[Kusa] Köy

Moderatör: Game Master

Re: [Kusa] Köy

Mesajgönderen Saitou Shinn tarih 30 Mar 2016, 01:35

Tamamen vücudunu, tekniğin akışına bırakmadan önce, giysi seçimi kadar cesur olduğu belli olan Kunoichi'nin ona doğru zıplayarak hamle yaptığını gördü. Elindeki kılıcını savurmuştu, tüm vücudunu kaplayan elektriğin avantajını kullanarak. Fakat planı başarısız olmuştu ve onun içerisinden akıp giden elektriğe karşı bir şey yapamamıştı. On metrelerce mesafeyi sadece bir saniyede katederken, sarı saçlı Kunoichi yere bir yaprak gibi süzülerek düşmekteydi. Bunun olacağını tahmin etmiyordu; Açıkçası el mührü yaptığında karşı tarafın defansa geçmesini beklerdi. Fakat en iyi defansın bazenleri saldırı olabileceği de aşikârdı. Fakat bu durum için geçerli değildi bu.

Aynı şekilde, bütün heybetiyle havada Tatane'ye doğru ilerledi. Bu formda zaten gördüğü şeyler kısıtlıydı, fakat bir çeşit el mührüne giriştiğini az çok görebiliyordu. Her ne planlıyorsa bunu bozabileceğinden emindi. Aslında bir çok şeyi yapabileceğinden emindi, belirgin olmayan tek şey bu gençlerin kan dökmeye ne kadar meraklı oluşuydu. Kendi davası uğruna, başka insanların hayattaki amaçlarını yok saydığını farketmemişti Shinn, belki de bu kaçırdığı noktayı farketse, gençlerin ona neden bu kadar çok zorluk çıkardığını bir ihtimal çözebilirdi, veya meseleyi farklı bir şekilde ele alıp olayların bu noktaya gelmesini önleyebilirdi.

Fakat onun bu tarz şeylerle kafasını yormaya vakti yoktu. Şimdilik, onun işleri bitene kadar, diğer bütün insanların amaçları, hikâyeleri ve hayatı onun için ikinci plandaydı. Bu büyük meseleyi olur da çözebilirse, belki, ufukta yürüyerek kaybolmadan önce, işlediği suçların cezasını bir şekilde kendi elleriyle çekerdi.

Tatane'nin ardında tekrar materyelleştiğinde, genç çoktan elektrik akımına kapılıp kasılmaya başlamıştı. Bunu şans bilerek planladığı gibi kafasına geçirdi tekmesini ve gencin yere yığılmasına sebebiyet verdi; Ardından acımasızca suradına bastığı ayağı ise karşı tarafı psikolojik olarak bastırma çabasının bir parçasıydı, altındaki gencin dikkatini dağıtmaktan öte. Hızlıca elini kılıcına koydu, belki de bu yapacağı ilk hata olacaktı bu karşılaşmada, fakat şansını denemesi gerekiyordu.

"Yaklaşırsanız, ölür."

Ağzından kelimeler tok ve hissiyatsız bir tonla döküldü, karşısındakilere baktığı anda. Narin Kunoichi, yerden yaralıyı sırtlamış ve uzaklaşmaya başlayacaktı, diğeri ise hala yerdeydi. Fakat Raiton chakrasının vücudunda gezinmesi, bilincinin açık olduğuna ve hala konsantrasyonunun bozulmadığına bir işaretti. Yani o da bir tehdit unsuruydu, her ne kadar yerde yatıyor da olsa.

Yarım saniye geçmişti ki, adamı sırtlayan Kunoichi, onu sessizce yere bırakarak ilk hamleyi yapan taraf olmuştu. Üzerindeki havayı çözemiyordu. Herhangi bir şekilde bir ses çıkarmamıştı Kunoichi. Diğer tezcanlı olan da konuşmamıştı, fakat onun üzerindeki kasvet daha farklıydı. Herkesin anlatılmaya ve dinlenilmeye değer bir hikâyesi olduğu gerçeği bir anlığına zihninden geçti, fakat savaşın ortasında bu tarz düşüncelere dalmaması gerektiğini bilecek kadar da deneyimliydi. Opsiyonlarını düşünmeliydi, Kunoichi daha o adamı yere bırakmadan.

Eğer Kunoichi herifi yere bıraktıktan sonra herhangi bir tehditkâr hareket olmazsa gençlerden, ayaklarının altındaki Tatane de dahil, kılıcı bırakmayı deneyecekti. İşin zor kısmı da buydu; onu bırakmak. Elini ondan çekmek ve uzaklaştırmak. Zihnindeki çığlıkları susturmak ve dirayetini korumak. Asıl savaş orada dönmekteydi. Ardından Tatane'yi bir şekilde zaptedip yaralı herifin yanına gidecekti. Onu nasıl zaptedeceğine, eğer bir sorun çıkmazsa karar verecekti.

Eğer Tatane bir şeyler denerse, sertçe ayağını suradına yapıştıracaktı ve konsantrasyonunu bozmaya çalışacaktı. Eğer ellerini ve ayaklarını kullanarak tepinirse, bu onu durdurmaya yeterdi; fakat bir teknik hazırlığına girişirse chakra yoğurma safhasını tamamen bozmak için aşırı derecede sert bir tekme atması gerekecekti, bu noktada da bir saldırıya karşı açık kalabilirdi. Riski alacaktı yine. Zaten sensör yetenekleri, eğer Tatane bir teknik kullanmayı denerse onu uyaracaktı. Böyle bir uyarıyla karşılaşırsa zaten müdahale etmesi de kolaylaşacaktı.

Eğer bir saldırı altında kalırsa, Tatane'yi zaptetmesinden önce veya sonra, kılıcını çıkaracaktı kınından. Acımadan, kavradığı kabzayı hızla çekecek ve Sukki'yi serbest bırakacaktı. Önce, tüm iradesini kontrol atlında tutarak, Tatane'nin üzerindeki hakimiyetini kaybetmeden gelecek saldırıyı bloklamayı deneyecekti. Ona doğru alan etkili bir saldırı yapmayacakları barizdi, zira altında Tatane vardı. Bu, muhtemel liderlerine zarar vermek anlamına geleceğinden mütevellit, iyi bir seçim olmazdı. Bu yüzden kişisel bir saldırı beklemekteydi. Zaten shuriken/kunai tarzı şeyler fırlatılırsa onları gayet layıkıyla bloklayabilirdi. Fakat Tatane üzerindeki hakimiyeti bir şekilde kaybolursa ve Tatane tekrar ayaklanır ve savaşa aktif olarak katılabilecek bir pozisyona gelirse, hiç onunla uğraşmayıp hızlıca yere bırakılan herifin yanında pozisyon almaya çalışacaktı Shunshin ile. Eğer o adama varmadan adamın yanında bir başka düşman belirirse, kılıcıyla acımadan onu deşecekti.

Tek derdi, kılıcı çektikten sonra olacaklardı. O'nu tekrar gün ışığıyla (her ne kadar hava kararmaya yüz tutmuş da olsa) tanıştırmak, buradaki 3 gençten dayak yemesinden veya o adamı elinden kaçırmasından daha önemli olabilirdi. Fakat başka seçeneği kalmamıştı. Eğer bu sorun çözülecekse ve bu gençler kurban edilecekse, onları bizzat kendi elleriyle idam etmeye hazırdı. Yoksa daha fazla insanın kanıyla bu topraklar yıkanacaktı ve buna izin vermeyecekti, her ne pahasına olursa olsun.
Resim
Kullanıcı avatarı
Saitou Shinn
Yalgın
Yalgın
 
Mesajlar: 8
Kayıt: 07 Eyl 2014, 22:08

Önceki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron