"Sizi seviyorum."

Moderatör: Game Master

"Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 29 Eyl 2014, 23:52

günlerden kesitler, bir
Köşebaşında asılı durmakta olan kolyeyi seyrediyordu. Bütün odağı tek bir noktada toplanmış, zaman kalıbı yok olmuştu beyninde. Durmuştu her şey. Bulanıktı etraf. Buğulu cama çarpan yağmur damlaları, kulakta yankılanan alışılmış ses birikintileri. Kıyafetleri ıslaklığını kaybetmişti. Üşümüyordu ama buz gibiydi teni, bedeni. Gözleri kurumuştu. Göz bebekleri bir nokta kadar incelmiş, göz kapakları ise yorgun düşmüştü. Milim hareket sezilmiyordu kolyeden ise. Bükük boynunun sızısı, hala gerçekliğin içerisinde bulunduğunu hatırlatıyordu. Sorgulamıyordu olanları, düşünemiyordu, hiçbir şeyden emin değildi, olmak istemiyordu. Titreyen ellerinden biri yükseldi, kolyenin görüntüsünü kapatarak. İnce yara çizgilerini seyretti, derisinin soğukluğunu düşündü, yayılmış çamur lekelerine baktı. Lanet etti sonra gördüğü şeye. Hiçbir halta yaramamış olan bu uzvuna, hiçbir şey yapamamış bu bedenine, bu aklına. Yumruğunu sıktı göğsündeki sızının şiddetine eşit bir şekilde. Bir neden aramıyordu, araması gerektiğini düşünüyordu ama biliyordu ki bir cevap bulamayacaktı. Bir neden yoktu ortada. Her zaman yaşananlar gibi, olanlar sadece olmuştu. Ama, yolunda gitmemişti bu sefer işler. Beklenmezdi, tahmin edilemezdi. Ama olmuştu. Bundan sonra yaşanacaklar da sadece olmuş olacaktı.

Bacakları harici donmuş bir şekilde doğruldu ayakları üzerine. Gözlerinin baktığı noktanın sol tarafında kalan çerçevenin içerisindeki camda bir parıltı belirdi. Anlık bir şekilde. Bir şimşeğin yaydığı sıradan bir ışık hüzmesiydi sadece. Gözlerinden girip, zihninin derinliklerine işlemeyi başaran bir ışık. Saniyelik de olsa, silüetini gördü camda beliren parıltı içerisinde. İkinci bir tekrarında ise, onu gördü. Gördüğünü sandı. Göğsündeki sızının yerini bir acı aldı. Kör bir metalin, eti yavaşça parçalayarak yarması gibi. İlerleyen süreçte yaşanacaklar, olacaklar belirlenmişti kendisi tarafından. Bitecekti her şey, bütün bu acı, bütün bu yorgunluk, bütün bu düşünceler. Hiçbir şeyin zorunluluğu altında kalmayacaktı artık. Ardında çelimsiz bir beden bırakacaktı sadece. Zavallılığını kabul etmişti çoktan. Zihninin ona oynadığı oyunları aşmıştı. Kararı netti. Sahip olduğu tek şeyi, yaşamını, istediğini gibi şekillendirebilirdi. Ve, seçimini yapmıştı.

Kapı kilidinden tıkırtılar işitildi bu sırada oda içerisinde. Kulaklarını istemsizce yöneltse de sese, zamanın geldiğini fark etti. Hava iyice kararmıştı. Oda karanlıktı. Zihni karanlıktı. Düzensiz bir biçimde çakan şimşeklerin yaydığı ışık hüzmeleri ile birlikte anlık görüntüler beliriyordu sadece. Tıkırtılar sürdü. Babasının sesini işitildi, gözleri tavana asılmış olan ince halatı süzerken. Göğsündeki acı daha da arttı. Ellerindeki titreşime hakim olamıyordu artık.

"Ikegawa?"

Bir adım yaklaştı, küçük iskemle ile birleştirdi çıplak, titrek ayaklarını. İkinci adımında üzerindeydi iskemlenin. Dengesi bozuldu ufak çaplı bir şekilde, ama düşmedi. Korkuyor muydu, emin değildi. Düşseydi eğer, tetiklenebilirdi tüm içine attıkları. Patlayabilirdi zemin ile birleştiği anda. Sakinliğini sürdürerek, tek bir seferde bitirmeliydi bu işi. Çenesinin ucundaydı ince ancak sağlam olduğundan emin olduğu halat. Sürtünüyordu, onu bekliyordu. Çağırıyordu adeta, "hadi" diyordu. Ellerini hissetti o anda halatın üzerinde. Titremiyorlardı artık. Çünkü onlar da kabullenmişti olacakları, hallerindeki çelimsizliği. Kapının kolu döndürüldü. Duruldu. Başını ilerletti bu sırada, halatın oluşturmuş olduğu çemberin içine geçirdi. Üst kısımdan ipi biraz daha sıkılaştırdı. İkinci bir sefer döndürüldü kapı kolu bu sırada.

"Ikegawa, iyi misin?"

Ses tonu daha şiddetliydi bu sefer babasının. Bir şeyler hissetmiş olacaktı ki, Ikegawa her zaman inanmıştı bunların varlığına. Hiçbir zaman bu denli hisler, duygular yaşayamamış olsa da hep inanmıştı. Ama artık inancın bir anlamı kalmamıştı. Kapı kolu üçüncü kez çevrildi. İskemlenin devrilmesi gerekiyordu, ayakların havada süzülmesi. Bu saniyelik anlarda, düşünce seviyesi o kadar yükselmişti ki, iskemlenin devrilmesine gerek kalmadan beyni oracıkta iflas edebilirdi. Ellerine gitti gözleri, ayaklarını saldığı anda son bir umut ile ipe tekrar tutunacaklarını adı gibi biliyordu. Çabalayacaklardı boynunu kurtarmak için. Tırnaklarının arası deri ve ip parçacıklarıyla dolacaktı. Duymuştu bunları daha önceden, yaşanmış şeylerdi. Acınası bir durum. Ama gerçekler her zaman acı olmamış mıydı zaten? Çaresizlik düşüncesi değil miydi insanlığı bitiren, benlikleri yok eden? Sorulacak sorular fazlaydı, alınacak cevaplar ise sıfır. Veda etme düşüncesi yoktu. Ona veda şansı bırakılmış mıydı? Hayır.

"Sizi seviyorum."

Bu iki kelime ağzından bir fısıltı şeklinde çıkmıştı. En azından kendisi öyle sanıyordu. Derin bir nefes aldı, ayakları geri çekti kendini. Kapı vuruldu bu sırada, oldukça sert bir biçimde. İskemle devrildi. Kapı ikinci kez vuruldu, daha şiddetle. Ayakları havada süzüldü ağır bir şekilde. Elleri boynuna gitti, nefesi kesildi. Kapının üçüncü kez vuruluşu işitilirken, karardı her şey. Bitmişti. Kurtulmuştu tüm birikintilerden, gereksinim ve zorunluluklardan. Ama son anda işittiği sesler bir umut ışığı oluşturmamış değildi yüreğinde. Belki de sadece kendini kandırarak, içerisindeki bir şeyleri öldürmesi gerekiyordu, kim bilir? Belki de başarmıştı. Bilinmiyordu. Şuan tek bilinen şey, uçsuz bucaksız bir karanlıktı sadece.
En son Hiroki Ikegawa tarafından 30 Eyl 2014, 03:31 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17

Re: "Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 30 Eyl 2014, 01:02

günlerden kesitler, üç
Kirli aynadaki yansımasını seyrediyordu. Sağ elinin parmakları boynuna ufak temaslarda bulunurken, gözleri görmekten kaçınıyordu. Pişmandı. Kendini bu kadar zavallı bir duruma düşürdüğünden ötürü. Hayatı boyunca bunu hatırlayıp kötü hissedeceği ve kesinlikle tekrar edemeyeceğini bildiği için. Korkaklığına yenik düşüp, pes etmeyi tercih ettiği için. Ama bazen, hiçbir kaçış ya da çözüm yolu bulamaz insan. O kadar çaresiz hisseder ki, gözünü çevirdiği anda karşısına çıkan ilk şeyi kabul eder. Ona tutunur, ona ilerler. Aldığı her bir nefesi kendine bir borç olarak görüyordu artık. Gerçek kendine. Hiçbir zaman dışa yansıtamadığı, içinde olgunlaşmış kendine. Benliğine. Ve bunu nasıl geri ödeyeceğini hiç bilmiyordu. Ölümün, onu özgür kılacağını düşünmüştü. Her şeyi bitireceğini, sonlandıracağını. Ancak düşündüklerinin tam tersine, yeni bir yol başlatmıştı bu girişim ona. Bunu, başarısızlığın getirdiği bir başarı olarak nitelendiriyordu. Bir başarıya ulaşmak için, her şeyin olumlu gitmesi gerekmezdi bazen. Ulaşılmak istenen başarıların sonuçlarının da iyi olması düşünülmezdi, istenilmezdi.

Sol eli lavabonun mermerini sıkarken, alnından bir ter damlası süzülerek gözleri arasından burnunun ucuna ulaştı. Göz bebekleri bütün odaklarıyla izledi ter damlasını. İkinci bir damla süzüldü ardından, ilkinin izlediği yolu izleyerek. Ona çarptı, düşürdü ilk damlayı. Lavabonun ıslaklığı arasında kayboldu. Gözlerini kapatarak salladı başını bir anda, alnını, burnunu sildi üzerindekinin uzun kollarıyla. Gözlerini açtı, saliselik bulanıklığı hissetti. O kadar ufak şeylere takılıyordu ki zihni. O kadar ufak şeyleri yakalıyordu ki. İsteyerek olmadığını biliyordu ama bunların. Getirdiği olumsuz düşüncelerin yanı sıra, birçok ufak güzellikten de fazlaca zevk alabiliyordu. Yaşamayı sevdiğini hatırladı. Bütün koşullara rağmen nefes alabilmeyi, kanının sıcaklığını, hayatta olduğunu ona hatırlatan her şeyi sevdiğini fark etti. O kapının üçüncü kez vurulduğu sırada içinde doğan umut, emin olmasını sağlamıştı zaten. Biliyordu, başarısız olacağını. Ayakları havada sallanırken, acısı dinmişti. Göremiyordu kendi yüzünü belki ama, tebessüm ediyor bile olabilirdi.

Gözlerini tekrar kirli aynadaki yansıması ile birleştirdiğinde, göz altlarına odaklandı bu sefer. Şişkin ve mor bir hal almışlardı. İki gün boyunca, yaklaşık iki saat kadar uyuyabilmişti sadece. Boynundaki acı geçmiş, yerini göz altlarındaki morluklarla uyumlu izlere bırakmıştı. Silinmeyecekti bu izler, biliyordu. Aslında, pek de umurunda değildi. O kadar kolay boş verebiliyordu ki. Kendisi bile şaşıyordu buna. Kimi insan için dünya problemi haline gelmiş şeyleri, bir çırpıda silip atabiliyordu. Çıplak ayaklarından yükselen bir titreme ile irkildi anlık olarak. Soğuğun içerisinde yandığını hissettiği bedeni titremişti garip bir şekilde. Aynayı arkasında bırakarak çıktı tuvaletten. Odasına geçti sakin adımlarla. Neredeyse ses çıkmıyordu adımlarından. Yatağı üzerinde duran beresini aldı, kafasını hafifçe sallayarak saçlarını öne attı ve kafasına geçirdi bereyi. Köşebaşında duran ayakkabılarını giydi. Gözleri kaşınıyordu. Göz kapaklarının ağırlığı zorluyordu onu. Ama yorgun değildi bedeni. Midesinde bir boşluk hissediyordu. Göğsünde incecik bir sızı. Bir şey planlamıyordu ancak. Bir yere gitmek istemiyordu, bir şey yapmak istemiyordu. Ama boş kalmak, boş durmak... Düşünceler eşliğinde sorunlu bir yapıya sürüklüyordu onu. Yağmurun boğuk sesi yankılanıyordu kulaklarında. Hiçbir zaman sona ermemişti bu ses. Eksik hissedebilirdi onsuz. Bir parçası haline gelmişti. Evin içindeyken anlayamıyordu ama sesin güzelliğini. Ne demek istediğini çözemiyordu, anlamlar yükleyemiyordu.

Arkasında kalan kapı kolunu çekerek kapattı kapıyı. Islak zemine ilk adımını atmış, köyünün dinmek bilmeyen yağmurunun sularıyla birleştirmişti ayağını. Dar bir sokak arasındaydı evi. Karşısında, sağında, solunda, her yerde birbirinin kopyası ancak birbirinden daha beter hallerde bulunan evler vardı. İnce bir sis seziliyordu havada, hafif bir rüzgar, yoğun sağanak bir yağış. Güneş, her zamanki gibi engellenmişti etmenler tarafından. Yağmur ve rüzgar ikilisi ise adeta birer çocuk misali eğleniyorlardı insanlarla. Düşen soğuk yağmur damlaları, rüzgarın etkisiyle bedenlere iyice işleyerek amaçlarını yerine getirmiş oluyorlardı. Ikegawa rahatsız değildi bundan. Aksine, yanan bedeni için yararlı olduğu kanısına varmıştı. Kansızlık kelimesinin tam tersine sahipti. Gözleri ara ara bina tepelerindeki, aralarındaki kablolara kaydığında, göğsündeki sızının seviyesinde büyük oynanmalar yaşanıyordu. Bu acıyı ne zaman yeneceği konusunda hiçbir fikir sahibi de değildi. Özlüyordu kardeşini. Bu evden bir kere bile sakin çıkmamış olan o ikilinin yaşadıklarını özlüyordu. Yağmur sularının üzerinde koşuşturup, donlarına kadar ıslanmayı özlüyordu. Sahiplenmeyi, sorumluluk almayı özlüyordu. Yağmur seslerini bastıran kahkahaları özlüyordu. Ağlıyordu. Bu koca su torbasının içerisinde hiçbir anlam ifade etmeyen gözyaşlarını salıyordu aralarına. Kısa bir süre önce düşmüş başını kaldırdığında, çoktan kalabalığın arasında karıştığını fark etmişti.
En son Hiroki Ikegawa tarafından 01 Eki 2014, 13:16 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17

Re: "Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 30 Eyl 2014, 04:29

günlerden kesitler, sekiz
Bir hafta kadar olmuştu. En sevdiği varlık elinden alınalı, bir hafta. Üzülemiyordu artık. Acı hissetmiyordu. Bir şeyler hissedecek bir halde değildi çünkü. Uyuşmuş bir beden, bulanıklaşmış görüntüler, değerlerini yitirmiş bir ev. Babası eve gelmesi gereken saatten çok daha geç saatlerde geliyordu. Geldiğinde ise, pek hoş bir halde olmuyordu. Annesi de salmıştı kendini. Ev dağınıktı. Kirliydi. Hiçbir şeye dokunulmamıştı son bir hafta içerisinde. Kimsenin birbiri ile iletişimi yoktu. Belki bir ya da iki cümle edilmişti en fazla bu dört duvarın içerisinde. Onları da yağmurun şiddetli sesleri bastırmıştı. Düzen yoktu artık. Gülen yüzler yoktu. Zamanında yenen yemekler, planlanıp uygulamaya koyulan eğlenceler yoktu. Koca bir karanlık, koca bir sessizlik hakimdi. Geçen bir hafta... Sanki yıllar geçmiş gibi hissettirmişti Ikegawa'ya. Göz altlarındaki morluklar iyice belirginleşmiş, yüzü çökmüştü. Bedeni yorgundu. Zihni yorgundu. Uyumak istiyordu. Bir süreliğine olsa da düşüncelerden uzaklaşabilmek... Ama olmuyordu. Başaramıyordu bunu. Son bir hafta içerisinde ya beş saat uyumuştu ya da uyumamıştı. Ne zaman uykuya dalmak amaçlı gözlerini kapatsa, dehşet verici görüntülerle karşılaşıyordu. Ayak baş parmaklarınızdan başlayıp, beyninizin en uç noktasına vararak korkuya kapılmanızı sağlayan hisler vardır ya hani. İşte onlarla bir bütün haline gelmişti artık. Midesinde hep bir boşluk vardı. Gözleri kanlı, dudakları kuruydu. Güçsüz düşmüştü, çelimsiz hissediyordu kendini. Yemek yiyemiyordu, hareket etmeye üşeniyordu, konuşabilmeyi hatırladığından emin bile değildi.

Yatağında uzanıyordu genç adam, çıplak vücuduyla. Üşümek istiyordu. Yaşadığını, hayatta olduğunu anlayabilmek. Göz ucuyla ellerine bakarak, uyuşmuş parmaklarını oynatıyordu ara ara. Ayaklarına bakıyor, hareket ettirip ettiremediğini kontrol ediyordu. Zihnini, bedenini ayakta tutmak için basit bir çözüm yolu bulmuştu aslında. Her ne kadar kendine zarar verse de kısmen, işe yaramadığı söylenemezdi. Ayağa kalkmak için hareketlendi bu sırada. Soğuk zeminle temas etti çıplak ayakları, her ne kadar etki etmese de. Oturuyordu yatağın kenarında. Derin nefesler alıp veriyordu. Gözünü kapadı, her ne kadar istemese de. Sağ elini kaldırdı hafifçe, bir mühür şekline soktu. Bir cümle mırıldandı sessizce. Cümlesi bittiği anda havadaki eli istemsizce fırladı bir kenara. Vücudu titredi. Kıvrıldı yatağın köşesine ani bir şekilde. Gözleri sanki hiç kapanmayacakmış gibi açıldı. Göz kapaklarının ağırlıklarından kurtulmuştu bir süre adına. Acı hissi, kendine getirmişti onu. Uzun sürmeyeceğini biliyordu elbette. Yavaş hareketlerde bulunmuyordu. Ani bir şekilde kalktı ayağa, silkelendi biraz. Köşeye fırlattığı pantolonunu giydi altına. Bir diğer yandan da kapüşonlusunu alarak geçirdi çıplak bedeni üzerine, kapattı kafasını. Evet, bir jutsuya başvurmuştu kendini kısmen de olsa toparlayabilmek için anlık olarak. Elektrik ise, bunu tam olarak istediği şekilde yapabiliyordu.

Saçma ve basit düşünüyordu. Bu kadar kısa bir sürede, hayatındaki olumsuzluk seviyesinin bu denli artması, ona seçim şansı verilmemesi, bozmuştu aklını. Yürüyordu karanlık, sisli sokaklarda. Ayakları çıplaktı. Canı yansın istiyordu. Bayılmak belki de. Dört bir yanını saçma binalar, dev kablolar ve bitmek bilmeyen su birikintileri sarmıştı. İnsanlar ilgi çekici değildi onun için. Koşuyordu. Boş bir şekilde, ulaşmayı hedeflediği bir yer olmadan. Ara sokaklara giriyordu, yalnız olduğunu hissetmek istiyordu. Duvarları yumrukluyordu. Elleri kanayana kadar. Zaten uyuşmuştu uzuvları çoktan. Kabloların üzerilerinde yan yana birikmiş kargalar seyrediyordu genç adamı. Kafalarını bükerek, parlak siyah gözlerini gezdiriyorlardı üzerinde. Bir şeyler söylüyorlardı bazen. Birkaçı uçup gidiyor, yerine yenileri geliyordu. Yere oturmuştu Ikegawa bu sırada, ayak bileklerine kadar yükselen su birikintisinin içine. Elleri kalktı havaya tekrardan. Mırıldanmaya başladı aynı şekilde. Su birikintisi titredi, parlayan ışığın yansıması görüldü kargaların siyah gözlerinden. Hafif bir inleme sesi geldi genç adamdan. Ardından tekrar mırıldandı. Kargalar uçuştu bu seferinde. Durmayı düşünmüyordu, hoşuna gittiği de söylenemezdi ancak... Mantıklı bir hareket beklenemezdi şu durumda. Kıvranana kadar devam etti genç adam. Hem harcadığı enerjiden ötürü yorgun düşüyor, hem de kendini dinç tutmaya çalışıyordu. İçinde bulunduğu su birikintisi iki konuda da eşlik ediyordu ona.

Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki, onun gözüne ise bir o kadar da yavaş gözüküyordu. Dışarıdan izleyen birisi için oldukça trajikomik hareketler sergiliyordu. Anlam verilemeyecek, kendisiyle içinde bulunduğu bir savaş adeta. Tepedeki kargalar yoktu artık. Yarım saat kadar bir süre geçmişti belki de, bedeninden tek bir hareket sezilmiyordu genç adamın. Ancak gözleri öylesine açıktılar ki, kapanmamaya yemin etmişlerdi resmen. Bakıyordu genç adam sadece. Boşluğa, hiçbir şeye. Ne kadar sürecekti bu hali daha, bilmiyordu. Memnun değildi, çaresizliğinden, kendini soktuğu bu rezil durumdan memnun değildi. Bildiği halde, engel olamıyordu. Bir şeyler... her zamanki gibi "oluyordu" sadece.
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17

Re: "Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 01 Eki 2014, 16:49

günlerden kesitler, on beş
Ağzındaki acı tadı hissediyordu yutkunurken. Gözlerini yakan beyaz dumanı üflerken, bakıyordu parmakları ucundaki ufak zehre. Alışıktı çoğu insan buna. Onun pek olduğu söylenemezdi ancak, iyi hissettiriyordu. Sokağın bir köşesinde, yağmuru dinliyordu. Kapüşonu kafasında değildi. Bulunduğu bölgenin tepesi kapalı olacaktı ki, pek ıslandığı söylenemezdi. Geçen iki haftanın ardından hissizleşmişti oldukça. Bu süre oldukça kısaydı onun için. Yani, bu kadar hissiz bir hal almasına yetecek bir süre olmamalıydı. Bu kadar çabuk yokluğuna alışmayı beklememişti. Bu kadar çabuk kabullenmeyi... Ama şimdiye kadar yaşanmış olumlu olumsuz her şeyi kabul etmiş ve yaşanacakları da kabul etmeye hazır bir hal almıştı zaten. Kişiliği erken oturmuş olsa gerekti ki, değişimlerini sadece oturtmuş olduğu noktalar üzerinde yaşıyordu.

Bitkindi genç adam. Vücudundaki her uzuv sızlıyordu, dinmeyecek bir şekilde. Gözleri bir noktayı seyrediyordu ancak, bulanıklardı. Odaklanma kavramından uzaklaşmıştı. İnsanlar bir şeyler söylüyordu, o ise dinliyordu sadece. Bir önceki kelimeyi hatırlayamayacak kıvamda. Son dumanını üflerken elinden fırlattığı sigara, daha yere düşmeden sönüvermişti köyünün bu ıslak havasına karşı çıkamayarak. Yine de bir adımını uzatarak basmıştı üstüne izmaritin. Ellerinde karşı koyamadığı titremeler ortaya çıkmaya başlamıştı son günlerde. Kimse farkında olmasa da, kendi içerisinde oldukça büyük bir savaş içerisindeydi. Uyku denilen kavram, o kadar büyük bir problem haline gelmişti ki onun için. Geçen iki haftada fazlaca kilo ve güç kaybına uğramıştı. Genel hareketlerinin bir çoğuna üşengeçlik beslemeye başlamıştı. Zorlanıyordu ve daha da zorlanacağını biliyordu.

Ailesine karşı olumsuz hisler beslemeye başlamıştı. Onun yanında değillerdi. İhtiyacı vardı ama karşılanmıyordu bu ihtiyaç. Kardeşinin gidişi, beraberinde annesini ve babasını da götürmüştü yanında. Çökmüşlerdi. Sahip oldukları diğer değerleri varlıkları unutmalarını sağlamıştı. Bencilce denilebilirdi bu düşünceler için ama, bir anda gelen bu büyük yalnızlığa alışık değildi genç adam. Babası eve aralıklı olarak gelmeye başlamıştı artık. Bilmiyordu neler yaptığını, içerisindeki acıyı nasıl dağıtmaya çalıştığı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Annesini seyrediyordu ev içinde kimi zaman. Bu güzel, geveze ve eğlenceli kadın o kadar bıkkın ve sessiz bir hal almıştı ki... Gözlerini açık tutuyor ve nefes alıyordu sadece. Yaşamaktan anladığı tek şey bunlar olmuş olsa gerekti. Ama kendisini kurtaracaktı genç adam. Bu şekilde devam etmenin, olduğu yerde saymanın bir anlamı olmadığını biliyordu. Gözlerindeki odak kendini toparlamaya çalışırken, kapüşonunu geçirdi kafasına bu sırada. Kafasını eğdi hafifçe, aynı anda cebinden ikinci bir sigara dalını çıkartıp yakarken. Bulunduğu köşeden çekilerek ilerlemeye başladı. Yağmurun altına girdi, kafası eğikti çünkü ağzındaki dalın ilk açığa çıktığı anda söndürüleceğini biliyordu.

İlerliyordu. Söyleyemese de, biliyordu nereye gittiğini. Ayaklarının onu nereye götürdüğünü, beyninin neden bunu yaptığını. Yüzleşmek istiyordu acısıyla. Kendini toparlamak, bir şeyleri yoluna koymak istiyordu daha geç olmadan. Eğer kısa bir süre daha bu şekilde devam ederse hiçbir şeyin yoluna girmeyeceğini ve beraberinde bitişinin başlayacağını hissediyordu. Geleceği düşünen bir insan olmamıştı hiçbir zaman ancak, gerekliydi bu bazen. Plan yapmıyordu gelecek hakkında evet ama, anlık davranışlarını yönlendirerek geleceğini şekillendiriyordu sadece. On beş dakika kadar yürümüştü genç adam. Sokaklar arasında dolanmış, istediği yeri gözlerinin önüne almıştı son adımı eşliğinde. Bina duvarına baktığında, kopuk kabloların onarıldığı görmüştü. Bu sahnenin ne kadar pozitif ya da negatif olduğu hakkında bir düşüncesi yoktu. Belki... O günden önce fark edilip ilgilenilseydi... Durdurdu düşüncelerini genç adam. Adımlarını sürdürerek bina dibine geçti. Yaklaşık bir yarım saat kadar, tam anlamıyla hiçbir şey yapmadan orada durdu öylece. Ne bir düşünce, ne bir hareket. Göz yaşları yoktu artık. Göğsündeki sızı yoktu. Ufak bir tebessüm vardı yüzünde sadece. Bir mutluluk ifadesi olarak değil ancak. Acı bir tebessüm. Sigarası çoktan kül haline gelmişti bile. Dökülmüştü yüzünden aşağıya, ıslak zemine. Yok olmuştu.

Çantasına gitti eli. Bir kunaiye uzandı, aldı. Çevirdi elinde, düz tuttu. Duvara yaklaştı biraz daha. "Küçük kardeşim..." dedi mırıldanır bir şekilde. "Seni unutmayı yediremiyorum kendime. Bunu bir hakaret olarak görüyorum sana. Neden diye soruyorum kendime ancak, hiçbir cevap bulamıyorum. Bir cevabı da olamaz zaten. Gidişinin bir nedeni olamaz. Bundan sonra benim yapacaklarımın da bir nedeni olmayacak. İnsanlar bir neden aramayacaklar hiçbir zaman. Ama korkma, kötü bir insan olmayacağım. Ah kardeşim... O kadar güzeldin ki, o kadar neşeliydin ki... Eminim en güzel yerlerinden birini vermişlerdir sana orada. Ben yanında değilim belki ama, eminim iyi hissediyorsundur. Korkuyorum sensizliğe alışmaya. Ama biliyorum hiçbir zaman bu kadar bencil birisi olmadın. Olamazdın da zaten. Saflığı görüyordum sende. Özlemim dinmeyecek hiçbir zaman, ama bunun bana engel olmasını istemeyeceğini de biliyorum. Olmaması için elimden geleni yapacağım. Seni seviyorum..." sözleri döküldü ağzından. Söylemek istediği o kadar çok şey vardı ki, o kadar çok düşünceye ve soruya sahipti ki... Duvara uzandı elindeki kunai bu sırada. Bir tarih kazıdı. Sol eliyle okşadı kazıdığı yeri. Cebine koydu kunaisini. Tebessümünü sürdürdü. Sırtını verdi duvara, yaslandı. Başka bir sigara yaktı bu sırada. Tepesindeki kargaları seyretmeye başladı.
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17

Re: "Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 05 Eki 2014, 04:41

günlerden kesitler, kırk sekiz
"Bugün eski sınıf arkadaşım Hikari-san ile karşılaştım. Seni ziyaret edişimin ardından, hemen çıkışta. Beklediğim bir şey olduğu söylenemezdi. Yani, özellikle onu beklemediğimden değil. Herhangi birisi ile iletişime geçmeyi beklemiyordum. Hazır hissetmiyordum kendimi. Ancak biliyor musun kardeşim, hiç de olumsuz karşılamadı halimi. Tamam belki üzerime atlayıp biraz hırpalamış olabilir beni ama... Samimiydi. İnsanların her zaman sahte olduğunu düşünürdüm. Bu yüzden seni, seninle birlikte bizi hep uzak tuttum insanlardan. Birbirimize olabildiğince yetiyorduk zaten. Ne gerek vardı ki gereksiz, formalite kişiliklere? Neyse. Şaşırdığım bir nokta var. Gözlerim izledi bugün onu. Saçlarını, mimiklerini, hareketlerini... Seni anımsattı bana. Elimi saçına attığımda hissettiğim yumuşaklığın güzelliğinden bahsediyordum sana hatırlıyor musun? Benzerini hissettim bugün onda. Ve bunları içimdeki eksikliği kapatmak için, kendimi kandırır bir şekilde yapmıyorum. Sadece, bahsetmek istedim o kadar. Senin gidişinin ardından, sanırım ilk defa bir günümü yalnız olmadan geçirdim. Tam bir gün sayılmaz pek ama. Çaresiz değilimdir belki düşündüğüm kadar? Belki sadece, kendi kendime engel oluyorumdur. Kıskanmadığını umuyorum. Seni unutacağımı falan sanma... Sadece, bir yerden tutunmam lazım hayata. Bir şekilde tekrar yükselmeye başlamam lazım. Olduğum yerde sayıp durarak yok olmak istemiyorum kardeşim. Seni seviyorum. Seni özlüyorum. Huzurlusundur umarım."


Son bir haftadır, uyuyamadığı gecelerde kardeşine notlar yazmaya başlamıştı genç adam. Kalınca bir defterin belirgin bir kısmını doldurmuş, içindekileri dökmüştü bir nebze de olsa. Yanından ayırmıyordu artık bu koca defteri. Siyah deri kapakları şimdiden aşınmaya başlamıştı bile. Bir şeyler üzerinde yoğunlaşmak, kafasını farklı alanlara yöneltmek iyi geliyordu. Gözleri mumdan akan sıcak damlaları seyrediyordu bir yandan. Elindeki kalemi yüzük ve baş parmağı arasında döndürmesi, stres belirtilerinin göstergesiydi. Sabah saat dörde yaklaşıyordu. Henüz güneş kendini göstermemişti ancak, artık saate bakmadan neler olup biteceğini birebir söyleyebiliyordu. Siyah gökyüzü yavaş yavaş ay ışığının etkisi altından kurtulacak, yerini mavinin tonlarına bırakacaktı. Koyudan başlayarak açık renge doğru ilerleyecekti. Ardından güneşin yavaşça yükselmesi ile biraz turuncu tonlar serpişecekti araya. Yavaş yavaş parlaklık artacaktı. Geceyi sahiplenen yıldızlar görünürden kaybolacak, ay ise yerini asıl sahibine, güneşe devredecekti. Ancak, bunların hiçbirini göremeyecekti genç adam. Yağmur dinmeyecekti. Güneş ışıkları hiçbir zaman ulaşamayacaktı kendisine. Gökyüzü karanlık kalacaktı. Mavinin, turuncunun tonları yenemeyecekti siyahı. Engel olunacaktı buna. Stresliydi evet. Gözleri acıyordu, yanıyordu. Karnında büyük bir boşluk, bütün enerjisini kemiriyordu. Derisinin kemiklerine yapıştığını hissedebiliyordu. Saatler geçecek, yine hiçbir şey değişmeyecekti. Lanet olası gözlerinin kapanmayacağını biliyordu. Günden güne eriyordu adeta. Çöküyordu genç adam. Zihinsel olarak kendini toparlamaya başlamış olsa da, somut olarak mahvoluyordu elinde olmadan.

"..."
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17

Re: "Sizi seviyorum."

Mesajgönderen Hiroki Ikegawa tarih 11 Eki 2014, 04:44

günlerden kesitler, doksan dokuz
"Baş ağrısı." Sırt üstü uzanmış yatıyordu yatağının bir kenarında, bacakları dizlerinden itibaren salınmıştı yere. Dağınıktı odası, kirliydi de. Kırılmış eşyaların parçaları bir köşeye itelenmiş, üzerilerine de boş içki şişeleri eklenmişti. Odaya yoğun bir sigara kokusu hakimdi. Soğuk sayılabilirdi. Genç adamın elleri yüzünde, aklı bir karış havadaydı. Genel durumu göz önüne alınırsa, hislerinin yerini tamamen sorunlar almıştı. Altındaki kırışık pantolonu haricinde bir şey yoktu üzerinde. Soğuğun teni üzerindeki oyunlarını görmezden geliyordu. Kulaklarındaki bitmek bilmeyen yağmur ve rüzgar seslerinden bahsetme gereği bile duymuyordu. Gitgide kaybetmişti içindeki artık sahte gördüğü insanlığını.

Gece yarısını biraz geçmişti saat. Adeta bir yükmüş gibi kaldırdığı vücudunu, adımları eşliğinde banyoya yönlendirmişti. Odasından çıkarken, kapısının kırık kilidi dikkatinden kaçmamıştı. Beraberinde getirdiği, pek de uzak sayılmayan geçmişe dair anılar eşliğinde. Koca salon karşılamıştı ilk olarak onu. Sağ tarafta ebeveynlerinin odası, onların odasının karşısındaki koridorun sonunda mutfak ve banyo bulunuyordu. Koridorun başında da, evin giriş çıkış kapısı vardı. Çok da küçük sayılamayacak, pratik bir evdi. Tabii iç dizayn olarak sadece. Göz ucuyla baktığında, kapı aralığından yalnız başına uyuyan annesini görebiliyordu. Yorgun bir günün ardından iflas etmiş bedenini. Yürürken pantolonunun belinin bolluğunu hissedebiliyordu. Paçaları topukları altında yere sürünerek parçalanmaya devam ediyordu.

Koridorun yanından geçerken, sağ elinin parmak uçları soğuk duvar üzerinde gezinmişti. Bu soğukluk hissi adeta bir elektrik akımı gibi parmak uçlarından başlayarak tüm bedenine yayılmış, ardından çıplak ayaklarından devam ederek beton zeminle birleşmişti en sonunda. Adımları banyoya girerken, sol eliyle fermuarını indirmiş ve işemeye başlamıştı kirli klozete. Sol tarafında kalan lavabonun üzerindeki ayna çatlaktı. Toz ve izler kaplamıştı büyük bir bölümünü. Gördüğü kirli yansımasına bir tebessüm etmişti, ne hissettiğini sorgulamadan. İşini gördükten sonra fermuarın tekrar çekip, çıkmıştı uzun koridora yeniden. İlk adımı ardından, ev kapısından gelen tıkırtıları işitmişti. İçgüdüsel olarak eğik başını havaya kaldırmış, duvara daha yakın bir şekilde sakince ikinci adımını atmıştı. Hafifçe aralanan kapının gıcırtısı yanında, anlam veremediği sesler duymuştu. "Baba?" demişti sadece kendisinin duyabileceği bir ses tonu ile. Ardından, şaşkınlıkla gördüğü manzarayı algılamaya çalışmıştı. Neredeyse giyinmeyi unutmuş bir kadın, üstü başı dağılmış ve kör kütük sarhoş olduğu belli olan babasının bedenini duvara yapıştırmıştı. Kapı kapandıktan sonra, koridorun sonunda bulunan oğlu ile göz göze gelen babasının şaşkınlık ifadesi, anlatılamayacak kadar yoğundu.

Ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu genç adamın. Tam olarak ne yaşandığı hakkında da. Senaryolar ne kadar bol olsa da, sonuç tek bir yola çıkıyordu sadece. Bedeni gördüğü manzara karşısında kitlenmişti duvar dibinde. Aynı sırada arkasını dönen kadınla göz göze gelmişti. Yüzünde öylesine öfke ve nefret dolu bir ifade vardı ki genç adamın, kadın ister istemez korkmuştu. Korkması da gerekliydi. Babasının kadını hafifçe kenara ittiğini gördü. Yanına gelmeye niyetlenir gibi olduğunu sezdi. O an çektiği derin bir nefes, boğazlarından sıçrayarak dışarı "Uzak dur!" şeklinde çıktı. "Siktir olup git bu evden!". Hakimiyetini kaybetmişti. Elleri titriyordu. Adımları kendiliğinden geçmiş bir şekilde ileriye yönelmişti. Kötü şeyler yapacaktı, eğer karşılık alırsa kötü şeyler yaşanacaktı. Babasının bağırdığını duyabiliyordu ancak ne söylediğini anlamakta güçlük çekiyordu. Kadın, genç adamın ses tonu yükseldiği anda yok olmuştu bile evden. Annesi uyanmamıştı henüz, pek de uzak sayılmazdı. Babasına doğru koşmaya başlamıştı genç adam ise. Elleri adeta bir taşı parçalamak istercesine sert sıkılmış bir şekilde.

Sonraki sahnelerde yaşananlar, Ikegawa'nın bir dönüm noktasına girişinin başlangıcıydı. Salladığı ilk yumruk babasının sol kaşına denk gelip sendelemesine sebep olmuş, ardından karnına attığı düz bir tekme ile duvara çarptırmıştı. Sol tarafta kalan kapıyı kırarcasına açmıştı genç adam. Bedeni titriyordu. Aynı şekilde titreyen sesiyle birlikte "Dışarı çık!", "Siktir git!" şeklinde naralar atıyordu. Babası bir şeyler açıklamaya çalışsa bile, ağzından çıkan hiçbir kelime anlaşılmıyordu. Kör kütük sarhoş olan bu adamın herhangi bir şekilde karşılık vermeye en ufak bir gücü bile yoktu. İstenilen de gerçekleşmişti. Kapıdan içeri giren soğuk rüzgarlar, babasının bedenini aralarına alarak beraberinde götürmüşlerdi. Sağ taraftaki odanın aralık kapısına baktığında, gördüğü manzara karşısında pek şaşırmamıştı da genç adam. Girmişti içeri sakince, ses çıkarmamak için kafasını yastıkla birleştirmiş annesini sarmıştı kollarıyla. Ağlamaya başlamıştı ikisi de. Beklenen bir şey olması, hazırlıklı kılmıştı onları. Ancak, etkisiz olması beklenemezdi. Bu huyunu annesinden almış olacaktı belki de, nedenleri sorgulamamıştı. Sadece bitmesine izin vermişti, son noktaya gelmesine.
if your soul is free will it ever find a home?Resim
Künye
İsim: Hiroki Ikegawa
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 7
Varlık: 4
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler
Insomnia - 40GP
Kardeşinin ölümü, ailesinin ve hayatının almış olduğu son nokta kişisel sorunlara yol açmıştır Ikegawa'nın beyninde. Zaten sahip olduğu uyku problemleri, yaşadıklarının da vermiş olduğu etkilerle en üst düzeye ulaşmıştır. Ve bu problemler, zihinsel ve fiziksel olarak belirgin bir şekilde etkilemiştir Ikegawa'yı.
Yalnız - 25GP
Zaten hayatı boyunca tek tük kişiler harici insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmış olan Ikegawa, yaşadığı son olaylar ardından kendini iyice dış dünyaya kapatmıştır. Sıradan arkadaşlık ilişkileri, formalite icabı diyaloglar ve belli başlı durumlar harici, kişilerle yakınlaşmayı ya da bir bağ kurmayı silmiştir aklından.
Kötü İmgeler ve Görüntüler - 20GP
Kardeşinin beklenmedik ölümünün ardından, zaten uyku düzeni sıfıra inmiş olan Ikegawa, her uyumayı kısmen de olsa başardığı zaman, pek de uzak olmayan geçmişine ait acı verici görüntülerle karşılaşır. Yanmış bir beden, acı verici bir çığlık, çelimsiz bir yansıma ve niceleri.


Ninjutsu
Jutsu;
Otonaku Ashi Jutsu (D-Rank)
Yusubi no Jutsu (D-Rank)
Kangehika (C-Rank)
Ikadzuchi no Kiba (C-Rank)

Taijutsu
-

Genjutsu
Jutsu;
Kininaru Kimochi (D-Rank)
Magen: Henge (D-Rank)
Teishi no Jutsu (C-Rank)
Mugen Onsa (B-Rank)

Disiplin;
Ryuhoubo (D-Rank), (C-Rank)
Houkibo (D-Rank, C-Rank)

Beceri Listesi
Odaklanma 3
Pratik Zeka 3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-

Resim
Kullanıcı avatarı
Hiroki Ikegawa
 
Mesajlar: 27
Kayıt: 21 Eyl 2014, 23:17


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron