Sorduğum soru üzerine daha sert bir ifade takınarak “Bu seni ilgilendirmez, tamam mı? Şimdi lütfen beni yalnız bırakın ve ben de heykellerimle ilgilenebileyim.”, demişti. Ardından biraz daha ilerleyerek “Ama ihtiyar Daichou’ya şunu söyleyebilirsin. Heykellerimi bitirince onun içinde ufak bir şey yaparım. Fakat buradakilerden bir tanesi bile vermem!” demişti. O bunları söylerken ben heykelleri inceliyordum. Daha incelemeye başladıktan çok kısa sürede cevabın çok basit olduğunu ve bunu daha önce nasıl fark edemediği mi düşünüyorum sadece ben değil takımda ki kimse fark etmemişti. Çoğu heykelin göğüs kısmında bir motif vardı. Heykellere hiç incelemek amacıyla bakmadığımızdan dolayı bunu fark edememiştik. Ardından bu motifi herhangi bir yerden tanıyıp tanımadığımı öğrenmek için düşünmeye başlamıştım fakat bunu düşünürken bir yandan da bir yerleri kalkmış şu Takashi veledi ile uğraşmam gerekiyordu.
Bir yandan motifi düşünürken, diğer taraftan Takashi ile konuşmak için düzgün sözcükleri seçmeye çalışıyordum sonucun değişmeyeceğini düşünüyordum fakat denemek zorundaydım elimden geleni yapmalıydım. “Sanırım Daichou’ nun o kadar vakti yok onun işini biraz öne alabilir miyiz çok meşgul Takashi?” , diyerek güldüm. Bu gülüşümün altında yatan duyguları bilseydi Takashi acaba hala böyle davranabilir miydi? Zaten çok az konuşuyordum onu da bir veletle harcamam çok yazık. Şu Takashi ile başka bir yerde başka bir durumda karşılaşmayı çok isterdim.
Acaba Saitou ve Hamaru ne yapıyordu? Bir yandan da dönmelerini istiyordum hem konuşma işini artık bırakmak istiyordum açıkçası o kadar kötü olmasa da bir velede yalakalık gibi bir şey yapıyordum neresinden zevk alacaktım ki? Hem de berki şu motif hakkında Hamaru veya Saitou’ da yardımcı olabilirlerdi. Semboller hakkındaki bilgilerinin seviyesi nedir bilmiyordum ama 3 kişi ile daha çabuk bir şeyler bulabileceğimizden emindim.