Günün büyük bir çoğunluğunda kendisine eşlik eden tek arkadaşı yağmur, istirahate çekilmişti. Kapşonunu açtı ve saatlerdir kapalı kalan kuru saçlarının rüzgar esintisi ile birlikte dans etmesine izin verdi. Oluşan hava akımı cildine masaj yaparken etrafta olan biteni izliyordu. Çevresinden akan kalabalığı, yağmurun dinmesiyle rahat rahat yuvalarından ayrılıp yemek arayışına çıkan hayvanları, kendileri için özel olarak yerleştirilmiş platformlarda yürüyen shinobileri izledi. Yanlarından geçerken zemin kattaki apartman dairelerinin açılmış olan pencerelerinden içeriye göz atmayı da ihmal etmedi. Sıradan bir Amegakure günüydü işte. Güneş her zamanki gibi bulutların heybeti karşısında yenik düşmüş, üstüne bir de gökyüzünü sarmalayan borular ve kablolar yerküreye ışınlarını ulaştırmasına engel olmuştu.
Ori ise yalnızlığın verdiği huzuru ciğerlerine çekerek sallana sallana yürürken, kendisine göz ucuyla bakanlara acıyla karışık tebessümler yayıyordu. En son çıktığı yorucu görevin ardından köy yönetimi kendisine dinlenmesi için birkaç günlük süre vermişti ve o da bu süreyi evde boş boş oturmaktansa yağmur altında eğlenerek geçirmeyi tercih etmişti ama artık arkadaşı onu yalnız bıraktığına göre dışarıda yapabileceği başka bir şey gelmiyordu aklına. Hem dışarıda soğuk yağmur altında geçirdiği zamanın ardından bir duş alıp sıcak bir şeyler yudumlarken annesinin kitaplarından birini okumak bir anlığına daha ilgi çekici gelmişti. Gözleri yavaş yavaş eteğinin gölgelediği çamur içinde kalmış bacaklarına kaydı. Kurumuş çamur parçaları beyaz cildinin üstünde sırıtıyordu adeta. Eve dönme fikri yapabileceği en doğru hareketti şu an için.
O sırada iki apartmanının arasına yığılmış çöplerin üstünde bir insan bedeni çarptı gözüne. Göğsünün bir aşağı bir yukarı hareket etmesinden yaşıyor olduğu çıkarımını yaptığından dolayı umursamadan yanından geçip gitmeyi düşündü ancak yapamadı. Yapmak istemedi. Kendisi bu kadar iyi durumdayken bir başkasının böylesine sefil bir hayat sürüyor olmasını umursamadan edemedi. Annesi ona böyle mi öğretmişti? Bir kitabında okuduğu birkaç söz yankılandı zihninde.
İnsanlar, yardım yaparsa yardım alır,
İnsanlar, dostluk yaparsa dost olur,
İnsanlar, başkalarını sevgi beslerse sevgi görür,
İnsanlar, insan sevgisi ile yaşar.
İstemsizce birkaç adım attı o tarafa doğru. En baştaki tereddütten eser yoktu şimdi adımlarında. Yakınlaştıkça karşısındaki kişinin turuncu saçları ve bir erkek olduğuna dair belirtiler ön plana çıkmaya başlamıştı. Sonunda yanına vardığında ne yapması gerektiğini bilmediğini fark etti. Olduğu yerde üstünün kirlenmesine aldırmadan dizlerinin üstüne çöktü ve eteğinin malum yerlerini kapattığına emin olduktan sonra çocuğun göğsüne bastırdı işaret parmağı ile. Daha çok uyanması için yaptığı bir dürtme gibiydi bu.