Yeni Dost, Eski Düşman

[Shiranui Kanaye]

Yine bu güzel ormanın derinliklerinde kendimi aramaktayım, ilk girdiğim zaman köyü kaybedip aradığım zamanlardaki gibi. Buralarda bir yerlere saklanıp duruyor içimdeki küçük çocuk, onun yaşındayken benim de saklandığım gibi.

Hm, kendimi bulabilecek kadar rahat bir yer bulmuş ve bağdaş kurup oturmuştum. İçimdeki ateş çakrasına odaklanıp onunla ilgili birkaç gelişim yaparak kendi gücüme güç katmak, düşmanların karşımda duramamasını sağlamak istiyordum. Eh, umarım çakra sızdırıp ormanın bu kısmını da ben yakmam da, şu Akihito densizi gibi bir hain olmam.

Odaklan, odaklan, odaklan. Fuuton enerjisinden yeni yeni ayırt edebildiğim Katon enerjisini kanalize ederek aktifleştirmeyi çakra kağıdı üzerindeki antrenmanlar sayesinde öğrenmiştim, fakat şimdi karşıma çok daha zorlu bir görev gelmişti. Hem elementi diğer elementle karıştırmadan kanalize edecek, hem de yoğurarak dışarı salınım yapacaktım. Zordu, düşmandan dost edinmek kadar zordu, fakat başarmak zorundaydım.

Gözlerimi kapatıp daha da fazla odaklanacak ve çakramı somutlaştırmaya başlayacaktım. El mühürlerine başlamıştım. Katon tekniklerinin belki de hepsi kaplan mührü ile bitiyordu. Neyse, yeni numaramı önümdeki tamamen boş olan alana doğru yapacaktım. Mühürlere başlamış ve içimden de onları mırıldanmıştım. ''Yılan-Fare-Yılan-Kaplan''

''KATON NO-'' Lan! Umarım gördüğüm canlı bizim Akane domuzu değildir. Küçüklüğümün ufak da olsa bir kısmının amına koyan, şu dövme meraklısı kız. Genel itibariyle içip içip kavga çıkınca kaçan tip. En son geninken bir kavgadan dolayı içeri girmişti hatta. Süzme mal. Ama ama ama? Bakışları bana mı kitlendi onun?

Czzz, her erkeğin korktuğu şeyler vardır değil mi? Hıh işte, şu kendini beğenmiş şey de benim sakinliğimi bozmak konusunda yetenekli sayılır. İlgi odağı olmaya bayılan şey kesin gelip yaptıklarından bahsedip kendini övdürtecek, ormana, ormanın iç kesimlerine!

Eğitimim de yarıda kaldı iyi mi, neyse ya sikerim katonu şimdi. Her yerime mürekkeple bir şeyler çizilsin istemiyorum. Ormanın iç kesimlerine doğru gitmek şimdilik şu cadıdan kaçmak için en güzel yöntem olacak sanırım. ''Shunshin no Jutsu.''

Kapalı konu

Bunu söylemeden edemeyeceğim. Kushina Vadi Ormanı'nda bensiz açılan her free için bundan sonra kira alacağım. Buralar benim.

[Miyazono Akane]

Suratıma vuran ışık beni uyandıran şey olmuştu. Etrafıma bakındığımda ormanda olduğumu fark ettim. Benim ne biçim fantezilerim var arkadaş? Hayır, bir insan neden ormanda uyur ki? Manyak mıyım lan ben? İşin iyi yanı bu sefer dün gece olanları hatırlıyorum. Bu sefer uyuşturucudan dolayı ormanda değilim, alkolden dolayı burdayım! Dün gece Ayase'yle beraber güzelce içtikten sonra ormana gelip güzel anlar yaşadık! İşin iyi yanı her şeyi hatırlıyorum! Dün gece gerçekten hareketli geçmiş. Hehehehehe~~ Bu güzel anları şuan hatırlamak istemiyorum! Böyle şeyleri daha çok yıkanırken hatırlamayı tercih ederim.

"Madem ormana gelmişim biraz gezineyim." dedim kendi kendime. Hemen ardından ormanda dolaşmaya başladım. Etrafta hiçkimse yoktu. Bu da benim gizli huylarımdan birinin açığa çıkmasına sebep olmuştu. Kendi kendine konuşma! Ne zaman tek olsam kendi kendime konuşuyorum! Ormanda uyuyorum, kendi kendime konuşuyorum, uyuşturucu içiyorum, gerçekten manyağın tekiyim değil mi?

-Ne kadar sıkıcı bir orman değil mi?
-Gerçekten hiçbir şey yok bu ormanda!
-Ne olmasını bekliyordum ki?
-Acaba ormanda benim gibi boş boş gezinip rahatlamaya çalışan insanlar var mıdır?
-Sanmıyorum, bu köyde benden başka deli yok san-

Lafımın yarıda kesilmesinin sebebi tanıdık bir yüz görmüş olmamdı! Gördüğüm kişi Keji'den başkası değil! Keji benim genin olduğum zamanlardan bir tanıdığım. Pek samimi değildik ama sanırım onunla konuşursam biraz eğlenebilirim. Ama bir dakika, onun burada ne işi var? Yoksa o da benim gibi manyağın teki mi! Hayır, hayır hatırladığım kadarıyla o öyle birisi değildi. Acaba neden buraya geldi ki? En iyisi gidip ona sormak.

Keji'ye biraz yaklaşınca o da beni fark etti. Tam ona nasıl olduğunu soracakken birden bire bana sırtını dönüp ortadan kayboldu! Yoksa az önce o küçük pezevenk benden kaçtı mı? Yok canım, kimse AKANE-SAMA'dan kaçmaz değil mi? Benim gibi güzel, alımlı bir kızdan kim kaçmak ister ki? Kısa bir süre duraksayıp etrafıma bakınınca o itin harbiden kaçtığını fark ettim! Neden kaçtı ki? Oysa ben onunla arkadaşça sohbet etmek istiyordum. Aman boşver, neden kaçtığı umrumda değil O İTİ BULUP ONUNLA KONUŞUCAM! Bugünün amacı bu! Koş kızım Akane!

Keji'nin gittiği yöne doğru büyük bir öfke ile koşmaya başlamıştım. Koşarken "NERDESİN KEJİ-CHAN!" diye bağırıyordum. "Keji-chan" ha. Eğer birine -chan eki ekliyorsam kesinlikle sinirliyim demektir! Onu hele bir bulayım SIÇICAM AĞZINA! BENDEN, AKANE-SAMA'DAN KAÇMA CÜRETİNİ NASIL GÖSTERİR!

[Shiranui Kanaye]

Akane, Akane, Akane. Umarım bir gün benim sorgu masama oturursun da hıncımı çıkarırım, illet sürtük! Ağız tadıyla antrenman yapıp ruhumu dinlendiremeyecek miyim lan ben? Ne güzel jutsu deniyordum, odaklanıyordum, ikinci elementimi açıyordum. Sonra densizin birisi geldi tabi.

Ormanın iç kısımlarında beni bulmasına imkan yok gibi görünüyor, eheh. Biraz dolaşır gider herhald-Keji-chan derken? O sürtük bana -chan diye hitap ederek koşmaya mı başladı? Delirdi, yumruğunu hissedebiliyorum. Amına koyaydım yanlış kişiye çattık iyi mi, neyse ya, sakinim. Hala güvendeyim, fakat olmayabilirim. Ormana doğru girme ihtimaline karşılık ağaçlardan birinin üstüne çıkıp saklanmıştım.

Saklanma kabiliyetimin biraz gelişmiş olması sebebiyle, beni görmemiş olacak ki gerizekalı sürtük önümden geçmişti. Fırsat bu fırsat, suratımın ortasına bir yumruk yememek adına aşağıya doğru inmiş ve misinamı çıkarmıştım. Eveet, işte bunun tam zamanı!

''Ayatsuito no Jutsu.''

Öhhü, öhhü. Akane bir ağaca bağlı kalmıştı ve ben topuklama kararı almıştım ki, onun böyle kalacağını bildiğim için biraz eğlenebilirim sanırım. Onu bağladıktan sonra önüne inecek ve onu tanımıyormuş gibi yapacağım. Karasu'mu kınından çıkarıp yana, yere paralel şekilde doğrulttuktan sonra ona bakacak ve ''Beni öldürmek için fazla dikkatsizsin, missing-nin Miyazono Akane!'' diyeceğim.

Eheheh, tepkisini cidden çok merak ediyorum. Birinin eğlence kaynağıyken, o birinin eğlence kaynağım haline gelmesi, eheheh. Karma bu oluyor sanırım.

[Shiomiya Kiyo]

Suratına çıkmayan kalemle bıyık çizdiğimden mütevellit, sevgilimden dayak yediğim bir sabahtayım. Kushina'dayım yine. Nasıl acıttı şerefsiz. Yakın dövüş falan fazla girmiyor, kaçıyor hatta ama bir koydu mu çok fena oturtuyor ha. Bir de tabi insan hemcinsi ile sevgili olmaya görsün, kavgalar böyle şiddetli oluyor. Şiddetli geçimsizlikteki şiddet değil, bildiğin kafa göz yarma şiddeti. Baktım hala üstüme tavayla geliyor, dedim "En iyisi ben topuklayayım..." Topuklamayı çok severim. Attım kendimi balkonundan pijamalarımla. Kafamı, omzumu, vurduğu her yeri tuta tuta, götüm götüm geldim sevdiğim mekanıma. Ne ağacı bilmiyorum, ağaçları ve kuş türlerini bilmem. Bana göre her ağaç kavak ağacı, her kuş da muhabbet kuşudur. Bir de kargayı biliyorum o kadar. Çıktım en güzelinden bir dala, uzandım rahatça. Zaten minnacık bebeyim, ben sığmayacağım da kim sığacak buraya?

Lakin, tam dalıyorum, gak diye bir ses geliyor, karga ötüyor bir yanımdaki dalda. Tam gevşiyorum, genin bebeleri geçiyor altımdan derken, uzun bir süre sonrasında daldım uykuya. Aslında tam dalmak da denemez, hani bir yanınız en sevdiği pastayı görür rüyasında, diğer yanınız diken üstünde olur ya, öyle bir dalmak bu. Ondandır ki eşek kadar herif seçe seçe benim uyuduğum dalı seçip tırmanınca ağaca öküz gibi bağırmadım. Hadi ben sinirden stresten zırt pırt buraya geliyorum, bu Kana-yok... Keji bebesi ne bok yemeye sürekli burada? Sürekli burada olmasını geçiyorum, NEDEN SÜREKLİ BENİMLE KARŞILAŞIYOR? Ulan ağaca saklandım ağaca be, yuh! Ne yapıyor bilmiyorum ama beni fark etmedi. Ses etmesem gider herhalde ama önümde çömelmiş duran bir bebe var. İçimdeki piçlik kabarıyor onu böyle savunmasız gördükçe. Kaldırıyorum ayakkabı giymeye fırsat bulamadığım terlikli ayaklarımdan birini, uzatıyorum bunun götüne doğru. Amacım baş parmağımla pandiklemek ama başaramıyorum. Parmağım götüyle buluşmadan aşağı iniyor. Görmediğim birilerine "Missing-nin" diyor.

Ne olduğunu anlamadan gözlerimle etrafımı taradım bir kaç saniye. Sonra aklıma kafamı aşağı çevirmek geldi. Keji sikiği gitmiş ilik gibi olmasa da fena olmayan bir hatunu bağlamış ağaca. Artık fantezi mi yapıyor bilmiyorum fakat benim bildiğim kadarıyla Bingo'da böyle bir hatun yok. Olsa bu Keji sikiği bu şekilde nasıl yakalasın amına koyayım. Zınk diye iniverdim aşağıya bunların yanına. Eminim terlikli ve pijamalı, 1.50'lik bir veledi aniden görmek ikisini de zıplatacaktır. Bence götüme katana girmediği sürece sorun yok sıçramalarında. Önce kıza iyice yakından baktım, sonra Keji'ye döndüm.

"Hacı en son kitapçığa burayı yakan mal eklenmedi mi? Yanlış hatırlamıyorsam o bir erkekti ve gördüğüm kadarıyla bu kişinin bir penisi yok."

[Miyazono Akane]

İçimde büyük bir öfkeyle ormanda koşuşturuyorum. Attığım her adımda içimdeki anlamsız öfke küçülüyordu. Her zamanki gibi öfkemi kontrol edemeyip aptalca bir şeye sinirlendim. Sanırım bu yüzden insanlar beni sevmiyor. Büyük ihtimalle Keji benden bu huyumdan dolayı kaçıyordur. Keşke onu bulup ondan özür dileyebilsem. Bi dakka lan! Ben kimseden boş yere özür dilemem! Benden kaçan o değil miydi? Özür dilemem için hiçbir sebep yok! Asıl o benden özür dilemeli. Benden kaçtığı için!

Karmaşık düşünceler içinde Keji'yi ararken bi baktım bir ip üzerime geliyor! Aman tanrım dedim! Ananı sikim! İp beni yakalayıp doğruca ağaca bağlıyor. Yine sinirleniyorum, yine öfkelerime hakim olamıyorum. Bütün gücümle beni ağaca saran ipten kurtulmaya çalışıyorum ama nafile. Ne kadar çabalarsam çabalayayım bu ipten kurtulabileceğimi sanmıyorum. Beni ağaca bağlayacak kadar yüreğe sahip olan kişi kim acaba? HELE Bİ KENDİNİ BANA GÖSTERSİN ONU AĞZINA SIÇICAM! GÖTÜNDEN KAN ALICAM O ŞEREFSİZİN!

"Beni öldürmek için fazla dikkatsizsin, missing-nin Miyazono Akane!"

Bağlı ve öfkeli bir şekilde beklerken bu sözleri işitmişti kulaklarım. Sözleri işittikten hemen sonra ağaçların arasından elinde kılıcıyla beraber Keji çıkmıştı. Bana neden missing-nin dediği hakkında hiçbir fikrim yok. Bildiğim tek şey şuan kendimi zor tuttuğum! Hele bir bu iplerden kurtulayım ağzına sıçıcam o şerefsizin! Sakin olmalıyım, bu durumda mantıklı düşünmem gerekiyor. Büyük ihtimalle benimle oyun oynuyor. Bingo kitabında adım olmadığına eminim, ayrıca son zamanlarda yaptığım her şeyi hatırlıyorum. Missing-nin olmama imkan yok! Böyle düşünmeme rağmen sinirlerime hakim olamıyorum. Önümde artist artist dikilen Keji'nin ağzına sıçmamak için kendimi zor tutuyorum! Sikicem belasını az beklesin!

Öfkeli bir şekilde Keji'ye bakarken ağacın tepesinden 1.50 boylarında kısa, artist bir çocuk inivermişti. Üzerinde pijamaları olan bu çocuk bütün öfkemi yok etmişti. Kısa boyuyla, terlikleriyle ve pijamasıyla görünüşü bana komik gelmişti. Nedensizce kahkaha atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar gelene kadar güldüm. Yeteri kadar güldükten sonra sırıtarak "Çocuk doğruyu söylüyor, beni çözsen diyorum artık?" Keji'yi dövme isteğim tamamen kaybolmuştu. Bunun nedeni gelen o çocuktu sanırım.

[Shiranui Kanaye]

Uh, uhuh, uhuhuh. Akane'yi yeterince kızdırdım ve şaşırttım gibi görünüyor. Lan, bir dakika? Ben az önce Akane'yi mi kızdırdım? Bu ip çözüldüğünde Akane'den yaklaşık üç mil uzakta olmayı dileyeceğim sanırım. Şimdiden tırsmaya başladım. Kılıcımı şöyle yavaşça kınına doğru geri götürecektim ki, arkamda bir ses duydum.

Döndüğümde gördüğüm kişiii Kiraa, Kiroo, Kisoo, Kimoo. Şey, buna yakın bir şeydi işte, heh hatırladım! Kiyo! Kiyo ama, bu kılık, bu kılık! ''Pfcsssshhğhahah.'' Terlik, pijama, garip bakan gözler ve bağladığım kişinin Akihito şerefsiziyle bir benzer noktasını aramaya çalışması, beni benden almıştı. Fakat şöyle bir durum söz konusuydu ki, iki baş belası da şu anda çok yakınımdaydı ve benim gidip antrenman yapmam gerekiyordu!

Tamam, ne yapacağımı iyi biliyorum. Antrenmanıma devam edeceğim. Kılıcımı hızlı bir şekilde kınına koyacak ve ikisini de ortama alacak şekilde şöyle bir durdum. Ardından Akane'ye dönüp ''Seni çözeceğimiz yer sorgu odası olacak, yani anlarsın ya, öttürmek anlamında çözmek.'' demiş ve hemen ardından Kiyo'ya bakıp, gülmemeye çalışarak ''Bu yeni bir missing-nin, çüksüz ve henüz kitaba eklenmedi. Neyse ki fiili bir şey yapmadan yakaladım.'' diye bir blöf atmıştım.

Yemeyecek gibi görünüyordu, çünkü konuşurken ona bakmaktan dolayı ciddi olamıyordum. Olur da Kiyo Akane'yi çözerse, sıçtım demektir. Bilincimi kaybedene kadar yumruklanmak istemiyorum, brrh.

''Tamam, şimdi sizinle yeni SS Rank tekniğimi paylaşacağım.'' diyecek ve dikkati üstüme çektikten sonra hızlıca ''Acil durum Kawarimi no Jutsu!'' diyerek yer değiştirip uzaklaşacağım.

[Shiomiya Kiyo]

Ben önlerinde biter bitmez, kız kahkaha atmaya başlamıştı ki bence haklı. Kurbağa desenli yeşil pijama altımla, mor atletim şıpıdık terliklerimle bir Kiyo görüntüsü beni de güldürürdü hani. Boyumla, kilomla dalga geçilmediği sürece insanların ne dediğini takmam ama bana çocuk denilmesine de izin verecek değilim. Hele de bunu diyen kişi ağaca bağlı bir halde ise. Bu yüzdendir ki karşımdaki hatun lafını bitirdiği anda tek elimle iki yanağını sıkıp dudaklarını büzdüm bunun, kafasını zorla kendime çevirdim. "BANA BAK LA KARI!" diye çemkirdim suratına. "Koca chuunin var lan karşında kime çocuk diyo'n sen?!" dedikten sonra, kızın neyin nesi olduğunu açıklayan Keji'ye çevirdim kafamı.

Henüz kitaba eklenmedi diyordu, yeniymiş ve de pipisizmiş hanımefendi. Kafamı tekrar çevirip, hala elimle kafasını tuttuğum kıza döndüm ve gözlerimi kısarak baktım. Ya ben bu tipi bir yerden tanıyorum... "Lan bu şey değil mi?" diye sordum Keji'ye. "Şey..." diye iyice kıza yaklaştırdım yüzümü "Mirazono Kakane! Hani hapse giren?!" diye cıvıldadım büyük bir başarıyla. Aferinini bekleyen öğrenci misali Keji'ye tekrar döndüm ancak yeni SSXXL jutsusundan bahsediyordu, Kawarimi diyordu serseri.

"YA Bİ DUR AMINA KOYAYIM!" diye terliği fırlattığım gibi boşluğa gidişini seyrettim. Oldukça hüzünlü bir şekilde yaprakların arasına düştü zaten bol gelen terliğim. "TERLİĞİ GELİRKEN GETİR KEJIIII!" diye ormanın içine bağırdım. Bildiğin beni hatunla bıraktı lan herif. Normal, hatta ifadesiz bir suratla kıza döndüm, "Ben Kiyo, memnun oldum. Memintolar da tombiktoymuş." dedikten sonra anında surat ifademi en meymenetsiz haline sokup, yanaklarını iyice sıktım.

"N'APTIN LAN SEN HAPİSTEN FALAN MI KAÇTIN YOKSA?!"

[Miyazono Akane]

Gülmeyi durduramıyorum lan! Hahahahaha! Bu tipe güneş doğmaz amk. adasdasdas. Abi bir insan neden kurbağa desenli pijama giyer? Giymek yetmezmiş gibi bir de o kıyafetlerle gelmiş ormana. Şahsen ben böyle dışarı çıkmaya utanırım. Ya ne zaman baksam gülüyorum asdasasd. İki dakika önce deli gibi sinirliydim lan, bide şimdiki halime bak. Aptalca sebeplerden dolayı sinirleniyorum, aptalca sebeplerden dolayı sinirim geçiyor. Manyağın önde gideniyim. DELİYİM LAN BEN!

Mutlu mutlu gülerken bir anda suratımda bir el hissettim. Bu küçük el kesinlikle o çocuğa aitti. Birden bire yanaklarımı sıktı. Normalde böyle bir şeye öfkelenmem gerekirken ben deliler gibi kahkaha atıyorum! Lan çocuğun beni sıkarkenki hali, bağırırken çıkardığı ses, hepsi bana komik geliyor lan! Ahahahahaha! Bu çocuk süper! Hemde chuuninmiş. Ben genin falan olduğunu düşünmüştüm. Ne olduğu önemli değil koy götüne! Hahahahaha!

Ben kahkaha atmaya devam ederken Keji bir şeyler daha salladı. Tam bir şey söyleyecekken çocuk suratımın dibine kadar yaklaşıp adımı yanlış söylemişti. Adımı söylemeye çalışırken sesi accayip komikti! Artık gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. Karnıma gülmekten dolayı ağrılar girmeye başladı. Çocuk kesin deli oldu bana! Eeee doğal, benim karşımda biri piç gibi gülse ben direk suratına yapıştırırdım! Ama sanırım o çocuk böyle birisi değil, bu benim için iyi bir şey bayağı makara yaparız herhalde.

Ben gülmeye devam ederken Keji havalı bir şeyler söyleyip saçma bir jutsu yaptı! Bu çocuk sadece kaçmak için gerekli olan jutsuları mı biliyor? Sanki benden kaçmak için doğmuş şerefsiz! Hemen çocuğun arkasından Keji bağırıp onun son bulunduğu yere doğru terliğini fırlattı. Bir de terliği geri getirmesini söylemişti arkasından. Keji gider gitmez çocuk bana doğru dönüp kendini tanıttı ve memelerimin büyük olduğunu söyledi. Çocuğun adı Kiyoymuş. Sözlerini söyledikten hemen sonra yanaklarımı daha da fazla sıktı ve saçma bir surat ifadesi takındı. Hemen ardından hapisten kaçıp kaçmadığımı sordu bağırarak. Gülesim geldi ama gülmemek için kendimi tutuyorum. Karnıma gülmekten ağrılar girdi artık, daha fazla gülmek istemiyorum! Çocuğa "Çek elini suratımdan." demeye çalıştım fakat "Çök ölönö sörötömdön" gibi bir şey çıktı ağzımdan. Umarım anlar çocuk. Eğer çocuk ne demek istediğimi anlarda elini suratımdan çekerse "Ben Miyazono Akane. Keji götünden sallıyor. Öyle bir durum olsa Keji neden kaçsın ki? Hem ben hapse gireli bayağı oldu."