İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Moderatör: Game Master

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 02 Ara 2014, 20:46

İki aşığın… Yani, kardeşin bakışmaları bittiğinde öküz olan Naka kendi payına düşen kısmı anlatmıştı. Anlatmaktan ziyade, aşırı abartı ve düşük performanslı bir oyunculuk sergilemişti bana göre. Savurduğu hayali silahın alnıma çat diye girmesini, gözlerim yukarı bakar ve hafiften şaşı bir şekilde izledikten sonra başımı sağa sola sallamış, konuşmasının geri kalanını mümkün olduğunca ondan kaçarak dinlemiştim. Belli bu salağın içindeki Ka-Katana ve bilimum kesici alet aşkı geçmemiş. Fakat… Çift Wakizashi kullanmak? Kullanırken kendinden geçmek? Kafadan sallamak? Öh be Naka!

En sonunda sakin bir şekilde konuşmasını bitirdikten sonra elimi kafasına koyup saçlarını karıştırdım gülümseyerek, bir elim de yanağımdaydı masaya koyduğum dirseğimden destek alarak. Birkaç saniye karıştırıp iyice sakinleştirdikten sonra beklemediği anda alnına tokat attım, neye uğradığını şaşırdı haliyle. “BÖYLE Mİ KORUYACAKSIN KARDEŞİNİ BE?!” diye azara başlayacaktım aslında ama Nishi konuşmaya başlayarak dikkati kendine çekti. Miha’nın kalbinden bahsetmesiyle bizim dörtgözden alınmış bir bakış yedim. Hayır, hastalığından arkadaşıma bahsetmeme mi alındı? Ne yani böyle bir şeyi kimse duymayacak mı sanıyor? Aksine herkesin duyması lazım ki insanların ona göre davranması lazım bana göre. Hem… Miha hastalığı yüzünden ezik hissettiği zamanları geride bırakmış olmalıydı, en azından Naka ile akademiye girdiklerinden ve haliyle olgunlaşmaya başladığından beri kompleks yaptığını görmemiştim. Zaten çok da uzun sürmedi bu bakışı, Nishi’nin genjutsucu olduğunu duymasıyla tekrar Nishi’ye kilitlenmişti ama kafamda soru işaretleri de bırakmadı değil.

Nishi oldukça mantıklı şeylerden bahsediyordu, zaten mantıksız konuşmaz bu herif. Evet, böyle zor durumlarda kaldığımız çok oldu. Hatta… “Offfff! Iya Vadisi’nde olanları hatırlıyor musun?” Lan ne rezil gündü, o gün olanlar fenaydı. İkizlere döndüm, Nishi lafını bitirmişti o yüzden dikkatlerini bana verdiler. “Ne için gitmiştik oraya… Haydutları mı kovalıyorduk? Öyle bir şeydi sanırım, zaten akşamdan kalmaydım o gün.” Dedim utanç içinde kafamın arkasını kaşıyarak. “Siz siz olun icapçı olduğunuz günler içmeyin, böyle acil göreve çağırıyorlar kafanız allak bullak oluyor sonra, hiç iyi değil! Neyse, herifler beklediğimizden kalabalık çıktı, bir de üç kişi Nishi’nin peşine takılmasın mı?!”

“Nishi bir yandan ‘AL ŞUNLARIEEE!’ diye koşturuyor, ben bir yandan odaklanmaya çalışıyorum! Yanlışlıkla Nishi’yi yaralayacaktım az kalsın Bousen Jutsu’m ile, hatta bir ara yanlışlıkla Nishi’yi ayağından yakaladım misina ile iyi mi? Hiç iyi değil! Lan çok feciydi o gün; herifler inatla Nishi’nin peşindeler, ne yaptıysam dikkatlerini kendime çekemedim… Neyse, medikalsin diye böyle durumlara düşmezsin zannetme. Bence de medikallere saldırmak aşırı aşağılık bir durum ama her shinobi bizim gibi düşünmüyor maalesef. Şimdi böyle anlatıyorum, ‘Bu mu takım çalışması?’ demeyin, bu bizim en kötü olduğumuz anlardan biriydi ve buna rağmen kurtulmayı başardık bir şekilde. Siz de eminim bizim kadar uyumlu bir takım olursunuz ancak… Senin hastalığın ciddi bir şey Miha, sizin her görevinizin bizim bu anımız kadar kötü geçme potansiyeli var.”

Söylediğim sözlerden sonra Miha gözlerini, masaya koyup birleştirdiği ellerine dikmişti. “Üzül diye söylemiyorum, ama gerçekler bunlar Miha.” Böyle konuşunca sanki eğitimlerinden konuşmaktan ziyade Miha’yı görevlere çıkmaktan vazgeçirmeye gelmişiz gibi olmuştuk. Aslında, öyle bir amacım yok ki benim? Benim amacım hem Miha’ya, hem Naka’ya farkındalık kazandırmak. Miha’nın, hastalığının farkına varmasını istiyorum ki vazgeçmek yerine çaba göstersin, Naka’nın da aynı şekilde düşüncesiz davranışlarının ne sonuçlar doğurabileceğini farketmesini istiyorum ki, biraz planlı programlı dalmaya gayret etsin. Miha’nın bu durgun hali fazla uzun sürmedi. Konuşmaya başladı ve söylediği şeyler içimi biraz olsun rahatlatıp, belki de sadece Naka hakkında endişelenmem gerektiğini belirten şeylerdi.

“Ben… Medikal bilgim artmaya başladığından beri kendime daha çok dikkat ediyorum. Neyin beni zorladığının, sınırlarımın ne olduğunun daha da farkındayım denilebilir. Tıbbi bilgim genişledikçe kendime daha da güveniyorum, durumumu nasıl idare edebileceğim ile ilgili yeni yöntemler buluyorum elbette. Bu da haliyle beni, kondisyonumu arttıracak egzersizler yapmaya teşvik ediyor. Hem… Annem de yardım ediyor bana!” Egzersiz lafını duymamla açılan gözlerim, annemi duymamla iyice şaşırdı. “Oha.. Ohaaaaa! Annem sana yardım mı ediyor?” Naka da Miha da, mutlulukla kafalarını deli gibi yukarı aşağı salladılar. “Beni hırpaladığı gibi seni de hırpalamıyordur umarım. Pek kondisyonunun artacağını düşünmüyorum o şekilde..” Dedim tedirginlikle kıkırdayarak. İkizler olumsuz anlamda kafalarını salladı. Ben de Nishi’lere dönüp açıklama yapma gereği duydum. “Annem kunoichiliği bırakmadan önce deli taijutsucunun tekiymiş.”

“Bırakmasaymış taijutsu alanında Tokujo bile alırmış diyorlar! Senseilerden duydum!”

“Doğrudur, ama öğretme konusunda epey agresif. Agresif olmasına agresif de, etkili öğretiyor hani. Ben akademideyken çok az çalıştırma fırsatı bulmuştu beni, eh haliyle Akemi daha minnacıktı, onunla ilgilenmekten çok zaman bulamadı ama… O günlerden kalma bilgiyi ve haliyle yara izlerini hala taşırım. Bak mesela şu yara..” İşaret parmağımla sağ omzumu gösterdim. Bu değildi lan, bunu Nishi malı kaplıcada yaptı. Öbür omzumu gösterdim. Köprücük kemiğimin üstünden başlayıp sırtıma ilerleyen ince, beyaz bir çizgi. “Bu olduktan sonra nasıl da korkmuştu! Daha bunun gibi ufak tefek bir kaç tane var... Neyse, nasıl çalışıyorsunuz ki?”

“Babaanneye anlatır gibi gıdım gıdım anlatıyor her şeyi. Eh, sen ve Yuudai gibi vurmayı kırmayı öğretmiyor tabi ki de. Akciğer kapasitemi arttıracak egzersizler yapıyoruz daha çok. Kapasitem arttıkça kanımdaki oksijen miktarı da artıyor. Oksijen artınca kalbimin iş yükü azalıyor vee…”
“Yeter masayı medikal bilgiye boğdun, kassan masadan yeşil chakra çıkacak!”
“Diyeceğim odur ki işe yarıyor işte! Çok az da olsa dayanma gücümde artış var! Tabi normal bir insan bu egzersizlerle daha iyi sonuçlar alırdı belki ama ben dediğim gibi gıdım gıdım ilerleyebiliyorum. Birkaç aydır çalışıyoruz boş zaman buldukça. Güzel vakit geçiriyoruz denilebilir. Hem düşününce… Annemin de kafası dağılmış oluyor biraz…”
“Madem öyle…” Kafamı yemeğini çoktan bitirmiş olan Naka’ya çevirdim. Aslında, annemi hatırlamak ve Miha’nın annemin kafasını meşgul eden şeylerle uğraştığını söylemesi falan içimde buruk bir hisse sebep olmuştu ama, bu hissin beni daha da sarmasına izin vermeden Naka’ya da odaklanmak istiyordum. “Sana gelirsek…” Alnına tekrar demin ki gibi geçirdim bir tane. “Neden sürekli düşünmeden, plansız programsız dalıyorsun lan? Senseiniz ile tanışmadınız daha ama onun bile dikkatini çekmiş!” Şimdi Kimidata-san’ın da bir katana kullanıcısı olduğunu tabii ki söylemeyeceğim burada. Heyecandan Naka donunu da çıkarsın istemiyorum, hem de spoiler yemesin çocuklar. “Kardeşimi koruyacağım diyorsun, böyle mi koruyacaksın? Hem taijutsucusun, hem hesap kitap yapmadan dalıyorsun, hem de kardeşini korumaktan bahsediyorsun. En çok gözlemi senin yapman gerekecek ki rakibin hamlelerini tahmin edip, Miha’ya olan bir saldırıda vakit kaybetmeden müdahele edip kalkan olabilesin. Bak şunu da belirteyim, kalkan olmak çok da doğru bir hamle değil, hele de ninjutsuyla ilgilenmediğin düşünülürse… Vücudunu kalkan olarak kullanacaksın ki, son çaren olmadığı sürece geride kalanları çoğunlukla zora sokan bir durum bu. Halbuki sizin doğanızdaki teknikler kalkan olmaya daha da müsait. Kısaca ben yine de biraz ninjutsuya da yönelmeni tavsiye ediyorum. Kardeşini çok korumak istiyorsan da… Bir arada olduğunuzda piçlik yapmak yerine onun düşünme yeteneğinden biraz feyz al derim.”
Benden çok iyi sensei olurmuş lan. Baksanıza bunlar öğrencilerim falan olsa iki dakikada gelecek planlarını çıkardım bile. Ne yazık ki Jounin olduğum vakit takım almak yerine Myoboku yollarına düşmeyi planlıyorum. Aslında… Üzücü be. Neyse konu bu değil.

“Bu arada… Evde işler ne alemde?”
“Ben gittiğimden beri çok mu mutlusunuz?” Değil.
“Kyou öldüğünden beri götü başı dağıttınız mı? Annem özellikle nasıl?” Değil
“Evde işler ne alemde?” Sadece. Yukarıdaki anlamları da kapsayan, ama hem durumun hem gururumun müsait olmayışından kaynaklı bu şekilde sorulmuş, üstü kapalı bir soru…
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 04 Ara 2014, 15:25

Iya vadisi... Facepalm... "Hiç hatırlatma." Ulan sen ne bok yemeğe alkol alıyorsun? Biliyorsun bir şey olunca göreve koşacağız. Hani tamam sen kendi kendini tehlikeye atsan tamam, ben gidiyordum az kalsın. O gün o kadar stres olmuştum ki inanamazsınız. Adamlardan nasıl kaçıp saklanabilirim düşüncesinin yanında Kiyo'yu nasıl kendine getirebilirim, attığı tekniğe nasıl yakalanmayabilirim gibi planlar da kurmak zorunda kalmıştım. Ben her zamanki gibi adamların dikkatini bozacak genjutsularımı uyguladığımda karşımızdaki üç haydut da fark etti bunu. Kiyo'yu direkt es geçip benim üstüme abandılar. Daha önce olmamış şey değil. Yapmam gereken şey Kiyo'nun etrafında yuvarlaklar çizmek ve bu sırada hem adamlara aynı yerden gittiğimizi belli etmemek hem de attıkları saldırıları ıskalatmaktı. Yaptım da! Aslında açık açık söyleyebilirim ki orada mükemmel bir performans gösterdim. Tek kötü şey, Kiyo'nun da 4. kişi olarak bana saldırmasıydı. Sürekli özür diliyor ama, sağımdan solumdan tazyikli sular fırlayınca sinirden kuduruyorum falan düşünün. "Adamlara hedef aldığına emin misin lan!" diye bağırıyorum çünkü her attığı bana geliyor. Dikkat etmesem delik deşik olacaktım düşünün. Zaten amına koyayım en sonunda ne akla hizmetse misinaya kunai bağlamış, fırlatıyor. Sanki balık yakalıyor anasını satayım. Sonuç, misinanın ayağıma takılması yere yapışmam. Heriflerin üstüme binmesi ve birinin "ZAR ZOR YAKALADIK BENCE BİR SİKELİM!" diye bağırması. Kolumdan bacağımdan yakalamaya çalıştıklarında çok aynı yerde bekledikleri için Kiyo'nun sonunda tekniğini düzgün yapabilmesi ve zar zor başarıya ulaşan bir görev. Ulan o gün Kiyo tekniklerinden birini yeseydim belki de vücudumda bir am vardı , ya da Kiyo o teknikleri de kaçırsaydı kaybetmiştim götü. Zor zamanlardı anlayacağınız.

Miha ve Kiyo annelerinin çalıştırma şeklinden bahsederken ben de bu durumu düşünüp durdum. Tabi bir yandan dinliyorum. Miha'ya kadın kalbi konusunda yardım ediyormuş. Tamam hani belli bir gelişme gösterir kalp ama belli bir sınırı varsa, ve o sınır aşağılardaysa elden bir şey gelmez be Miha'cım. "Ben sadece medic-nin olayını görevlerde yapmayı basit sanma diye söyledim. Kendini ona göre yetiştirirsin." demek zorunda kaldım konuşmanın sonlarına doğru. Resmen gelmişiz de Miha'ya shinobiliği bırak diyoruz resmen. Öyle bir düşüncem yok. Kim bilir belki bu çocuk gelecekte çok işler yapar. Kader...
Miha ile konuşması bitince Naka'ya döndü Kiyo ve bir güzel azarladı bunu. Evet, abim geldiğinde söylemişti. Naka'nın testlerden tamamen doğaçlama bir şekilde geçmiş olması hem güzel, hem kötü. İyi yanı, doğuştan gelen bir yeteneği var belli ki, kötü yanı da doğaçlama olunca hata yapması çok olası olur. Öf, Naka ile ne tersim şu işe bak. Ben plan üstüne plan kurarken o doğaçlama yapıyor üstelik bire bir dövüşte! Bu konuda Kiyo'nun Naka'yı azarlaması gayet normal. Çünkü bizim takım çalışmamızda Kiyo'nun yeri, ikizlerin takım çalışmasında Naka ile aynı. Ben daha çok Naka'nın ciddileşip "Biraz denerim ninjutsuyu da." demesini beklerken çocuk kıpır kıpır bir şekilde "OF WAKİZASHİ ÇOK GÜZELDİ!" diye inledi gene. Öf.
"ELİME KILIÇ MI ALDIM DA TEKNİK BİLMİYORUM DİYORSUN ANİKİİEE! SEN VARSIN DİYE EVE SİLAH SOKMAM YASAK!" Acaba bunu gerçekten atarlı mı söyledi, yoksa sadece bağırıyor diye mi öyle çıktı? "Hem..." Sonunda sesini bizimkine indirebilmişti. "Plan kurunca her şey daha saçma oluyor. Kurduğum planlar hep kötü ve ya yanlış. Anında verdiğim tepkiler çok daha işe yarıyor." Üstelik düşünüyorum da, Naka'nın bu verdiği tepkiler tamamen beklenmedik şeylerdir. Çünkü çocuğu şu ilk gördüğümden beri her türlü garip hareketi yaptı. Bu çocuğun karşısında savaşıp hareketlerini tahmin etmek öyle basit değildir.

"SEN GİTTİKTEN SONRA EVDE HER GÜN PARTİ VERDİK!" Sanırım Kiyo'nun duymak istemediği bir cevap bu. Espri gibi gelmişti başta ama Miha bir anda ciddi ciddi parti konusu ile ilgili konuşunca cidden parti mi vermişler yoksa Naka eksik kromozomlu mu bilemedim. Naka "Ya üf, şaka yapıyorum Ganta..." diyerek ikizini dirseklediğine göre Miha'nın espri anlamama gibi bir durumu olabilir. Of, bu ikisi o kadar karışıklar ki.

Ev konusu geçmişken, ben de Sadako ile konuşayım bu konuları diyerekten döndüm kız kardeşime. Sanırım o da bunu bekliyordu. Shiomiya'ları rahatsız etmemek için onların duyamayacağı bir sesle "Bizimkiler nasıl?" dedim.
"Her zamanki gibi."
"Rahatsızlar yani."
Gülümsedik.
"Annem seni hala çok zorluyor mu?"
"Biraz."
"Biraz demek, evet çok zorluyor demek olmalı."
"Dükkan konusunda çok zorluyor sadece."
"Okul?"
"Okul konusunda da zorluyor."
"Eee, zorluyormuş işte!"
İyice ona döndüm, o da kafasını eğdi.
"Amacım seni kötü etkilemek değil biliyorsun ama iki tane abin olduğunu hatırlatmam gerek. Tamam Kimi malının evinde yengem falan var, kadın hamile de, ben evde tekim. Kafana göre gelip gidebilirsin."
"Bilmiyorum abi."
"Bir gün bilirsen diye söyledim zaten."
"Ben onları terk etmek istemiyorum."
Terk etmek mi?
"Mutsuzlar. Sinirli ve mutsuzlar."
Ben onları terk mi etmişim?
"Ben de gidersem çok yalnız kalırlar."
Beni onlar zorladı.
"Birbirlerine sahipler."
"Babam ile annemin arası o olaydan sonra hiç bir zaman iyi olmadı ki abi."
"Bu beni pek ilgilendirmiyor. Zaten o olaylar olurken büyüdüğüm için bu durumdayım."
"Boşanmalarını mı isterdin?"
"Neden olmasın?"
"Annem sadece bizim için boşanmadığını söylüyor ama sen onu..."
"Yeter artık Sadako! Ben kimseden kaçmadım, kimseyi terk etmedim. Neden her konuştuğumuzda böyle yüzüme vuruyorsun? Bana kalsa ben seni, bana bunları söyleyecek kadar yakınıma bile getirmem. Tekrar aile ile yaklaşayım diye elimden geleni yapıyorum ve hiç yardımcı olmuyorsun!" Bunları söylerken biraz sesim fazla çıktı. Kiyo'lara dönüp "Afedersiniz." demek zorunda kaldım. Tekrar Sadako'ya döndüğümde, kızın gözünden boncuk boncuk yaşlar akıyordu.
"Ben..."
"Özür dilerim, seni kırmak istememiştim."
"Önemli değil."
Önemli olduğunu biliyorum. Demin dediğim şey resmen onu istemediğim ama nezaketen iyilik gösterdiğim gibiydi. Belki de gerçekten öyledir. İyi niyetle başladığım her konuşmayı bu şekilde bana çevirmesinden nefret ediyorum. Sanırım gene çevirince ben de kabalaştım. Artık diyecek bir şeyim de yok. Önüme dönüp fındık fıstık atıştırmaktan başka yapacağım bir şey de yok.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 05 Ara 2014, 01:47

“Parti?!”
“P-Parti falan vermedik! Yuudai!”
“PARTİ?!”
“Ya. Ya taziyeye falan gelenlerden bahsediyor!”
“…”
“Tamam sen gittikten sonra tesadüfen gelen giden arttı ama… Ablamdan sonra da haliyle gelenlerin ardı kesilmedi. Gittiğinden beri ev aksine daha kalabalıklaştı yani.”
Kızdım Naka’ya, ama içimden. Benden sonra gelenleri parti olarak hayal etmesine de değildi kızgınlığım, Kyou için taziyeye gelenleri de parti olarak görmesineydi. Belki parti mevzusundan bahsederken onları kapsamıyordu ama Kyou aklıma ne zaman gelse kızacak, kendi kendimi depresifleştirecek şeyler aradığım için ben öyle düşünmek istiyordum belki. Ters bakışlar atmak yerine, yüzüne bakmamayı tercih ettim ve dikkatimi daha çok Miha’ya verdim. O sırada Nishi de kız kardeşi ile konuşmaya başlamıştı.
“Kim kim geldi ki?”
“Halamlar g-…”
“Halamın amına koyayım.” Cidden amına koyayım ama, bizim ailede hiçbir çocuk, hatta belki annem bile halamdan hoşlanmaz ki. O da aynı hoşlanmazlığı çekinmeden bize gösterir, özellikle Kyou ve bana, ne bok yemeye geliyor? Bıyıklı kevaşe. Babamın daha çekilmez ve dişi halini düşünün, hatta görüntü olarak da benzediğini. Babamın ailesinin ne sikim genleri varsa artık. Miha lafıma istemsizce kıkırdadıktan sonra konuşmaya devam etti.
“Halam dışında çok akraba gelmedi aslında. Daha çok komşular, annemin babamın iş arkadaşları falan. Her gün farklı insanlar geliyor ve daha yeni yeni kesildi ayakları. Aslında sen kimin geldiğini boşver de, Akane ablam..”
“Ablam?”
“Çıldırdı.”
“Nasıl çıldırdı?!”
“Aslında o kadar da ruh halinde bir değişiklik yoktu, ya da zaten somurtkanın önde gideni olduğu için biz farkedememişizdir bilmiyorum… İki üç hafta önce Kyou ablamın yatağını odasından çıkarmak istediklerinde resmen kafayı sıyırdı. Deli gibi ağlamaya başladı.”
Akane, Kyou’yla aynı odayı paylaşırdı ama bu durumdan hiçbir zaman memnun olmamıştı. Şimdi böyle yapmış olması benim hem kafamı karıştırıyor, hem de yaptığı şerefsizliği aklıma getiriyor. Evet; Kyou’nun bağımlı olduğunu fark ettiği halde kimseye haber vermemiş olması. Üstüne üstlük, Kyou abimle benim odamdan çıkmazdı ve ablam her fırsatta “Madem öyle, abimle yer değiştirin o zaman, Kiyo’nun odasında kal!” diye kavga çıkarırdı. Ne yapmaya çalışıyor, nasıl bir ruh halinde, hiç anlayamıyorum şu an. Zaten birlikte yaşadığımız dönemde de anlayamamıştım ki… “Kadınlar…” mı demeliyim? Oysa Akemi ve Kyou’yu okumak her zaman kolay olmuştu benim için. Ablamın ki bambaşka bir olay bence. Bağımlılığına yardım etmemesi, odada istemediği halde, son eşyaları toparlanırken sinir krizi falan geçirmesi… İki yüzlülük olarak adlandıramayacağım, ama birbirine uymayan garip davranışlar bunlar.
“Hiçbir şey söylemeden, sadece bağırarak ağladı. Babam falan o kadar korktu ki, biz Yuudai ile gidip abimi işten çağırmak zorunda kaldık, o bile sakinleştiremedi.” Yanımda Naka alnını tutarak o günün ne kadar feci olduğuyla ilgili bir şeyler mırıldanıyor, kafasını sallıyordu. “En sonunda sakinleşti de eşyaları toplamamıza izin verdi, ama o günden beri daha da somurtkan, daha da çekilmez. Hep ters cevaplar veriyor, bir de Akemi onun odasına taşındı. Haliyle Akemi de gerildi hem tek başına bir odada kalmaya alıştığı hem de ablamla aynı odayı paylaşmak zorunda kaldığı için. Akemi de herkesi tersleyip duruyor o yüzden. Abim gene her zaman ki sessizliğinde. İlk zamanlar epey kötü bir durumdaydı ama hastane, yoğun çalışma falan derken, kafasını meşgul eden şeyler yüzünden çabuk atlattı diyebilirim. Babamı sanırım duymak istemiyorsundur ama, o da abim gibi çabuk toparladı. Annem ise…”

“Kyou’ya yas tut, Akane ablam ve Akemi ile uğraş, babam tekrar alkole sarar mı onu takip et, misafirler falan fıstık derken abim ve babam gibi çok atlatamadı, atlatmaya fırsatı olmadı. Ablam gibi bir anda kendini koyuverecek diye korkuyorum aslında. Aslında bir ara onu ziyaret etsen…”

Daha ziyaret lafını duymamla itiraz ederek kendimi geri çekmiştim ki Nishi’nin sesi dikkatimi ona çekti. Biz konuşmaya nasıl dalmışsak, onlar da konuşmaya dalmışlar belli ki. Bayağı bir dalmışlar yalnız zira Nishi kardeşini azarlayıp ağlatmış. Nishi beceriksizce özür falan diledi. Ne konuştular, neden tartışma çıktı duymadığım için, müdahele edecek kadar rahat hissedemedim. Öküzlüğün kimde olduğunu bilmeden yanlış kişiye azarı çekemem. Bilsem çok pis haşlarım hani, biliyorsunuz ki özel hayata karışmak is fun biz Shiomiya’lar için. Yine de Nishi’ye kaşlarımı çatarak baktım, hatalı olsa da olmasa da küçük bir kızı ağlattığı için. Sonra da bir peçete alıp Sadako’ya uzattım, çıkardığım en şirin sesle “Sadako-chiaaaan!” diyerek. Sonra konuşmaya devam ettim büzdüğüm dudaklarımın arasından.
“Abiler ve kardeşler arasında olur böyle tartışmalar, ağlamaya ne gerek vaaa~ar!” Dünyanın en kötü sakinleştirmesini yapıyorum sanırım şu an. “Bak benim benden küçük iki kız kardeşim var!” İşaret ve orta parmağımla iki sayısını gösterdim sırıtarak. Sonra aniden sırıtışımı bozup suratımı astım ve şirin sesi bırakarak boğuk bir sesle devam ettim. “Genelde onlar beni ağlatırlar.” Ağlamayı kesmişti, zaten hüngür hüngür ağlamıyordu. Dikkatini de bana vermişti ama istediğim mutluluğa erişmesi sanırım zamanımı alacak, zaten nereye varacağımı da çok bilmiyorum. Hatta diyeceğim şey yüzünden Nishi eminim daha sonra beni dövecektir. Tam kardeşlerimin yaptığı gibi, ağlamak yerine abisini ağlatması gerektiğini, bunu da gene kız kardeşlerim gibi kasıklarına tekme atarak yapması gerektiğini söyleyecektim ki Miha arkadan atladı.
“Bir gün Kiyo abim, ablama ‘Maymun götü suratlı!’” dedi.”
Ölümcül bir yavaşlıkla kafamı Miha’ya çevirdim. Hayır…
“Bizim evin dış duvarlarından biri sarmaşık kaplıdır. Epey sık, zorlu sarmaşıklar.”
Hayır…
“Sonra ablam Kiyo abimi yakaladı…”
Hayır, lütfen hayır…
“Sonra onu donuna kadar soydu....”
Miha stahp.
“Sarmaşıklara o şekilde abimi bağladı.”
“Y-Yeter! Yeter!” Diye üstüne atlamıştım ki Naka yakaladı beni ve durdurdu. Naka’yı ezip geçmemi engelleyen şey ise, arkamdan gelen şirin bir kız kıkırdaması oldu. Benim rezil anılarım Shiki’lerin epey hoşuna gidiyor anlaşılan. Miha da kızı mutlu etmekteki beceriksizliğimi bu şekilde kapatmaya çalışıyordu. Vay amk. Shiki’ler mutlu olsun diye rezil olup duruyorum.
“Akşama kadar oradan kurtarmadı. Eve gelen geçen ilk abimi fark edip yardım etmeye çalışıyordu ama ablam engelliyordu ‘Bana maymun götü suratlı dedi!’ diyerek. Millet de karışmadı hiç. Terasa yakın bağlamıştı sarmaşıklara, biz orada yeriz yemeği hep. Arada bir terastan uzanıp su içirdi annem ona ama o da kurtarmadı.”
“Sonra Kyou sıyrılıp beni kurtarmaya çalışmıştı…”
“Ablam onu da bağladı sonra.” Rezilliği unutup, kahkaha attım. Anının bu kısımlarını hatırlamak eğlenmeme sebep olmuştu, kızı güldüreyim derken ben daha çok güldüm sanırım. Ama bu gecenin amacı zaten güzel vakit geçirmek değil mi? Shinobi konusu yüzünden zaten kız sıkılmış olmalıydı, neden tartıştıklarını falan sorarak iyice kasvetlendirmek yerine olayı unutmak en mantıklısıydı bana göre. Hem… Kyou’dan nefret etmediğim zamanları çok sık hatırlamam, bitmesini istemiyorum bu anının.
“Daha dokuz yaşındaydım, Kyou sekiz.” Nishi’ye döndüm gülümseyerek, sadece kız kardeşine yoğunlaştığımı düşünmesini istemem. Onun da somurtmamasını, gülmesini istiyorum. “Babam yarım saatte bir ‘Ablanızdan özür dileyin sizi çıkarayım.’ Diyordu ama adamın hem kafası kıyak, bizi oradan çıkarmaya çalışsa düşürüp ölmemize sebep olur, hem de biz her seferinde ablamıza daha da çok yakıştırmalarda bulunuyorduk. O da bizi bırakıp gidiyordu, gittiğinde Kyou ile birbirimize küfretmeye başlıyorduk.”
“Kyou ablamı soymamıştı tabi.”
“Soymasın zaten, o ne öyle? En son biz ablama “Memesiz!” demiştik, gece on iki falandı. Kız sinirden ağlamaya başladı, annem de pes edip bizi çıkardı. Ben pıt diye çıktım da Kyou’yu çıkarması zor oldu saçları yüzünden.” Derin bir iç çektim kafamı önüme çevirerek.
“Kyou’nun eskiden uzun, uzuuun saçları vardı…”

Belki, sürekli komik ve neşeli anılara yöneldiğimiz için Sadako çok güzel bir ailem olduğunu düşünebilir. Ama Nishi, tanıştığımızdan beri, ona ailemde yaşadığım her zorluğu anlattığım için işin iç yüzünü biliyor tabii ki. Biraz durgunlaştım ailemle ilgili bu kısmı ve Kyou’yu hatırlamaktan dolayı,. Zaten ikizler de Sadako ile konuşmaya başlamışlardı. Ne konuştuklarını pek anlamıyorum, ama Naka’dan gelen heyecanlı böğürtülere bakılırsa gene kesici biçici şeylerle alakalı kızı meşgul ediyorlardı. Gözlerimi tekrar Nishi’ye çevirdim, ikizlerle Sadako ayrı alemde zaten, göz kırptım o yüzden çocuğa ben de. Öyle “Gel tuvalette sevişelim!” göz kırpması değil. İçimden gelen, arkadaşça bir göz kırpma sadece. Pek konuşamadık onunla bugün ama diyecek bir şey de gelmiyor aklıma. Belki sevgili olduğumuz ve etrafımızda çaktırmamamız gereken insanlar olduğu içindir, belki zaten baş başa iken her şeyi konuştuğumuz ve şu an benim mal gibi “N’aber?” dememin abes kaçacağı içindir bilmiyorum, o yüzden göz kırpmakla yetindim.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 11 Ara 2014, 20:39

Naka "YA ŞAKAYDI ŞAKA OFF!" dedikten sonra kollarını bağlayıp trip atar bir şekilde oturmuştu. Kiyo'nun bana pis pis bakışlarına ben de aynı tepkiyi verip kafamı başka yöne çevirdim. Ağlayınca üste çıkmak... İyiymiş. Kiyo, Sadako'yu sakinleştirmek için tatlılık yaptığında ben de uyuz olmuş bir şekilde onlara geri döndüm. Koskoca kızsın Sadako, çocuk teselli eder gibi ağlamaman için uğraşıyorlar ve sen de buna gülüyorsun. Pff... Zaten kadınlar benim gözümde yerlerde, şimdi iyice düştünüz. Abimle kavga ettik, ağlayayım da arkadaşları beni teselli edip abime tip tip baksınlar. Ne yapsam kalkıp tuvalete mi gitsem? Yok lan o zaman da atarlanmış gibi olurum. Zaten atarlandım ama olsun. O şekilde iyice drama queen Shiki'ler oluruz. Gerek yok.

Olayla ilgilenmiyormuş gibi görünüp karşımda hala kollarını bağlamış bir şekilde Kiyo'ya bakan Naka'ya baktım bir süre. Tabi sonra Kiyo'nun donuna kadar soyulduğunu duyunca kafamı oraya çevirdim. Kiyo'nun sadece donla kalıp bir sarmaşıkta asılı olması... Bana sorarsanız, bu oldukça seksi. Gece hayal bile ederim yani ederdim, eğer Kiyo dönüp kendisinin dokuz, Kyou'nun sekiz yaşında olduğunu söylemeseydi... Zaten sübyancı bir şekilde takılıyorum, böyle bir şeyi hayal de edersem artık kendimden tiksinirim. "Niye söyledin ki şimdi bunu?"

"O GÜN ABLAMLA BİRLİK OLUP SİZE VURMUŞTUM BEEEEN! DOTON TEKNİĞİM İÇİN HAREKETSİZ HEDEFLER AHKJLDSAJ! Çözülünce unutmuştunuz vurduğumu, yanıma kalmıştı ohohohohooh!"
Kiyo'nun ablasına yazık lan. Düşünsene, tek istediği biraz saygıymış. İki tane uyuz kardeş kıza demediklerini bırakmıyorlar. Üstelik hayvan gibi ceza veriyor hala göt göt laflar söylüyorlar. Sinirden ağlamaya başlayınca da annesi bebeleri serbest bırakıyor. Ben olsam bir de ben döverdim Kiyo ve Kyou'yu. Ben hiç abime böyle ukalaca davranmadım. Tabi arada küfredip durduğum oluyor ama hak ediyor piç. Eskiden de hiç böyle birbirimize takılacak kadar yakın değildik. Yani yakındık da, ben öyle abimi uyuz edeyim tarzı bir çocuk değildim. Ben daha çok, abisine ve arkadaşlarına özenen bir kardeş olduğum için. Utangaç utangaç gidip "Abi yanında durabilir miyim?" diyen bir bebeydim. Eğer havasındaysa izin verirdi, değilse kovardı odasından. Ben de paşa paşa gidip odamda otururdum. Öyle "Vay sen beni nasıl içeri almazsın, uyurken kafana sıçayım da gör!" tarzı bir şeyler düşünmedim hiç. Uslu bir çocukluk geçirmişim yani. Büyüyünce sapıttım.

Kiyo ile göz göze gelince bana göz kırptı. Ben de "Hayırdır?" anlamında gözlerimi kıstım. Kalkalım mı diyorsun? Bence kalkalım cidden. Masaya bakarsak, cidden buradan kalkmamızı sağlayacak kişi benim. Bir de ikizlerin bir anda ağlamaya başlayıp eve gidelim diye diretmesi kaldırır herhalde. Ben tam kalkalım diyecektim ki, mükemmel kardeşim, dünyanın en özürlü cümlesini söyledi. Herhalde şu masada, karşımızdaki bebeleri bunalıma sokabilecek bir cümle varsa o da bu cümledir. "Aslında, bir gün ablanızla ve Kyou ile tanışmak isterim." Wowowowow!Güzel kardeşim, deminden beri bu üçlü ne konuşuyor? Kyou'nun yası diyorlar, taziye diyorlar. Hiç mi dinlemedin? Tamam ben de seninle konuştum ama bir kulağım da onlardaydı. Seni Shiki'likten men ediyorum.
Yüzündeki acıyı gördüm, gördüm.
Arama aşktan duvar ördüm, ördüm.
Ara sıra gelip haber ver,
Üzecek adam çok!

Utancımdan ne bok yazacağımı bilemedim. Hiç bir sik demeden hadi biz kalkalım diyecektim ki, kız kardeşim kadar özürlü olan başka biri konuşmaya başladı. "Tanışamazsın ki, Kyou öldü." Hay sikeyim, nasıl bu kadar öküz olabiliyor bu çocuk. Şimdi iyice depresifleşecekler. "Ama Akane ile tanışabilirsin o yaşıyor."
"Ah..." Yaaa... "Ben, çok üzüldüm." Üzülürsün tabi göt karı.
"LELELE DEDİĞİNİ DUYAMIYORUM Kİ GENE!"
"Üzüldüğünü söyledi." Bir tane daha Naka-Sadako diyaloğu çekemem. "Yemekleriniz bittiğine göre, hadi kalkalım. Bana gelmeyeceğine emin misin Sadako?"
"Bilmem." Biraz Naka'ya, sonra da bana baktı. "Gelmeyeyim."
Omzumu silktim. Kendi bileceği iş. "İyi, hadi kalkalım Kiyo. Daha babamla karşılaşmam gerekecek." Umarım Kiyo ve ikizleri önden eve yollama şansım olur. Benimle eve gelirlerse babam ile aramdaki sikik duruma şahit olurlar, hoşlaşmam pek.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 13 Ara 2014, 07:10

Kızın ablamla, ablamı geçtim Kyou’yla tanışmak istemesini duymamla, aynı şekilde kısarak Nishi’ye diktiğim gözlerim kocaman oldu. Kaşlarımı da çatmıştım ama ifadem kızgınlıktan uzak, şaşkınlığa yakın bir ifadeydi. Aslında… Neden şaşırıyorum ki? Sabahtan beri Kyou da Kyou dedik durduk, öldüğünü anlayabileceği kısımlarda da abisiyle tartışmakla meşguldü. Çok basit bir yanlış anlaşılma sadece bu olan, değil mi? Nasıl cevap versem, öldüğünü söylemesem de Nishi kıza uygun bir vakitte söylerse söylesin mi diye düşündüm birkaç saniye ama öküz kardeşim Naka, olabilecek en büyük gamsızlıkla Kyou’nun öldüğünü böğürdü. Dayağı asıl şimdi hakediyor işte, şimdi azarlamam lazım onu ama bunları yapmak yerine kafamı önüme çevirip bardağımdaki son yudumu almakla yetindim. Daha doğrusu Miha’nın bardağındaki son yudumdu bu; kendiminkini bitirmiş, boşa gitmesin diye onunkini de içmiştim. Ben yudumumu bitirir bitirmez de ablamın hala yaşadığını ekledi. “Maalesef.”

Gör Sadako, gül diye çok sevimli şekilde anlatmış olabiliriz sana ama, ablasının ölümünden gamsızca bahseden bir küçük erkek kardeş, evin büyük kızı hala hayatta olduğu için “Maalesef .s” tripleri atan bir Kiyo, ve daha bilimum manyak insanlar var Shiomiya evinde. Kyou’nun ölümünü duymasıyla kursağında kalan tanışma hevesi, artık benim bu lafımdan sonra hızlıca midesine kaçıp gaz yapmıştır. Miha da yandan yandan ters bakışlar atıyor bana. Bu çocuğun annemin ters bakışlarına sahip olduğunu söylemiş miydim? Naka çok sapıtırsa atıyor bir bakış; hop Naka sakin. Fark ettiğiniz üzere, sadece Naka’da kullanmıyor bu bakışlarını. Yeter bakma anam gibi işte Miha!

“Cidden kalkalım artık.” Dedim elimdeki boş bardağın dibine mal mal bakıp Miha’yı görmezden gelmeye çalışırken. Fazla oyalanmadan da toparlandık zaten, ben sadece ekstra olarak, Naka’nın önceden üzerime fırlatıp attığı kazağı omzuma atıp kollarını önümde bağladım; pelerin gibi. Akşamları soğuk oluyor burada, Naka da aynen bir kro gibi kazak içine tişört giydiğine göre buna ihtiyacı olmayacaktır. Yabani gibi atletle gelmiş zayıf bir bebe olduğuma göre bu kazağı ben hakediyorum artık. İkizler, likörle alakalı aşırı uydurma ve saçma bir şarkı mırıldanırken, Nishi ve ben hesabı ödemek için bebeleri geride bırakmıştık bile. “Gelmemi istemezsin sanırım.” Dedim parayı uzatırken. “Zaten Naka’nın, babanın önünde soyunması geceyi daha da garipleştirir.” Cimrinin önde gideni olduğum için para üstünü dikkatlice saydım. “Baba kavramı… Çok saçma ve uyuz bir şey bence.” Fişi de dikkatlice katlayıp pantolonumun cebine koydum, bunları biriktirip sene sonunda vergi dairesine götürüyorsunuz, ödenek çıkarıyorlar size, iyi oluyor biliyonuz mu? “Üstüne gelmesine izin verme, he de geç işte. Bu arada…” Emmi gibi he de geç diyorum, sanki ben kendi babama çok yapıyormuşum gibi. Bebelere doğru yaklaşmıştık ama hala bizi duyamayacakları bir mesafedeydik. “Madem bu salaklar bende kalacaklar, bunları sarhoş edip eğlenelim bence. Dönüşte bana uğra o yüzden!” Hem babasıyla atışmış olursa, stres atmasına yardımcı da olabilirdi bu görüntü!

Ayrılacağımız noktaya kadar, Naka faktörü sayesinde epey gürültülü bir yolculuk geçirdik gecenin onbirinde. Gerek Sadako’yu duyamayışı yüzünden atarlanması olsun, gerek Miha ile birlik olup beni daha da rezil etme çabaları olsun, susmadı kitapsızın oğlu. En sonunda, hem eve daha fazla yaklaşmamak için, hem de kendi evlerimize dönebileceğimiz noktayı geçmemek için, sokağın başında ayrıldık Nishi ve kardeşinden. Bu arada bu sokak Nishi’nin eski evine yaklaşabildiğim en yakın nokta sanırım. Bir iki kere burada görev için buluşmuşluğumuz var ama hem o zamanlar çok yakın olmayan genin bebeleriydik, hem de kısa süre sonra Nishi evinden ayrıldı zaten. O benim evimi bir kere uzaktan görmüş olsa da, ben onunkini göremedim anlayacağınız, merak ediyor da değilim açıkçası. Eski ev olayı çok boktan bir şey bence, hele de bizim gibi asi veletlerin durumunda. İkizleri önden yollayıp, Nishi’ye son bir kez bakarak, baş parmağımı da kafamdan arkaya doğru sallayıp eve gelmesini tekrar hatırlatarak uzaklaştım sonunda. Umarım abartıp babası ile çok yakın münasebetlere girmek durumunda kalmaz.

Eve, giriş kattaki amca yüzünden rötarlı bir şekilde vardığımızda, ikizler tam tahmin ettiğim tepkiyi verdiler. Kapıyı açmamla mancınıktan fırlamış gibi evimin içinde koşuşturmaya başlayıp, kapı, dolap, çekmece, buzdolabı ve bilimum açılabilen şeyi açıp incelediler.Bir ara yatakla baza arasına sıkıştırdığım günlüğümsü sıkıntı giderme defterimi bulacaklar diye çok tırstım! Neyse ki Naka yatağımla aşk yaşarken içeriden Miha’nın “ISITICILI MASAAAAAAAAAAAAAAA!” diye bağırışını duydu da, yatağı unutup masamın amına koyma hayaliyle içeri koştu. “Böyle çevirince cız-bız yapma zımbırtısı oluyor!”

Vay amına koyayım sayın okuyucular. Daha Naka’yı yatak odamdan kışkışlayıp, peşinden geri içeri salona koşturalı doksan sekiz nanosaniye olmuştur, ne ara yapmışlar bilmiyorum ama ortadaki ısıtıcılı masamı ters çevirmişler, yanan kısmıyla ne pişirebileceklerini tartışıyorlar ciddi ifadelerle! “LAN DÜZ ÇEVİRİN ŞUNU GERİ! YAKACAKSINIZ ORTALIĞI!” Dediklerimi siklemeyen ikizlerden Naka işaret parmağını ısıtıcıya yaklaştırdı, sanırım en fazla hangi mesafeye dayanabileceğini hesap etmek istiyordu ama hızını alamayıp değdirince inleyerek geri çekti. “Sıcak mıymış?” Yok, masa ısırdı parmağını ondan çekti. “Sıcak tabi amına koyayım!” diye tıslayarak masamı düzelttim. Elinin yandığını ama götünün üşüdüğünü belirten Naka’ya da, yere değil mindere oturmasını önerdim. “Pekala… Portakal mı? Nane mi?” Hem dikkatlerini çekecek, hem de gecenin asıl amacını gerçekleştirecek bir soruydu bu; likör seçimi. Nishi gelmeden sarhoş etmeyecek, ama kıvama getirecek kadar içirsem yeterli sanırım. Böyle söyleyince tecavüz etmeye niyetlenmiş pislikler gibi geldim kulağa ama merak etmeyin ensest merakım yok. Ne o öyle kız kardeşine kayıp çocuğunun kendisine dayı demesine göz yuman üçüncü sayfa gazete haberleri gibi!

“Şurup gibi olan portakal mıydı?”
“Portakal, evet.”
Ördek gibi yürüdüm yatak odamdaki zulama. Dolabımın en karanlık köşesinden şişeyi çıkarıp tekrar salona aynı ördekvari adımlarla geri döndüm fakat…”
“Aslında, gargara tadına benziyorsa, portakal yerine nane de olabilir!”

Bakıştık bir süre, Naka’nın sağa sola sallanarak söylediği şarkı dışında ses çıkmadı ikimizden. Sonra ben ifademi bozmadan aynı yürüyüşü gerçekleştirerek zulama döndüm, turuncu şişeyi bırakıp, yeşil renkteki şişeyi aldım. Pıt pıt yürüyerek, yatak odamı salona bağlayan kapıya gelmiştim ki Miha tekrar konuştu.

“Ya da ya da portakal mı olsa?!”

Tekrar bir sessizlik ve aynı ördekvari adım atışlar. Bu sefer yatak odama değil, ikizlere doğru. “Tak!” efektiyle şişeyi koydum masanın üstüne. “Şlop!” efektiyle vurdum çocuğun yanağına ve gidip geri getirdim turuncu şişeyi, yeşil olanın yanına koymak niyetiyle. Getirdim getirmesine de şişe döndüğümde artık yeşil değildi. Saydamlaşmış ve odamın renklerini mutlu bir şekilde yansıtıyordu camından. Naka ise ıslak saçları ve boxerıyla sırıtıyordu masanın ardından.

Bir… Bu çocuk nasıl bu kadar hızlı soyunabiliyor?
İki… Neden sıvısal şeyleri üstüne dökmek gibi bir fantezisi var?
Üç… Alkolün kolay tutuşabileceğinden neden haberi yok?

“KAMİ BELANI VERMESİN!!! YANACAKSIN BEEAA!!” diye üstüne atlayıp masadan olabildiğinde uzaklaştırdım veledi. Hayır, cidden az kalsın cız-bız olacağına, “Bufft!” diye alev alacağına mı yanayım, zulamda epeydir sakladığım nane likörümün iki saniyede bitmesine mi yanayım, daha eve gireli iki dakika olmasına rağmen şimdiden başımı ağrıtmış olmalarına mı yanayım gerçekten bilemiyorum. Islak oluşundan mütevellit ellerimin arasından kolayca kaydı. Masaya yaklaşmamaya çalışarak ve deli kahkahalar atarak banyoma attı kendisini. Ben Miha’ya sitem dolu bakışlar atarken Naka içeriden, orman meyveli duş jellerinin nonoş işi olduğuna dair kişisel görüşlerini beyan ediyordu sesini kısmaya gayret etmeden.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 21 Ara 2014, 05:57

Oturduğumuz yerden ayaklanmamız, Kiyo'nun anlayışlı davranması, hatta ben sormadan gelmemeyi teklif etmesi falan aslında daha uzun bir zamanı kapsıyor olmasına rağmen şuan kapının önünde Sadako ile beklerken sanki zaman daha yavaş akıyordu. Konu ailem olunca içime bir sıkıntı basıyor. Sanki üstümde yapmamı bekledikleri çok şey varmış da, uzun süredir yapmıyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum. Kiyo'nun yanındayken böyle bir şey yok ama bu durumdan da korkmuyor değilim. Düşünsenize, bir gün herhangi bir olaydan çıkan kavga ile tüm ilişkiyi sikip atabilecek bir kişiliğe sahibim. Ya gelecekte bir yerde Kiyo'nun karşısına çıkmamak için uğraşırsam? Kafamda dönen bu tilkileri düşünürsek, olmayacak şey değil.

Çocuklarla sokağın köşesinde ayrılır ayrılmaz Sadako konuşmaya başladı.
"Abi, şu soyunan çocuğun gerçek adı ne?"
"Nakashima." dedim dalgın bir şekilde.
Birazdan babamın laf edip etmeyeceğini, gelecekte Kiyo ile bozuşup bozuşmayacağımızı düşünmekle meşguldüm.
"Hmmm, Nakashima. Belki de onun dosyalarını kontrol etmelisin abi? Oldukça, öhöm, sevimli bir tip."
"Olur."
Bir kaç adım sonra evin önüne geldik.
"Bir dakika, sevimli mi dedin?!"
Benim kafa yerine gelip, Sadako'nun Naka'ya karşı bir şeyler hissettiğini anlayınca yanımdaki kız vın diye koşmaya başladı eve doğru. Ben de şaşkın şaşkın arkasından bakmak zorunda kaldım. Öyle koşup Sadako'yu tutacak, onunla bu konuyu konuşacak bir abi değilim. Önümden pıt pıt koşup kapıyı çaldı. Ben de yavaş yavaş ilerledim. Yavaş ilerledim çünkü daha fazla konuşmak istemiyordum. Eğer hızla yanına gidersem, kapı açılana kadar belki bir iki kelime konuşuruz falan, hiç hoş değil. Ben kapının önüne daha gelemeden zaten açıldı kapı. İçeriden çatık kaşlar ile babam belirdi.

Ben daha yeni kapıya ulaşmıştım ki Sadako şöyle bir baktı yüzüme, sonra da "Gece için teşekkürler abi." diyerek içeri kaçtı. Biri ile buluşmak her zaman kolay gelmiştir. Tabi şu; o kişinin karşıdan geldiği ve senin de ona doğru ilerlediğin, birbirinizi görebildiğiniz ama konuşacak kadar yakın olmadığınız, acaba baksam mı yoksa yoluma mı baksam dediğiniz anlar hariç. Veda zamanı ise benim için tam bir cehennem durumu. Şuan Sadako'nun yaptığından daha farklısını yapabildiğimi söyleyemeyeceğim. Zaten benden bir yanıt beklemediği için cevap vermedim dediğine. Kız kardeşimi böylece eve getirmiş oldum. Buradaki işim de bitmiştir diyerekten dönüyordum ki babamın kalın sesi "Nishiyama." diyerek beni yerime mıhladı. Dönüp bakmak zorunda kaldım.
Bir şey demeden adamın yüzüne baktım. Babamla kavgalı olsam da ona karşı saygım asla yok olmamıştır. Bu yüzden her zaman ona karşı saygısızlık yapmamaya çalışırım.
"Bu akşam bir sorun olmadı değil mi?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"İyi."
"..."
Rahatsız bir sessizlik. Sessizliği her zaman sevmişimdir ama beni gitmekten alıkoyan babama karşı olan bu sessizlik hiç sevilecek türden değil. Üstelik bu sessizlik yüzünden gözlerimi yüzünden kaçırıp kapının kenarına bakmaya başladığım için, daha da rahatsız bir ortam oluyordu. Üstelik, sadece bunu demek için mi beni durdurdu?
"Ben..."
"Aslında..."
İkimiz de aynı anda sessizliği bozduk.
"Afedersin."
"Yok, söyle."
"Hayır, sen söyle istersen."
"Hadi Nishiyama!"
"Ben... Gideyim diyecektim."
"Hmm..."
Tekrar sessizliğe büründük.
"Git o zaman."
"Bir şey söyleyecektin?"
"Vazgeçtim. Hadi git."
Babamın söyleyeceği şeyi oldukça merak etsem de, yüzüme kapatılan bir kapı yüzünden ısrar edemedim. Üstelik bu hareketinden sonra da kabalığımı kimden aldığımı fark etmiş oldum. Eski evimden ayrılıp şuandaki evime gidişim çevredeki insanların şüpheli yüzlerine bakmakla ve babamın ne söylemek istediğini düşünmekle geçti. Ne söyleyebilirdi ki? Aramızda bir şey yok bayadır. Soracak neyi olabilir ki? Sadako ile ilgili mi acaba? Neden durduk yere beni bu durumda bıraktı? Bazen ben de insanlara böyle şeyler yapıp onları sik gibi bırakıyorum. Aynı durum bana yapılınca hoş olmadı tabi ki. Şimdi ben bunu yatana kadar düşünüp dururum.

Apartmana girdiğimde açılan 1 numaralı dairedeki emmiye orta parmağımı kaldırıp, adamın beni ayıplamasını sağladıktan sonra hızlı hızlı daireme çıktım. Direkt Kiyo'nun dairesine gitmek gelmedi içimden, üstelik evde kotla dolaşmak falan hoş gelmiyor. Şahsen benim malafatı rahatsız ediyor. Eve gidip rahat bir şeyler geçireyim üstüme dedim. Eve ilk girdiğimde doğal olarak beni bekleyen bir suikastçinin olup olmadığına baktım. Sonra da odama geçtim. Rahat şey ararken dolabımda, bir kaç hafta önce bana isimsiz bir kutu ile gelen tulumu buldum. Gri, pamuktan bir tulum bu. Kutuyu açarken bir sürü anti jutsudur, nazar duasıdır falan kullandıktan sonra 3 kere makinede, bir kere de elimde yıkayıp nihayet dolabıma koyabilmiştim. Sanırım artık suçsuz bir varlık. Bu yüzden üstümü donuma kadar çıkardıktan sonra tulumu geçirdim üstüme. Orospunun evladı çok feci rahat. Ben böyle rahatlık görmedim. Mis gibi de kokuyor o kadar yıkandıktan sonra. Tulum üstümde mal gibi durdum ilk olarak odanın ortasında. Sonra da kendimi tutamayıp tuluma sarılacağım diye kendi kendimi kucaklayıp yatağa atladım. Ulan Kiyo çağırmış olmasa kıvrılıp uyurum. Tabi uyuyana kadar da babamın ne söyleyeceğini düşünürüm o ayrı. Gene de kalkıp gitmem gerek Kiyo'ya.

Zar zor yerimden kalkıp üstüme bir hırka aldım. Tamam tulum falan ama gene de şimdi Kiyo'nun evi soğuktur. Cimrilik yapıp arada kapatıyormuş doğal gazı(?) öyle söylemişti. Şimdi, artık anahtar olduğuna göre ben siksen kapı çalıp dışarıda beklemem. Kim bilebilir, 2 numaradaki baba oğul kurt adama dönüşüp götümü sikmeye koşacak belki? Bu yüzden paşa paşa çıkardım katanalı anahtarlığımı ve kurbağa tipli anahtar ile açıverdim kapıyı. Açtığım anda karşıma çıkan şey, pıt pıt zıplayarak tuvaletten içerideki odaya geçen bir erkek götüydü. Mal Naka, artık ne yaptı yıkandı mı nedir? Bir de almış havluyu sadece saçını sarmalamış. BİZ O HAVLUYU GÖTÜMÜZE SARIYORUZ Kİ AYIP DİYE BİR ŞEY OLABİLİR! Ayıp yatakta olur aslında da neyse. Kapının açıldığını fark edip bana dönmese, sadece götünü görmekle yetinecektim. Siki daşağı da görünce bebe "OHAOHAA GİTTİ NAMUS!" diye anırdı. Böyle anırınca açık kapıdan apartman da yankılandı. "Lan ne bağırıyorsun!" diye hırlayarak kapıyı sertçe kapattım. Çocuk "Ya insan kapıyı çalar!" diyor, hala sikini sallıyor önümde. Bak Naka'cım, bak canım. Tamam hani erkekler aynı yerde falan giyinip mal mal takılabilirler ama ben öyle bir erkek değilim, benim elimden kaza çıkabilir. Yanlış kişi yani. Mala bakmamaya çalışarak "Gir lan odaya sikecem şimdi ağzını yüzünü!" dedikten sonra Naka hareketlenip odaya girmeyi kabul etti. Gerizekalı insan eli ile falan kapatır özel yerleri. Ellerini beline koymuş kapıyı çalsana diye beni azarlıyor! O mal mal koşturduktan sonra ben de kıpkırmızı bir yüzle Kiyo ile Miha'nın oturduğu yere gittim. "Ömür törpüsü bu amına koduğum." Naka da içeriden bağırıyor "ARTIK BAKİRE DEĞİL MİYİM?" diye. Al işte, babamın dediğini unutmak istiyordum değil mi? Shiomiya'lar her derde deva.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 22 Ara 2014, 18:46

Daha ne kadar söylemem gerekiyor? Sıcak içeceklere zaafım var ve evet, kendimi övmek istiyorum bu konuda; bence gayet güzel hazırlıyorum. Sıcak çikolata da dahil! Naka içerde bağıa çağıra gusüllenirken Miha’ya zorla fondip yaptırmıştım bile bir küçük shot bardağında portakal likörünü. Tadının sevdiği şurupla alakası olmadığını, daha ziyade tinere benzediğini iddia etti ve götüme gözlüklerini sokmaya kalkıştı tadını alana kadar. Boğuk nefes alış verişler ve eliyle ağzını yellemeler sonrası da aslında fena olmadığını kabul etti zaten. “Bak…” dedim, “Bunu asıl sıcak çikolata ile içeceksin. Bir dene, sonra müsait olduğun bir vakit götümü öperek teşekkür edersin.”

Kalktım, gittim ocağa. Üstüne ufak kapta su koyup altını yaktım ki ben diğer malzemeleri hazırlayana kadar ısınsın. “Yılın abdestini mi alıyor bu amına koduum?” Hop, çikolata parçaları ufak bir başka kaba! “Yoksa çavuşu mu tokatlıyor?!” Hop, bu kap da ocağın üstündeki kaba! Benmari bebeğim! “Yapmaz sanırım ama, kontrol de etmek istemiyorum.” Çikolatalar eridikten sonra, üstlerine süt ve krema! “Yeterince maruz kalıyorsun zaten.” Hem de ne maruz kalma. Ben bile bunlardan ayrı odada yaşadığım halde haftada en az üç vakit herifi çok sevdiği çükü ile çeşitli münasebetlerde bulunurken görmek zorunda kalıyordum, yan yataktaki Miha nasıl görmesin? İçeriden “Kunailer uçar gider.” Adlı şarkının sözleri geldiğine göre attırmıyordu belki ama, yine de riske atmamalıyız kendimizi. Şekerdi, biraz da kakaoydu derken son malzemelerle şöyle bir karıştırıp iki bardağa bölüştürdüm sıcak çikolatayı. Götürüp ortadaki masaya koyunca da, içlerine birer shot likör ekledim. Soğuk Ishigakure gecelerine layık iki mis bardak!

“Evdekiler epey sevinmiş olmalı.” Dedim, üflediğim bardaktan ilk yudumu alırken. “Evin ikinci medikali. Abimle epey muhattap olursun artık.” Tam bir gurur kaynağı, örnek öğrenci bu da abim gibi amına koyayım. Tamam, belki ben de başarısız değilim, hatta bana kalırsa gayet de güzel beceriyorum bazı şeyleri, sadece yavaş öğrenen birisiyim ama, yaptığım götlükler her zaman daha ön planda olunca pek öyle ailenin gurur kaynağı olamadım. Abim, ablam doldurdu o kontenjanı, Miha da ek kontenjandan girmiş bulunmakta sanırım. “Sınavlar bitene kadar abimi deli ettim.” Miha ilk yudumunun ardından dudağını kıvırararak “Miha approves!” bakışı attı bardağa. Dedim ama sevecek diye. “O da beni.”
“Başbaşayken götün teki di’ mi?”
“Nasıl dayandın onla aynı odada o kadar?”
“Eh, o da bana dayandı.”
“E bir akıl ver! Ters pnömoda acil yaklaşım neydi diyorum, kitaba bak diyo’! Globe oluşan vakalarda ağrı nasıl dindirilir ki diyorum, bilmem hiç globe olmadım diyo’! Evde medikal değil troll var resmen, nasıl huyuna giderim ki bunun, beni kaale alsın?”
“Vovovovovovvvv!” Ellerimi göğüs hizamda kaldırıp vücudumu geri çektim. Orada dur bakalım. “Öncelikle…” Duruşumu geri düzeltip, soğumasını istemediğim çikolatayı yudumladım. “Evimi medikal bilgiye boğmanı istemiyorum, ikinci olarak… Miha… Abisi… Güzelim…”

“Biliyorsun ki kimsenin huyuna gitmek gibi bir çabam yok pek. Gitsem bile, ABİM TAM BİR GÖT OĞLANI, HERKESİNKİNE GİDİLİR, ONUNKİNE GİDİLMEZ!” Ani böğürüşüm çocuğu geri sıçrattı. “Hem, ben de abilik bu kadar üzgünüm, hani kasıyorum ama verecek akıl çıkmıyor işte. Ha kunai atmayı öğret de öğretirim ama, yok abimle nasıl geçinirim, yok sevdiğim bir kız var ne çiçeği alayım diye gelme bana, en fazla abime çiçek al kıza da kitap sok derim işler karışır yani. Sen de üzülürsün, hatta ben de Miha.” Gözlerini devirdi ama gülerek. Komik mi lan? Herife ciddi bile olamıyorken akıl istiyor benden. Kaldı ki daha on altı yaşındayım, yirmi yaşındaki öküz Nishi bile kızkardeşiyle o kadar zaman sonra buluştuğunda kızı ağlatmayı beceriyorsa, ben bunların hayatını bile sikerim akıl vereceğim, abilik yapacağım derken. Tehlikeli işler bunlar. O yüzden bu konuları kenara bırakmalı, çikolataya yumulmalı! Yumulmalı fakat etrafa da sıçratmamalı. Ulan Naka, tam ben bardağı kafaya dikmişken neden karşıma çükle çıkarsın!

Boğulma tehlikesi geçirmiştim evet, birazı Miha’nın gözlüklerine olmak üzere de etrafa bolca çikolata sıçratmıştım. Naka hala tehlikeli yılanını sallaya sallaya mutlulukla bize koşuyordu. Hayvan herif epey de çıkmamıştı banyodan, gusüllendi, attırdı, tekrar gusüllendi ve çıplak olarak çıkmayı iyi bir fikir olarak benimsedi herhalde. Şu an ki mutluluğu fare tutmuş kedide yok şerefsizim! Çikolata kokusu hoşlaştırdı sanırsam herifi. Öksürmelerim geçtiğinde peçete almak amacıyla ayağa kalkızladım ama bu sefer de içeri tulumlu Nishi girdi. Kapıyı çalmadan, kardeşlerimin yanında anahtarı kullanmasını geçtim, TULUM VAR ADAMIN ÜZERİNDE. TEK PARÇA, YUMUŞ YUMUŞ BİR TULUM! Bir de hırka giymiş ama o tulumun önüne ghiç bir giyim parçası geçemez dikkat çekme konusunda. Tamam, zamanında benim yanımda felaket rahat hissettiğini söyledi, PEKİ KARDEŞLERİMİN YANINDA BU RAHATLIK NİYE? Salonun ortasında çüklü Naka, yanımda çikolata gözlüklü Miha, karşımda tulumlu Nishi… Acaba sadece ben değil, tüm Shiomiyalar mı rahatlık veriyor bu adama? Belki Shiomiya x 3 rahatlığının etkisidir bu tulumla gelme laubaliliği? Kızdığımı düşünmeyin, feci de sevimli görünüyor aslında! Ama yine de insan şaşırıyor, tam kalkarken görünce göt üstü geri düşüyor.

Benim yerime Miha kalktı peçete getirmeye. Tulum sebebiyle stun yediğimi fark etti sanırsam, paşa paşa çıkardı gözlüklerini, geçti tezgaha. Birkaç çekmece karıştırdıktan sonra da buldu peçeteleri. Zaten zor bir yerde değiller. Bir de yatak odamda, komidinde var, teheh. Neyse, Nishi oturmadan önce Naka’yı sikmekle tehdit ederek giyinmeye yolladı. “Hem de ne ömür törpüsü…” diyerek yakamı silkeledim. Sonra da üstündekini gözlerimle işaret edip, dudağımı kıvırdım, benden de gelsin bir “Kiyo approves.” Bakışı madem. Sevimli ol ama başbaşayken ol be Nishi. Duymuyorsun ama içimde çok garip çığlıklar atıyorum şu an. Ağzına sıçayım senin ben. Neyse ki sehpayı temizleme telaşındaki Miha ile odamdan, altında gene sadece boxer, sırtında pelerin yaptığı bir çarşaf ile koşarak gelen Naka dikkatimi dağıttı da daha fazla aşka gelmedim. Miha’yı siktir edin de, Naka gol atmış futbolcu sevinci yaparak, yarı yolda kendini dizlerinin üstüne atıp kaya kaya geldi yanımıza. Hızını alamadığı için üstüme abanmak zorunda kaldı, yedim mi bir de berber değdirmesi? Çükten kurtulamıyoruz, görsel eziyet yetmiyormuş gibi fiziksel temasta da bulunmak zorunda kalıyoruz! “EEEEEHHHH YETER LAN!” Çüklü Naka, tulumlu Nishi… “BU EVDE DONLA OTURMASI GEREKEN BİR KİŞİ VARSA…” Ayağa hışımla kalktım, salak Naka da meydan okuyormuşum gibi anında kalktı ve karşımda bana diklenmeye başladı. Amına koyayım, donun ne meydanını okuyabilirim ki? “O DA BENİM!” Bir hışımla pantolonumu çıkardım, tek bir hamlede olmadı aslında, sol bacak çıktı da sağ bacağı çıkarmak için tek ayak üstünde birkaç kez sıçramak zorunda kaldım. Omzumun üstünden Miha’nın üstüne attım sonra pantolonu. “Üşüyor gibisin.” Diye de Nishi ve Naka’nın uyuz bir taklidini yaptım. Naka’ya geri döndüğümde amacım aslında adam gibi pijama giyinmesi için çemkirmekti. Gözleriyle işaret ederek dikkatimi çektiği bariz “boyut” farkı yüzünden ani depresyona girmiş olmasaydım, çemkirecektim de. Tabii ki de ilk defa yapmıyor bu karşılaştırmayı karşımda. Ben banyo yaparken “BENİM Kİ DAHA BÜYÜK!” diye dalmışlığı defalarca var, şu an belki Nishi yüzünden sesli dile getirmiyor ama kafasının içinde böyle böğürdüğünden eminim. O değil, NEDEN BÖYLE BİR BOYUT FARKI VAR? AYNI ANNE BABADAN GELİYORUZ ALLAHSIZ! “Erkekler yatakhanesine döndü burası iyice kami belanızı vermesin.” Söylene söylene odama yöneldim. “Miha, sana da pijama vereyim gel de. BİR DE BAKİRE DEĞİL MİYİM DİYOR YA!”

Bol şeyler giymeyi seven biriyim ve bana bol gelen şey Miha’ya tam oturuyor. “DEĞİLSİN NAKA, OROSPUNUN ÖNDE GİDENİ OLMAMAN İÇİN ACİLEN EVLENMEN LAZIM!” Giyinirken gördüm, hafiften de göbek yapmış. Tabi annem pekmezi dayıyor çocuğa güçlensin diye. Annemdeki de iyi mantık ha, çocuğum kalp hastası mı? Pekmez. “EVLENİP, YETMİŞ SEKİZ ADET BEBEK YAPMAN LAZIM!” Öteki kansız mı? Pekmez. “HEPSİNİ VATANINA HİBE EDİP, BAŞ ÖRTÜSÜ TAKACAKSIN!” En ufak kızım chakra yönetemiyor mu? Oy, pekmez! “Sen artık mutsuz bir ev kadınısın Naka, acı gerçekler.” Odadan giyinmiş bir şekilde çıkıp, tekrar sehpanın etrafındaki minderlere gömüldük. Daha doğrusu Miha gömüldü, ben gerisin geri kalkmak zorunda kaldım çikolatalar aklıma gelince. Nishi ve Naka’ya da yapmak lazım! Gerçi Naka, Miha’nın bardağına çoktan sulanmıştı ama…

“Eğer çıplak geziyor olmasaydın, shinobiliğe devam edebilirdin. Çalışıp ülkenin en iyi silah kullanıcısı olurdun hatta. Ne yapalım, kaderinde mutsuz ev kadınlığı varmış kardeşim. Yarından tezi yok en yakın tapınakta uygun bir kocaya veriyorum seni.” Dedim, sütü dolaptan çıkarırken.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 30 Ara 2014, 02:11

Kiyo bana bakıp yarım ağızla gülümsedi. Gözlerimi Miha'ya çevirip, ardından tekrar Kiyo'ya baktım. Çocuk var yanımızda ne kaş göz yapıyorsun? Gayce bir durum olmasını bırak, çocukların yanında flörtleşilmesine karşıyım ben. Tamam hani Naka'yı gördük, büyümüş... Miha da büyümüştür ama olsun yaş olarak kafa olarak küçükler şimdilik. Saçmalamanın manası yok. Şöyle bir üfleyerek tekrar önüme döndüm kızgın kızgın. Tabi şurada şöyle mutlu mutlu, sakin sakin oturamıyoruz. Shiomiya 3'lüsünün manyağı illa ortama sıçıyor. Şimdi de Kiyo'nun çarşafını boynuna bağlamış yerde kayarak yanımıza uçuyor. Onu bunu bırak, ya o çarşaf bir yere takılsa. Kııığğkk diye gider yemin ediyorum. Boğulabilir, boynu kırılabilir! Tabi gerizekalı şansı vardır bunun bi de şimdi, ölmez falan. Kiyo'nun üstüne çıkınca birden bizim delikanlı gaza gelip yeter ulan diyerek ayağa kalktı. Tabi aniden olan bir şey değil bu benim için. Ne zaman delirecek diye bakıyorum. Tüm gün itin götüne soktular çocuğu. O kalkınca Naka da ayağa fırladı. Köyün delisi olur ya hani, böyle bişey yaparsın taklidini yapar, Naka aynen öyle amına koyayım. Sadece arada kendi başına da bir şeyler yapıyor. Onlar da yüzüne bira dökmek, tuvalet kağıdına sarılmak, çarşaftan pelerin yapmak gibi şeyler. Vay amına koyayım.

Şimdi bunlar ne bok yemeğe ayağa kalktılar bilmiyorum ama Kiyo pantalonunu indirdi. Dirseğimi önümdeki masaya koyup elimi de yanağıma getirdim. İzliyorum bunları. Soyunun lan, daha çok soyunun. Körün istediği bir göz, Kami verdi iki göz. Naka zaten soyunuyor da... Kiyo'nun da ona katılması hoşuma gitti. Miha'cım, hadi sen de abilere katıl. Soyunun. İsterseniz yağ getireyim, öhöhöhömmmömöm! Sapıtmamalı, azmamalıyım durduk yere. Üstelik şu tulum yüzünden bayağı bir rahatladım. Ben burada koyverip tutup bu üçünü de yaparım. Şu Miha'yı yapamam gibi geliyor ama. Miha'yı bir kenara bağlarım. İkisini halledince dönerim severim o tosunu da. ULAN YETER NE BİÇİM ŞEYLER DÜŞÜNÜYORSUN NISHI!

Bunlar ayağa kalktılar, Kiyo oradan bana gönderme yaptı. Millet sik büyüklüğünü tartmaya çalışıyor galiba ama ben götüne bakıyorum ister istemez derken Kiyo ile Miha en iyisini yaptılar içeri gidiverdiler. İçeriden bağırıyor bizimki Naka'ya, artık orospu olduğunu en yakın zamanda biri ile evlenmesi gerektiğini falan... İlk bir iki lafını ayakta dinledi Naka da, sonra da gelip yanıma oturdu. Şimdi çocukla yalnız kalınca, demin sikini görmüş bulununca, bir de çocuk gelip yanıma oturunca biraz garip bir ortam oluşuverdi. Bir göt yana kaydım ister istemez. Bu sırada "Seninle birlikte olursak çocuklarımız senin gibi mi olur Nishi-ojisan?" demez mi? Şuana kadar duyduğum en düşük sesi buydu sanırım. "E-efendim??!?!" diye cırladım şok olup. Tam o sırada da Kiyo içeri girip çıplak dolaşıyor olmasaydı silah kullanırdı falan dediği için Naka sanki demin öyle sorunlu bir şey söylememiş gibi bir ifade takınıp Miha'nın içtiği bardağa uzanıp bir yudum aldı. Ben de kocaman açtığım gözlerimle boşluğa bakmakla yetindim.

Onca saçma düşünceden ve bu sözden sonra bir daha zor engellerim kendimi. En iyisi gideyim ben.

"DİNDAR KOCA İSTEMEM BEN, MACERACI OLSUN ANİKİEAAAOOHHAAA O NE!?!?!?!" Yanımda eşek gibi bağırılınca dönüp ne olduğuna bakmam gerekiyor doğal olarak. Sanırım demin boş boş baktığımı fark edip, bakışlarımı takip etmiş bu özürlüler. Ben bu tür boş bakma zamanlarımda karşımdaki şeye odaklanmam. Kafam her yere uçar, dünyadan kopar başka başka evrenlere gidip ya hayal kurarım ya da düşünürüm. Bu yüzden baktığım yerde delice bir renk cümbüşü olduğunu fark edememişim. "GANTA SEN-SEN DE GÖRÜYOR MUSUN?!?!" diye bağırarak yanımdan kalktı bu deli. Miha da birden o renklere bakınca beynini kaybetti sanırım. İkisi de ayaklanıp gidip bu renklerin önüne oturuverdiler. "Iropiatu. IROPIATU DEĞİL Mİ BURASI?!?" diye bağırdıktan sonra sanki beynine elektrik verilmiş gibi bir titreme geldi çocuğa. Bir bunlara bakıyorum, bir de Kiyo'ya bakıyorum. "Kiyo, bunlara bir boklar oluyor." derken ikisi de mal gibi duvara bakarak hareketsiz ve tepkisiz kaldı. Masanın üstünden emekleyerek yanlarına gittim. İlk olarak önlerinde elimi salladım ama yok abi, komaya girdiler. Sanırım koma puanlarına 1 verebilirim artık öyle mi deniyordu neydi? "Lan? İyi misiniz?" diyorum cevap vermiyorlar. Omzundan Miha'yı sarsıyorum, tık yok. "Ne oldu lan bunlara?"

Şimdi bunlara bir şey olursa, her şey boka sarar. İlk olarak sevdiceğim Kiyo'nun, Kyou'dan sonra komaya giren ikiz kardeşleri olur iyice yıkılır. Abim de gelip bana "Çocukların epilepsisi vardı sen, ne bok, SEN NE BOK YEDİN RENK GÖSTERDİN BUNLARA?" diye kızarsa? Kızmakla kalmayıp götüme katana sokarsa? Götüme katana sokulmasını hiç istemem. "Kiyo!" Abi ne ucube herif bunlar. Nasıl böyle böcek gibi kalakalmış olabilirler? "KIYO Bİ BAKSANA AMINAKOYAYIM GARİP BİR ŞEY OLDU BUNLARA HİPNOTİZE OLDULAR SANKİ!" Yoksa bu dairedeki şu sikimsonik hayalet mi yaptı bunları? Hayalet? Hayalet diye bir şey yok Nishi. O gün kim götümü elledi o zaman? Kiyo elledi kesin. Ulan çatıdan çatıya atlayarak geziyoruz, hayalet diye bir şey yok diyorum. Vardır kesin. Peki bu bebeleri zombi yapıp bizi siktirme falan gibi bir planı mı var acaba? Deminki düşüncelerimi okuduysan hayalet bey yada haaanım, istemsiz oluyor düşünceler ama bak kendimi tutuyorum. Geri getir şimdi çocukları. "KIYOOOO!"
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 30 Ara 2014, 20:12

Gene ne oldu ne bitti bilmiyorum ama ben çikolataları yapana kadar karman çorman oldu bu bebeler.. Bir yandan doldurduğum bardakları şangır şungur karıştırıyorum, bir yandan tip tip bakıyorum. Müdahele etsem mi? Etmezsem Nishi-cağızım daha da çıldırabilir, “NE OLUYOE BUNLAREAAAHEA!” diye diye olayı cine şeytana ve bilimum hayırsız oluşuma bağlayıp raiton teknikleri ile ortamı şenlendirebilir. Fakat şöyle de bir şey var ki, müdahele etmek istememe sebebim olmakta bu şey; Nishi’min hali acaip komik görünüyor şu an. Yanlarında emekleyerek bana güzel popolu pozlar atıyor farkında olmadan, ellerini kollarını sallayarak dikkatlerini çekmeye çalışıyor, telaş ediyor falan. Biraz daha izlemek istiyorum bu halini. Bıraktım bardakları karıştırmayı, Naka iptal olduğu için de onun bardağını mecburen az öteye iteledim. Hiçbir şey demeden sakin sakin, sanki olay umrumda değilmiş gibi ki aslında cidden umrumda değil, götürdüm Nishi’nin bardağını masaya koydum. Sonra tekrar tezgahıma ilerledim, arkada Nishi hala kıpır kıpır çocuklarla uğraşıyor, ben gülmemek için kendimi zor tutuyorum! Tezgahın arkasına geçince, ocağın üstündeki rafa uzanıp, Akemi’nin evden çalıp getirdiği birbiriyle alakasız bir sürü tabak çanak arasından yayvan bir tabağı çıkardım. Çiçek desenli bu tabak büyük ihtimalle Akane’nin çeyizinden acımasızca çalınmıştı… Dolaptan üç tane de elma çıkardım, güzel güzel dilimleyip bu çalıntı tabağa dizdim. Aynı sakinlikle tekrar sehpaya götürdüm bunu da.

Elime aldığım bir dilim elma ile çocukların ve Nishi’nin yanına yürüdüm. Nishi çıldırma sınırına yaklaşmadan artık müdahele etmem gerekiyor. “Ya… Bir sakin ol amına koyayım!” Çenesinden tutarak zorla elmayı ağzına soktum ki sussun ve beni dinlesin. “Kiyo da Kiyo, bir durursan anlatacak Kiyo ne dertleri olduklarını! Gel şöyle.” Diye de kolundan sehpaya sürükledim. “Oluyor bunlara arada böyle.” Yerime yerleştiğimde, çocukların bu sefer neye hipnotize olduklarına bakmak için kafamı çevirdim. Taşındığımın ertesi günü, Kyou’nun sikik hayaletiyle kavga ederken mahvettiğim duvardaki renk cümbüşüne takılmışlardı. Kafamın etini yemiş, çarpmayacağını bildiğim halde elimdeki mor boyayla kaplı fırçayı üzerine atmama sebep olmuştu. Kırmızı duvarla buluşan bu fırça da, silmeye üşendiğim bu renk cümbüşünü yaratmıştı. İkizlerin bu durumuna alışıktık elbette, aileden olmayanların yanında böyle iptal olduklarında ise insanlar garip tepkiler vermekte haklıydılar. Nishi ise gariplikten uzak, telaş dolu bir hale girmişti, bu durum işte benim hoşuma giden bir şey. Hem ikizlerin ilk iptal olduğu vakit annemin yaptığı telaşa çok benziyor, hem de garipseyip uzaklaşmaktan ziyade onlar için endişelenmesi bence çok güzel bir şey. “Seneeee…. Dört sene önce, evet.”

“Bak, abim hastaneye yeni kabul edilmişti o vakit. Annem de dedi ki bunu kutlamak için pasta yapayım! Yapmaz olaydı.” Dudaklarımı pişmanlık belirten bir şekilde büzerken kafamı da sağa sola salladım. Sabret Nishi, dolandıra dolandıra anlatmayı seviyorum biliyorsun! “Ya tamam yapsın, pasta güzel şey de, NEDEN RENGARENK YAPIYOR? Bu mallar dokuz yaşındaydı o vakit. Annem terasa elinde rengarenk pasta ile girdiği vakit bir haller oldu bunlara. Öküz gibi bağırmaya, saçma salak kelimeler sarfetmeye başladılar. Sonra da aha böyle hareketsiz kaldılar.” İşaret parmağımla heykel taklidini en iyi şekilde yapmakta olan kardeşlerimi işaret ettim. “Ne yaptıysak bug’dan çıkaramadık bunları, yan yatırmayı bile denedik, o halde bile gözleri pastadaydı. Sonra dedik ki madem pastaya dikmişler gözlerini, pastayı yiyelim.” Ailecek ne malız lan biz. Valla. “Annem başta senin gibi epey telaş etti, suratlarına su falan çarptı ama pastayı yemeye başladığımızda hem bunların halini unuttuk, hem de pasta bitince kendilerine geldiler, hiçbir şey olmamış gibi de gene eski hiperaktiflikleriyle kıpır kıpır etmeye başladılar. Mesela Naka uyanır uyanmaz masayı devirmişti.” Çikolatam da soğumuş ama hala gideri var bence. “Tabi ertesi gün abim bunları hastanede kontrolden geçirdi. Beyin doktoru hasta değil mal olduklarını belirterek çocuk psikiyatristine gönderdi bunları ilk. Psikiyatrist de odaya girdikleri anda ‘Bunlar hiperaktif yapacak bir şey yok, kitap falan okusunlar hadi yallah!’ dedi geri çıkardı bunları. Aha o günden beri böyleler işte, renkli çılgınlı bir şeyler görür görmez iptal oluyorlar. Biz de alıştık mecburen, hatta iyi oldu bile denilebilir arada sessiz kalıyorlar kafa dinliyoruz.”

Yerimden kalkıp çocuklara ilerledim, baktıkları yere, mor lekenin önüne geçtim ve geçtiğim gibi Naka kıpraşıp kendine geldi. “ANİKİ EVİNDE BİRA YO-“ dediği gibi çekildim lekenin önünden, lafını bitiremeden geri daldı gitti. “Çok eğlenceli lan aslında, top patlasa kendilerine gelmiyorlar. Bir kere böyle uyuyakaldıklarını hatırlıyorum beş saatten sonra. Annem özellikle uğraşmamıştı onlarla, başı ağrıyordu o gün.” Dedim Nishi’min yanına dönerken. Yarı yolda çocukların arkasından geçerken de Miha’nın kafasından ittirdim. Hiç geri tepki vermeyip şapşal bir şekilde Naka’ya çarpıp geri sekmesi o kadar eğlenceli bir görüntüydü ki… Ama üşürler burada, hele bir de Naka çıplak! Aman aman, iyi bir abi olup içerden battaniye getirdim o yüzden yolumu değiştirip, omuzlarına ikisini de alacak şekilde serdikten sonra da, arkaya kayıp düşerlerse kafalarını kırmasınlar diye minder getirip koydum götlerinin dibine, öyle döndüm Nishi’min yanına. “Yani diyorum ki hipnotize oldukları konusunda kısmen haklısın. Bence, kalsınlar böyle biraz, kafamızı siktiler zaten sabahtan beri.” İyice de bir yanına sokuldum, bir yanına sokuldum, aynı bir kedi gibi! “Aslında daha sarhoş olana kadar içirtip dans ettirecektim bunları ama, yok yok böyle kalsınlar, ehi!” Hmmm, mod değişikliği. Biraz flörtten zarar gelmez bence. “Sessizlik iyidir hem.” Yavşak gibi gülümseye gülümseye çenemi kaldırıp omzuna koydum, aşağıdan aşağıdan bakıyorum yüzüne. Güzel de bir koku geliyor burnuma en yumuşağından, saçlarına çok yakınım, şampuanından mı geliyor acaba? Giydiği garip ama sevimli şeyin çenemi koyduğum kısmından anlıyorum ki oldukça yumuşak bir kumaşı var, mırla dese mırlayabilirim, veya belki de ikizlerin vefad oluşunu fırsat bilip arsız kediler gibi boynuna atlamalıyım, bilemiyorum. Sağ elimin işaret parmağıyla bana daha yakın olan bacağından dürtükledim iki kere. “Tulum da güzelmiş hani. Yakıyor.”
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 16 Oca 2015, 04:15

"Kiyo durma öyle bişiler ya-!" ağzıma giren bir elma dilimi ile cümlemi bitiremedim. Elmayı da hiç sevmem. Anlatmak için beni sürükledi sehpaya ve bunun doğal bir şey olduğunu söyledi. "N-nasıl yani?" Dediğine göre bu mallar böyle arada bug'a giriyormuş. Cidden bunların da sorunları var. Neyse ki onları mutsuz eden bir sorun değil. Belki de eder ama ikisi birlikte oldukları için sorunlarını birlikte yaşıyorlar. Ah, insanın çok yakının olması ne güzel şeydir. Benim de bir zamanlar çok yakın bir arkadaşım vardı... Şuan çok uzaklarda olan... Uzun zamandır haber alamadığım... Belki de görevin tekinde ölmüş olan bir arkadaşım. Artık... Artık yakın olmayan bir arkadaşım. Şimdi ise yakın kimsem yok. Kafamı kaldırıp Kiyo'ya baktım. Kiyo'ya yakın mıyım? Bilmiyorum. Yakın hissediyorum.

Kiyo'nun yanında mutluyum, ama aynı zamanda değilim de. Çünkü çok koyveriyorum. O kadar rahatım ki, bir gün başıma bir şey gelecek gibi hissediyorum. Baksana üstümde tulum ile gelmişim. Kiyo çocukların hikayesini anlatıp, biraz onları böyle bırakmamızı bu şekilde kafamızı dinleyeceğimizi söyleyip yanıma geldi. Ben de elma diliminin sonunu çiğnemekle meşguldüm. Kaşlarımın olması gereken yerleri kaldırarak Kiyo'yu anlamaya çalıştığımı belli etmeye çalışarak baktım yüzüne. Yanımda oturmuş, yanağını koluma sürtüyor. "Hm?" gibi bir ses çıkarıp iyice kafamı çevirdim buna. Bir de minicik bir şey biliyorsunuz hani. Çenesini omzuma koymuş tatlı tatlı bakıyor yüzüme. Umarım kendi kendime gelin güvey olmuyorumdur ama sanırım Kiyo yavşıyor şuan bana. Ne tatlı bir yavşama lan bu. Üstüne atlayayım diye beni gazlıyor resmen. Tulumda güzelmiş diyor, yakıyor diyor. Hayvanlık yapıp "Başka bir yerimi de yakmak istiyorsun galiba." dedim. "Doğru yoldasın."

Şimdi arkadaş, bunun ikizler cidden dediği gibi saçma sapan bir durumdaysa, ruhları duymayacaksa... YOK LAN! Ben hiç rahat edemem burada. Eğer bir şeyler olacaksa bizim eve gitmemiz gerekiyor. Tamam da şöyle iki sürtünüş, bir bakışa nasıl tav oldum ben? Cidden çocuğu çok arzuluyorum demek ki. O kadar zaman oldu hallenip duruyorum sonu gelmiyor. Gelmeye gelmeye sonunda her hareketine fişeklenir olmuşum demek ki. "Kiyo, güzel ediyorsun. Hoş ediyorsun da... Bunlar buralardayken ben ne kadar alev alsam da kendimi dizginleyebilirim bilgin olsun." deyip kafamla mal ikiliyi gösterdim. "Bug'da kalmış olmaları bir şey ifade etmiyor yani, istersen..." Ulan bir anda heyecanlandım bir şey olursa diye. "Bana geçelim?" Bunu dedikten sonra bir an Kiyo'nun, "Evet geçelim orada sik beni!" demesini hayal ettim. Öfff... Demesin öyle bir şey iğrenç. Bu yüzden hemen işaret parmağımla ağzını kapattım bunun. "Cevap verme. Hadi gidelim."

Hemen ayaklanıp Kiyo'nun da kalkmasını sağladım sarmalayarak. Yani demek istediğim gittim çocuğa sarılarak ayağa kalkmasını sağladım. Ne kadar temas, o kadar... Iıı... Neyse. Hızlı adımlarla bu daireden çıktım. Kiyo'nun da belinden sarmış durumdaydım. Ulan umarım teyze falan görmez. Görse de terslerim de, dedikodu çıkaracak. Dedikodu da değil yani ciddi ciddi ibneyiz ama SİZE NE OROSPU ÇOCUKLARI! Of... Hem azıp hem sinirlenmek ne saçma bir şey. Benim kapıya ne ara vardım, kapıyı ne ara açıp Kiyo'yu içeri attım bilmiyorum ama hızlı oldu. Kafam sürekli başka yerlerde olunca bazı şeyler çok hızlı geçiyor biliyor musunuz? Tabi şuan Kiyo'ya girişeceğim için kafamı toplamalıyım. Bu anın uzun sürmesini istiyorum çünkü. Arkamda kapıyı kapattıktan sonra ışığı açma zahmetine bile girmedim. Birbirimizi hissetmemiz yeter. İki kolumu Kiyo'nun beline dolayıp çocuğu hafif kaldırdım. Bir elimi belinden ayırıp saçlarına götürdüm ki onu öperken kafasını çekemesin. Sonra da dudaklarından öpmeye başladım. Aynı zamanda da salona doğru ilerlediğim için öpüşe öpüşe koltuğa vardık. Bu koltuk, Kiyo'nun bok ettiği, Kokuryu'nun kül döktüğü o emektar koltuk. Neler gördü bu koltuk! Seks gördüğü olmuştu, şimdi gay seks de görecek. Kiyo'yu yatırdım buraya, ben de üstüne çıktım. Yatak mı? Yatakla uğraşamam şuan, hayvan gibi düzeltip üstündeki örtüyü kenarlarına sıkıştırmıştım, bozana kadar tüm isteğimiz bok olur. Öpmeyi bırakmadan iki elimi de tişörtünün altından soktum. Bir tanesi ile tişörtünü sıyırıp göğüslerinde elimi gezdirdim. Diğer elimi de arkadan pantalonunun içine sokup poposunu avuçladım. Hem uzun zamandır beklemenin verdiği heyecan, hem de bilmediğim bir nedenden dolayı Kiyo'nun teninden hissettiğim haz ile iyice uyarılmış bir durumdaydım. Üstüne çıkmış, bacaklarını iki yana ayırmasını sağlamış olduğum için kasıklarına benimkini bastırdım. Bu sefer, hayaletin beni durduramayacak Kiyo'cum.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron