[Kusa] Köprü Tadilatı

[Kazeshini Raijin]

Köprüyü inceledikten sonra gördüğüm şeyler beni hızla düşüncelere itti. Basit ancak sorun yaratacak düşünceler... Çalışan insanların hayatını tehlikeye sokup böyle bir patlatma yaratmak isteyen biri/birileri var. Bunun sebebi ya siyasi ya otorite ya da bunlara yakın şeylerdir. Aklıma ilk bunların gelmesinin sebebi sık yaşanan şeyler olduğu için. Bir grup haydut veya mafya da olabilir. Kim bilir demek isterdim ama diyemiyorum çünkü yakında bunun cevabını öğreneceğim, şüphem yok. Kasıtlı olarak patlamanın yapılması önceden hazırlanmış olduğunu gösteriyor. Gelen kalabalık grup ile şüphelerimin daha çok artıyor. Shikibanzo ve Ko oradan gelenler ile ilgilenecektir. Bense arka planda kalmaya devam edip zamanı gelince atlamayı planlıyorum.


Olduğum yerde yavaşça dönüp etrafımı incelemeye başladım. Shikibanzo ve Ko'nun olduğu yerler değil, diğer boş ve dikkat edilmemiş noktalara. O ikisine nazaran bu işçilerin yanında olduğum için şuan sadece incelemekle yetiniyorum ama bunun meyvelerini daha sonra alacağımdan eminim. Diğer taraftan gelenler belki bir dikkat dağıtma taktiği olabilir. Dikkat etmediğimiz yerden vurma ihtimallerini göz önüne alınca dikkatimi boşta kalan yerlere vererek kendimi yavaştan hazırda tutmaya başladım. Tehlike yaklaştıkça kendimi kafesimin açılmış gibi hissetmemi sağlıyor. Özgürlüğe geçici olarak eline geçirip savaş naraları atarak rakiplerini parçalayan bir aslan edası... Shikibanzo'nun dediklerine karşı gelen kalabalığın ne diyeceğini merakla bekliyorum. Aklımda ise ilk fırsatta bu patlamanın hazırlanmış olduğu iletmek var. Soğukkanlılığımı kaybetmeden kalabalıktan gelecek cevabı bekleyip bir yandan da etrafa bakıp olası tehlikeleri beklemeye devam ettim.

[GM - Naruto]

Shikibanzo: Size doğru gelmekte olan kalabalık grubuna uyarını yaptıktan sonra, gelen grubun birden durduğunu görüyorsun. Ancak içindeki şüpheleri yenebilmen için bu yeterli olmuyor ve uyarılarda bulunmaya devam ediyorsun. Senin söyleyeceklerin noktalandığında ise kalabalık gruptan bir kişi birkaç adım öne çıkıyor ve "Buraya gelme sebebimiz merakımızdan değil, sizlere yardım etmek istememizden dolayıdır shinobi-san. Eğer yardım edebileceğimiz bir şey varsa buna hazırız. Ama size ayak bağı olacağımızı düşünüyorsanız, buradan gidebiliriz." diyor. Adamın bu dediklerine tüm grubun katıldığını görmek mümkün. Başlangıçta bir tehdit olarak görünen grubun şu anki haline bakılırsa tamamen yardım etme niyetindeler gibi durmakta. Ancak ne olursa olsun, bir shinobi olduğun için, basit cümlelere inanıp inanmamanın zorluğunu da tadıyorsun.

Ko: Gelmekte olan at arabalarına biraz yaklaşmanın ardından, onların duyabileceği bir şekilde konuşmanı yapıyorsun. Senin bu konuşmalarının ardından ise at arabaları size biraz daha yaklaşarak duruyorlar. At arabasını kullanan kişi bulunduğu yerden aşağıya iniyor ve "Ateş Ülkesi'ne sadece yük taşıyoruz. Arabamızı kontrol edebilirsiniz." diye bağırıyor. Hemen ardından da arabaların üstlerini açıyorlar ve arabaların arkasında, ikişer tane olmak üzere, toplamda dört adet, çok da büyük olmayan kapalı kutular görüyorsun. Bu kutular tamamen el yapımı duran ve ucuz olduğu her halinden belli olan kutular. İster istemez kutuların içindekileri merak ediyorsun ve sanki aranızda az bir mesafe olan at arabalı grup bunu anlamış olacak ki, hemen kutuları açıyorlar ve içinde birkaç parça et çıkarıp sallıyorlar. Bu esnada da "Sadece kuzu eti taşıyoruz. Buraya gelip kendiniz de bakabilirsiniz." diyor at arabasını süren kişi.

Raijin: Shikibanzo'nun tarafından gelen konuşmaları duyuyorsun ve sen de pek bu gruba karşı inançlı durmuyorsun. Bu esnada da etrafına bakınıyor, ancak en ufak bir canlının varlığına şahit olamıyorsun. Bu sebeple hem Shikibanzo'nun hem de Ko'nun bulunduğu noktadan aynı anda gelmekte olan kişilerin olması, senin kafanda komplo teorileri yaratmana sebep oluyor. İşçiler birbirlerine yardım ederlerken, artık üstlerinde o neşeli tavırlarının olmadığını da görüyorsun. Bazı işçiler oldukları yerde dertli bir şekilde otururlarken, bazıları ise malzemelerin olduğu yerde yatmakta olan arkadaşlarına yardım ediyorlar. Yaralı işçilerin durumu kötü durmasa da, psikolojik olarak yaşadıkları ile sarsılmış durmaktalar. Bu durum ise işçilerin her birine işlemiş ve her biri de bu çöküntüyü yaşıyor durumda. Tam bu esnada ise gözlerine ilişen bir işçi dikkatini çekiyor. Herkesin çöküntüsüne rağmen gülen bir işçi! Tam bu anda o işçi ile göz göze geliyorsun ve işçinin gülümsemesi ile başından aşağıya kaynar sular dökülüyor! Malzemelerin bulunduğu kısımdan uzakta duran bu işçi, gülümsemesi ile birlikte yılan mührü yapıyor ve bakışları malzemelerin bulunduğu yere kayıyor. Senin bakışların da onunkileri takip ederken, malzemelerin bulunduğu noktada büyük bir patlama oluşuyor! Etrafa dağılan metal ve insan parçaları yanından hızla geçip giderken, oluşan toz sebebi ile de görüşün sıfıra iniyor. Patlamadan yara almamış olsan bile, bulunduğun noktada durmaya devam etmen halinde, vücuduna metal parçalarının isabet etmesinin olası olduğunun ise gayet farkındasın.

Ko ve Shikibanzo: Sizler tam kafanızdaki işleri yapmaya koyulurken, ikiniz de duyduğunuz patlama sesi ile irkiliyorsunuz. Karşınızdaki kişiler de aynen sizin gibi bu seslerden irkilirken, Shikibanzo'nun karşısındaki gruptan birkaç kişi geldiklerini noktaya doğru kaçmaya başlıyor. Ko'nun bulunduğu noktadakiler ise, korku ile at arabalarının arkalarına geçiyorlar sadece.

[Kon Ko]

Hassiktir! Ulan ikinci kez patlama oldu! Abov, hem de işçilerin orada oldu patlama. Ulan kalleşler! Bir bulursam belanızı sikeceğim sizin!

Arabalardan şüphelendik ama adamlar temiz çıktı. Şansım var ki olaylar olduğu sırada buradaydım. Yoksa ben de patlar giderdim. O yüzden adamlara teşekkür etmem gerekir ama hiç zamanım yok. "Yerinizde bekleyip kendinize dikkat edin!" Şahit falan gerekirse bu adamlara ihtiyacımız olur.

Gitti güzelim işçi, emekçi kardeşlerim. Hemen bir depar atıp olay yerine gideceğim. Nereden geldi o patlama? Sinirlendim mi üzüldüm mü ne hissediyorum benim de aklım karıştı. Adrenalinim yükseliyor gibi, bir boka yarasa bari.

Ulan hayata bak be, ne zaman nasıl öleceğini tahmin etmek imkansız. Yani tamam, zaten normalde de imkansız ama köprü onaracağım diye gelip patlamaya kurban gitmek de çok kötü be. Kafana ağaç düşmesi ya da altından geçtiğin köprünün kafana yıkılması gibi. Öngörülemez ve ne olduğunu anlamadan ölümüne sebebiyet veren bir şey. Bala yaşıyoruz vallahi.

Adını hala sormadığım öteki eleman! Kasumikage dediydi, neydi neydi... Raijin! Onun ne olup bittiği hakkında fikri olabilir. Buradan hala canlı gözüküyor. Ben de en yakın güvenli mesafeye gidip ortalığa bir göz atacağım. Bu sırada da "Raijin, iyi misin? Ne olduğunu gördün mü?" diye sorularımı da soracağım.

[Kasumikage Shikibanzo]

Gelenler sahiden de köylüler gibi duruyordu. Kasumikage konuşmasını yaptıktan sonra kendilerini izah etmişler ve durarak Kasumikage'nin onları aramasını beklemeye koyulmuşlardı. Genede hafif paranoyası devam ediyordu Kasumikage'nin. Onların üstlerini arayacak ve tehdit oluşturabilecek bir şey olmadığını anladığı vakit geçmelerine izin verecekti. Hem onların yardımları ile işçiler çabuk toparlanabilir, hem de basit taşıma işlerini gönüllü olarak yapabilirlerdi. Gayet makul gelmişti bu fikir aklına yattığında Kasumikage'nin. Elini wakizashisinin üstünden çekmiş ve sevecen adımlarla adamlara doğru yürümeye başlamıştı...

Daha ikinci adımını atmışken arka tarafından gelen yeni bir patlama sesi ile olduğu yere çakılmıştı genç shinobi. Ne olduğunu anlayamadan refleks olarak wakizashisini çıkarmış ve arkasına dönmüştü. Gördüğü manzara şok etmişti onu. Durmuştu olduğu yerde. İşçilerin bulunduğu bölgede bir patlama daha olmuştu. Acaba işçilerin durumu nasıldı? Raijin-san ne durumdaydı? Gene kafasında çok fazla soru işareti oluşmuşken, gelen köylü grubundan bazıları kaçmaya başlamışlardı bile. En doğrusunu yapıyorlardı ona göre. Kaçmalılar ve bu tehlikeli durumdan kurtulmalılardı. Kimsenin canı boş yere harcanacak kadar değersiz değildi. Vücudunun salgıladığı adrenalin sayesinde refleksleri hızlanmıştı sanki. Daha ilk köylü kaçmak için adım attığında refleks olarak tekrar onlara dönüş ve wakizashisini sanki birisi ona koşuyormuşcasına karşısındaki korkmuş kalabalığa doğrultmuştu. İstemsiz yapmıştı bunu. Zaten fark ettiği anda elini indirerek biraz olsun onları rahatlatmaya çalışmış ancak hemen konuşmaya girerek bunun büyük ihtimalle pek işe yaramamasına yol açmıştı...

''HEMEN GİDİN BURADAN! BOŞ YERE CANINIZI TEHLİKEYE ATMANIZA GEREK YOK! KÖPRÜYE SALDIRI OLMAKTA. KAÇABİLDİĞİNİZ KADAR HIZLI KAÇIN!!''

Sözleri bittiğinde hemen patlamanın olduğu yere koşmaya başlamıştı. Ancak gene içindeki paranoyaklık ortaya çıkmıştı. Bu yüzden arkasına bakarak koşuyor ve tüm köylülerin kaçtığını görmeyi arzuluyordu. Onların üstünü arayamamıştı. Halen aralarında düşman olabilir düşüncesi ile korku dolu gözler ile onları izliyordu. Eğer aralarında kaçmayan ve o yöne gelmeye devam eden olacaksa saldıracaktı. Öldürmeye değil, etkisiz hale getirmeye çalışacak ve bu işin arkasında kimin olduğunu öğrenmeye çalışacaktı. Eğer tüm köylüler kaçıyorlar ise bunu gördüğü gibi tekrar patlamaya doğru çevirecek kafasını ve son hız koşmaya başlayarak Raijin'e ulaşmaya çalışacaktı.

Aklında iki büyük soru işareti vardı. Köylülerin arasında düşman var mı? Raijin-san iyi durumda mı?

[Kazeshini Raijin]

İkinci patlama... Daha ilk patlamanın gizemi çözülmemişken ikinci patlama her şeyi ortaya sermiş oldu benim için. Planlı bir şekilde köprünün ortası patlatılmıştı. Şimdi ise göz göze geldiğim kişinin yaptığı el hareketi ile ikinci patlama gerçekleşti. Nasıl bu kadar kör olabilirim nasıl ? Bu aptal dolusu gruptan neden şüphe duymadım bilmiyorum. Bu kadar aptal olmalarından dolayıdır belki de ? Diğer patlamadan SONRA havada uçuşan metal ve insan parçaları ile içimdeki sinir iyice harlandı. Yaralanmamak üzere ile hafif bir chakrayı ayağıma topladım ve hızlıca geriye doğru sıçradım. Sıçrarken ise gözüm adamın olası kaçış yolunu kestirerek kendime hedef yaptım. Toz bulutunu fırsat bilip hızlıca tüymeyi planlıyor olabilir.


Ayaklarım tekrar yere bastığı gibi soldan sağa kavisli bir şekilde hızlıca koşmaya başladım. Bu şekilde üstüme herhangi metal parçası gelmez. Adamın bulunduğu yeri biliyorum ancak artık orada durmayacak,kaçacak. Kaçış yönü bana doğru olmayacağına göre tam karşı tarafımdan devam edecek olmalı.Normal biri değil, yakalamak için hızlı olmam gerektiğini biliyorum. Bu yüzden olabilecek en iyi şekilde koşmaya devam ettim. Gözüm ise adamı arıyor. Belki bir ayak izi, kırık bir dal ne olursa. Onun için kaçış yolu yok artık. Aslan salındı ve avına kitlendi. Kurtulması için ihtiyacı olan tek şey şans. Koşmam sırasında bağırarak diğerlerine seslendim. Koştuğum için sesim git gide onlardan uzaklaşabilirdi. O yüzden yüksek bir ton ile bağırdım. ''İŞÇİLERİN ARASINA KARIŞMIŞ BİRİ VARDI. KÖYLÜLER VE ATLI ARABADA DAHİL TEMKİNLİ OLUN. '' Bunları demem bir süre için yeterli olacaktır sanırım. Artık tüm dikkatimi o adamı bulmaya verebilirim. Hızımın yetersiz kaldığını düşündüğüm anda Raiton no Yoroi bile açabilirim.

[GM - Naruto]

Ko ve Shikibanzo oldukları noktayı terk edip, Raijin'in de içinde bulunduğu ikinci patlama noktasına doğru harekete geçiyor hızla. Bu esnada Raijin de harekete geçiyor ve bağırtısı ile çevresindekileri bilgilendiriyor. Ko geri dönüşü sırasında at arabalarının, Shikibanzo ise köylülerin hareket etmediğini net bir şekilde görebiliyor. Bu sayede daha hızlı bir ilerleme ile olay yerine varıyorlar.

Raijin ise patlayıcıların sorumlusu olduğunu düşündüğü işçinin olası kaçış yoluna doğru hızla harekete geçiyor. İlk hamlesi ile kendisini yaralanmaktan kurtarmış olsa da, bu ona ufak bir zaman kaybı olarak geri dönüyor. Kavisli hareketine başladığında ise, toz bulutunun arasından hızla fırlayan işçiyi net bir şekilde görebiliyor. Hızını daha da arttıran Raijin, kaçan işçinin kendisi kadar hızlı olmadığını görüyor ve bu sebeple de Raiton no Yoroi'yi aktif hale getirme gereği duymuyor. Kısa süreli bir takibin ardından ise, Raijin tüm cesaretini toplayarak işçinin arkasından, işçinin beline doğru zıplıyor ve onu tek bir hamlede yakalayarak yere düşürmeyi başarıyor. Birkaç tur birlikte takla atmalarının ardından ise, işçi ile Raijin birbirinden ayrılıyor. İşçi büyük bir hızla ayağa fırlarken, Raijin de ayağa kalkıyor ve tam hamlesini yapacakken, işçinin kıyafetini açması ile olduğu yerde duruyor! İşçinin tamamen patlayıcı parşömenlerle çevrilmiş vücudu karşısında hareketsiz kalan Raijin, temkinli bir şekilde olduğu yerde beklerken, işçi "Buraya iki patlama yaratıp sonra kaçabileceğimi düşünerek gelmemiştim zaten! Şimdi ya geçip gitmeme izin ver ya da benimle birlikte burada öl aşağılık shinobi!" diye haykırıyor. Bunu yaparken de zevkten dört köşe olmuş gibi gülüyor ve gözleri de neredeyse yuvalarından çıkmış gibi duruyor. Raijin önündeki bu zorlu engeli aşmak için düşünmeye geçerken, işçi ile arasında 10 metreden az bir mesafe olduğunu görüyor.

Tüm bunlar yaşanırken, olay yerindeki toz bulutu yerini eski dinginliğine bırakıyor. Etraf tamamen darmadağın bir hal almışken, Ko ve Shikibanzo dağılan toz bulutu sonrası olayı vahametini görüyor. İşçilerin büyük çoğunluğu yerde hareketsiz ve bazı uzuvları tamamen kopmuş bir şekilde yatarken, bazıları ise büyük acı ile inliyorlar. Bu inleyenlerin durumlarına bakılırsa, yaşamalarının mucize olduğunu söylemek mümkün. Öte yandan toz bulutunun dağılması ile Ko ve Shikibanzo Raijin'i ve karşısında duran işçiyi de net bir şekilde görebiliyor. İşçinin arkası olay yerine dönükken, tam karşısında Raijin bulunuyor. Ko ve Shikibanzo ile bu işçi arasındaki mesafe de aşağı yukarı 25 metre kadar.

[Kazeshini Raijin]

Oluşan patlamaların sebebi kesinlikle bu işçi. Kendi ağzından da duyduğum için artık en ufak bir acıma durumum olamaz. Ancak neden yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yok. İçten içe merak ediyorum nedenini. Öğrenmeli miyim ? Emin değilim ancak öğrenmek istiyorum bahanesi ile etkisiz hale getirecek bir şeyler yapabilirim. Kendisi de hayatta kalmayı planlamıyor. Bu yüzden patlamadan uzaklaşmaya hazır olmalıyım. Üstüme tüm sakinliğimi örtü olarak kullanıp derin ve sakin bir nefes çektim içime. Sol elimi durmasını işaret edecek şekilde yavaşça uzattım. '' Tamam sakin ol.'' dedim. İlk olarak sol elimi ona doğru uzattığım için sağ elimi shurikenlere uzatmak biraz kolay olacak. Daha kolay hale getirmek için ise sağ elimi görmemesi amacıyla sol ayağımla ileri sakin bir adım attım. Böylece vücudum sağ tarafı arkada kalacak. '' Ölmeye hazırsın anladım ancak bunları neden yaptığını söyle? Neden insanların hayatlarıyla oynadın ?'' Sözlerimi söylerken hem biraz dikkatini dağıtabilirim hem de vereceği cevaba göre hareket edebilirim. Vereceği cevaptan psikolojik olarak nerede olduğunu ve yapacağım hamle konusunda net bir karar vermem mümkün olacak. Psikoloji uzmanı değilim ancak böyle bir durumdaki adamla konuşurken bir kaç anlam çıkarabileceğimi biliyorum. Son cümlemi söyledikten hemen sonra saliselik olarak kafamı arkaya çevirip hemen önüme döndüm. Vücudum yan durduğu için sağ elimle yavaşça üç tane shurikeni parmaklarımın arasına almaya yeltendim. Şuanlık bu yavaş hareketim ile bir şey yapmayacağım. Verdiği cevabı merakla bekliyorum. Eğer cevap verme gibi bir durum söz konusu olmaz ise yani direk patlamaya yeltenirse büyük bir tehlike altına girerim. Patlamadan uzağa arkama doğru kaçarken Raiton no Yoroi açabilirim ancak ne kadar etkili bir şey olur hiçbir fikrim yok.

[Kon Ko]

Ulan! Kaç yıllık shinobiyim, yine de bu manzara pek alışılmadık bir manzara. Bu adamları bu halde görmek koyuyor bana. Bu kadar kan revan... Fazla geliyor bana sanki. Dayak işi zevkli ama ben bu tarz şeyler için fazla yufka yürekliyim sanırım.

Neyse ne! Şu an ne yapabileceğime bakmalıyım. Şöyle bir bakındım ve ne göreyim! Raijin'in karşısında bir herif var. Anam, patlayıcı mı onlar!? Ulan kanı bozuk, ulan namussuz! ... Şu an yeni bir şey fark ettim. İçimden bu adamı paramparça etmek geldi. Ama adamın kanının elime bulaştığı anı hayalimde canlandırdığımda bundan da pek hoşlanmadığımı fark ettim. Duygularımı yoğun yaşadığım için genelde çabucak sinirlenirim falan ama fosum lan... Bende o soğuk kanlılık pek yok. Zaten öküz gibi adam adamın arkasında gizlice saldıracak değilim. Yaralıları hana taşıma işini alacağım ben.

Kasumikage'ye "İşçileri hana götüreceğim, buralar size emanet. İşim biter bitmez geleceğim." diyerek onu bilgilendireceğim önce. Ardından arabalara elimle gelmelerini işaret edeceğim. Bağırmak istemiyorum çünkü adam belki olayın hızından bizi unutmuştur, bu fırsatı berbat etmek istemem. Arabalar gelince de nakliyatı hızla boşaltıp yaralıları arabalara koyacağım. Arabaların sorumlusu arkadaşların da yardımını isteyeceğim tabi. Olabildiğince hassas olacağım. Önce bir arabaya durumu ağır olanları koyup o arabayı önden yollayacağım. Ötekine de yaşama ihtimali daha yüksek olanları koyacağım. Sığarlar umarım... Bir kişi falan kalırsa onu da kucağımda götüreceğim. Sivilleri acilen olay yerinden uzaklaştırmam lazım. Daha fazla adam bu köprü yüzünden ölürse travma geçiririm ben. O buhranları da hiç sevmediğimden hem hızlı hem de dikkatli olmalıyım. Hadi Ko'çum, göreyim seni!

[Kasumikage Shikibanzo]

Kalbi normalden kat be kat daha hızlı atıyordu Kasumikage'nin. Gelen köylüler ile konuşmasından sonra Köprüye doğru koşmaya başlamıştı. O sırada dağılmış bulunmakta olan toz bulutu ise her şeyin anlaşılmasını sağlar nitelikte idi. Artık köylülerden yana bir tehdit oluşacağı fikrini kenara atmış olan Kasumikage, direkt olarak önündeki olaya dikkatini verebiliyordu. Raijin'i görebiliyordu, çevrede yatan ölü ve yaralıları çok net olmasa da seçebiliyordu. Hatta bazı uzuvları bedenlerinden ayrık görmesi ortalama ölü sayısını kavramasını zorlaştırıyordu. Ancak asıl olay bu değildi. Asıl olay Raijin'in karşısında durmakta olan gizemli bombacıydı...

Acaba bir köye bağlı mıydı? Amacı neydi? Kimden ne için böyle bir görev almıştı? Kafasında baya soru işareti oluşmaya başlamıştı. Zaten meraklı ve cevaplara ulaşmayı seven birisi olduğu için şu anda bu denli ''gizem'' var olması Kasumikage'yi biraz rahatsız etmişti.

''Ben biraz gerildim sanırım.''

Büyük ihtimalle kimse onun bu sessiz şikayetini duymamıştı. Neden bunu dile getirdiğini bile bilmiyordu. Sadece bi anda söylemiş bulunmuştu ve bu gerginliğe sebep olan şeylerin ortadan kalkmasını dilemişti. Raijin, bombası ve kendisinin arasında yaklaşık 25 metre vardı. Raijin'in pek hamle yapmıyor olması herifin halen tehlikeli bir durumda olduğunun göstergesi idi büyük ihtimalle. ''Sanırsam hala patlatacak bombaları var...'' diye sesli düşündü tekrardan. Elinden hazır tuttuğu wakizashisini yavaşça kınına koydu ve derin bir nefes çekti içine. Toz bulutunun yeni dağılmış olması kendini belli etmişti o anda. İçine çektiği nefes ile ciğerlerine dolan toz bulutları kuru bir öksürüğe sebep olmuştu. Çok ses çıkarmak istemiyordu ancak 2 öksürüğü tutmayı başaramamıştı...

Kuru iki öksürükten sonra birden aklına bir fikir gelmişti. Raijin'i tehlikeye atmak istemiyordu. Yavaşça Raijin ve bombacıya doğru yürümeye başlamıştı. Wakizashisi kınında elleri ise yukarı kaldırılmış halde idi. Yanlarına doğru ilerleyip, bombacının onu fark edeceği ve sesini duyabileceği bir konuma geldiğinde bombacıya; ''Dur! Teslim oluyoruz. Daha fazla can verilmesine gerek yok. Bırak yaptıkların yanına kar kalsın ve burdan canlı şekilde uzaklaş.'' demişti. Bunları söylerken asıl dikkat ettiği olay bombacının dikkatini Raijin'in üstünden almaktı. Bu sayede Raijin ani bir hamle ile adamı indirebilir düşüncesine sahipti. Pek ninja gibi gözükmüyordu zaten adam. Kafayı yemiş bi manyak gibiydi...

[GM - Naruto]

Out: Bazı teknik aksaklıklar nedeniyle konuya yazamadım. Diğer GM arkadaşlara bilgi vermiştim ve konuyu sonlandıracaklardı ancak onlar da unutmuş sanırım. Çok zamanım olmadığı ve sizi de daha fazla mağdur etmemek için out olarak sonlandıracağım konuyu.

Raijin karşısındaki adam kendini havaya uçuruyor ve Raijin ufak yaralarla kurtuluyor. İşçilerin alayı ölmüş durumda. Bu yüzden onlara da yardım edemiyorsunuz. Olanları köye gelip güzelce raporluyorsunuz. Sonrası bildiğiniz gibi işte.

Tüm oyuncular 15 GP kazanmıştır. Aslında daha az olacaktı ama pasifliğim yüzünden mağduriyetinizi gidermesi için bu kadar veriyorum.