Shinobinin anlamı nedir? Köyün için yaşa ve aileni onurlandır. Ölümü göze alarak yapacağın işe odaklan ve daima kendini geliştir, bunu köy görecektir. Görevlerini yerine getir, arkadaşlarının sorumluluklarını üstlen. Bunların hepsi shinobi olmanın anlamı mıdır, yoksa sadece paralı asker miyiz. Resmi olarak insanları öldürüp, yaralama yetkisi verilen paralı askerlerden ne farkımız var? Ne için savaştığımızı bile bilmeden oradan oraya sürükleniyoruz, adını aldığı yağmur bile her damlasına ayrı bir yol çizen bu köyde bizim yolumuzun ne olduğunu neden kendimiz bile bilemiyoruz. Su bile yolunu kayaların içindeki çatlakları aşarak bulur ancak bizler yağmurun çocukları bile değiliz gibi hissetmemek elde değil. Oradan oraya sürükleniyoruz, rüzgar bize ne emrederse onu yapıyoruz. Yapraklar gibi, kendi iradesi olmadan sadece uçuşan yapraklar.
Yağmuru ilk defa izlediğim ve uzun zaman sonra geldiğim evimin pervazındaydım yine, güçlü olmak bu denli önemli miydi? Yanında dostlarım dediğin kişilere zarar vermeni sağlayacak kadar gözlerini kör etmek anlamına mı geliyordu. Damlalar düşerken sanki sessiz çığlıklarıyla parçalanıyorlardı, bu duruma alışmış olmam gerekirdi. İnsanlar yaşar ve insanlar ölür. Yaşadıkları sürece acı çekerler, ben acı çekmemek için güçlü olmayı denemiştim ancak kendi gücümü yüceltmek pahasına insanların hayatlarını değersizleştirmek gerçekten bu kadar önemli miydi? Beni bir kaç saniyeliğine bile kabul etmiş insanların ölümüne sebebiyet vermek. Sadece kendi başıma olmadığımı fark bile etmeden yaşamak bu kadar mı zor? Güçlü olmanın anlamı nedir...
Küçükken her şey daha kolaydı, böyle hissettiğim zamanlarda; o anlamsız durgunluk ortaya çıktığında. İnsanların dışarıdan baktığında her yerde gürültü olmasına karşılık, her yerde ışık varken gözlerinin önü zifiri parlak karanlıkla boğuduğunda o her zaman yanımdaydı. Tek başıma kalmaktan korktuğum için güçlenmek istemiştim belki de... Dirseklerime yasladığım başımı, birisi göğüsüne bastırıp kendimi kandırmama neden olsa da "Senin suçun değildi." demesini hayal etmiştim. Kendi kendimi kandıramazken başkalarına ihtiyaç duyacak kadar zayıfım. Nefesim hemen yaslandığım pervaza uzanan camda bıraktığı buharı izliyorum. Kimselerin inanamayacağı o dingin sokakları. Bir kaç gün önce olanlar sadece yakın bir anı halini almışken, hiç bir şey olmadan dönen dünya sinirimi bozuyor.
Çekilen acılara katlanmak anlamına mı gelir Shinobi? Görevin başarısı uğruna insanların ölmesi gerektiği mi, sorgulamadan. Sorgulamamak benim hatamdı belki de, sadece basit bir piyon olarak birden fazla soruna sebep olmak bile her hangi bir kalenin beni yemesi anlamına gelse de sorgulamam gerekli değil mi? Sağlıklı bir zihnim olması gerekli, her ne kadar keşişlerin öğretilerine bağlı kalmış bir dövüşçü olsam da içimdeki o anlamsız dünyevi haz tarafından boğulmuş olmak beni ne yapar? Sorularım zihnimi kirletirken ne kadar iyi bir insan olmam beklenebilir ki...
Bazı cevaplar için akademiye gitmek mantıklı diye düşünmemek elimde değil, orada her zaman birisi olur. Benim göremediğimi gören, ya da gördüğümün arkasındakileri gören. Basit bir tahtayı kaçış mekanizması olarak zihinlerimize yerleştiren birisi her zaman orada olacaktır. İntikam mı demek shinobi? Yağmurun altında açtığım şemsiyemle düşen damlaları engellemek mi demek? Belki de soğumuş mezar taşımda kimselerin göremeyeceği gizlilik saatini taşımak anlamına geliyor, sessizliğin muhabbet kuşu misali dışarıyı görüp duyarken konuşmadan altın kafesinde zihnini gerçeği görüp susmaya mı adamalı.
İntikam alınması gereken bir şey ama kimden... Kendimden mi, yoksa sebep olan olaylar dizisinden mi? Hangisi zarar verdiğim insanları mutlu ederdi, güçlenip onların yükünü omuzlanmam mı yoksa kendi canıma kıymam mı? Onlar için yaşamakta bir çeşit ölüm ancak kendimi kör ederken bunu başarmak istemem. Gözlerimin yanılmasını istemem, hayallerle yaratılmış bir dünyayı elimle parçalamak mıdır shinobi olmak? Onca hayal görüsü üstüne kurulu jutsu varken. Belki de hepsini yok saymaktır, intikam için olabileceğin en karanlığa dönüşmektir. Kenzan gibi, güç için kökün en dibine inip onu emerek koca bir ağacı kurutmaktır...
Nihayet akademiye geldiğimde normalde sahip olduğum güler yüzüm bebeksi bir makyaja dönmüştü sadece. Kendime bir yol gösterici arıyordum, akademideki öğretmenimi bulmam gerekirdi belki de... Belki de araştırma yapmam, her ne kadar istemesem de... Öğretmenlerin odasını bulup onlara "Genjutsu nedir?" diye sormak en mantıklısı, evet. Hayaller ve gerçekleri değiştiren şeylerden kaçmayı öğrenip, acı da olsa gerçekle yüzleşmeyi öğrenmem gerek. Kandırılmaktan yorulmuş zihnim için. Güzel bir başlangıç.