Künye
İsim: Wakahisa Yuudai
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.84
Kilo: 68
Köy: Amegakure
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm: Yuudai, siyah saçları, mor gözleri ve açık, soluk bir teni olan uzun ve zayıf bir çocuktur. Siyah saçlarının bozulmasını önlemek amacıyla arada bir siyah bir bandana takar, bu bandanayı genellikle takar çünkü yaşadığı köy olan Amegakure’de yüksek miktarda yağmur yağar ve insanların saçlarının ıslanması ve bozulması kolaydır. Genellikle siyah giyinir. Ayağında siyah botlar, üstünde siyah gömlek ve siyah pantolon vardır. Ve genellikle yağmurdan korunmak amacıyla siyah bir pelerin de giyer. Pelerinin tam arka tarafında klanı olan Wakahisa’nın sembolü, yani mor bir yıldız vardır. Ellerinde beyaz eldivenler ve eldivenlerin üstünde klan sembolü yer alır.
Kişilik: Klanının motto’su “Güvenmediğine zehir enjekte et” olan bir çocuğun fazla arkadaşı olması biraz saçma olacağı gibi, kendisi oldukça yalnızdır. Arkadaşlık kurmaktan çekinmez, ancak kolayca güvenemez insanlara. Akıl seviyesinin insanlardan üstün olduğunu ve insanların onu kolayca kandıramayacağını düşündüğünden çoğu kişiye inanmak tercihi değildir. Sigara, alkol, serbest ilişki gibi faktörlere tamamen karşıdır. Bunun nedeni ise klanının öğretilerinin etkisidir. Klanında, sigara ve alkol kullanmak yasak, serbest ilişki ise hoş görülmezdir. Klanındaki herkese saygı duyar ve klanındakiler ile kavgadan hep kaçınır. Kendisini ve klanını diğer insanlara göre üstün kılar ve diğer insanlara içten bir acı duyar. İnsanların ne kadar salak ve cahil olduğunu düşünerek kendini över. Aslında içten çok bencil ve kendini beğenmiş olsa da klanının öğrettiği yüksek saygı nedeniyle bunu diğer insanlara yansıtmaz. Kavgayı sever. Bunun nedeni de klandan gelir. Klanı kavga etmenin iyi olduğu tasarısını çocuklara aşılarlar. Tabii bunun nedeni shinobi olarak gelişim sağlanmasıdır. Klanı medikal ninjalarla dolu olduğundan ve özellikle zehir eğitildiğinden zehirlere büyük ilgisi vardır. Yağmurdan nefret eder. Amegakure’yi sevse de yağmurun fazla yağmasından memnun değildir. Tanrı’ya inanmaz. Bu konudaki ideolojisi kendine özeldir. Herkesin kendinin tanrısı olduğunu iddia eder. Ama bunun o insanın gücüne göre değişeceğini de. Aynı zamanda kendini ve klanını diğerlerinden üstün görmesi ile bu düşünce birleştiğinde kendisinin daha büyük bir tanrı olduğunu iddia etmiş olur. Yani kısaca, kendini tanrılaştırmaktadır. Bu nedenle birçok kişiyle tartışmıştır ama her tartışmasında bu inancında bir açık bulunamaz ve her şeye cevabı vardır. Çok inatçıdır. Birisine kendini inandıramadığında siniri fazla bozulur. Karşısındakinden büyükse her zaman onun dediği olmalıdır.
Özgeçmiş: Wakahisa klanı, yüzyıllardır Kusagakure’de yaşamış bir klandır. Nasıl denk geldiyse, Yuudai doğduktan sonra köy değiştirmeye karar verirler. Bunun Yuudai’yi nasıl etkileyeceğini düşünmezler ve Amegakure’den izin çıkışı sonrası tüm klan üyeleri Amegakure’ye yerleşip eğitimlerine bu yeni köyde devam ederler. Önce köy halkı biraz sinirli yaklaşır, zaten fazla klan olduğunu söyleyip onları geri göndermek isterler. Ancak sonradan biraz daha alışmayı başarırlar, ama yine de bir yabancılık hissedilebilecek seviyededir. Wakahisa klanı, yıllardır eğitimini içten veren ve çocukları Akademiye göndermeyi reddeden bir klandır. Kusagakure’nin liderinin bunu sonunda reddetmesi sonucuyla Amegakure’ye geçmek istemişlerdir. Ancak Amegakure lideri de bu şartları kabul etmediği için, bu köye geçseler bile çocuklarını Akademiye göndermek zorunda kalırlar. Böylece Yuudai de direk Akademiye başlar. Akademide çocuklar onu oyunlara, etkinliklere almazlar ve onu tamamen yalnız bırakırlar. İşte tam o zamanlarda, Yuudai kendi aklından bir ideoloji üretir. “Benimle uğraşmadıklarına göre, ben onlardan üstün olmalıyım. Baksana, bana yaklaşamıyorlar bile.” Bunu oradaki bir öğretmene fısıldamıştır. Öğretmenler onun tek arkadaşı olmuştur o sıralar. Çünkü öğretmenler halk gibi cahil değil, eğitimli insanlardır. Ayrımcılık yapmayı pek sevmezler. Tabii aralarında bazı cahiller bulunur ama Yuudai’ye o sıralar pek fazla denk gelmez. Genin sınavından ilk denemede Yuudai geçmeyi başarır. Genin olduktan sonra, bir takım kurulur. Takımıyla sadece görevlere gelir o sıralar. Takım olduğundan beri sadece senseisini dinler ve hiçbir zaman diğerleriyle muhatap olmaz. Diğer çocuklar ona arkadaş gibi davransa da öyle davranıldığı zaman da o ortamdan uzaklaşmaya çalışır ve genellikle günlerini klan binasında çalışarak geçirir. Bu sıralarda da Akademide oluşturduğu ideolojiye yeni bir geliştirme oluşturur. “Sanırım herkes tanrı, ama bu insanların gücüne göre değişiyor.” Bu ideolojiden sonra, kendi üstünlüğünü fark etmesinde en büyük etken, çıktıkları bir görevde takım arkadaşının ölmesidir. Birini köprüye kadar koruma tarzı bir göreve giderken, iki kaçak Ninja takıma saldırır. Senseileri adamlardan birini etkisiz haline getirirken Yuudai küçük bir yara alır. Yaranın iyileşmesi uzun sürmez. O yarayı aldıktan beş saniye sonra ise takım arkadaşının kafasına bir katana saplanarak öldüğünü görür. Bu durum sonrasında görev iptal olur ve eve dönerler. Çocuğun mezarına gittiğinde, herkesi arkasına alıp mezar taşına yaklaşır ve fısıldar. “Ben senden daha üstün bir tanrıyım, güçsüz olduğun için öldün. Korkma, seni öldüren adamın yüzünü hatırlıyorum, yoldaşım. Huzur içinde yat..” Arkadaşına bu lafları ettikten sonra bir hafta boyunca yıkılmış ve depresyona girmiştir. Arkadaşını öldüren adamın yüzünü hala unutmadığını fark eder. İşte o zaman karar verir bu adamı bulup en acı şekilde öldüreceğine. Bu yaşlarında artık klan öğretilerini daha fazla dinlemeye başlar. Sigara, alkol ve serbest ilişkiye büyük bir yasak getirildiğini söylerler. Yuudai zaten ondan önce sigarayı denememiş, alkolünde tadına bir yudum bakmıştır ama o günden sonra tamamen kesmiştir ve hatta bu karar hakkında tüm klan yemin etmiştir. O sıralar Chuunin Sınavı yaklaşmaktadır. Kendini Suiton elementinde geliştirmeye başlar ve birkaç jutsu öğrenir. Klan özelliğini ne zaman kazanacağını sorduğunda ise, ailesinden henüz bir cevap gelmemektedir. Chuunin Sınavına katılmaya karar verir. İlk iki turu başarıyla tamamlayan Yuudai, son tur olan birebir savaşlarda karşısındaki çocuğun yüzünü takım arkadaşını öldüren kaçak ninjaya benzettiğinden çocuğu ağır bir şekilde yaralayıp ninja hayatını bitirir. Amegakure’nin kurallarının gevşekliğiyle bir ceza almaz ve maçta görülen güç jürileri yüksek derecede etkilemeye yeter. Böylece Yuudai Chuunin olur. Chuunin olduğu gün klanın özel binasına giriş izni kazanması anlamına gelir. Bu klanın tüm üyelerine Chuunin olununca verilen bir haktır. Böylece Yuudai klanın özel binasına girer. Burada binlerce klanın tarihini, gücünü ve özelliğini anlatan parşömen, yüzbinlerce zehir çeşidi, milyonlarca zehir enjekte edilmiş silah vardır. Tabii ki Yuudai hepsine erişecek gücü daha kazanmamıştır. Ancak o gece hiç uyumadan parşömenlerin çoğunu okuyarak klan hakkında oldukça fazla bilgi edinmiştir. Chuunin olduktan sonra babası onunla bir konuşmasında “Klanımız tanınamadı, gücümüzü test edecek kimse çıkmadı. Madem birini öldürme amacın var, o zaman kahraman ol. Klanının gücünü dünyaya tanıt.” Laflarını Yuudai’ye aşılamıştır ve böylece Yuudai’nin amaçlarına yeni amaçlar eklenmiştir. Bu lafların hemen ardından Yuudai’nin sorusu babasının yüzünü güldürmüştür. “Klanımız özel, bunu biliyorum. Okuduğum parşömenlerde var. Yani ben ne zaman bu gücü açığa çıkaracağım ?” Babası sıcak bir cevap verir. “Daha değil oğlum, ama yakında sana inanıyorum ki onun da sırası gelecek. Ama sakın bu güçten klan dışında kimseye bahsetme.” Artık Yuudai’ye kalan, amaçlarını tamamlamayıp güçlenmektir.
Amaç: Tek bir amacı yoktur Yuudai’nin. Amaçları çoktur ama en önemlileri:
-Klanını tüm dünyaya tanıtmak
-Üstün olduğunu bir şekilde kanıtlamak
-Amegakure’ye kendini kabul ettirmek
-Kusagakure’ye seyahat etmek
-Takım arkadaşını öldüren adamı bulup en acı şekilde öldürmek
Eksiklikler: Yalnız (25 GP), Yabancı (25 GP)
Profil
Güç:
6
Çeviklik:
4
Kondisyon:
4
Potansiyel:
7
Varlık:
3
Zeka:
6