
Daichi'nin de hemfikir olmasıyla belirlediğimiz rota üzerinde ilerlemeye başladık.Geçen her saniye yağmur şiddetini biraz daha arttırıyordu.Üzerimdeki kıyafetlerse daha bir yük olmaya başlamıştı sırtıma.Zamanla bu his kendini can yakan bir rahatlamaya dönüştü.Soğuk havaya rağmen ıslak olmak güzeldi,hasta olmadığımız müddet.
Arama kurtarma görevleri için en etkili yolun dağılma olduğunu düşünüyordum.Bu sayede taranacak alan genişler ve işleyiş hızlanırdı.Daichi'ye bu fikri anlatmayışımın nedeni ise ne kendimi ne de köyümün bir chuunini tehlikeye atmak istememdi.Söz konusu çobanın canı olsa bile,şu an için en mantıklı yol buydu.Eğer ben ve Daichi bir sonuç elde edemezsek,hava kendini toparladığında daha büyük bir arama çalışması yürütülebilirdi.Az bir nüfusa sahip olmalarına rağmen köy halkının buna katılması,dağın tamamını taramamıza yardımcı olurdu.Birer shinobi olsakta bu dağın tamamını arayamayacaktık sonuçta.Şu anlık tek yaptığımız olası rotaları araştırmak,izler bulmaktı.
Daichi'nin öncülük ettiği patika karşımıza bir çift kaya çıkarmıştı.Patikanın kullanım nedeniyle oluştuğu açıktı ancak kayalar biraz kafa karıştırıcıydı açıkçası.Geçerken eğilmek zorunda kalmıştım ki çobanın buradan 40 koyun ile geçmiş olması pek ihtimal dahilinde değildi bence.Belki çevresinden..Her şekilde şimdilik daha yükseklere çıkmak için bulabildiğimiz tek yol buydu ve takip etmek zorundaydık.
Hızımı yavaşlatarak Daichi ile aramdaki mesafeyi biraz daha açtım.Gözüm yoldan ziyade diğer taraflardaydı.Somut bir iz yahut ses..Yakalayabildiğimi yakalayacaktım.