Ulan çocuklara bakar mısınız ya? Hiç saygıları kalmamış büyüklerine karşı. Hele şu kaşar Ganta'nın hiç kalmış. Suratını siktiğim tipsizi. Amına koyim tip tip bakmaktan yaptığı başka hiçbir bok yok sikiğin. Bu ibneye bir çözüm yolu bulmam gerek. Hem de çabucak. Hızlı olmam lazım. Daha fazla istemiyorum, şu kızgın bakışları. Yemeği elinden alınmış, hayvan bakışlarını. Abartmadan söylüyorum bakışları aynen öyle. Ben de yalan yok abi. Onu tanıyan kim varsa sorabilirsiniz. Hepsi de aynı şeyi söyler. Neyse, Ganta'yı da siktir edeyim de, yeni çocuk çok acayip çıktı amına koyim. Hem de bayağı acayip. Böylesi bir tip ile ilk defa karşılaşmıyorum. Ama pek gördüğüm de söylenemez. Değişik biri. En belirgin özelliği, tam bir velet olması. Onun dışında her denileni yapıyor valla. Zavallıya da benziyor. Annem, babam da yok dedi. Acıdım lan. Harbiden acıdım. Ben öyle kolay kolay acımam. Nehre götürüp yıkayacağım çocuğu. Bunu canı gönülden yapacağım. İnsanı duygularım öne çıktı valla. Böyle biri miydim lan ben? Kendimi bazı olaylar ile karşı karşı bulurken, tanıyordum. Ne kadar acayip bir şeydi bu. Ama ben böyleydim, ne yapayım. Fakat bence, bu kötü bir özellik değildi.
Her neyse artık. Çocuk bir sürü şey çıkarmıştı ağzından. Sarhoştu amına koyduğum da, ağzından cımbızla alıyordum sözcükleri resmen. Adını değil de, soy adını öğrenebilmişim. Çok kıl bir şeydi. Ama bu tür şeylere alışkındım. O yüzden no problem. Shiomiya idi soy adı. İyi o zaman bundan sonra ona soy adıyla seslenirim bende. Hay amına koyim. Keşke biraz daha kısa olsaydı. Neyse, ne yapalım artık. Nehirde aklını başına getirdikten sonra adını öğrenirdim. Yani en azından öyle umut ediyordum. Umut etmek, şu dünya da en çok yaptığım şey sanırım. Ne kadar güzel bir şey yav. Aslında güzel değil. Hep başka tür etkenleri kullanıyordu bu umut. Başkalarının yardımını alıyordu işte. Saçmalaya başladım sanırım. Arada geliyor bana böyle. Sonra kendimi frenliyorum. Gidiyorlar. Öyle işte.
"Bak nehir ileri de Shiomiya. Gördün mü? Oraya gir, nasıl istersen. Elbiselerin ile ya da üstünü çıkarıp. Ben nehir ağzından duracağım." diyecektim çocuğa. Cidden nehre gelmiştik. Nerede olduğunu tam tarif edemesem de, bir yerdeydi işte. Bu havada nehre girecek kadar, kafamı peynir ekmekle yemedim. O girer zaten. Sarhoş, bir sikin farkına da varmış. Sonra da evine yollarım. Tabii evi varsa. Evi yoksa, ne yapacağımı bilemiyorum. Ama bir yolunu bulurdum herhalde.