gönderen GM - Naruto tarih 29 Ara 2014, 19:27
Akihito’nun sözleri Tsubame’nin gözlerinin yerinden fırlayacak kadar büyümesine sebep oluyor, ancak Tsubame belki de Akihito’nun kendi kendine verdiği öğüt gibi bir öğüdü içinde sindiriyor ve susmayı tercih ediyor. Fakat ikinizin de net gördüğü şey, Tsubame’nin size nefret dolu bakması oluyor. Bu bakış kalbinizin en derin noktasına bile işlerken, adımlarınız köyü tutuyor. İçinizde kızgınlık hat safhadayken kafanıza dank eden bir bilgi belki de her şeyin alt üst olmasına sebep oluyor.
Birden akademi yıllarına dönüyorsunuz. Derste köyünüz ve çevresi size detaylıca anlatılıyor. Bu derste ise Kushina Vadi Ormanı size aktarılıyor. Yeşilliği, güzelliği… Bunların hepsini hızlı bir ileri sarma ile geçiyor beyniniz ve o kilit ana geliyor. Karşınızdaki eğitmeniniz size bugüne kadar hiç olmadığı kadar ciddi bir yüz ifadesi ve ses tonuyla bakıyor ve “Kushina Vadi Ormanı, Ishigakure'nin kurulu olduğu Kurobe vadisini ve çevresini kaplar. Sık bir ağaçlıktır ve bu ağaçların köyün genişletilmesi dışında kesimi yasaktır. Köye doğal bir kalkan görevi görmesine rağmen içerisinde saklanmak da nispeten kolaydır. Bu yüzden Ishigakure shinobileri ormanın içinde sürekli devriye gezer ve izinsiz ormanın derinliklerinde dolaşanları tutuklar. Daichou izni olmadan ormanın içerisinden herhangi bir çiçeği dahi koparmak yasaktır.” Kafanızda bu cümleler birkaç kez dolanırken, en sonunda sadece iki cümleye indirgiyor beyniniz bu döngüyü. “Bu ağaçların köyün genişletilmesi dışında kesimi yasaktır.” ve “Daichou izni olmadan ormanın içerisinden herhangi bir çiçeği dahi koparmak yasaktır.” cümleleri haddinden fazla ekolu bir şekilde kafanızın içinde yankılanırken, işlerin sizin istemediğiniz boyutlara gidebileceğini de anlıyorsunuz. Bu durumda Akihito’nun Tsubame’ye koymaya çalıştığı postanın, sizin için en az düşündürücü şey olması konumuna düşmesi ise bir hayli ironik bir durum yaratıyor.
Daichou Binası’na gelmenizin ardından içinizdeki huzursuzluk giderek artıyor. Dakikalar geçmek için sizden servet talep ederken, kapıda Tsubame’nin belirdiğini gördüğünüz anda zaman duruyor. Kadın öfkeli yüzünden hiçbir şey kaybetmemiş bir şekilde sizle göz teması kurarken “Ishichou bizi bekliyor.” diyor tınısız bir ses tonuyla. Ancak sizi beklemeden hızla merdivenlere yöneliyor ve siz de Tsubame’yi siniriniz ve endişelerinizle takip ediyorsunuz. Binanın dördüncü katına geldiğinizde bir görevli sizi durdurmaya çalışıyor, ancak Tsubame oldukça sinirli bir şekilde “Ishichou-sama bizi bekliyor, şimdi çekil önümüzden!” diyor. Adam neye uğradığını bile anlayamazken Tsubame onu kenara ittiriveriyor ve yanında duran kapıyı bir kez tıkladıktan sonra içeriye giriyor.
Tsubame’yi takiben siz de Ishichou’nun odasından içeriye giriyorsunuz ve karşınızda kaşları çatık, suratı asık Ishichou’yu büyük masasının arkasında otururken görüyorsunuz. Anın ve olayını vahameti sebebi ile bakışlarınız Ishichou’dan başka bir şey görmüyor. Etraftaki en ufak eşyayı bile fark edemezken, Ishichou’nun gür sesini işitiyorsunuz. Tsubame’ye “Durum nedir?” diye soran Ishichou bakışlarını sizden ayırmazken Tsubame “Ormanın %70’lik kısmı kül olmuş durumda. Köydeki suiton kullanıcılarının yarısına yakını görevde olduğu için müdahalede yetersiz kaldık. Ancak yine de Ishigakure’ye yakın orman kısmını kurtarabildik.” diyor. Tsubame’nin konuşmasındaki ton farkını fark ettiğiniz anda ise, karşınızdaki Ishichou’nun ne mühim bir adam olduğunu da bir kez daha idrak ediyorsunuz. Sizi bir hayvan gibi azarlayan Tsubame’nin bu sefer mahcup ve yumuşak sesi garip duygular yaşamanıza sebep oluyor. Ishichou derin bir nefes verirken “Odadan çık.” diyor katı bir şekilde ve Tsubame tek bir söz söylemeden odayı terk ediyor.
Ishichou ile baş başa kaldığınız anda, üzerinizdeki baskı ve içinizdeki gerilim giderek artıyor. Bir yandan ormandaki tahribatın sebebi olduğunuzu bilmenin verdiği ezici baskı ile büzülüyor, diğer bir yandan da Akihito’nun Tsubame’ye koyduğu postayı dile getirmemiş olmasına seviniyorsunuz. Ancak bu anda Ishichou o gür ses ile “Neler olduğunu anlatın bakalım… Ormandan bir çiçek bile koparmak yasakken sizin ormanın yarısından çoğunu kül ettiğinizi bilmek aslında anlatılmaya değer bir durum değil. Yine de yargısız infaz yapma taraftarı değilim. Bu yüzden her şeyi detaylıca anlatın. Eğer merhametli olmamı istiyorsanız dürüst olun.” diyor. Ne var ki tüm bu sözler babacanlıktan uzak bir tavırda dile getiriliyor ve bu yüzden içinize bir su serpen konuşma olmuyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.