Atarlı arkadaş sinirlenmişti bana. Baksana sinirlenmemiş olsa tutmalar, itmeler falan yapmazdı. Bir de bana deli falan dedi, kimsin dedi? Ağzına mıçtığım sen kimsin asıl? Ben köyün aşırı süper adamı, çılgınların komutanı Yui-sama' yım. Bana saygı göstereceksin köpek. Hı, ne dedin? Bu soruyu tüylü montuyla çok zengin bir adam sorsa çok iyi olur. Ama çirkin adamlara da yakışmıyor değil. Affet tanrım, bir kaşara taptım. Bu da ibretlik bir söz. Bu söz söyleyen adamın karşısında saygıyla eğilip, bağcıklarımı bağlarım. Tek el ile bağcık bağlama sanatı hakkında bir süre sonra konferans vereceğim oradan beni takip edebilirsiniz. Eğer isterseniz üç milyon takipçili sayfamdan bana ulaşabilirsiniz. Bu arada çakmalarım çıkmış item vermeyin.
Adamın boş sorularını cevaplamadan önce ağzını burnunu dağıtmam gerekiyor. Bana artistlik yaptı, bana bak. Kime? Bana... Artizlerin yeri shinobi dünyası değil, pazarlardır dostum birazdan sana bunu öğreteceğim ama birazcık acı bir şekilde olacak. Her neyse başlayalım ama başlamam için katanamı çıkarmam lazım. Götünden kan alacağım haberi yok arkadaşın. Gençliğine falan vermiyorum, hakkını kaybetti bu asi adam.
Beni çekti, itti... İşte fırsat ittiği sırada kendimi toparladığım gibi dikine karnına tepiği gömeceğim. Var ya benim tepiklerim çok etkilidir. Öyle böyle değil, inanamazsın. Zaten görmeyeceksin, yaşayacaksın benim tepiğimi. Bu adamın yaptığı daha doğrusu yapacağı gibi. Tekmeyi atabilirsem ki atarım diye düşünüyorum...
''Kovabiliyorsan, kov. Götü boklu velet seninle konuşuyorum. Yanımdaki piç ile konuşacak halim yok ya. Yol yakınken önümde eğil ve ayakkabılarımın bağını çöz sonra tekrar bağla. Yoksa akşam yemeğinde shinobi sote olacak.''. Katanamı çekip klasik pozisyona geçecektim. Kılıç rakibe kırk beş derecelik bir açı ile bakacak elbette. Bu gelen saldırılara karşı alabileceğim en iyi tedbirlerden birisi. Gelsin kavga, gelsin eğlence...