerde değil. Hatta bazı evler terkedilmiş ve restorasyonu bekliyor, bazıları ise düşük gelirli insanlar tarafından kullanıldıklarını belli etmekteler. Hoş bir mahalle değil Ishigakure standartları düşünüldüğünde. Usulca yaklaşıyorsunuz eve. Diğer evler gibi 2 katlı, üst kat penceresi açık, onu seçebiliyorsunuz. Alt kattaki pencereler kapalı, perdeler de aynı şekilde. Sokak boş, kimse yok. Arka mahallede kavga eden kedilerin sesini duyabiliyorsunuz.