gönderen Morio Fujita tarih 06 Oca 2015, 00:15
Gin'de kendi siparişini vermiş ve konuşacak bir konu arama denememe cevap vermeye başlamıştı. Düşündüğümden farklı bir yönde yaklaşıyordu konuya. Beni bile ele alan bir yönden. Evet ben de bir shinobiydim ama halktan biri olmam gerektiğinde onlara benziyordum. Umursamaz, aceleci, soğuk bir Amegakure insanında bulunması gereken bu özellikler yıllarca farklı olmaya, onlara benzememeye çalışsam da bu bulaşıcı hastalık benim hücrelerime de nüfuz etmişti. Fakat Gin'le geçirdiğim sürede onun böyle bir insan olduğu izlenimine karşılaşmamıştım. Belki de bu hastalıkla savaşmanın yolu insanların gerçekten ilgisini çekmeye hatta korkutmaya bile sebep olan dış görünüşüydü.
Gin'in konuşması bitmiş ve kısa bir sessizlik hakim olmuştu. Bu sessizliği de yemeklerimizin getirilmesiyle Gin son vermiş, bana daha yolun başında ona yönelttiğim şehrin kaotik görünümü hakkındaki soruyu yöneltmişti. Yıllardır kendi kendime cevaplar aradığım soru şimdi bana yöneltilmişti. İronik bir durum bile denebilirdi. Göz ucuyla Gin'in gözlerine bakacak ve inceleyecektim. Gerçekten düşündüğüm şeyleri paylaşmak bunlar benim için imkansız bir şeydi. Bir kızdan hoşlandığını bile belli edemeyen biriyken, köyün bulunduğu durum gibi daha ciddi meselelerden konuşmam gerekiyordu. Bir kere hangi fikrimden başlamalıydım ki. Küçük yaşlarda üzerinde durduğum insanları bu halde olmaya iten yapısıyla oynanmış suyla mı. Yoksa daha ergin bir birey olduktan sonra insanlara böyle davranmalarını dayatan Amegakure yöneticileri fikrini mi? Her türlü beni hafif kafadan çatlak görür. Hatta bunları üst mevkilerde ki biriyle paylaşıp başıma iş bile açabilirdi. Bunların hepsi de sadece tek bir soruya verilebilecek cevapla gerçekleşecekti. Ona güvenebilir miyim?
Cevap verme sürem git gide azalırken Gin'in yüzüne bir kez daha bakmaya başladım. Tam olarak gözlerinin içine odaklanıyorum. Sırf beni tanımak istediği için takip etmiş, aynı zamanda dış görünüşüyle de beni korkutuyordu. Fakat sorusunu yanıtlamamak gibi bir davranışla da kabalık etmek istemiyordum. Derin bir nefes alıp başımı yavaşça öne eğdim. Yüzümü görmesini istemiyordum, bir şey sakladığımdan değil haa sadece böyle şeyleri paylaşmakta utandığımdan dolayı. Derin bir nefes alıp özenle seçmeye çalıştığım kelimeleri ona söyleyecektim. Tüm bu görünüş ve davranışlarına rağmen ona gerçekten düşündüklerimi ifade edecektim. Kendi ölçeğimde uzun bir konuşma olacaktı ve konuşmamı zaman kazanmak için oldukça sık olmasa da yemeğimden birkaç parça ağzıma götürerek aralıklar verecektim.
'' Gin-San, ilk olarak cevap vermekte biraz beklettiğim için özür dilerim. Son zamanlarda hayatımda çok farklı şeyler olmaya başladı ve senin sorunda bunlardan biri. Gerçeği söylemek gerekirse sana bu soruyu sorduğumda cevap sırası bana geleceğini düşünmemiştim. Aslında senin tam bir cevap vereceğini bile düşünmemiştim ama bunlar gereksiz detay oluyor. Daha fazla uzatamadan sorunun cevabına geçmek istiyorum. Biraz deli işi gelebilir ama bence sorunu direk shinobiler yüzünden deyip geçmek biraz acımasızca olur. Bence sorun bu bölgenin yönetiminin tutumunda. İnsanları böyle davranmaya iten bir tutumu var. Kaç tane insanı sokaklarda sesli bir şekilde bölgedeki mitleri konuşurken duydun hiç düşündün mü? Ben kendi gördüğümü söyleyeyim. Neredeyse sıfır. Sanki insanların üzerinde bizim bilmediğimiz bir baskı var. İnsanların kendi işi dışında gerçekleşen olaylarla ilgilenmesini engelleyen. Biraz önce söylediğim gibi bunun tek mantıklı sebebinin bölge yönetiminin bizim bilmediğimiz bir şeyler yapması. ''
