gönderen GM - Naruto tarih 12 Ara 2014, 21:10
Miura'nın adımları bir hayli hızlanmaya başladıkça, ona yetişmek için neredeyse koşmaya başlıyorsun. Onun bu hızlı adımlarının altında yatan duyguları çok net bilmiyor olsan bile, sadece kısa bir süre sonra olayların kontrolden çıkacağına emin duruyorsun. Miura'nın her bir adımı yerde titremeler yaratırken, yol üzerindeki çimler sadece ezilmiyor, neredeyse yok oluyorlar. Her bir adım tutku, nefret, intikam, mutluluk, öfke ve daha nice duyguları beraberinde taşıyor gibi. Bu yüzden de Miura'nın her bir adımı sana kısa hayat hikayeleri gibi geliyor. İçeriğini bilmesen de hikayelerin hepsinde duygunun ağırlığını iliklerine kadar hissediyorsun. Sonucunda da kalbinde ufak çarpıntılar başlıyor, tüylerinin diken diken oluyor. Yine de bu hissettiklerini yaşamaktan oldukça mutlu oluyorsun, sebepsiz bir şekilde. Bu mutluluk dudaklarına vurduğun mührü kırmak için sürekli bir baskı uygulasa da, Miura'nın donuk ancak sıcak gözleri aklına düştükçe kendi kendine ket vuruyorsun. Ufak bir iç savaş yaşıyorsun da denilebilir.
Miura'nın adımları sizi birkaç kervansarayın olduğu bir noktaya getirdiğinde, zifiri karanlık ortama hakim oluyor. İki cesedin bulunduğu evden çok da uzak sayılmayan bir noktada karşınızda duran kervansaraylar, öldürdüğün kızın senin için aldığı yiyecekleri nasıl tedarik ettiğini de açıklığa kavuşturuyor. Miura hızla bir kervansaraya doğru ilerlerken, sen de ona destek olmak için arkasından gidiyorsun. Aranızdaki bu sessizlik sanki bütün konuşmaları yapıyor gibiyken, bir kervansarayın önüne kadar geliyorsun.
Kervansaraya girmeden önce etrafınızdaki büyük sessizlik ilk kez dağılıyor. Ancak bunu yapan sizin konuşmalarınız oluyor. Birkaç kervansaray ötede, dışarıda yedi kişi bulunuyor. Aralarında bir konuşma geçiyor olsa da bunu tam olarak duyabildiğin söylenemez. Bu yedi kişiden altısı hemen hemen senin yaşlarından dursa da içlerinden birisi epey yaşlı duruyor. Bunun yanında epey pis de bir görüntüsü olan adam diğer altı kişinin aralarındaki konuşmayı dikkatle dinliyor gibi duruyor. Sen ilgi ve odağını bu noktada tutarken, Miura'nın kati ses tonuyla "Hadi." dediğini duyuyorsun. Bu komutla beraber de kervansarayın içine giriş yapıyorsunuz.
Kervansarayın içi son derece sade bir yapıya sahip. Orta büyüklükte olduğu belli olan bu iki katlı kervansarayın zemin katı tek başına bir oda görünümünde. Ortada çok da yeni olmayan masa ve sandalyeler bulunmakta. Bunun dışında büyük bir tezgah ve hemen arkasında da bir kapı bulunuyor. Bunun dışında kervansarayın sizin tam karşınızdaki duvarın en sağ kısmında bir merdiven bulunuyor. Bu merdivenin yukarı kattaki odalara çıktığını ve bu odalarında konukların kalması için tasarlandığını daha önceki deneyimlerinden anlayabiliyorsun. Keza tezgahın arkasındaki kapının da mutfağa açıldığı net bir bilgi olarak aklında bulunuyor.
Kervansarayın içinde 15 kişi bulunuyor ve buna ek olarak bir tane de kadın tezgahın ardından duruyor. Bu kişinin kervansaray sahibi veya onun namına çalışan biri olduğunu hemen anlayabiliyorsun. İçerideki kişiler ile kervansarayın büyüklüğünü kıyasladığında ise, doluluk oranının hemen hemen %80 civarında olduğunu söylemek mümkün. Kervansaray sahibi için karlı bir gece olduğu düşüncesi aklına gelirken, Miura'nın burada para olduğunu düşünüyor olmasını anlayabiliyorsun. Bu düşüncesine çok da haksız durmayan Miura sol tarafta duvara yakın bir masaya geçerken, sen de onu takip etmeye devam ediyorsun. Sırtı duvara gelecek şekilde oturan Miura'nın tam karşına sen oturuyorsun ve sadece birkaç saniye sonra az önce tezgahın arkasında olan, orta yaşlı ve hafif esmer kadın yanınıza geliyor. "Ne alırdınız?" diye soran kadının hırıltılı konuşması, onun fazla sigara ve alkol tüketen bir tip olduğunu açıkça ortaya sererken kadın "Dana bonfile, ramen, yakitori, okonomiyaki, takoyaki, yaskisoba?" diye devam ediyor. Her bir yemek ismini neredeyse anlayamayacağınız bir hızla söylemesinin ardından ise "Tek bir odamız da boş durumda, kalacak mısınız?" diye soruyor. Miura kadına donuk gözlerle bakmaya devam ederken, bu bakışlarını sadece birkaç saniye sana diktikten sonra, tekrar kadına bakmaya başlıyor. Bu bakışlardan anladığın da kadın ile konuşmayı senin yapman gerektiği oluyor. Sanki kadın Miura'nın bu bakışlarını anlamış olacak ki bakışlarını tamamen sana dikiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.