Gerçeklerin Ruhları

Moderatör: Game Master

Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen Yukimura Yabuko tarih 20 Mar 2016, 00:46

Shinobinin anlamı nedir? Köyün için yaşa ve aileni onurlandır. Ölümü göze alarak yapacağın işe odaklan ve daima kendini geliştir, bunu köy görecektir. Görevlerini yerine getir, arkadaşlarının sorumluluklarını üstlen. Bunların hepsi shinobi olmanın anlamı mıdır, yoksa sadece paralı asker miyiz. Resmi olarak insanları öldürüp, yaralama yetkisi verilen paralı askerlerden ne farkımız var? Ne için savaştığımızı bile bilmeden oradan oraya sürükleniyoruz, adını aldığı yağmur bile her damlasına ayrı bir yol çizen bu köyde bizim yolumuzun ne olduğunu neden kendimiz bile bilemiyoruz. Su bile yolunu kayaların içindeki çatlakları aşarak bulur ancak bizler yağmurun çocukları bile değiliz gibi hissetmemek elde değil. Oradan oraya sürükleniyoruz, rüzgar bize ne emrederse onu yapıyoruz. Yapraklar gibi, kendi iradesi olmadan sadece uçuşan yapraklar.

Yağmuru ilk defa izlediğim ve uzun zaman sonra geldiğim evimin pervazındaydım yine, güçlü olmak bu denli önemli miydi? Yanında dostlarım dediğin kişilere zarar vermeni sağlayacak kadar gözlerini kör etmek anlamına mı geliyordu. Damlalar düşerken sanki sessiz çığlıklarıyla parçalanıyorlardı, bu duruma alışmış olmam gerekirdi. İnsanlar yaşar ve insanlar ölür. Yaşadıkları sürece acı çekerler, ben acı çekmemek için güçlü olmayı denemiştim ancak kendi gücümü yüceltmek pahasına insanların hayatlarını değersizleştirmek gerçekten bu kadar önemli miydi? Beni bir kaç saniyeliğine bile kabul etmiş insanların ölümüne sebebiyet vermek. Sadece kendi başıma olmadığımı fark bile etmeden yaşamak bu kadar mı zor? Güçlü olmanın anlamı nedir...

Küçükken her şey daha kolaydı, böyle hissettiğim zamanlarda; o anlamsız durgunluk ortaya çıktığında. İnsanların dışarıdan baktığında her yerde gürültü olmasına karşılık, her yerde ışık varken gözlerinin önü zifiri parlak karanlıkla boğuduğunda o her zaman yanımdaydı. Tek başıma kalmaktan korktuğum için güçlenmek istemiştim belki de... Dirseklerime yasladığım başımı, birisi göğüsüne bastırıp kendimi kandırmama neden olsa da "Senin suçun değildi." demesini hayal etmiştim. Kendi kendimi kandıramazken başkalarına ihtiyaç duyacak kadar zayıfım. Nefesim hemen yaslandığım pervaza uzanan camda bıraktığı buharı izliyorum. Kimselerin inanamayacağı o dingin sokakları. Bir kaç gün önce olanlar sadece yakın bir anı halini almışken, hiç bir şey olmadan dönen dünya sinirimi bozuyor.

Çekilen acılara katlanmak anlamına mı gelir Shinobi? Görevin başarısı uğruna insanların ölmesi gerektiği mi, sorgulamadan. Sorgulamamak benim hatamdı belki de, sadece basit bir piyon olarak birden fazla soruna sebep olmak bile her hangi bir kalenin beni yemesi anlamına gelse de sorgulamam gerekli değil mi? Sağlıklı bir zihnim olması gerekli, her ne kadar keşişlerin öğretilerine bağlı kalmış bir dövüşçü olsam da içimdeki o anlamsız dünyevi haz tarafından boğulmuş olmak beni ne yapar? Sorularım zihnimi kirletirken ne kadar iyi bir insan olmam beklenebilir ki...

Bazı cevaplar için akademiye gitmek mantıklı diye düşünmemek elimde değil, orada her zaman birisi olur. Benim göremediğimi gören, ya da gördüğümün arkasındakileri gören. Basit bir tahtayı kaçış mekanizması olarak zihinlerimize yerleştiren birisi her zaman orada olacaktır. İntikam mı demek shinobi? Yağmurun altında açtığım şemsiyemle düşen damlaları engellemek mi demek? Belki de soğumuş mezar taşımda kimselerin göremeyeceği gizlilik saatini taşımak anlamına geliyor, sessizliğin muhabbet kuşu misali dışarıyı görüp duyarken konuşmadan altın kafesinde zihnini gerçeği görüp susmaya mı adamalı.

İntikam alınması gereken bir şey ama kimden... Kendimden mi, yoksa sebep olan olaylar dizisinden mi? Hangisi zarar verdiğim insanları mutlu ederdi, güçlenip onların yükünü omuzlanmam mı yoksa kendi canıma kıymam mı? Onlar için yaşamakta bir çeşit ölüm ancak kendimi kör ederken bunu başarmak istemem. Gözlerimin yanılmasını istemem, hayallerle yaratılmış bir dünyayı elimle parçalamak mıdır shinobi olmak? Onca hayal görüsü üstüne kurulu jutsu varken. Belki de hepsini yok saymaktır, intikam için olabileceğin en karanlığa dönüşmektir. Kenzan gibi, güç için kökün en dibine inip onu emerek koca bir ağacı kurutmaktır...

Nihayet akademiye geldiğimde normalde sahip olduğum güler yüzüm bebeksi bir makyaja dönmüştü sadece. Kendime bir yol gösterici arıyordum, akademideki öğretmenimi bulmam gerekirdi belki de... Belki de araştırma yapmam, her ne kadar istemesem de... Öğretmenlerin odasını bulup onlara "Genjutsu nedir?" diye sormak en mantıklısı, evet. Hayaller ve gerçekleri değiştiren şeylerden kaçmayı öğrenip, acı da olsa gerçekle yüzleşmeyi öğrenmem gerek. Kandırılmaktan yorulmuş zihnim için. Güzel bir başlangıç.
Resim

Künye
İsim:Yukimura Yabuko
Yaş:19
Cinsiyet:Errrkek
Element:Katon
Seviye:C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 2/10

Profil
Güç:6
Çeviklik:6
Kondisyon:6
Potansiyel:5
Varlık:3
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler
Takıntı:
Her zaman en iyisi olmaya çalışır Yabuko bu yüzden çok sayıda kavgaya girme olasılığı vardır. Aynı zamanda en güçlüsü olmaya da çalışmaktadır bu onu yanlış yerlere sürükleyebilir.
Yabancı:
Yabuko Kusagakure göçmeni bir aileye sahiptir.

Ninjutsu
Shunshin[D-rank]
Taijutsu
Suiken Stili [A-rank]
Genjutsu
-
Beceri Listesi
Şemsiye kullanımı x2
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Şemsiye bey
Ejderha salyası x2 6/6
3 Kunai
2 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yukimura Yabuko
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 17 Oca 2016, 10:43

Re: Gerçeklerin ruhları

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 20 Mar 2016, 03:57

Dört seneni harcadığın akademi binasına giriş yaparak yağmuru ve kafandaki deli soruları şimdilik geride bırakıyorsun. Öğretmenler odası sen burada okurken giriş kattaydı: Koridorun sağından döner dönmez karşına çıkan eski bir tabelanın sana gösterdiğine göre de, hala burada. Tabelanın yönlendirdiği, en az kendisi kadar eski olan bir kapıya sakin adımlarla yöneliyor ve tıklatarak içeri giriyorsun. Evet hep buradaydı bu oda da, hep böyle miydi içerisi acaba? Cam kenarındaki ufak masayı parsellemiş kart oynamakta olan iki yaşlı öğretmen, ortadaki yuvarlak masanın kenarında çok önemli sırları konuşuyormuşcasına birbirlerine sokulmuş dedikodu yapan iki kadın, en arkalarda bir yerlerde ayaklarını uzatmış tütün saran saç sakallı bir adam, onun yanında yayılmış vaziyette dergi okuyan bir başka adam... Odadaki puslu ve pis havaya bakılırsa sigara saran adam bir önceki dalını söndüreli çok uzun vakit geçmemiş olmalı. Kendi hallerinde rahat, biraz fazla rahat takılmakta olan öğretmenlerin kafalarını, sorduğun basit ve net sorunla kendine çeviriyorsun bir anlığına: "Genjutsu nedir?"

Sanki birinin böyle alakasız bir zamanda odaya girip bu soruyu yöneltmesini bekliyormuşcasına elindeki dergiyi sağına bir yerlere fırlatıyor arkadaki adam. Hızlıca doğrulup sırtını dikleştiriyor ve "Genjutsu insanın kendine yakışanı giymesidir!" diye cevap veriyor sana biraz yüksek bir sesle. Sana dönmüş olan kafalar ona dönüyor bu sefer de, ama fazla durmuyorlar bu vaziyette. Tekrar sana bakmayı tercih ederek dönüyorlar ve 5-6 saniyelik rahatsız bir sessizliğin ardından işlerine bakmaya devam ediyorlar. Camın önündeki öğretmenler "Tseh..." diyerek oyunlarına devam ediyor, tütününü sarmayı bitiren adam sigarasını yakıyor. Sadece dergi okuyan adam işine geri dönmüyor, bir de dedikodu yapan kadınlar dedikodularına devam etmiyor. Kadınlardan siyah uzun saçlı ve gözlüklü olanı suratında ekşi bir ifadeyle kalkıp arkadaşına kısık sesle "Benim A1'e gitmem lazım, dersim var." diyerek masadan uzaklaşıyor. Yanından geçip kapıdan çıkarken pffladığını ve seçemediğin söylenmeler mırıldandığını duyabiliyorsun. Gözden kaybolunca da hala sana dönük vaziyette olan tek kafaya, sana cevap vermiş olan adama dönüyorsun.

Resim

Adam.

Dönmenle de adamın sana değil de senin yanından geçmiş gitmiş olan kadının ardına baktığını fark ediyorsun. Suratında eblek ama boş bir gülümseme var. Tekrar arkasına yaslanıyor ama bunu hafif bir iç çekmeyle yapıyor, tabii ki bunu tek fark eden sensin. Gözlerinin odağı tekrar seni bulurken gülümsemesindeki boşluğu da dolduruyor ve omuz silkiyor. "Heyheyleri üzerindeyse ben ne yapayım?" diyerek fırlattığı dergiye uzanıyor, tekrar onu okumaya koyuluyor. Ayaklarını uzatıp sigara içmekte olan adamla aralarında bir boş sandalye var.

 ! Hestia yazdı:
  • Pasiflik süresi 48 saattir, daha sonra 24 olarak tekrar düzenlenebilir.
  • Konunun geçtiği vakit olarak 9-10 civarı erken saatleri düşünebilirsin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Gerçeklerin ruhları

Mesajgönderen Yukimura Yabuko tarih 20 Mar 2016, 12:34

Burası her zaman aynıydı, aynı eski gıcırdayan kalaslar; yağmuru gören yerlerin şiştiği ahşaplar. Her yer aynıydı, o garip kokusu ve çürüyen bedeniyle yaşama bir anlığına tutunan bina. Belki başlarda amacı olan shinobiliğin ölüşünü temsil eder bir şekilde dikilmiş bize bunu fısıldıyordu belki de usulca, kim bilir belki de tam tersini söylemek istiyordu bu duvarlar. Yenilenebileceğini ve daha iyisi olabileceğini, temellerinin köklü olduğunu ve güçlü olduğunu söylemek istiyordu.Asla sesini duyamayacağız ancak kuş gibi uçtuğu günler vardı, uçuşunu hatırla yaşlı bina. Gösterdiğin yeri takip edip her zaman orada olduğunu bildiğim odaya yönlendirdin beni, teşekkür ederim...

Sonunda kapıyı açtığımda içeride sanki güneşin kendini gösterdiği bir kaç saniyede oluşanlar gibi bir duman bulutu vardı. Yeni pişmiş demirin dövülmesi gibi temiz havayla verdiğim nefes halkalar halinde duman kümesini deliyordu, kirli havası zorla ciğerlerime nüfus ederken gözlerim kendini korumuş bir şekilde içeriyi süzmeye başlamıştı. Dünyayı kurtaran ve hiç bir şeyden haberi olmayan iki kadın kendi aralarında konuşurken onlardan çok daha farklı olmayan bir ilgi düzeyinde olan dergi okuyan bir adam vardı. Hemen yanı başında da dumanın sahibi olan sigaraların tanrısı başka bir tane daha yaratmakla meşguldü. Her ne kadar kendi işlerine dalıp gitmiş olsalar dahi İsa ve diğerleri benim basit soruma karşılık gözlerini bana dikmişlerdi. Belki de daha açık olmam gerektiğine dair bir işaretti; ancak sorum buydu. Gerçekte genjutsunun anlamı nedir, birisine istediğini göstermek mi yoksa beyinde olan gerçeklik mi? Gözlerim onları kırabilecek kadar güçlü ve zihnim bükülmez olabilir mi?

İnsanlar anlamını bilmedikleri şeyleri garipserler ve bana da bir ucube gibi bakmaya başlamıştı bu insanlar, ta ki dergiyi okuyan adamın hayatı boyunca beklediği soruyu sormamla sırtının dikilmesi bir olmuştu ki bana beklenmedik bir cevap vermişti. Öylesine söylenmiş bir şey miydi yoksa ciddiye mi almam gerektiği konusundaki kararsızlığım bir yana etraftaki insanların bakışları kısa süreli bir git gel yaşamıştı. Hemen peşi sıra benden bir şey bekler gibi bakan köpek bakışları kısa süre sonra sona ermişti. Herkes işine dönmüş sayılırdı, sigaraların tanrısı yeni bir tanesini çarmıha germiş buluta karışan dumana dans ederek eklenen yeni dumanlar eklemeye başlamıştı. Kadınlarsa dedikodularını yarıda kesmiş ve uzun kuzguni saçları olan dersi olduğunu söyleyerek odadan ayrılmıştı. Yanımdan geçip giderken belirsiz sözleri kulağımda yankılanmıştı ancak çok sürmeden geri dönüp baktığımda anlamsız gülümsemesiyle kendine yakışanı giyen adamı görmüştüm.

Geri yerine kurulurken derin bi iç çekme ile karşılaşmıştım, belki de o kadına dair bir düşüncesi vardı. Sonrasında beni fark edince cevaben bir şeyler söylemiş olsa da soruma hala gerçek bir cevap alamamıştım. Şemsiyemi kapatıp odaya girerken hafifçe başımı eğip selam verip tütün tanrısı ile arasındaki sandalyeye oturup "Kendine yakışanı giymeyi bilen birisine karşı nasıl savaşırım?" diyecektim adama.
Resim

Künye
İsim:Yukimura Yabuko
Yaş:19
Cinsiyet:Errrkek
Element:Katon
Seviye:C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 2/10

Profil
Güç:6
Çeviklik:6
Kondisyon:6
Potansiyel:5
Varlık:3
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler
Takıntı:
Her zaman en iyisi olmaya çalışır Yabuko bu yüzden çok sayıda kavgaya girme olasılığı vardır. Aynı zamanda en güçlüsü olmaya da çalışmaktadır bu onu yanlış yerlere sürükleyebilir.
Yabancı:
Yabuko Kusagakure göçmeni bir aileye sahiptir.

Ninjutsu
Shunshin[D-rank]
Taijutsu
Suiken Stili [A-rank]
Genjutsu
-
Beceri Listesi
Şemsiye kullanımı x2
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Şemsiye bey
Ejderha salyası x2 6/6
3 Kunai
2 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yukimura Yabuko
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 17 Oca 2016, 10:43

Re: Gerçeklerin ruhları

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 20 Mar 2016, 22:30

Okuduğu dergiden kafasını ayırmıyor adam, sen yanına otururken de, sorunu yöneltirken de. Bir süre de cevap vermiyor, öyle ki seni duyup duymadığından şüphe ediyorsun. Sorunu tekrar yöneltip yöneltmemeyi düşünürken en sonunda bir tepki veriyor, ama bakışları sen yerine, yine kadının geçip gittiği, kapatılmamış kapı üzerinde kilitleniyor. Sadece senin duyabileceğin hafif bir mırıltıyla "Savaşamazsın." diyor. Verdiği bu kısa cevabı seni bir anlığına, arayışlarına cevap alamayacağını düşündüren bir depresifliğe iterken, "Güzel giyinişi, tatlı sözleriyle seni kolayca yenerek esir alır. Sonra da en ufak hatanda işini bitirir o, bir kenara atar." diye devam edişi, adamın aslında kinaye yaptığını fark ettirerek rahatlamana sebep oluyor. Ardından bakışlarını sana çeviriyor adam, şöyle bir süzüyor. Saçlarıyla uyumlu renkteki kahverengi bakışlarının, turuncu örgünde, bebeksi suratında, şemsiyende dolandığını, simanı hafızasına kazıdığını hissedebiliyorsun. Tekrar boş bir gülümseme ediniyor adam ilk, sonra sen odaya ilk girdiğinde gösterdiği çeviklikle koltuğundan fırlayıp "MINE-SAN İYİ BİLİR GÜZEL GİYİNMEYİ!" diye bağırıyor odanın içinde. Yaşlı adamlardan biri elindeki kağıtları saçarak yerinde sıçrarken, yalnız kalmış olan kadın "Ay salak!" diye kızıyor adama aynı sıçrayışın ardından, elini savurarak.

Adam kadına doğru bir adım atıp hafifçe eğiliyor ve ses tonunu bozmadan "PEMBE HIRKASI DA NASIL YAKIŞMIŞ GÖRDÜN Dİ'Mİ TOMOMIII?" diye bağırmaya devam ediyor. Kadın "Öf çekil!" diye geriye çekilmeye çalışırken, kağıtları saçmış olan yaşlı adam sinirle toparlanıp, "Yeter ama Suzuki be!" diye söylenerek masadan kalkızlıyor. Adının Suzuki olduğunu öğrendiğin adam da el kol hareketi yaparak "Kalkmayın Bunzo-san, kalkmayın!" diyerek onu durduruyor. "Ben gidiyorum buradan, merak etmeyin..." diye devam edip kadına tekrar dönüyor; "A1 demişti değil mi?" diye sorup, bir cevap beklemeden açık olan kapıya yöneliyor.

Kapıdan çıkmadan hemen önce de durup sana bakıyor, "Gelmiyor musun Turuncu-kun?" diye sana soruyor. Tekrar bir cevap beklemeden kapıdan çıkışını tamamlıyor, o ilerlerken azalan sesinin "Gidelim Mine-san'dan öğrenelim neymiş genjutsu." dediğini duyabiliyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen Yukimura Yabuko tarih 21 Mar 2016, 00:58

Dergisinden başını kaldırmadan beni dinlemişti ve ya dinlememişti. Asla bilemeyeceğimi düşünüp bir daha sormaya hazırlanıyordum ancak belki de cevap vermeye layık görmüyordu beni. Ben de beni bu konuda layık görmezdim, yaptığım şeyi duymuşlardır belki de. Bazı insanların gülerek bazılarınınsa tiksinerek anlatacağı pek çok hikaye çıkarmıştım. Genç bir kızın cesedini bile düzgünce getirememiştim, yoldaşım dediğim kişilerden birisinin zarar görmesine sebep olmuştum. Süper Elit diye kendime taktığım o saçma lakap bile bana artık uzak geliyordu, gerçeği görmek benim için çok zordu. Keşişlerin inandığı bir tanrı olsaydım Cehalet Tanrısı olarak anılırdım. İnsanlara nasıl kör gözlerle saldıracağını ve kendini kaybetmenin tatlı şerbetini hediye ederdim. Tapınanlara cehaletin güzelliğini ve kötülüğünü öğütlerdim.

Sorum tekrar ağzımdan çıkacaktı ki, cevap gelmişti. Savaşmamın imkansızlığı tekrar yüzüme vurulmuştu, böyle garip görülerin olduğu bir dünya da kendimi koruyamayacağımı öğrenmiştim. Savaşmak istemiyordum aslında, kazanmak istiyordum. Bana savaşamayacağımı söylemişti, hata yapmamı sağlamayı amaçlıyordu genjutsu dediği gibi. Söyledikleri belki bana, belki de kinayeli olarak çıkan kadınaydı. Beni bana andıran bakışları bedenimi zihnine kazımakla meşguldü, bedenimi deşen bakışları bittikten sonra o aptal gülümesemesi ile vahşi bir hayvanın kafesine çekişi misali kulaklarımı çınlatacak şekilde bağırmıştı. Bu hareketleri bile bana kendimi izliyormuş gibi hissettiriyordu, her ne kadar üstümde ölü toprağı olsa da.

Oyun oynayan adamlardan birisi heyecandan elindeki kağıtları etrafa saçıp gözlerini heyecan faktörü ile etrafta döndürüyordu. O sırada da dünyayı kurtaran kadın iki, saçma sapan bir şekilde bağırmıştı. Bizim adamsa ona karşılık olarak normalde çok eğleneceğim bir şekilde sataşmıştı, kadın her ne kadar çekilmeye çalışsa da benim adamın duracak gibi bir hali yoktu. İzlemesi eğlenceliydi, ta ki sonunda adını öğrenip kağıtlarını saçan adamın hışmına uğrayışını hissedene kadar. Suzuki. Beni pek sallamadan çıkmıştı, derken sonunda bana da gelmemi eklemişti. Ne yapıyordum burada hala bir fikrim yok ancak söylediği şeyler ilgimi çekiyordu nedensizce...

Kapıdan çıkıp giderken peşinden koşturacaktım, azalan bir sesle bana söylediği şeyi de duymuştum. Adama "Adım Yukimura Yabuko ve genjutsuyla savaşmak istemiyorum." diyecektim sonrasında da soruma karşılık olarak bu eklemeyi yapmazsam saçma sapan bir duruma düşecektim hemen ardından soğuk bir sesle "Güzel giyinen kadını yenmek istiyorum." diyecektim.
Resim

Künye
İsim:Yukimura Yabuko
Yaş:19
Cinsiyet:Errrkek
Element:Katon
Seviye:C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 2/10

Profil
Güç:6
Çeviklik:6
Kondisyon:6
Potansiyel:5
Varlık:3
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler
Takıntı:
Her zaman en iyisi olmaya çalışır Yabuko bu yüzden çok sayıda kavgaya girme olasılığı vardır. Aynı zamanda en güçlüsü olmaya da çalışmaktadır bu onu yanlış yerlere sürükleyebilir.
Yabancı:
Yabuko Kusagakure göçmeni bir aileye sahiptir.

Ninjutsu
Shunshin[D-rank]
Taijutsu
Suiken Stili [A-rank]
Genjutsu
-
Beceri Listesi
Şemsiye kullanımı x2
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Şemsiye bey
Ejderha salyası x2 6/6
3 Kunai
2 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yukimura Yabuko
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 17 Oca 2016, 10:43

Re: Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 24 Mar 2016, 06:42

İlerlerken söylediğin cümlelerini tek kaşını kaldırarak dinliyor ilk Suzuki. Sen lafını bitirdiğinde de sırıtarak ama sessiz bir biçimde "Uuuuu!" diye eğiliyor sana doğru hafiften. Aranızdaki boy farkına, ilk defa bu hareketiyle dikkat ediyorsun; vücudunun yapısına da. Aranızda bir 10cm. fark olduğunu düşünüyorsun, kilo olarak da... Hafif olmadığı kesin, ama omuzlarının genişliğine bakılırsa gurur duyduğu bir göbeği de yok kıyafetlerinin altında. Kollarını kıvırdığı kahverengi kazağından gördüğün düzgün biçimlenmiş kolları bu düşünceni pekiştiriyor. Adamı incelediğin bu kısa saniyelerden sonra, çok basamağı olmayan bir merdivenden çıkmaya başlıyorsunuz, o sırada Suzuki "Dikkat et ama, saçını başını yolar sonra." diye devam ediyor. Güzel giyimli hanımdan bahsettiğini biliyorsun. Merdiveni çıkışınızla ilk sınıfın önüne varıyorsunuz. Deminkine göre daha ciddi bir sesle "Şimdi kadını iyi incele." diyip kapıyı çalarak içeri dalıyor Suzuki.

Onu takip etmenle, Suzuki'nin tekrar ciddiyetsizleşmiş sesiyle "Merhabalar efenim! Bir ufak sorum olacaktı!" diye bağırışı arasında, kara tahta önünde ayakta durmakta olan kadının büyümüş bakışlarına denk geliyorsun. "Ne oluyor?" dercesine bakıyorlar, belki de "Gene mi sen?" diyorlardır. "Tanrım neden ben?" de diyor olabilirler ama "Ayh Suzuki ne iyi ettin de damladın!" demedikleri kesin. Bakışlarını dile getirip "Suzuki-san, ne oluyor?" diye sorduğunda, Suzuki "Genjutsu..." diye lafa başlayıp bir adım ilerliyor kadına doğru. "...Nedir?" diye sorusunu tamamladığında ise kadın derin bir iç çekerek sabırla gözlüğünü burnunda ilerletiyor. Cevap vermek yerine bir kaç saniye sustuktan sonra da, en ön sırada oturan bir ufaklığa kalkmasını işaret ediyor ve cevabı ona verdiriyor.

Ufaklığından ve eblekliğinden senin akademiye ilk adımını attığın yaşta olduğunu tahmin ettiğin çocuk, akademide herkese öğretilen standart genjutsu tanımını ezberinden şakımaya başlıyor. Bilmediğin veya yeni duyduğun bir şeyler olmadığı için çocuk üzerinde olan ilgini kolayca kaybediyor ve Suzuki'nin sınıfa girmeden önce söylediklerini hatırlayarak bu ilgini kadına yöneltiyorsun. Öğretmenler odasında incelemeye fırsatının olmadığı simasını ve detaylarını hafızana kazımaya başlıyorsun.

Resim

Mine-san


Çocuğun şakıması bittikten sonra kollarını önünde bağdaş yaparak "Yeterli cevabı aldınız mı Suzuki-san?" diye soruyor aynı soğuklukla. Bu sırada bir başka şey dikkatini çekiyor: Yüzük parmağındaki bakır renkte, gösterişsiz bir yüzük. Sağ elinde; muhtemelen nişanlı. Suzuki attığı adımını geri alırken tüm yüzüne yayılmış en eblek sırıtışla "Elbette." diye cevap veriyor. Geriye bir adım daha attığında "Duyduğum en iyi genjutsu tanımıydı diyebilirim." diye devam ediyor. Dikkatin Suzuki'de olsa da az önce cevap vermiş olan miniğin hafiften bir neşe sıçraması yaşadığını fark edebiliyorsun gözünün kenarından. Suzuki tekrar bir geri adım atıp seni geçtiğinde ve kapıya iyice yaklaştığında son bir kez "Oldukça iyi öğretmişsiniz, Mine-san." diye laf atıyor ve sırıtışını bozmadan kapıdan geri geri seni de kendisiyle çekerek çıkıyor, kapıyı kapatıyor.

Kendinizi tekrar sınıfın önünde bulmanızla adamın sırıtışının silinmesi bir oluyor. Daha ciddi bir ifadeyle direkt senin gözlerinin içine yukarıdan yukarıdan bakan adam "Yüzüğü gördün değil mi?" diye soruyor. Cevap vermeni beklemeden kendi sağ elini kaldırıp senin gözünün önünde tutuyor. Ağzına sokacak hatta o derece. "Gördüğün üzere diğer yüzük bende değil." diyip parmaklarını hafifçe bi pıtır pıtır ettiriyor. Kadınınkilerin aksine kaba ve yüzüksüz eline baktığında "Eğer diğer tekini ben takamayacaksam..." diyerek elini indiriyor ve seni omuzlarından tutarak kendisine biraz daha yaklaştırıyor. "Başka hiçbir erkek takmamalı." diye lafını bitiriyor. Laflarını iyice idrak etmen için sana bir kaç saniye süre veriyor ve omuzlarındaki ellerini geri çekip ceplerine sokuyor. Gözlerini senden sanki senle hiç ilgilenmiyormuş gibi etrafına bakmaya başlarken, daha kısık bir sesle de "Bir çift arasına fitne fesat sokmakla ilgilenirsen eğer, başardığın takdirde sana araştırmaların konusunda oldukça yardımı dokunacak bir hediye verebilirim. Yani, sanırım, belki." diye mırmır ediyor. "Kabul edersen nasıl yapacağını anlatacağım, Turuncu-kun." diye de mırıldanmasını sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen Yukimura Yabuko tarih 24 Mar 2016, 15:45

Söylediklerim mantıklı şeyler değildi, birisi dışarıdan beni duysa ne diyor bu salak diye bakardı. İyi giyinimli kadını yenmek ve daha bir çok saçma söz aramızda şifrelenmiş bir bilgi gibiydi. Gereksiz bir kaç hareket dizisine kaldığı yerden devam etmişti, hafiften vücudunu saklayan kıyafetleri arasından baktığımda vücut yapısını tahmin etmek her ne kadar zor olsaydı da geniş omuzları ve biçimli kollarıyla bana kendisinin boş birisi olmadığını haykırıyordu bedeni. Benimki gibi vasat bir görünüme kıyasla bu adam benden çok daha yetenekli gözüküyordu ancak istediğim bilgiye sahip olup olmaması konusunda söyleyebileceğim bir şey yoktu. En başından beri beni kendine çeken bir şeyler bulmuştu ve sınıfa yaklaşırken cevabımı da alacağım gibi görünüyordu. İyi giyinimli kadındaydı aradığım cevaplar belki de, belki de onu bir metafor olacak kullanacaktık. Görmeyi heyecanla bekliyordum, her ne kadar sonu basit bir hüsran olsa dahi.

Kısa süre sonra ulaştığımız sınıfta daha önceden yanımdan rüzgar gibi gelip geçen kadın bulunuyordu, peşinden savurduğu Suzuki isimli yaprakla hiç ilgilenmese dahi iri gözleri daha da büyümüş ve burada onu görmenin şaşkınlığı ile boğulmuştu. Rahatsız olduğu kesin olan gözleri ara sıra uzun kirpikleriyle kapanıyordu ve çok geçmeden dolgun parlak dudaklarından sonunda yüzünden okunan ifade kelimelere dökülmüştü. Benim sorumu ikiye bölmüş ve ağır adımlarla kadına doğru ilerleyip sonunda tamamlamıştı. Metalik çerçeveli gözlüklerini burnunun üzürinden geri eski yerlerine kaydırmak için eliyle hafifçe itip derin bir iç çekmeden sonra zaten cevabını bildiği bir soruyu neden sorduğunu bilmeden kısa bir sessizlikten sonra sınıftaki veletlerden birini kaldırmış ve genel bir tanımı yaptırmıştı.

Her ne kadar bildiğimiz şeyleri söylese de çocuk benim merak ettiğim bunun nereye bağlanacağıydı, bilmediğim bir detay eklenmiş olmasını beklerken kadını gözümün ucuyla hafiften incelemeye başlamıştım. Suzuki bana güzel giyimli kadını incelememi söylemişti. Bakır rengi basit bir yüzük, düzgün bir cilt ve ona eşik eden dolgun dudaklar. İnce kaşlarının altına gizlenmiş iri gözler, hafif kızarmış bir çift yanak ve düzgün elmacık kemikleri. Güzel bir kadındı, o aptal gülümsemenin nereden geldiğini çokta düşünmeye gerek yok.

Aptal ses herkesin bildiğini tekrar etmesinin sonuna geldiğinde kadını incelemek için olan fırsatım da bitmişti. Soğuk davranışları aynı şekilde devam ederken sağ elindeki yüzük daha da çok dikkatimi çekmişti. Başta nerede olduğunu tam olarak kavrayamasamda bu gösterişten uzak yüzüğün bir çeşit nişanlılık simgesi olduğuna kanaat getirmeme yetmişti net görüntü. Bu sırada Suzuki işimizin bittiğini belli edercesine aptal ifadelerine geri dönerken çocuğu değil kadını övmek için kelimeye girmiş olsa dahi onca çocuğun dikkatini çekmeyen elit chuunin Yabuko o aptal veletin neşe pınarına dönüşünü görmüştü. Herkes övülmekten hoşlanır. Sonunda çıkma vaktimiz geldiğinde anlamsız bir laf atmanın eşliğinde kapıya yönelmişti. Genel saygımı bozmamak için kadına ve sınıfa hafiften eğilip öğrendiklerim için teşekkür ettikten sonra bende peşi sıra ördek yavrusu misali çıkmıştım.

Sonunda beklediğim cevabın geleceği umudunu bekliyor olsam dahi gelmemişti pekala. Yüzündeki ifadelerin silinip sonunda konunun yine kadına gelmesiyle beraber neredeyse kafamın içine sokacağı elini gösterek derdinin aslında kendisi olduğunu söylemişti. Genel gevşekliği ile hareketine başladığında benim ilgimi kaybetmesi de bir olmuştu, kadının kalbini kazanmak istiyordu. Bunun için adamı öldürmemi mi isteyecekti, ya da başka bir şey mi duymak bile istemezken bana en değerli hazineyi vermeyi teklif etmişti. Bilgi. Baştan çıkarıcı bu uyuşturucuyu duyunca ister istemez içimdeki açlık duygusu büyümüştü. Adama bakıp boş gözlerimle orta, işaret ve yüzük parmağımı göstererek "Ne istediğini bilmiyorum ancak üç şey istiyorum karşılığında. Sonrasında nasıl planladıysan o şekilde isteğini elit chuunin Yabuko yerine getirecek." diyecektim ve parmaklarımı sıra sıra açarak "İlk olarak bilginin ne olduğunu öğrenmek istiyorum, işime yaramayan bir şeyse vakit kaybetmek aptallık olur. İkincisi köyün en iyi katon kullanıcısının adını duymak istiyorum son olarakta Mine-chhi'nin kocasını öldürmem mi gerekiyor?" diyecektim, soğuk ifadem muhtemelen ciddiyetimin bayrak tutan koşucusu olacaktı.
Resim

Künye
İsim:Yukimura Yabuko
Yaş:19
Cinsiyet:Errrkek
Element:Katon
Seviye:C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 2/10

Profil
Güç:6
Çeviklik:6
Kondisyon:6
Potansiyel:5
Varlık:3
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler
Takıntı:
Her zaman en iyisi olmaya çalışır Yabuko bu yüzden çok sayıda kavgaya girme olasılığı vardır. Aynı zamanda en güçlüsü olmaya da çalışmaktadır bu onu yanlış yerlere sürükleyebilir.
Yabancı:
Yabuko Kusagakure göçmeni bir aileye sahiptir.

Ninjutsu
Shunshin[D-rank]
Taijutsu
Suiken Stili [A-rank]
Genjutsu
-
Beceri Listesi
Şemsiye kullanımı x2
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Şemsiye bey
Ejderha salyası x2 6/6
3 Kunai
2 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yukimura Yabuko
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 17 Oca 2016, 10:43

Re: Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 26 Mar 2016, 03:04

"Az laf, çok iş Turuncu-kun." diye lafa başlıyor Suzuki, söylediklerin bittiğinde. Ardından etrafının kafasının minik ama seri bir iki hareketiyle kolaçan edip fısıldar bir sesle "Öldürmek falan yok, manyak mısın sen?" diye sana çıkışıyor. Ardından da, ön gösterimini yapmış olduğu tüm bu olaylara sonunda bir açıklama getiriyor. "Benim genjutsu bilgim ancak bana yetiyor olsa da, Mine'nin bildiklerinin muazzam seviyede olduğunu söyleyebilirim." diye giriş yapıyor. Ardından yavaş adımlarla koridorda tekrar ilerlemeye başlaıyp, merdivenlere yöneliyor. Takip ediyorsun sen de onu.

"Öyle ki bu bilgisini, genjutsu yüzünden hasar almış insanlara yardım etmek için de kullanıyor." diyip sana bakıyor yürürken, merdivenlere girişmeden önce. Daha iyi anlaman için cümlesini "Yani burada mini mini birlere öğretmenlik yapmaktan ziyade, hastanede akıl hastalıkları biriminde de danışmanlık yapıyor." diyip inmeye başlıyor. "Yaklaşık bir saat sonra hastaneye gidecek, mesaisi bir buçuk saat sonra başlıyor olsa da. Genelde yarım saat önce gidip bir şeyler içer, nişanlısı ile vakit geçirir. İşte senin görevin de burada başlayacak. Nişanlısı, Mine'nin danışmanlık yaptığı koğuşta çalışan bir doktor." diye anlatırken, merdivenleri inmiş ve öğretmenler odasına giden kısa koridora tekrar girmiş oluyorsunuz. Burada adımlarını biraz daha yavaşlatıyor Suzuki. Hem senle iletişimini koparmamak, hem de düşmemek için.

"İşte senin görevin de o koğuşta başlıyor, Turuncu-kun. Öldürmek, yaralamak yok. Türlü çirkefliği kullanarak, fakat kendini veya beni belli etmeden aralarını bozmak var. Aralarına haset tohumu ekmek var. Ya o adama Mine'yi, ya da Mine'yi o adama terk ettirmek var. Aklını kullanacaksın, anlıyor musun?" diye konuşmaya devam ediyor, tam öğretmenler odasının artık kapalı olan kapısının önüne geldiğinizde de ilerlemeyi kesip son cümlelerini ve teklifini sunuyor sana. "Bir şekilde Mine'nin peşine takıl. Israrcı ve istekli davranırsan koğuştaki hastalar üzerinden, sana genjutsu konusunda yardımcı olacaktır eminim. İstediğim şeyi başarırsan da, koğuşta öğrendiklerine ek olarak, sana bir kitap vereceğim. Güzel, epey güzel bir kitap Turuncu-kun..." diyip kapıyı açıyor.

Tam içeri girdiği sırada ise kapıyı geri kapatmadan, "Akşam mesai bitimine kadar vaktin var. Katon konusunu da o zaman konuşuruz. Yani, belki." diyor. Kapıyı kapatıp, seni kapı önünde kendinle başbaşa bırakıyor.

Kapalı konu
Kabul ediyorsan eğer, Mine hastaneye gidene kadar ki olan bir saatlik boşlukta ne yaptığını anlatmanı da isteyeceğim senden. Şu an tam olarak saat 10. Mesai hastanede de, akademide de akşam 6'da bitiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Gerçeklerin Ruhları

Mesajgönderen Yukimura Yabuko tarih 27 Mar 2016, 02:06

Öldürmek ve ya yaralamak bir insanı bir diğerinden koparan en kısa çözümler değil midir? Kimse bir saniye gerisini eline alamazken, ölüm gibi katı kuralları olan bir durumu bu kadar abartıp yanlış görmeye ne gerek var. Birisi ölmüşse, ölmüştür ona hiç bir şekilde ellerin yetişemez. Bir zamanlar elini savurduğunda saçları gelen insanın yerini delirten sakin ve soğuk hava alır. Nefesin her ne kadar eskinin hüznünü taşı da gözler geleceğin aydınlığı için iyiye yormaya çalışır hayatı. O sırada neden Suzuki aydınlığı olmasın? Bunu her ne kadar reddetmiş olsa da bir plan dahilinde son sırada durmalı. Her ne kadar Mine benim asıl bilgi kaynağım olacak gibi görünse de bu adama basit bir noktada ihtiyacım bulunmakta.

Kadının asıl işi öğretmenlik değildi, belki de öyleydi ancak bir iş daha yapmaktaydı. Zihni gerçeklikten kopup zayıflamış olan insanlara yardım eden birisiydi, bir meleğin işi gibi görünse de gerçeklikten kopan bir zihin ne yapabilir? Gerçekleri gören bir ruha dönüşüp gözleri hayal dünyasını kırabilir mi? Zannetmiyorum, o kadar yetenekli bir kimse kendi beyninde hayallerinin tutsağı olup gece yattığı yatağın altındaki yaratıkları hayal eder miydi? Etmezdi, ben zayıfım ancak güçlenebilirim. Zihnim kendi karanlığında boğulmadı daha lakin bu gördüklerim bir gerçek mi ona bile karar veremez bir paranoyanın içerisindeyken yaşam bile zor geliyor.

İnsan ilişkilerinden pek anlamıyor olsam da gerekli bilgiyi almak için yapmam gereken şeyin ne olduğunu biliyorum artık. Her zaman yaptığım gibi insanların hayatını hiçe saymam bekleniyor benden. Bir shinobinin yapması gerektiği gibi; kendine çizdiği yönde önündeki tüm engelleri görmezden gelip devam etmek zorundayım. Aklımı kullanmak, bunu yapmak için fazla aptalım. İlk aklıma gelenin öldürmek olduğu düşünülürse bunu kullanamam. Kendimi belli etmememde gerekli. Belki bir kaç kıza para verir adama saldırtırım sonra da kadına gösteririm. Ne olacağını düşünmeden bir şeyler yapmak en iyisi belki de. Bu yüzden sadece geride bir yerde kalıp hastahaneye gidene kadar karşımdaki kişiyi izlemek ve hakkında bilgi edinmek en iyisi olacak. Akademinin etrafına biraz bakınıp kendime saklanacak bir yer bulduktan sonra çokta uzaktan olmasa da kadını hastahaeye kadar izlemek en iyisi gibi görünüyor.

Out: Bir saat boyunca hiç bir şey yapmadan amele gibi bekleyip izlemek daha mantıklı geldi. Gözden kaçırmayıp her detayı görmek için yanlış anlaşılmasın.
Resim

Künye
İsim:Yukimura Yabuko
Yaş:19
Cinsiyet:Errrkek
Element:Katon
Seviye:C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 2/10

Profil
Güç:6
Çeviklik:6
Kondisyon:6
Potansiyel:5
Varlık:3
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler
Takıntı:
Her zaman en iyisi olmaya çalışır Yabuko bu yüzden çok sayıda kavgaya girme olasılığı vardır. Aynı zamanda en güçlüsü olmaya da çalışmaktadır bu onu yanlış yerlere sürükleyebilir.
Yabancı:
Yabuko Kusagakure göçmeni bir aileye sahiptir.

Ninjutsu
Shunshin[D-rank]
Taijutsu
Suiken Stili [A-rank]
Genjutsu
-
Beceri Listesi
Şemsiye kullanımı x2
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Şemsiye bey
Ejderha salyası x2 6/6
3 Kunai
2 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yukimura Yabuko
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 17 Oca 2016, 10:43


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron