Önce bir damla çarptı suratına, sonra başka bir tane daha. Git gide artmaya başladı çiseleyen yağmur.
"Artık buna alışmam lazım galiba." dedi kendi kendine. Suratında istemsiz bir gülümseme vardı.
"Hey, Chou. Daha ne kadar var?" diye sordu yanındaki sarı saçlı, esmer adama dönüp.
"3 gün, eğer onları atlatmayı becerebildiysek." diye yanıt verdi Chou.
Birkaç saat daha son hız koşmaya devam ettiler. Orman derin ve sıktı, eğer ayaklarında chakra toplamış olmasalar düşebilecekleri kadar da kaygan. Ama değmişti, Kiri'nin derinliklerinde ufak bir köye ulaşmışlardı en sonunda. Artık oturup, dinlenip, kuruyabilecekleri, ateş ve sıcak yemeklerin olduğu bir yerdeydiler.
Durmalarını işaret edip tek başına içeriye girdi Jinchi-sensei. 5 dakika sonra dışarıya çıkıp içeriye gelmelerini işaret etti. İçerisi boş sayılırdı. Sadece yaşlı bir hancı, hancının kızı gibi görünen bir kız ve yabancı bir adam vardı. Sırayla bir masanın etrafına yerleştiler. Hiç kimse bir şey demiyordu, bıçak kadar keskin bir sessizlik hakimdi ortalığa. Herkesin yorgunluğu belli oluyordu. Hancının kızı yemekleri getirdi teker teker. "Ben Amea, bir şeye ihtiyacınız olursa beni çağırın." diye kendisini tanıttı tatlı bir gülümsemeyle, normalde olsa hemen atlayacak bir kaç kişi biliyordu Kokuryu. Ama hiç kimsede bunu yapacak hal yoktu. Sessizce yemek yediler ve yeni odalarına dağıldılar.
Kıyafetlerini çıkartıp bir kenara astı kurumaları için, sırt çantasından kuru kıyafetler çıkartıp üstüne geçirdi. Sıcak suyla duş almak istiyordu ama kendisini yatakta buldu. Gözlerini kapatıp rüya alemine dalmak biraz uzaklaşmak istiyordu ama vücudu hala adrenalin salgılıyordu.
Köyden 5 kişi çıkmışlardı. Karma bir görev için, başka köylerle beraber çalışacakları bir görev için seçilmiş 5 kişiydi. 1 Jounin ve 4 Chuunin. Jinchi-Sensei, Chou ,Kai, Kishi ve Kokuryu. Kendilerine verilen bir bilgiye göre kendisine Kuro diyen bir adam ve onun örgütünün peşinden gideceklerdi. Neye göre seçildiklerini bilmiyordu Kokuryu, ancak anladığı üzere en yetersizleri kendisiydi.
Yol boyunca başlarına bir şey gelmeden ulaşabilmişlerdi Kiri topraklarına. Ormana girdiklerinde ağaçların üstündeki kesikler dikkatini çekmişti, ormanın derinliklerine ilerledikçe gittikçe sayısı artıyordu kesiklerin. Kesikleri incelediğinde Kishi'nin dediğine göre tereyağına sokulan kızgın bir bıçak kadar rahat kesmiş olmalıydı ağaçları kılıcı kullanan kişi. Bir süre sonra azalmaya başladı kesikler. En sonunda bir açıklığa geldiler. Jinchi-sensei tüm takımı durdurup bir jutsu yaptı. Kokuryu tam duyamasa da Shindo ile başlayan bir şeyler dediğini duydu. Bir dakika bile geçmemişti ki Jinchi-Sensei tekniği durdurdu. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Bu adamı yola çıktıklarından beri ilk defa bu kadar ciddi görüyordu.
"Geç kaldık, hazır olun.Bizi buldular." dedi.