Künye
İsim: Ryusuke
Yaş:19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78
Kilo:70
Köy: Amegakure
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm ; Are You Alice? - Mad Hatter
Dalgalı uzun siyah saçlar, hafif belirkin göz altı torbaları, kafasında etrafına beyaz bir bez bağlanmış siyah bir silindir şapka. Uzun, ince bir vücut, beyaz gömlekli siyah bir takım elbise ve onu tamamlayan beyaz bir fular.
Kişilik ; Ne diyebilirim ki, insanlara güvenmeyi pek sevmem. Sanırım şu "Yalnız kurt" dedikleri tiplerdenim. Vazgeçemeyeceğim bir şey varsa o da dans ve müziktir sanırım. İçime kapanık olsam da gülmeyi severim. İnsanların acı çekmesi genelde hoşuma gitmez ama her şeyin bir karşılığı olması gerektiğine de inanırım.Kedileri severim, geceleri Kusagakure'nin arka sokaklarında kedi beslerken bulabilirsiniz beni. Ha, bir de insanlarla yakınlık kurmak pek tarzım olmasa da çay seven insanları diğerlerine göre daha konuşulabilir bulurum.
Özgeçmiş; Bakalım bakalım, nereden başlasam? Öncelikle kolumdan başlasam iyi olacak sanırım. Soğuk bir gecede sokaktaki aç kedileri doyurmaya çalışırken onlara verecek bir şey bulamayıp kolumu hediye etme kararı aldım. Evet, çılgınca değil mi? 5 yaşındaydım... Neyse ki bunu yapmadım. Her zaman ki gibi eve kadar olan yolu tepip evden bir şeyler aşırıp karınlarını doyurdum, Güzel zamanlardı, para sıkıntımız yoktu. Güzel bir gelecek beni bekliyordu, ailem şefkatli ve iyiydi. Klasik aile işte yani, pek bi numarası yoktu. Fakat 1-2 yıl sonra babamın kumara ve uyuşturucuya kendini kaptırmasıyla durumumuz bir anda tersine dönmeye başlamıştı. Bir gün eve o siyah-kırmızı elbiseli adam geldi. Tartışma seslerine uyanıp ailemin yanına gittiğimde babamın ölümüne dövüldüğüne şahit oldum. Yavaş yavaş evdeki her şey elimizden gitti, hiç bir şey kalmayana dek... 8 yaşına girmeme 1 hafta kalmıştı. Yine sokakta kedilerimleydim, aç olduklarını biliyordum ama evdeki yemek bize kadar vardı sadece. Yine de onları besleme kararı aldım ve eve girip gizlice bir şeyler götürmeye çalıştım.
Aslında süt şişesi elimden kaymasa yakalanmazdım da... Olan olmuştu bile, bütün o gürültüye hala kafası kıyak olan babamın tepkisini hayal meyal hatırlıyorum, araları korkudan atlamış olmalıyım. Uzun lafın kısası kör bir baltayla 4 ağır hamlede kolumdan oldum, annemin babamı öldürmesiyle babamdan oldum, tabi ki ondan geriye ne kaldıysa. Annemin delirmesiyle de annemden oldum, 15 yaşındayken de hastalıktan öldü. Şimdi ne düşünüyorsunuz biliyorum "Bu ne baht , kitaplarda yok bu kadar drama anasını satayım" benzeri bir şeyler. Eh, ne diyebilirim ki bu benim hikayem ve işte burada duruyorum. Gerçi, nasıl bilmiyorum ama geçen 10 yılda olanların bir şekilde üstesinden geldim. Sanırım siktir etmeyi öğrendim yada hala içimde tutuyorum. Ne bileyim anasını satayım.
Amaç ; Bilirsiniz, herkes hayatının bir kısmında kendini ve dünyayı keşfetmek için bir şeyler yapmak zorunda hissetmiştir. Bu yüzden burada olduğumu söyleyebilirim sanırım. Sadece bu da değil tabi ki, yola devam etmek için bir şeyler bulması gerekiyor insanın. Belki bu macera bir çözüm olabilir.
Eksiklikler
Eksik Kol - 75 GP
Çift Kişilik Sendromu - 50 GP
Yalnız - 25 GP
Profil
Güç:3
Çeviklik:8
Kondisyon:6
Potansiyel:1
Varlık:6
Zeka:6
*Sendrom'dan doğan kişilikler;
Şapkacı; Muzip bir yapıya sahip, ciddiyeti pek sevmez, aptallardan haz etmez fakat aptal ile saf'ı ayrı görür, çoğu şeyle dalga geçmeyi sever. Ciddiyetini kendinden zeki olduğuna ikna olduğu birine karşı koruyabilir. Akıl ve mantıkla çözülebilecek her türlü bilmecenin hastasıdır. Kolay kolay sinirlenmez, fakat sinirlendiğinde tam sinirlenir. Acılarla yerine göre dalga geçebilir** yada anlayışla*** yaklaşabilir.
Dansçı; Estetik düşkünü. Düşmanı bile olsa karşısındaki eğer bir sanat icra ediyorsa ona saygıyla yaklaşır. Diğer kişilikler çoğunlukla Dansçı'e göre suskun kalır, Ryusuke ila en çok etkileşimde olandır. Sanata saygısızlığa katlanamaz.
Mujō; Ryusuke'nin psikolojik olarak en zor durumda kaldığında kendini kurtarabileceğine , güç alabileceğine inandığı "Duygusuz" parçası. Neredeyse tamamen duygusuz, kalpsiz, ruhsuz. Ryusuke, Dansçı, Şapkacı nasıl bir durumda olursa olsun Mujō tamamen saf mantıktan oluşan bir kişilikmiş gibi konuşmaya devam eder. Ancak gerçekten aşırı yüksek öfke yüklenmelerinde veya birine karşı duyulan gerçek bir bağlılık durumunda bu durum geçerliliğini kaybeder. Böyle durumlarda Mujō ya sessizliğe gömülür yada duygusuzluğundan sıyrılır.
*Kendime biraz yakın yapmaya çalıştım bu kısmı aslında, birbirlerini farklı kişilerden çok bir kişinin farklı parçaları gibi görüyorlar. Mujo ciddi tarafı, Dansçı duygusal ve sanatçı tarafı vs. gibi.
** ve *** Her insanın ayırt edebileceği bir farka göre hareket ediyor. Örnek vermek gerekirse; dişlerim niye yeterince beyaz değil diye yakınan birisinin acısıyla ailesini yeni kaybetmiş birinin acısı arasındaki fark.