Merak içinde yeni günlere!

[Kyogi Haze]

Kasumikage'nin tepkileri ve kıvranışı...Normal anlarda Haze'nin utanacağı bir haz veriyordu ona.Sıfatların değiştiğini hissediyordu,dosttan rakibe geçiş.Kasumikage'nin aksine,Haze bu durumu cümlelerle değiştirebilirdi.Tüm kontrol ondaydı.Karşısındakinin noksanı o kadar açıktı ki tek sözü onu patlamaya hazır bir bomba haline getiriyordu.Temel olarak,shinobilerin her konuda ortalama üstü olması gerektiğini düşünmüştü bu yaşına dek.Psikolojik yoksunluklar bunu baltalıyordu,dostunun sinir küpüne dönüşmesi buna en büyük örnekti.Yinede vaaz veremezdi.Ne bu yetiye sahip bir shinobiydi ne de kendini tamamlayabilmiş bir insan.Doğru kelimeler ve eylemlerde Haze'nin beynini rahatlıkla ele geçirebiliyordu.Her taşın altına bakma dürtüsü..Üstüne o taşların altından fırlayacak yılanlara dayalı bir tahmin mekanizması.Birkaç yıl öncesinde işini bilen biri Haze'yi kukla gibi yönetebilirdi bu etkenlerle.Ama olgunlaşıyordu.Eksiklerini insanlarla ve mantıklı sebeplerle yamayabiliyordu.En azından beni ele geçirmelerini önleyebiliyorum.Bu seviyedeyim. Kardeşleri.Sırtını her daim utanmadan dayayabileceği duvarlardı.Haze,bu rolü Kasumikage için üstlenebilirdi.Üstlenecekti..Kusa'ya kalpten bağlı olan biriyle herşeyi paylaşabilirdi.Maddi yahut manevi,bu konuda asla sınırlarla çevrili olmamıştı.Bugün kendine kattığı deneyimlerin Kasumikage için bir destek noktası olabilme ihtimali onu fazlasıyla heyecanlandırıyordu.Kusa shinobisi ve akademiden yakın bir dostu.Son zamanlarda aralarında büyük bir mesafe olsada dostluk kaybolabilecek birşey değildi.

İyi bir giriş yapmış olsada,Haze ilerleyişin nasıl olacağını bilmiyordu açıkçası.Kasumikage'yi sözleriyle tekrar sakinleştirebilirdi.Delirmiş gibi gözüksede,beni parçalamak istesede mantığının güçlü olduğunu biliyorum. Tüm bu isim problemini beraber yaptıkları kahvaltıda basit bir şekilde kavramıştı.Shikibanzo.Garip bir isim.Fakat bu ismi dostu için çarpıcı yapan sebep garipliğinde yatmıyordu.Takıntı.Belki daha ufak birşeydi.Yıllar önce Kasumikage'nin beynine kurulmuş bir tohumdan ibaret.Yıllar sonra bu tohumun sarmaşıklara dönüşmesini normal karşılıyordu.Zehirli dikenler salmasına ise izin vermeyecekti.Kendisi için rol model olan Undei Haze'nin sarmaşıklarını nasıl budadıysa,aynısını dostu için yapacaktı.Yıllar önce bu antreman alanında geçen her bir diyalog zihninde kazılıydı genç shinobinin.Herkesin özendiği bir kişilik olan Undei'nin sadece bu alanda pislik bir insana dönüşmesi.Karaktersiz,anlayıştan yoksun,nefret edilmeye fazlasıyla müsait hareketler.Haze aynı dostu gibi delirdiğini hatırlıyordu.Hıçkırarak ağladığı çalışmalarıysa utanarak anmıştı...Zaafları üzerine o kadar sert gelmişti ki Undei,Haze yeterli potansiyele sahip olsa zihinsel çöküntüleri sırasında onu rahatlıkla öldürebilirdi.Korkusu bu noktada tavana fırladı.Haze o potansiyelde değildi fakat Kasumikage'nin onu toprağa gömmesi fazlasıyla olası bir ihtimaldi.Çıkış yolunu biliyorum.Sakinleştirecek cümleleri biliyorum.Sadece...Yapmayacağım. Undei onun üzerine dalga dalga geldiyse Haze bugün bir tsunamiye dönüşebilirdi."Dövüş alanında iyilik yok Haze.Kan dökeceksen iyi olamazsın.Kan dökebilecek biri olmaya çalışacaksan iyi olamazsın." Kurallarını bir kenara koydu.Tüm anlayışını saf bir sinsiliğe dönüştü ama hiç birinden tamamen vazgeçmedi.Bir el atımlık mesafeye koymuştu karakterini..Tehlikeli olabilecek bir seviyede zevk alıyordu Haze.Undei emekli olduğundan beri bu ritüelleri gerçekleştirmemişti.Onun yerinde olmak,başka birisini böyle delirtebilme fırsatını eline geçirmiş olmak sırtına bir çift kanat geçirmişti açıkçası.

Sinsiliği Kasumikage'yi biraz daha sinirlendirecek gülümseme kattı yüzüne.Tüm bunları neden yaptığını söylemeyecekti.Sessizlik,bilinmezlik insanların sinirini güdeceğini biliyordu.Hatta bunu daha iyi bilen başka bir varlık olamazdı.Dudakları kenetlenirken kunaisine biraz daha sıkı sarıldı.Koşan,ardından zıplayan Kasumikage.Zihni düşüncelere o kadar odaklanmıştı ki,uyuştuğunu anca Kasumikage'nin haykırışlarıyla farketmişti.Ayaklarını biraz salarak Kasumikage'nin yere inişine tanık oldu.Hızlı iniş.Fazla hızlı.Yer koca bir göçükle süslenirken ortaya çıkan hava akımı beklenmedikti.Kollarını çapraz şekilde önüne siper etti ve geriye doğru takla atmaya çalıştı.Kollarına ve omzuna çöken sıcak kanı hissedene dek kurduğu dengeye fazlasıyla hakimdi.Ayakları arkasındaki ağacın gövdesine yapıştığında aldığı hasarı incelemedi bile.Hissettiği acı onu şimdilik engellemeyecek bir noktadaydı.Kasumikage'nin deliliği,Haze'nin heyecanı.İki shinobinin acı eşikleri muhtemelen birkaç tık yukarıda seyir halindeydi.

Kas gücü ve chakrası ayaklarına ulaştı.Kasumikage beklenmedik tekniğinin ardından wakizashisi ile hızla atağa geçmişti.Yakın dövüşü reddetmeyecekti."Cidden,Shikibanzo gibi bir isim Kusa'yı nasıl savunabilir ? Nasıl shinobi olabilir ? " Yapmacıklıktan uzak bir kahkaha süsledi sözlerini. Shinobi olabilir,köyü de savunabilir.Gerçeklikten uzaklaşmadı Haze.Ortadaki sorun dostunun isminde değil,bu ismi duyduğunda kendini kaybedişiydi. "Bir anlamı var mı ? Shikibanzo'nun ? " Ağaç gövdesine güç uygulayarak kendini ileri fırlattı.Havada uçuşu sırasında sağ elindeki kunaisini,Kasumikage'nin wakizashisine savurdu.Hafif bir savurma.İki metalin kenetlenmesine izin vermeden Haze kolundaki gücü keserek,havada atacağı ufak bir taklayla Kasumikage'nin arkasına iniş yapmayı planlıyordu.Yere ulaştığı anda Kasumikage'nin ense kısmından tutarak tüm gücüyle en yakınındaki ağaca fırlatacaktı.Ardından elindeki kunai dostuna doğru hızlı bir uçuşa geçecekti.

[Kasumikage Shikibanzo]

Gözlerini bırak kırpmayı, kapatamıyordu bile Kasumikage. Yere inmesi ile beraber oluşturduğu hava dalgasına yetişmeye çalışarak düşmanına, Haze'ye doğru son hız ilerliyordu. Kesici hava dalgası Haze'ye ulaştığında direkt bir hasar vermeyi başaramamıştı. Geriye doğru takla atarak tam darbe almasa da yaralanarak yakındaki bir ağaca konmuştu. Son hız ile ona koşmaya devam ederken aldığı yaralara hiç dikkat etmemişti Kasumikage. Haze'nin üstünden dökülen bi kaç damla kanı görebilmişti ancak umursamamıştı. O an tek düşündüğü Haze'nin üstünden bi kaç damla kan dökülmesi değil kanlar içinde yerde yatmasıydı. Yarım saat önce dostça kahvaltı ettiği o eski dostuna ciddi şekilde zarar vermek istiyordu o an...

İlk ne zaman olmuştu bu olay? Ne zaman Kasumikage sahip olduğu ad olan Shikinbanzo'ya düşman olmuştu? Ne zaman Shikibanzo onun içinde sahip olduğu farklı bir kişilik haline gelmişti? Akademideki o saygısız pislikler olmasa oda şu anda diğerleri gibi adını rahatlıkla söyleyebilir ve bu tür durumlara düşmezdi. Artık birisi ona Shikibanzo diye seslendiğinde sevdiği birisi olsa bile birden düşman kesiliyordu. Çocukluk arkadaşı Koveru ile bu yüzden araları bozulmuş ve aynı mahallede oturmalarına karşın bunca sene sonra bile görüşmüyorlardı. Son sevgilisi Hanabi-chan ile de bu yüzden ayrılmışlardı. Büyük sevgi duyduğu o kız bile ona adı ile seslendiğinde birden hırçınlaşmış ve ona gereksiz yere zarar vermişti. Hanabi'nin o anki üzgün ve şaşkın surat ifadesi halen aklından çıkmıyordu. Şimdi ise yıllar sonra tekrar görüştüğü Haze-san ile arası bozulmak üzereydi...

Wakizashisi ile Haze'ye doğru deli gibi koşarken rakibi Kasumikage'yi dahada delirtmek istercesine konuşmaya başlamıştı. Hala Shikibanzo ile dalga geçiyor ve onu çileden çıkartıyordu. Haze ne kadar soğukkanlılığını koruyorsa Shikibanzo o kadar çileden çıkıyordu. Haze'nin konuşması bittiğinde sesini daha da yükseltmiş ve daha fazla bağırmaya başlamıştı. ''HAZEEEEEEEEĞĞĞĞĞĞ!!'' diye haykırarak rakibini kesme edası ile wakizashi'sini savurmuştu. Haze ise kendinden beklenecek bir çeviklik ile kendini destek aldığı ağaçtan fırlatmış ve elindeki kunai ile karşı atağa geçmişti. Havayı keserek Haze'yi parçalama hissi ile ilerleyen wakizashi, Haze'nin tek kunai ile yapacağı hamle ile durdurulamazdı. Shikibanzo onu yakaladığını ve cezasını çekmesini sağlayacağından emindi. Ancak hesaba katmadığı Haze'nin ondan daha üstün olan zekası idi. Kunai Shikibanzo'nun tahmin ettiği wakizashiyi durdurmamıştı ancak Haze'nin rahat bir hamle yapmasını sağlamıştı. Shikibanzo daha ne olduğunu anlamadan Haze onun arkasına geçmiş ve onu ensesinden tuttuğu gibi savurmuş ve tüm gücü ile arkalarında kalmış olan ağaca doğru fırlatmıştı. Havada ağaca doğru uçmaya başlamıştı Shikibanzo. Ona zarar vermeyi başaramamış ve rezil bir şekilde kenara fırlatılmıştı. Sinir katsayısı dahada artarken havada dengesini kurmaya çalışmış ve az önce Haze'nin yaptığı gibi ağaçta dengede durmaya çalışmıştı...

Haze kadar başarılı olamamıştı ağaca konma konusunda. Dengesini kuramamış ve sırt üstü ağaca çarpmıştı. Darbeden kaynaklı olarak ağzından biraz kan tadı hissetmişken Haze'nin ona fırlatmış olduğu kunai ile gözleri fal taşı gibi açılmış ve kısa sürede yapabileceği bir hamle düşünmeye başlamıştı Shikibanzo. Bi an kunai kafasına saplanmış ve çarptığı ağacın önünde kanlar içinde hayata veda etmişti. Jounin olamamıştı, büyük bir shinobi olmayı geç 20 yaşında çok zevk aldığı hayattan kopmuştu. Bu düşüncelerin yanı sıra şu anda ölmüş olsa en çok üzüleceği şey Haze'ye zarar verememiş olması olacaktı. Kırmızı kınlı wakizashi'sini gelen kunaiye son hızla savurup kunainin havada dönerek uzak bir yere düşmesini sağladığında aynı geçen seferki gibi bi kana susamışlıkla ayağa kalkmıştı. Yapacağı hamleleri pek düşünmüyordu artık. Haze'ye hak ettiği dersi vermesi aklındaki tek şeydi...

Yavaşça ayağa kalkıp ağzında birikmiş kanı yere tükürmüştü. Sıcak kırmızımsı sıvı toprağa karışırken konuşmaya başlamıştı Shikibanzo. ''Sandığımdan daha iyiymişsin Haze. Genede üzgünüm ancak her insan yaptıklarının cezasını çekmeli.''

Konuşması bittiğinde tamamen duygusuz bir şekilde Haze'ye bakmaya başlamıştı. Artık ne kaşları seğiriyor ne de saçma bağırışlar saçıyordu çevreye. Sanki dışarı saldığı tüm nefreti içine zorla hapsediyordu. Tüm geçmişi gözünün önüne geliyordu. Annesi ile babasının ona ismini verdikleri anı anlatmaları, akademideki ilk günü, ilk takımı ile buluşması, Koveru ile arkadaşlığının bitmesi, o çok sevdiği Hanabi ile yollarının ayrılması, Hanabi kadar olmasa da değer verdiği diğer sevgilileri, keşke yaşamasaydı dediği dedeleri...

Dışarıdan da kolayca fark edilebilirdi Shikibanzo'daki değişiklik. Tüm siniri yok olmuştu. Suratı bile daha normal bakıyordu artık Haze'ye. Hatta hep suratında taşıdığı sinirli ifade bile biraz düzelmişti. Haze'ye doğru iki adım ilerlediğinde dudakları aralanmış ve büyük ihtimalle Haze'nin hiç beklemediği bir konuşma yapmaya hazırlanmıştı. İkinci adımını atıp sol ayağını sertçe yere vurduğu gibi wakizashisini kınına geri sokmuştu. ''Aslında Haze. Adımın söylenmesinden nefret etsem de hayatta en nefret ettiğim şey bu değil. Bunu hayatımda çıktığım ilk görevde fark ettim ve bunu fark ettiğimde görevde düşman olarak karşımda bulunan bir shinobi hayatını yitirmişti. Yıllardır bunu yapmıyordum ancak sanırsam seni normal halim ile cezalandıramayacağım.''

Sözleri bittiğinde aniden el mühürleri yapmaya başlamıştı. Fuuton: Renkuudan tekniği için gerekli el mühürleri tamamlandığı gibi büyük çaplı hava dalgası Haze'ye doğru ilerlemeye başlamıştı. Rüzgarın arkasında duran Shikibanzo ise yıllardır yapmadığı şeyi yaparak avazı çıktığı gibi bağırmaya başlamıştı...

''BENİM ADIM KASUMİKAGE SHİKİBANZOOO!!!''

Kim ona ismi ile seslenirse sinirden deliren genç adamı bu hayatta daha fazla sinirlendiren tek bir şey varsa, oda yıllardır işkence çektiği isme sahip olduğunu kabullenmesi ve kendini Shikibanzo olarak kabullenmesiydi...

[Kyogi Haze]

Havada attığı takla,dostunu güçle fırlatması..Kendisine olan güveni ve hareketlerindeki kontrol kusursuzdu.Bunların yanında geçici rakibi üzerindeki hakimiyeti sorgulanmayacak bir seviyedeydi.Hayatının hiçbir döneminde öğretici konumunda bulunmamıştı Haze.Tanıştığı,ilişkide olduğu insanlara duyduğu saygı bir yana dursun,her birinden ders çıkarma amacı taşımıştı.Başarılı olmuştu da.Kardeşlerini açık birer istisna olarak sayıyordu.Abi sıfatına sahip olduğu varsayılırsa...Her durumda onlardan bir adım önde olmak zorundaydı.Olmasa bile öyleymiş gibi davranmayı öğrenmek zorundaydı.Üstlenmek zorunda olmadığı yükler olduğunu biliyordu.İki kardeşi de Haze'ye ihtiyaç duymadan yükselebilecek,hayatta kalabilecek potansiyele sahiplerdi.Hatta çok daha fazlası,Haze'nin barındırdığından da fazla.Fakat kalıplara döktüğü davranışlarından sıyrılamıyordu Haze.Gerçekleri kabullenmesinin bu noktada önemi yoktu.Onlar için her zaman bir aile büyüğü olarak varlığını sürdürmek istiyordu.Haze'yi güçlü tutan tek etmen buydu.Kusa'ya duyduğu devasa bağlılığın ana kaynağıda.Kasumikage farklı bir istisna yaratıyordu onda.Hayatın akışına o kadar kapılmıştı ki Haze bu yaşına dek,uzun süreli bir ilişiği olmamıştı hiç.Görevlerde,devriyelerde tanıdığı onlarca insan kendine dayattığı yoğunlukta kaybolup gidiyordu.Kasumikage bu klişeden kurtulmayı başarıyordu işte.Geçen yıllara rağmen akademideki sıcaklığı ve masumluğu ona yansıtabiliyordu.Aynı amaç ve gaye ile ilerleyen iki shinobi.Dışarıdan onları biri izlese Haze'nin ihanet ettiğini düşünebilirdi.İşler istediği gibi gitmezse,kusursuz bulduğu ve delicesine bağlandığı sözleri tökezlerse olayın varacağı nokta ihanetti gerçi.

Elinden sıyrılıp giden kunai üzerinde tereddütün izlerini taşımıyordu.Kagon Undei yıllar önce ne kadar acımasız ve düşüncesizse Haze'de aynı sıfatları taşıyordu o anda.Ben ne kadar ileri gidersem,Kasumikage'de oraya varmak zorunda. Sınırlar aşılmalı,kalıplar tabular kalkmalı.Gelişimin anahtarı senseisi tarafından zihnine bu şekilde kazınmıştı.İlk öğretim denemesinde izlediği yol,ironiyle dolu bir şekilde bu kurallara uyum sağlıyordu.Sözleri iğneleyici,gülümsemesi,ifadesi alaycı.Dostunun bu hareketlerin ardındaki mesajı kavrayabileceğini içten içe biliyordu.Ama korkusunu bastıramadı.Wakizashi kunaiyi savurdu,Haze yere sabitlendi.Herşey olacağına varır. Ciddileşti Haze.Yüz hatları belirginleşti,alnındaki damar açıkça ortaya çıktı.Dostuna kızıyordu ve tüm kişiliğini yıkmışken bu sinirin kalıcı olmasından tırsıyordu. "Dostum olarak tek bir kusurun var Shikibanzo,kusurunu kabullenmek.Böyleyken beni mi cezalandıracaksın ?" Cümleleri Kasumikage'nin mühürleri arasında kayboldu,ardından şişen göğüs ona göz kırptı adeta.Chakrasını harladı Haze,odaklanması kısa sürmüştü.Sağ ayağını sertçe yere vurdu.Doryuu Shiki.Önünde yükselen toprak duvarın yeterliliğinden emin değildi.Yüksekliği kendi boyunu aşmadığı için eğildi Haze,elleri yine siper halinde önünde kilitlenmişti.

Etraf tozla kaplanırken yarı yarıya yıkılan duvarın birkaç parçası Haze'ye gömüldü.Acı vücuduna hücum etmesede pozisyonunu korumak için oldukça çabaladı.Kasumikage sinirlendikçe hırçınlığı seviye atlıyordu.Bundan memnundu,fazlasıyla hemde.Ayak uydurmakta zorlanıyordu sadece.Yahut çekiniyordu.Ellerini eski konumuna getirdikten sonra gözlerini kıstı.Kalkmış olan toz ona uygun bir ortam sağlıyordu.Sağ çapraza,Kasumikage'ye doğru fırladı.İki kısa sıçrayış toz bulutundan çıkmak için yeterli olmuştu.Yerde kayarak ilerledi Haze.El mühürlerine başlarken dostununda hazır olmasına izin vermek istiyordu. "Tsuchi no Te" Ayağını yere vurmasıyla zeminden fırlayan üç el ilerleyişe geçmişti.Sağ,sol ve diğerlerine oranla daha yukarıdan ilerledi sonuncusu. "Tek bir kelimeyle insanların seni delirtmesini garipsemiyor musun Shikibanzo ?" Sesini hırçınlaştırdı.Fazla zorlanmamıştı açıkçası.Dostundan ötürü süregelen durum işini kolaylaştırmıştı hatta. "İsmin komik değil,garip değil.Komik olan tek bir kelimeyle bu hale gelmen.Herhangi biri seni sadece ismini söyleyerek delirtebiliyor." Güldü Haze,alaycılığıda siniride hissediliyordu. "Eğlenceli olan şey bu yoksunluğun.Cidden yenemiyor musun ? "

[Kasumikage Shikibanzo]

Son gücü ile adını haykırıyordu Shikibanzo. Suratı kızarmış ve boynundaki damarlar kabararak kendilerini belli eder hale gelmişti. Renkuudan'ı aktive etmek için el mühürleri bittiğinde ise bağırışının yerini önce göğsünü şişirerek biriktirdiği ve var gücü ile Haze'ye yolladığı hava akımı almıştı. Yerden toprak kaldırıyor, arkasında oluşturduğu büyük toz bulutu ile rakibine ilerliyordu hava akımı. Ancak Haze de en az Shikibanzo kadar dövüşmeye aşina idi. El mühürlerini bitirdiği gibi önünde toprak bir duvar oluşturmuş ve siper alarak Shikibanzo'nun jutsusundan kurtulmuştu...

Vücudundaki adrenalin sınırda dolaşıyordu Shikibanzo'nun. Haze'nin o hava akımına kapılıp paramparça olmasını bile dilemişti o kısa anda. Artık Shikibanzo olduğunun farkındaydı. Haze'nin ise rakibi ya da düşmanı olduğunu kendisine inandırmaya başlamıştı. İçinde büyüyen bir nefret vardı ona karşı, ve bu nefret bu dövüşün sonucunu belirleyecekti. Burdan ya iki rakip olarak ayrılacaklar, ya da tek bir ''Kusa'' shinobisi olarak...

Yarısından fazlası dağılmış halde bulunan taş duvara bakıyordu Shikibanzo. Kendi jutsusu duvarın tamamını olmasa da bir kısmını yok etmeyi başarmıştı. ''Haze zarar görmüş olmalı.'' diye düşünüyordu kendi kendine. Belki de duvardan kopan taşlar kafasına falan çarpmıştı ve orada kendinden geçmesine yol açmıştı. Bir gülümseme oluşmuştu suratında. Sevimli ya da mutlu değildi bu gülümseme. Tamamen kazanılmış bir kazanç vardı gülümsemesinde. Ancak bir şey oldu o anda! Haze duvarın arkasından fırlayarak Shikibanzo'ya doğru koşmaya başlamıştı. Shikibanzo'nun suratındaki gülümseme yerini hırçın bir somurtuşa bırakmış, nefret dolu gözleri Haze'yi izlemeye başlamıştı...

Yerde kayarak ilerlerken el mühürleri yaptığını görebilmişti Shikibanzo, rakibi Haze'nin. Ne tür bir jutsu geleceğini bilmiyordu. Haze'nin kontrol etmekte olduğu elementin Doton olduğununun farkındaydı genede. Bu yüzden tekrar bir Doton jutsusu gelebileceğini sezinlemişti kendi kendine. Büyük ihtimalle Haze yaptığı jutsunun adını sesli bir şekilde telafuz etmişti ancak Shikibanzo heyecanın doruğunda olduğu için oluşan toprak eller yerden çıkmadan jutsunun ne olduğunu anlayamamıştı...

''Bu ellerle beni yakalayabileceğini mi sanıyorsun yoksa?''

Kendinden emin ses tonu ile söylediği bu cümleden sonra sol tarafından ona doğru yaklaşmakta olan toprak el'e hamle yapmıştı Shikibanzo. El tam onu yakalamak için kapanmaya başladığında ayaklarını yerden keserek elin üstüne çıkmıştı. Üzerinde durduğu toprak elden destek alarak sağ taraftan gelmekte olan diğerinin üstünden atlamalı başarmıştı. Belki normalde böyle çevik değildi ancak şu anda aşırı büyük bir kinle dövüşüyordu Shikibanzo. Sanki şu uyuşturucu hapların etkisinde gibiydi. Aşırı enerjik ve anlık düşünüyordu, ancak yaptıklarında pek mantık aramadan hareket ediyordu..

İki toprak el'den kurtulduğunda saldırı sırasının kendisine geçtiğini düşünüyor ve halen havadayken jutsu yapabileceğini umuyordu, ancak düşünmediği şey ellerin üç tane olduğu gerçeğiydi. Bunu hiç kontrol etmemiş ve aptal durumuna düşmüştü. Sadece anlık olarak gelen saldırılardan kaçmıştı. Hiç durup stratejik olarak düşünmemişti, ve bu hatası şimdi büyük ihtimalle yakalanmasına sebep olacaktı...

''BURADA YENİLMEYECEĞİM!''

Toprak el onu havada kapmak için ilerlerken aniden bağırıvermişti. Kabul etmiyordu böyle yenilmeyi. Toprak el ona git gide yaklaşırken var gücü ile belindeki çantadan patlayıcı kağıt bağlı kunaisini çıkarmış ve büyük lanet ele fırlatmıştı. Tam toprak el onu yakalamak üzereyken olan patlama malesef ki Shikibanzo'ya çok yakın gerçekleşmişti. Patlamanın etkisi ile son hızla yere çakılmış ve sırt üstü düştüğü için nefes alış verişi zorlanmaya başlamıştı. Sağ kolundan ve patlayan sol kaşından kanlar dökülüyordu. Patlama etkisi ile üstündeki kırmızı siyahlı o, çok sevdiği ceketi paramparça olmuştu. Hızlıca üstünden çıkarmıştı onu. Çok acı hissediyordu ancak bu yüzden pes etmek istemiyordu. Düşmanı akıllı, çevik ve bir o kadar da deneyimli olduğu için duracak zamanı yoktu. Eli ile kaşındaki açığı kontrol etmesi ile tekrar defans pozisyonunu alması bir olmuştu. Gelen ayrıca bir saldırı olmadığından emin olduğunda ise wakizashisini kınından çıkararak Haze'ye doğru son hız koşmaya başlamıştı. Sağ kolu pek iyi halde değildi ancak bu kaybetmek istediği bir dövüş değildi. Gerekirse kollarını burada bırakacak ama Haze'ye galibiyet hissini vermeyecekti.

[Kyogi Haze]

Kontrolsüz.Shikibanzo için o ana uyan tek sıfat.Dostunu dövüş içinde hırsı ön plana çıkarıyor olsada Haze kafasına estiği an onu dibe çekebilecek silahlara sahipti.Bu üstünlüğün kendisine güven verdiğini reddedemezdi ancak her hareketini tutarlı atması gerektiğininde bilincindeydi.Kasumikage'nin gözleri...Durma ve anlama isteğinden yoksundu.Biraz zorlasa nefretle dolu bakışlara dönüşebilirdi hatta,belkide öldürme amacıyla yanıp tutuşan bir çifte.Dolayısıyla Haze kendi iplerini elinden kaçırdığı an,bu dövüş gün boyu taraflardan biri yitip gidene dek devam edecekti.Uzun sürmezdi.Kendi acısı dövüşün heyecanıyla bastırılmış olsada zihnine hücum ediyordu sinsice.Kasumikage'nin bu konuda sıkıntığı çekeceğini pek düşünmüyordu açıkçası.Şayet sırtını bir boğa boynuzlasa ben Shikibanzo'yum diye bağırarak ona saldıracak kadar uçmuştu.Dostunun kendini patlatmasından başka ne sonuç çıkarabilirdi ki ?

Shikibanzo ilk iki elden etkileyici bir çeviklikle kurtulurken fazlasıyla gerilmişti Haze.Sağ eli ekipman çantasına bir nefeslik mesafede tetikteydi.Havadaki rakibine yapacağı uzak mesafeli bir saldırı onu savunmasız kılabilirdi.Gerek kalmadı.Parşomen kaynaklı patlama ona soluklanacak aralığı sağlıyordu.Kollarıyla üzerine hücum eden toz bulutunu kucakladı,daha rahat bir pozisyon almıştı.Sinirini,hırsını bu aralıkta sindirmekten çekinmedi Haze.Dostu ne kadar uçarsa,ona tezat seviyede bir sakinliğe erişmek zorundaydı.Şimdiye kadar sinirli ve sinsi bir portre çizdiğini biliyordu ama bunları o sakinlik olmadan yapamazdı.Dostunun aksine düşünme yetisine ihtiyaç duyuyordu Haze.Karmaşayı başlattığı gibi bitirmesi gerekiyordu.Fakat ortada büyük bir kumarın döndüğü barizdi.Tüm sözlerini,dostunu isim takıntısından kurtarmak için sarfetmişti.Başarısız olma durumu daha kötü sonuçlar doğuracaktı.Haze dahi ismimle dalga geçiyorsa... Amacından tamamen uzak bir nokta.Dostunun insanlara olan güvensizliğini beslemek istememişti Haze.Mantıklı açıklamaları vardı,her Shikibanzo diyene saldırmasını önleyecek şeyler.Dostu nefretle kavrulsa dahi anlayabileceğini biliyordu.Sığ zekaya sahip biri olduğunu düşünse bu işe asla kalkışmazdı Haze.

Shikibanzo'nun tenine yayılan kanı izledi.Patlamış kaşı ve sağ kolu.Acısını ifadesinden zar zor anlayabiliyordu.Acısı yüzündeki sinirle o kadar bütünleşmişti ki içindeki ürpermeye engel olamadı Haze.Kendi vücudu şimdiye kadar yok saysada kötü durumdaydı.İki kolu ve omzundaki sızlamayı rahatlıkla hissedebiliyordu.Kan,üzerindeki beyaz giysilere nüfuz etmişti çoktan.Dövüşün heyecanı ona sadece vücuduna çarpan taşlar konusunda yardım ediyordu artık.Elleriyle kol yenlerini yırtıp attı,metal bilekliklerini esnetti.Esen rüzgarın onu rahatlatacağını düşünüyordu,kaynağı Shikibanzo olmadıkça.

Dostu kapaklandığı yerden kalkarken eline bir kunai aldı ve çantasını belinden sökerek düşüncesizce bir ağacın kenarına fırlattı.Ardından sırtındaki metal sopayı...Sopa hatıralarla doluydu ve ona karşı ilk kez bu kadar özensizdi Haze.Yinede bir shinobi olarak en güçlü silahı vücuduydu ve onu rahatça kullanmak için eline geçen kısa aralıkta yüklerden kurtulmak istemişti.Zamanı olsa ayağındaki botları bile çıkartırdı.Kunai parmakları arasında hızlı bir tur attı ve rakibine doğru kendini fırlattı Haze. "İkimizinde yenilmeyeceğinden emin olacağım Shikibanzo." İki shinobi orta noktada kesiştikleri anda Haze adımlarını durdurdu.Gelen ilk wakizashi atağından eğilerek kurtulurken,normal şartlarda karşısındakinin işini bitirecek bir fırsatı eline geçirmişti.Reddeti,yarım adım mesafe geriye çekilerek gelen diğer wakizashi hamlelerini kunaisi ile karşıladı.Birkaç dakika önce,wakizashi'yi yine kunaisiyle karşıladığında,güç olarak rakibine denk olmayacağına kanaat getirmişti Haze.Bu nedenle başabaş bir engellemeden ziyade,kunaisini eğimli tutarak wakizashi ataklarının yönünü değiştiriyordu sadece.Acısı daha seyrek olan sağ elini kullansada sol eli Shikibanzo'yu kilitlemek için fırsat kolluyordu.

Yukarıdan aşağıya hızla inen wakizashiden kendi etrafında çeyrek tur dönerek sıyrıldı.Kunaisine davranmaktansa henüz hızını kaybetmediği için kontrolsüz olan Shikibanzo'nun çenesine saldırdı.Sağ dizi çeneye alttan girerken Shikibanzo'nun eğilmiş vücudu havaya yükseliyordu.İkilinin hamleleri akışkandı fakat bir düzene dayanmıyordu.Haze bu noktayı tamamen yok saymıştı.Kunaisini sağ elinin dışına yerleştirerek kendisini toplayamayacağını düşündüğü rakibine yumruk atmak için ivmelendi.Toparlanmaya ihtiyacı yok. Aynı anda Shikibanzo wakizashisini ters taraftan ona doğru savurmuştu.Haze birkaç salise içerisinde tüm avantajını kaybetmişti.

Savrulan wakizashiye karşılık sol kolunu siper etti.Keskin metal,bileğindeki metal bilekliği neredeyse tamamen yararak etine gömülmüştü.Daha derine saplanmaması için kanlar boşalan eliyle,Shikibanzo'nun dirsek kısmını delicesine sıktı.Kendisine ait olan yumruksa,aynı şekilde Shikibanzo tarafından kavranmıştı.İkili birbirini kilitledi.Kontrolü kaybetmeyeceğini bilse haykırırdı Haze.Bundan ziyade acıyla harlanan kızıl gözlerini Shikibanzo'nunkine kilitledi.Dostunun yüzüne yerleşen zafer ifadesi sadece birkaç santim ötesindeydi ve bu onuda hırslandırıyordu.Acı her insanın duvarlarını yıkardı.Sakinliğini korumaya çalıştı,zihni sadece ona sarılabilirdi.Nefeslerini düzenledi Haze.Undei'nin öğrettiği gibi ihtiyacı olan dinginliği havadan almaya çalıştı.Dövüşmeye hali vardı ancak bu şekilde kilitli kalmaktan memnundu Haze.

Sırıtmak için kendisini zorladı.Sinir bozucu bir sırıtma mıydı yoksa içten mi kestiremiyordu.Sadece Shikibanzo'nun odağını kolundan ziyade sözlerine çekmek istemişti. "Bana neden izin veriyorsun ki ?" Gözleri acıyla titreyen sol koluna seyirtti. "Her Shikibanzo diyenle bunları yaşayacak mısın Shikibanzo ? Senden kat kat aşağıda insanlar bu takıntının üzerine giderken onların aşağılamasını kabul mu edeceksin ? " Ayaklarından destek aldı.Güç olarak dostunun baskın olduğunu biliyordu ancak ona aynı seviyede karşılık verdi. "Küçük düşürücü olan ismin değil ona verdiğin tepkiler.Sadece bu.İnsanlar sonsuza dek seninle zevkle eğlenir." Ne içten ne kışkırtıcı.Gülüşü bu sefer sadece ortadaki komik duruma yönelikti.

Dudakları eski pozisyonunu aldığında yüzü alevlendi,dişleri birbirine yapıştı.Birkaç saniye sonra çekeceği acının onu bayıltmasını istemiyordu.Sağ ayağını kendine doğru çekti ve kollarını hiç oynatmadan Shikibanzo'nun göğüs kafesine kalan tüm gücünü kullanarak ayak tabanını yapıştırdı.Metal botların tekmesini güdümleyeceğini düşünüyordu.Dostu tekme ile geriye doğru uçarken ellerini kurtardı.Wakizashi ise gömüldüğü yere daha derin bir kesik bırakarak Haze'nin kolundan koptu gitti.Acısını dizginleyemedi,ormana saldığı haykırış kulaklarını tırmalıyordu.Eliyle sol kolundaki bilekliği söküp atarak yaraya yapıştı,dizlerinin üzerine çöktü.Beynini ele geçiren sinire aldırmadı şayet artık kalkıp dövüşecek hali yoktu.Ormanın bu bölgesinde en son bu denli acı çektiğinde,Undei onu tek gözü açık kalacak duruma getirmişti.Onu taklit etmek düşündüğünden daha zordu.

"Seni dostum olarak görüyorum.Dostumsan sırtımı sana dayarım." Kelimeleri kesik kesikti,kalan gücünü Shikibanzo'ya özetliyordu adeta. " Ama tek kelimeyle deliye dönen,çevresine saldıran birine arkamı emanet etmem.Güvenmem.Kimse güvenmeyecektir." Birkaç dakika önce koparıp attığı kol yenlerini aradı gözleriyle.Yarasını sarabilse...Çok daha rahat ederdi.Göremedi. "Hala akademideki çocuksan,kendini tutabilecek olgunlukta değilsen benim için bir anlamın yok Shikibanzo.Bu kavga hatırlanacak son ortak şeyimiz olur." Birkez daha güldü,bu sefer neye güldüğünü bilmiyordu.Yere oturarak en yakınındaki ağaca doğru sürdü kendini.Sırtını sert gövdeye dayamak onu rahatlatıyordu. "Bu tavırlarını...Yenebilirsin.Yanında olurum.Eğer çabalayacaksan,gelişeceksen herşeye karşı yanında olurum,sırtımı sana dayarım.Sadece çabalayacağının sözünü ver bana." Sol kolunu kaldırarak yarasını Shikibanzo'ya gösterdi. "Sonrada hastaneye taşı beni."

[Kasumikage Shikibanzo]

Haze'ye doğru wakizashisi ile saldırıya geçmesinden sonra işler aniden karışmış ve ortaya çok mükemmel sayılmayacak bir savaşa çıkarmıştı Shikibanzo. Üstünde taşıdığı yaralara oranla iyi dövüşmüş olduğunu düşünüyordu ancak, düşününce Haze'nin yer yer ona avans verdiği sezebilmişti yakın dövüş boyunca. Şu anda kendisi yediği son tekme ile baya bir savrulmuş halde yerde yatıyor ve gökyüzünü izliyordu. Karnına yediği tekme sayesinde normal oranda nefes alamıyor ve nefes alırken göğsünün acımasını durduramıyordu. Önceden aldığı yaralar ise işi dahada çekilmez kılıyordu. Masmavi gökyüzü sanki ikilinin kavgasını hiç umursamıyormuş gibi herhaman ki halinde takılıyordu ve bu nedense Shikinbanzo'nun dahada sinirlenmesine yol açıyordu. Yerden hafif doğrulmuş ve oturur pozisyona geçmişti yavaşça. Göğüs kafesindeki acı dahada artmıştı ancak umursamıyordu. Kan içindeki koluna göz atarken aniden boğazında bi düğümlenme hissetmiş ve tükürme ihtiyacı duymuştu. Kafasını yana doğrultarak ağzından fırlattığı tükürük konduğu çimi kızıla boyarken bir dişinin kırılmış olduğunu fark etmişti. Kaşının patlaması, dişinin çıkmış olması ve kolundaki yaralar ile göğsündeki ağrı... Sanki kaybeden taraf oymuş gibi gözükse de, Haze'nin de pek iyi durumda olmadığı açıkça belli oluyordu. Son tekmeyi yediğinden beri ona pek dikkatli bakamamıştı ancak şimdi ona bir göz attığında wakizashisinin ona ne denli zarar verdiğini daha net anlamıştı...

Bir ağaca yaslanmış halde Shikibanzo'ya bakıyordu Haze. Shikibanzo'ya kıyasla daha olgun ve daha ''kriz yönetiminde usta'' olması onun bu kavgada odak nokta olmasını sağlamıştı. Dövüşün başından beri Shikibanzo git gide kendini kaybederken o sakinliğini korumuş ve dövüşü kontrol etmişti. Her ne kadar koluna aldığı yaradan sonra içinde birikmiş tüm duyguları haykırarak ormana dağıtmış olsa da, genede o dövüşün lideri idi. Henüz siniri tam anlamıyla geçmemiş olsa da, Shikibanzo eskiye göre daha sakin duruyordu. Eli ile kaşını kontrol ediyor, kolundaki yaranın kanama durumuna bakıyor ve ara ara tükürerek ağzında biriken kanları yere atıyordu. Tam anlamıyla sakin olduğu söylenmese de artık ''BEN SHİKİBANZOYUM!!'' modunda değildi. Takıntısında ki bir alt seviyeye gerilemiş ve sanki birisi normal bir biçimde ismiyle dalga geçmiş durumundaki sinir moduna dönmüştü...

"Seni dostum olarak görüyorum. Dostumsan sırtımı sana dayarım. Ama tek kelimeyle deliye dönen,çevresine saldıran birine arkamı emanet etmem. Güvenmem. Kimse güvenmeyecektir. Hala akademideki çocuksan,kendini tutabilecek olgunlukta değilsen benim için bir anlamın yok Shikibanzo. Bu kavga hatırlanacak son ortak şeyimiz olur. Bu tavırlarını...Yenebilirsin. Yanında olurum. Eğer çabalayacaksan,gelişeceksen herşeye karşı yanında olurum,sırtımı sana dayarım.Sadece çabalayacağının sözünü ver bana.''

Haze'nin sözleri bittiğinde Shikibanzo'da garip bir duygu uyanmıştı. Halen gözleri Haze'nin üzerinde ve kulakları Haze'nin ağzından çıkanlara kilitlenmişken aklında görüntüler belirmeye başlamıştı...

Bir boşlukta duruyordu tek başına. Kendisi idi bu gördüğü ancak, uzun yıllar önce, akademiye giderken ki hali idi. Suratında mutsuz ve sinirli bir ifade vardı. O sırada karşısında babası Yamamoto ile annesi Sencha belirmişti. Güler yüzle ona bakıyorlar ve içindeki sinir ile mutsuzluğu söküp atıyorlardı. Onların silüetleri buhar olup uçarken ise aniden karşısında akademiden arkadaşları belirmişti. Yüksek sesle onun adını söylüyor ve onunla dalga geçiyorlardı. Oturduğu boşlukta ayağa kalkarak birisine saldırıyordu hızlıca. Suratına artı ardına yumruklarını geçirirken sınıf öğretmeni olaya dahil oluyor ve onları ayırırken tüm suç Shikibanzo'nun üstüne kalıyordu. İçindeki sinir artıyordu. Sonra anide görüntü tekrar değişiyor ve daha kalabalık bir ortama dönüşüyordu boşluk. Şimdi Shikibanzo'nun arkasında annesi ile babası duruyordu. Karşısında ise şu ana kadar onunla dalga geçmiş ve nefret ettiği tüm insanlar. Eski arkadaşı Koveru'da aralarında idi. Birden yanında Haze beliriyordu o sırada. O da akademiye giden küçük bir çocuk görüntüsündeydi. Sonra daha garip bir şey oluyor ve karşıdaki kalabalıkta da Haze beliriyordu. Ancak karşıdaki Haze çocuk halinde değil, az önce dövüştüğü halindeydi. Yavaşça Shikibanzo'ya doğru ilerliyordu. Tüm o nefret ettiği insanların arasından gerek kimisini iterek, gerek ise itmeye gerek kalmadan aralarından sıyrılarak Shikibanzo'ya doğru yürüyordu. Aynı zaman da konuşuyordu da; Aynı kavgalarında söylediği cümleleri söylüyordu. Her söylediği cümlede Shikibanzo bir yaş atlıyordu sanki. Vücudu büyüyor ve yavaş yavaş şu anki halini alıyordu. Haze artık kalabalıktan iyice uzaklaşmış ve konuşarak ilerlemeye devam ediyordu ama, ne kadar adım atarsa atsın Shikibanzo'ya yaklaşmıyordu. Boşlukta yürüyor ve konuşuyordu sadece. Shikibanzo'nun ise büyümesi durmuştu adeta. Hatta git gide vücudunun küçüldüğünü ve tekrar eski çocuk haline dönmeye başladığını hissetmişti. İçini bir korku kaplamıştı. Çevredeki bembeyaz boşluk git gide kararmaya başladığında ise aniden ayağa kalmış ve Haze'ye doğru yürümeye başlamıştı. Arkasında duran Yamamoto ve Sencha ortadan kaybolduğunda siyahlaşmaya başlayan boşluğun kararmasının durduğunu görmüştü. Haze'ye doğru attığı her adım ise onun büyümesine yardımcı yardımcı oluyordu resmen. Yavaş adımları hızlanıp, Haze'ye doğru vardığında ise dostunun ona uzattığı eli 20 yaşında bir chunin olarak tutmuştu. Çevredeki herkesin yok olması ve boşluğun tamamen bembeyaz olması ile düş dünyasından çekilmeye başlamıştı...

Az önce gördüklerinin şoku yüzünden yaralı olmayan kolu ile gözlerini ovuşturmaya başlamıştı Kasumikage. Haze halen tam karşısında oturuyor ve ona kolunu göstererek kendisini hastahaneye taşıması ile ilgili şeyler söylüyordu. Siniri aniden yok olmuştu. O an önce gördüğü anı ve halüsinasyon karışımı şeyler birden tüm sinirini çekmiş ve kendisini sorgulamasına sebep olmuştu adeta. Oturduğu yerden yavaşça kalkarken göğsüne tekrar bir acı saplanmış ve diz üstü düşmüştü. İlk denemesi başarılı olmamış olsa da ikinci denemesinde ayağa kalkmayı becererek Haze'ye doğru yürümeye başlamıştı. Dövüş bitmişti. Kazanan tarafın kim olduğu hakkında pek fikri yoktu. Umurunda gibide değildi açıkçası. Dostunun yanına varıp ona elini uzattığında ise tek diyebildiği ''Sanırsam benimde bi tedaviye ihtiyacım var'' olabilmişti...

Out: Konu sonlanmıştır.