Yağmur Ülkesi ve dolayısıyla Amegakure sahip olduğu coğrafi konumlarından dolayı yüzyıllar boyunca dünyanın savaş alanı olma özelliği göstermiştir. Bu savaşlar neticesinde ise sürekli yıkılan ve asla güçlenemeyen bir Yağmur Ülkesi söz konusu olmuştur. Bu durumda her seferin özellikle Amegakure'nin daha da güçlenme arzusunu arttırmıştır. Her yıkılış Yağmur Ülkesi için daha öfkeli bir ayaklanma olmuş olsa da her seferinde büyük ülkelerin ezip geçtiği topraklara sahip olmadan ileri gidilememiştir. Yağmur Ülkesi'nin ve Amegakure'nin sahip olduğu güçlerin bu savaşlara engel olamayış da halkı ve birçok shinobiyi başka başka arayışlara itmiştir. İlk tohumlarının ne zaman ve kim tarafından atıldığı bilinmeyen Ame Hito'da bu oluşumlardan sadece biridir. Amegakure merkezli bir grup olsa da Yağmur Ülkesi'nin çıkarlarını her şeyden ön planda tuttuğu bilinen bir grup bugüne dek pek çok olaya karışmıştır. Ancak bunların sadece bazıları bilinen tarihte yer edinmiştir, gerisi ise rivayetlerden öteye gidememektedir.
Ame Hito'nun faaliyetleri casusluk ve suikast temaları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Grubun kaç kişi olduğu, nerede konuşlandığı gibi şeyler konusunda netlik olmasa da grup üyelerinin her birinin casusluk ve suikast düzenleyebileceği bilinmektedir. Grubun suikast düzenleyen bölümünün birçoğunun shinobi kökenliği olduğu varsayılmaktadır. Ancak casus timinde sıradan insanların da var olduğu şüphesi bulunmaktadır. Dolayısıyla Amegakure'de yaşayan insanlardan kimlerin bu gruba üye olduğu konusunda bir netlik bulunamamaktadır.
Grubun örgütlenme şeklinin ise eski devirlerden kalma bir şekilde olduğu düşünülmektedir. Bir lider ve onun altında sayısı bilinmeyen yardımcılar, bu yardımcıların altında sorumlu olduğu timler olduğu varsayılmaktadır. Faaliyet alanı ise Kusagakure, Ishigakure gibi küçük ülkelerde fazla, ancak diğer beş büyük ülkede sınırlı faaliyetleri olduğu düşünülmektedir.
Grubun varlığını su üstüne çıkaran ilk olay Büyük Savaş sırasında büyük ülkelere ait shinobilerin savaş alanları dışında suikast düzenlenerek öldürülmesi olmuştur. Bu olayı ülkeler o zamanki savaş ortamı sebebiyle önemsememiş olsalar da savaşın bitmesinden sonra savaşta yer alan shinobilere yönelik suikastler ve suikast girişimleri Ame Hito isminin yayılmasına sebep olmuştur. Ame Hito daha sonra ülkelerin yöneticilerine karşı girişimlerde bulunmuş, bazılarında başarılı olsa da bazılarında başarısız olmuştur. Başarısızlıkları ise isimlerinin daha da dillenmesine sebep olmuştur. Yıldırım Ülkesi'nin gözetiminde olmasından dolayı ilk olara gizli bir el olarak düşünülen Ame Hito, Yıldırım Ülkesi shinobilerine ve yöneticilerine karşı faaliyette bulunmaları ile özgür bir topluluk olduklarını göstermişlerdir. Grubun kabarık faaliyet listesinde en dikkat çekici detay ise Yağmur Ülkesi'ne yönelik birkaç girişimleri olsa da, hiçbir Amegakureli kişinin hedef haline gelmiş olmamasıdır.
Kakuremichi
Ishigakure sınırları içerisinde oldukça sınırlı tarım toprakları olması sebebiyle halk geçimini genellikle hayvancılık, işçilik ve shinobilik ile sağlamaktadır. Bunun yanında bir diğer kesim vardır ki, bu kesim Ishigakure'de belki shinobilerden daha üstün olarak görülen bir kesimdir. Sahip oldukları yaratıcılıkla kendilerini belli etmeyi seven bu grubu zanaatkarlar oluşturmaktadır. Ishigakure'deki en saygın kesimi oluşturan zanaatkarların bu duruma gelmesi elbette kolay olmuş bir şey değildir. Yılların verdiği emek ve yaratıcılıkla sadece Ishigakure'de değil, tüm dünya genelinde kendine nam salan Ishigakureli zanaatkarlar, sahip oldukları bu görünmez gücü de bir çatı altında toplamayı başarabilmiştir. Kuruluş yılı belli olmayan bu grubun kurucuları da aynı şekilde bilinmemektedir. Her ne kadar zanaatlar bu grubun temelini oluşturuyor olsa da yıllar içinde kendilerine duyulan saygı ve iyi örgütlenme tarzı ile bugün Kakuremichi özellikle Ishigakure'de olmak üzere tüm dünyada varlığı kabul edilen bir siyasi güç haline de gelmiştir.
Genel olarak Kakuremichi'nin faaliyet alanı düşmancıl tavırlardan uzaktır. Onlar sahip oldukları yaratıcı zekayı savaşsız bir şekilde kullanmayı öğrenebilmiş aristokrat bir kitleden ibarettir. Ancak bu onların çok zararsız ve güçsüz kişiler olduğu anlamına gelmemektedir. Yeri geldiğinde her türlü suç sayılan şeyi yapabilecek kapasitede bir örgütlenme Kakuremichi için söz konusudur. Ancak bu her zaman son çare olarak görülmektedir. Grup her ne kadar Ishigakure'nin çıkarları için var olmuş olsa da bugün için gerek örgütlenme tarzı ile gerekse de faaliyetleri ile bireysellikler de söz konusu olmaktadır. Bu haliyle de Ishigakure'de büyük sempatizanları olduğu gibi nefretlerini kazandığı kişiler de bulunmaktadır.
Grubun örgütleniş tarzı tam anlamıyla deşifre edilmiş olmasa da yaygın kanıya göre bir grup yönetici ve onların altında emir bekleyen kişiler olduğudur. Ancak hem grup yöneticilerinin hem de altlarında bulunan insanların bağımsızlıkları da söz konusudur. Sonuçta aksi bir örgütlenmenin yaratıcılığa ket vuracağına inanılmaktadır. Ancak büyük olaylarda bu bir kenara bırakılarak ast-üst ilişkisinin varlığının da sürdürüldüğü düşünülmektedir. Bu haliyle de grubun üst kesimlerinde kendine nam salmış zanaatkarların, alt kesimlerinde ise küçük zanaatkarların ve shinobilerin olduğu varsayılmaktadır.
Grubun isminin duyulmasını sağlayan ilk olay Büyük Savaş'ın öncesinde yaşanan ekonomik kriz olmuştur. Neredeyse tüm ülkeler ekonomilerini askeri endüstriye yönlendirdiği için diğer bölümlerde dar boğazlar oluşmaya başlamıştır. Bu dar boğaz sebebiyle ülkeler paraya ihtiyaç duymuş ve bu sebeple de borç alabileceği güvenilir kaynaklar aramaya başlamışlardır. Bu aşamada da her ülkenin tek güvenebileceği kuruluş olarak Kakuremichi'nin adı ön plana çıkmıştır. Yaptıkları kıymetli eşyalar ve üstün el işçiliği sayesinde tüm dünyada para kazanmayı başaran grup üyeleri ülkeleri savaş öncesi borçlandırmayı başarmış ve böylece daha büyük bir organizasyon halini almıştır. Ne var ki grup kendisini tam anlamıyla koruyabilecek askeri örgütlenmeye sahip olamadığı için bugün için verdiği borçları en minimum seviyede toplayabilmektedir. Diğer ülkeler de bu durumun farkında oldukları için borçlarını hızlı ve etkili bir şekilde ödemeye yanaşmamaktadır.
Sasabushi Keşişleri
Sadece Çimen Ülkesi içinde varlığı bilinen Sasabushi Keşişleri tamamen ruhani bir topluluktan ibarettir. Dünyevi hiçbir zevk onların ilgisini çekmemektedir. Bu sebeple de dünyevi şeylerde uzaklaşabilmek adına Sagano Bambu Ormanları içerisinde ikamet ederler ve dış dünya ile bağlantılarını minimum düzeyinde yürütürler. Keşişlerin ne zaman, ne şekilde, nasıl, kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir ve aslında keşişler de bu tür bilgiler ile uğraşmamaktadırlar. Çünkü bu tür bilgiler de sadece bu dünyada önemli olan, ancak insanın ruhuna faydalı olmayan yazılardan ibarettir. Bu haliyle de keşişlerin her biri Sasabushi tarihinde adı kaybolup gidecek kişilerden oluşmaktadır ve hiçbir keşiş bu duruma itiraz etme arzusunu taşımamaktadır. Keşişlerin tek amacı yüzyıllar boyu süregelen bozulmuş dünya düzeninden kendilerini sıyırarak doğanın egemenliğinde dingin bir hayat yaşamak istemelerinden ibarettir. Bunun için de elbette her insan olası bir keşiştir, ancak dinginleştirme süreci herkesin başaramayacağı bir yetenek ve iradedir.
Sasabushi Keşişleri'nin faaliyetleri de yok denecek kadar azdır. Onlar zaten bu dünyadan kurtulmak isterken bu dünya için bir şeyler yapmaları zaten mantıksızdır. Fakat Sasabushi Keşişleri hakkındaki en ilginç olay yerlerinin net olarak bulunamamasıdır. Her ne kadar Çimen Ülkesi'nde yaşayan herkes onların Sagano Bambu Ormanı içerisinde yaşadıklarını bilse de, bugüne kadar hiçbir kime onların tapınağını bulabilmiş değildir. Bu haliyle de tapınağa nasıl gidildiği ve nasıl keşiş olunduğu bir muammadır. Ne var ki ciddi anlamda keşiş olmak için evinden çıkanların bir daha geri gelmemiş olmas da ayrı bir detaydır.
Keşişlerin örgütlenme şekli hakkında hiçbir veri bulunmamaktadır. Ancak keşişlerin genel durumu dikkate alındığında bir örgütlenmesinin olmadığı varsayılmaktadır.
Grubun adını Çimen Ülkesi'nde duyuran olay ise, bir takım insanların Sagano Bambu Ormanı'nı yok ederek buraya ekonomiyi güçlendirmek adına sanayiye yöneltme girişimini engellemiş olmalarıdır. Bu önleme biçimi son derece gaddarca olsa da Sasabushi Keşişleri üzerlerine gönderilen paralı askerleri dahi öldürmüş ve Çimen Ülkesi'nde bulunan her bir kişiye Sagano Bambu Ormanları'na zarar vermemeleri gerektiğini göstermiştir. Bu olayı bir kerelik bir olay olarak nitelendiren bazı kişilerin aynı ormandaki bambu ağaçlarını kesmesi ve daha sonra parçalanmış cesetlerinin bulunması da Sasabushi Keşişleri'nin ne kadar ciddi olduğunu göstermiştir. Bu olaylar sonrasında insanlar Sagano Bambu Ormanı'na girmeye çekinmiş olsa da zarar verilmeden ormandan geçilmesi ile Sasabushi Keşişleri'nin sadece ormana zarar verenlerle ilgilendiği anlaşılmıştır.
