''İsmim Senji Kamanosuke" diyerek sorumu cevapladı. " hey kızıl saçlı, yani Ronin sende cevap bekleyen bir sorum var çocuk hala cevabımı alamadım" Gerçekten anlamamış mıydı ? Hangi insan havalı olmak için göz bandı takardı ki ? Ama ses tonuna bakılırsa gerçekten merak ediyordu. Ronin "Evet dostum, sağ göz bandım yalnızca havalı olmak için diyebiliriz. İhtiyacım olduğundan değil ama takmak gerçekten bana güzel geliyor. Zaten içindeki mini deliklerden sanki hiç takmamışım gibi görebiliyorum yani çıkarmamı da gerektirmiyor." diye cevap verdi. Zayıf noktasını olabildiğince az kişiye söylemek istiyordu anlaşılan. Ama Kamanosuke buna inanır mıydı bilmem.
Ardından yerlerimize geçip ormanda yürümeye başladık. Bunu yapmaya başladığımız an gelirken neden ağaçların üstüne çıktığımızı bir daha hatırladım. Burada yürümek cidden çok zordu. Kısa bir mesafe yürümüş olsak da sıkça ağaç dallarına çarpıyordum. Beni yere düşürmek istermiş gibi uğraşan çamuru da unutmamak lazım. Ama başka bir şansımız yoktu. Şu adamın iplerini açsak da ağaçların üstünden gidemezdi. Sıradan bir sivildi büyük ihtimalle. Ağaçların üstünde gitmek onu aşardı. Köyde yürürken karşılaştıklarım gibiydi. Özel bir yanı yoktu, en azından öyle gözüküyordu. Oldukça çaresizdi. Ağlamasını duyabiliyordum
"N'olur bırakın beni, ben bir şey yapmadım, lütfen! Zindana gitmek istemiyorum! Lütfen!" diye yalvarmaya başladı birden. Sesi git gide yükseliyordu. Bunları söylerken ağlıyordu aynı zamanda. Gerçekten içten ağlıyordu. Bu benim için gerçekten bir ilkti. Benden yaklaşık 10 yaş büyük olan biri, ağlayarak yalvarıyordu. İçimde bir huzursuzluk vardı. Bir şeyler yanlış gibi hissediyordum. Ben bunları düşünürken Ronin hızlı davranıp adama cevap verdi "Aynen. Tabii. Zaten kim gerçekten suç işleyip zindana düşer ki dostum? bizi ormandaki şu üç yakışıklıdan daha merhametli görmüş olabilirsin çünkü daha isteğimizin dışında giden bir şey olmadı. Sen suçlu ol ya da olma görev icabı daichou binasına götürüleceksin ve herhangi bir şeyden dolayı konuşman da yasak, mümkünse ağlamanı da azalt. Eğer emirlere itaat etmezsen keşke sonsuza dek yahiko timiyle kalsaydım diye dua edecek bir duruma düşebilirsin." Ama bunu söylerken onun da tam olarak emin olmadığını anlayabiliyordum. Ama sıradan bir sivilin daicho binasına götürülmesi için 3 chuunin'in görevlendirilmesi biraz saçmaydı. Yine de adamın ağlamasına dayanacak durumda değildim. Ronin "Son olarak, düşmemeye çalış. O iplerin ne kadar sıkı olduğu umrumda bile değil, bizi yavaşlatacak herhangi bir şey yapma." diye ekledikten sonra, konuşmaya başladım "Hey Ronin, bu kadar çabuk karar vermeden önce olanları adamdan dinlemeliyiz. Çünkü bu görevle ilgili beni rahatsız eden bir şeyler var." Adamın yaptığı her şey bir numara olabilirdi. Ama bu kadar içten ve umutsuz ağlayan birini dinlemeden onu zindana atmak kesinlikle benim yapabileceğim türden bir şey değildi. Ormandaki ağaçlıkların arasından yürümeye devam ederken çaresizce ağlayan adama seslendim "Kimsin, neden tutuklandın, ve sıradan biriysen neden senin için 3 chuunin görevlendirildi?" Adamı dinlemeye hazırlanırken olası saldırılar için de dikkatimi dağıtmamam lazımdı