Azimli Sıçan Duvarı Deler

[Ueno Riko]

Tam kapıdan çıkmadan önce gözüme bir şey çarpmıştı. Evdeyken hep notlarımı yazdığım kalemim yerde duruyordu. O kalemi sevdiğimden dolayı gayet de eminim, onu yere koymam ben asla. Masamın üstünde durur. Düşmesine de imkan yok oradan. Şerefsiz herif, örgütün ismini karalarken benim kalemimi kullanmış bir de. Bu herif o örgütten miydi yoksa ya? Devletten olsa şimdiye dek yakalanırdım sanırım. Örgütten olduğu için benimle dalga mı geçiyor? Belki de Yuuta-sensei ile işleri bitti, ben de onun peşine düşen tek kişi olduğumdan benim de işimi bitirmek istiyorlardır. Eğer Yuuta-sensei ile işleri bittiyse adamlar baya profesyonel olmalılar. Yuuta-sensei o kadar dayanıksız birisi değil ki. Çok güçlü o. Yani onu kaçırmaları, konuşturmaları epey zor. Üstüne bir de öldürdüyseler... Hayır, o kadarını yapamazlar. İnanılmaz güçlü bir örgüt olmaları lazım. Sensei benim şimdiye dek gördüğüm en güçlü shinobiydi. Onu ele geçirmek her yiğidin harcı değildir.

Hadi diyelim kaçırdılar Sensei'yi. Konuşturmuş olamazlar. Nasıl işkenceler yaparlarsa yapsınlar konuşmaz benim Sensei'm. Onu konuşturamadılar ve beni fark ettiler. Belki de beni kullanarak Sensei'yi konuşturacaklardır. O yüzden beni takip ediyor, işlerime karışıyor ve ipuçlarımı yok ediyor olabilirler. Arşivde konuştuğum herif de bunların ayak işlerini yapan biridir kesin. Kafa buluyor benimle. Hiçbir şey bilmeyişimle eğlendiği gibi elde edebileceğim bilgileri de yok ediyor. Ama eminim lider karşısında ezilip büzülen, korkak birisidir. Zaten yüzünü bile göstermedi bana. Öyle karanlıkların arkasında durdu ve oradan konuştu. Karşıma çıkmadan, arkamdan işler çevirdi. Adam olsa gelir yüzünü gösterirdi. Hiçbir şeyden çekinmezdi. Bir de belgeleri benim evime sakladıktan sonra nasıl bir ses tonuyla konuşuyordu öyle. Bilmiş bilmiş, kendini beğenmiş gibi. Al yandı işte belgeler. Ben yerlerini değiştirsem ne olacaktı? Kesin o da bilmiyordu yanacaklarını. Örgütün tecrübesiz gönderdiği salak bir adamdı işte. Arşivde boşu boşuna ödümü koparmıştı. Korkmayıp peşine düşseydim gebertirdim belki onu. Ay nasıl sinir oldum şimdi. Yüzüne yumruğu geçirmek istiyorum ama benim geçirdiğim yumruktan ne olacak sanki? Şu cılız kollarla...

Ishi-Chou binasına doğru ilerlerken içten içe huzursuzdum. Sanki arkamda adım sesleri duyuyor gibiydim. Ama ne demişler. Takip edildiğini düşünüyorsan asla arkana bakmayacaksın. Şu camlardaki yansımalardan filan görebilirim arkamda birisi var mı diye. Bir anda koşmaya başlamam yersiz ve dikkat çekici olur. Tamam istifini bozma Riko. Böyle devam. Sadece havalı havalı, camdan kendimi seyrediyormuş gibi yapayım. Gerçi şu yüzümdeki maske de çok dikkat çekiyor. Ama çıkarmak istemiyorum. Faydası olacağın değil. Bir his işte... Gerçi beni takip edenler o örgütten kişiler olmak zorunda da değil. Başımda iki bela var. Birincisi o örgüt, pis işlerini başıma yığanlar. İkincisi de köy. Çünkü önemli belgeler benim iradem dışında evime yerleşti. Köy bunu fark ettiğinde peşime düşecektir elbette. Beni takip eden kişilerin sadece G örgütü olduğunu düşünmemeliyim.

Binanın önüne vardığımda toplanmış kalabalığı görmüştüm. Al işte. Belgelerin kaybolduğunu çoktan anlamışlar. Bir de ben arşiv odasına çok yanlış yollardan girdim. Beni tanıyabilirler, değil mi? Oraya tekrar girmek başımı belaya sokacak. Hazır beni fark etmemişlerken tüymem lazım buradan. Bir de ANBU maskesi takmış birisi var. İş baya ciddi boyutta. Tabii ki ciddi boyutta olur! Yahu köylerin, Jounin'lerin, yüksek mevkilerin tüm zayıf yanları, sırları elimdeydi birkaç dakika önce. Böylesine bilgiler için ANBU az bile kalır yani. Tamam topuklayayım ben buradan. Sakin sakin geldiğim gibi geri döneyim. Zaten etrafta G üyesi vardıysa da, bu kadar kalabalığa onlar da kaçmıştır. Mecbur başka bir yerde deneyeceğim şansımı. Bilgi edinebileceğim birilerini bulmam lazım. Derdimi kime anlatabilirim ki? Sensei en son akademideydi. Ama akademi konusunda şansımı çok denedim. Orada işime yarayacak bilgi olma ihtimali yüzde kaçtır ki? Gerçi hiç örgüt mörgüt araştırmaya kalkmamıştım. Akademide kütüphane var sonuçta. Düşük bir ihtimal de olsa, örgütler hakkında yazılmış bir kitap olabilir. Araştırma yazısı olması gerekmez. İhtimallere dayalı bir efsane bile kabulümdür. Ne yapayım o zaman? Gideyim mi akademiye? Derin bir iç çektim ve başımı öne eğip yürümeye devam ettim. Başka çarem var mı?

[GM - Naruto]

Akademi kütüphanesine kolayca ulaşıyorsun. Yolunu değiştirdiğinde fark ediyorsun ki, artık takip edilmiyorsun. Bu durum seni sorularla ve boşluğunla bırakıyor. Kimdi? Neyin nesiydi takipçin?

Biri sen arşivdeyken gidiyor, belirli dosyalardan belirli sayfalar koparıyor.
Seninle konuşuyor.
Evine gidiyor, kapıyı açıyor. Zorlanmadan.
Kalemini alıyor.
Karalıyor.
Onu bugün gördün.
Hepsini aynı kişi yaptı.
Hepsini.
Belki de...
Yuuta-Sensei yapmıştır?

Giriyorsun akademi kütüphanesine. Hiç hızını kesmeden ulaşıyorsun Ö'ye. Aradığını bulamıyorsun. Ardından ö'nün yanında olan y'ye geçiyorsun fark etmeden. "Yasadışı Örgütler" adındaki bir kitap. Oldukça tozlu ama, yakın zamanda dokunulmuş. Yanındaki kitapların tozuyla karşılaştırdığında ya dün, ya bugün dokunulmuş olduğunu fark etmek zor değil. Biri "hala" senden birkaç adım önde.

Küfür ediyorsun. Acaba, buradan da silinmiş olabilir mi senin G? Küfürler ederek sayfaları çeviriyorsun. G... Güneş dansı?

Güneş dansı. Amegakureli bir kanun kaçağı örgüt. Karalanan yer ve boyutunun on harfe sığabileceğini düşünüyorsun. Sana on iki, on üç harf gibi gelmişti ama, şimdilik elindeki en sağlam kanıt bu. Hatta tek. Gerçekliği bile yok. Yuuta-sensei'nin Amegakureli bir kanun kaçağı örgütle işi ne olabilir ki? Amegakure'de Güneş mi var ki? Şimdi ne yapacağın hakkında en küçük bir fikrin bile yok. Minicik bir ipucunun peşinden, ta Amegakure'ye mi gideceksin? Ama bir yandan da... Yuuta-Sensei'nin seksi, yaralı vücudu? Belki de beyaz teni üzerinde büyük yaralar açmışlar ve iki elini zincirlerle tavana bağlamışlardır ve böylece vücuduna her an ışık vurabiliyordur. Vücudu, karnına aldığı yaralardan dolayı kustuğu kanla boyanmışsa?

Birinin onu kurtarması gerekmiyor mu yani? Seni ilk gördüğündeki düşüncelerini bir hayal etsene! Minicik, hatta olmayan bir ipucunun peşinden dünyanın öbür ucuna geldiğini öğrendiği zamanki yüz ifadesini bir düşün sadece. Değmez mi?

[Ueno Riko]

Kütüphaneye giden yolda oldukça rahat hissetmiştim kendimi. Hiç takip eden yoktu. Demek ki insan takip edildiğini gerçekten hissedebiliyormuş. Peki kimdi takip eden? G örgütü mü, ANBU üyelerinden birisi mi? Belki de... Sensei... Ama Sensei olsa neden böyle gizemli davransın ki? Gelir kendini gösterir değil mi? Belki bir sebepten gizlenmesi gerekiyordur. Ama... Ama... Ben onu böyle deli gibi arıyorken neden sadece bana kendini göstermesin ki? Üstelik benimle konuşmuştu değil mi? Sensei olsa neden onu bulmamam için böyle uğraşsın ki? Sensei bana kötü davranmaz. Eminim buna. Sensei olamaz o pislik herif. Olamaz. Yok öyle bir dünya.

Aklımda çelişkiler... Hep çelişkiler ve ikilemlerle doluyum zaten. Hiçbir zaman zihnimden ayrılmadılar. Hep çok tuhaf biri olduğumu düşündüm. Ama tuhaf olmaktan kendimi kurtaramadıktan sonra bir önemi yok böyle düşünmemin. Kütüphaneye girmiştim sessizce. Ö... Ö... Örgütle ilgili hiçbir şey yoktu Ö harfinde. Hemen yan taraftaki Y harfi bölümünde "Yasadışı Örgütler" diye bir kitap ilgimi çekmişti. Kütüphanedeki kitaplardan öğrenciler hiç yararlanmıyordu herhalde. Ya da kütüphanelere özgü bir hava mı bu? Her şeyin bu kadar tozlu olması. Hani böyle gizemli olsun diye kütüphanelere toz mu serpiyorlar acaba? Ama elime az önce aldığım bu kitap yakın zamanda birisinin işine yaramıştı. Üzerindeki tozun diğer kitaplardaki toz oranından düşük olmasından belliydi zaten. Şerefsizin teki gelmiş yine elimden almıştı bir ipucunu. Şimdi açacaktım kitabı ve bam! Elime geçen bilgi miktarı sıfır.

Güneş Dansı ha. Amegakure'li bir örgüt için hiç de fena değil. Bu mu ki benim aradığım? Şimdi karalanmış alanı düşünürsek, sanki daha uzun bir kelimeydi ama. Bu da işimi görür şimdilik. Yuuta-sensei niye bu örgütü araştırmak istesin ki? Amegakure'de yok mu düzgün Jounin? Amegakure fakir mi? Güneş Dansı ismi Amegakure'li bir örgüt için fazla ironik değil mi? Babam böyle pasta yap- Tamam yeter. Emin olmadığım, ne idüğü belirsiz bir örgüt için Amegakure'ye mi gideceğim ben? Gidemem ki. Gidebilir miyim? Gidersem başım daha kötü belaya girmeyecek mi? Missing-nin olurum sonra! İstemiyorum! Sonra tekrar hayalime elleri kolları bağlanmış Sensei'nin beyaz vücudu geliyor. Vuruyorlar vücuduna, yaralıyorlar. Sensei'nin ağzının kenarlarından kan akıyor. Üstü başı hep kan, yerler hep kan... Elliyorlar Sensei'mi! Ellemesinler. Onun vücudu bana ait! Siz kim oluyorsunuz da Sensei'me zarar veriyorsunuz! Güneş dansözleri sizi! Sensei çaresiz bir yavru köpek misali bana bakıyor. "Kurtar beni Riko! Yardım et!"

Yine yüzüm kızarmış, vücudumu ateş basmış ve kalbim atmaya başlamıştı. Yani bir yandan hemen koşup kurtarmak istiyorum, bir yandan da şu hayal ile bir süre daha baş başa kalmak istiyorum. Dedim ya size. Tuhafım ben tuhaf. Ama şimdi ben onun yanına koşarsam, kurtarırsam onu, kollarına atlarsam, o kadar uğraşıp kurtardığım için bana minnettar olmaz mı? Evlenir belki benle. Çocuklarımız olur. Karşıma çıkan bütün engellere rağmen ona ulaştığım ve onu kurtarabildiğim için bana deliler gibi aşık olur! Bu fikir beni Amegakure'ye götürebilecek tek etken zaten. Ben sanırım gideceğim Amegakure'ye. Özür dilerim anne, özür dilerim baba. Ve biricik abim. Sizlere layık bir evlat, bir kardeş olamadım. Gönlümü zor bir insana kaptırdım ve şimdi onun peşinden gidiyorum. Büyük bir kumar oynuyorum. Sonu bok çukuru bile olsa ilerleyeceğim. Özür dilerim... Nasıl gideceğim Amegakure'ye? Önce hazırlık yapmam lazım sanırım. Üst baş, yiyecek bir şeyler mi alsam kendime? Ve biraz da para. Ne kadar kalacağım, başıma ne geleceği de belirsiz. Evimde ufak bir çantam vardı. Ona sığacak kadar eşya alsam yeter. Eve de geri dönmek istemiyorum ama. Son bir defa annemleri de görmeye gitsem mi ki? Yok hayır. Vedalardan nefret ederim. Düşünceli düşünceli kalktım ayağa ve elimdeki kitabı aldığım yere koyup kütüphanenin çıkışına yöneldim.

[GM - Naruto]

Kütüphanenin çıkışına yöneliyorsun ve sessizce akademiden ayrılıyorsun.

Ueno Riko kaliteli rplerinden dolayı 16 GP kazanmıştır.

Şimdi şöyle yapalım. Eğer ki köyden ayrılma kararın kesinse, şu dakikadan sonra bir daha free rp açamaz, insanlarla tanışamazsın. Bir sonraki açacağın konu, köyden ayrılmak üzerine olmak zorunda.

Eğer ki köyden ayrılmayı reddedersen sensei'nin yokluğunun tüm sorumluluğu karakterinin üzerine yüklenecek, maddi ve manevi olarak. Karar senin.

Ayrıca, önümüzdeki 5-6 gün boyunca gmlik yapamayacağım. 6 günün sonunda konu açmamış olursan köyden ayrılmadığını varsayacağım. Bu saatten sonra karakterinin tüm GM'likleri bana ait yani. İyi şanslar dilerim.