1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Takahiko Eiji

MesajGönderilme zamanı: 08 Eyl 2014, 22:31
gönderen Takahiko Eiji
İsim: Takahiko Eiji
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78
Kilo: 72
Köy: Amegakure
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin

-----------------------------------

Görünüm: Fiziksel özelliklerimin çoğunu, babamdan aldığımı söylersem yalan olmayacaktır. koyu renk saçlar, herhangi bir özelliği olmasa bile, baba tarafımdan aldığım nadir rastlanan sarımtrak renkte gözler ve keskin bir yüz ifadesi. Fiziksel olarak hiçbir zaman çok sıkıntı yaşamadım. Sağlıklı, dengeli bir beslenme rutini ve shinobi hayatının getirdiği sıkı idman koşulları sayesinde oldukça iyi bir dış görünüşüm olduğunu söyleyebilirim. Sırtımı buna dayayıp kendimi salmak yerine kişisel bakımıma ve giyimime de dikkat ettiğim takdirde, pek çok alanda oyuna 1-0 önden başlamak çok zor olmuyor. Dizüstü nispeten daha bol olmak üzere rahat ancak şık siyah bir pantolon ve onun takımı olan bir kazak giysimin temelini oluşturuyor. Kollarımı dıştan saran ve göğüs bölgesinde kaburgalara kadar inen kırmızı bir yarım ceket ve pantolonuma aynı şekilde monte edilebilen parçası, görünüşümü tamamlayan unsurlar arasında. Oldukça sağlam görünüşlü, ancak sıradan bir kıyafetten daha fazla dayanıklılık sağlamayan eldivenlerim ve belime bağladığım hafif yıpranmış beyaz kuşağım, belimden sallanan katanamla birlikte iyi bir uyum sağlıyorlar.

Resim


Kişilik: Kendimi, iyi bir insan olarak nitelemem çok kolay değil. Kötü müyüm, ondan da emin değilim. İnsanlara olabildiğince anlayışlı yaklaşmaya çalışıyorum, ancak özellikle herkese iyi bir niyet beslemek gibi bir derdim yok. Her insanın hata yapabileceğinin de farkındayım, kendi hatalarımdan yola çıkarak yapabiliyorum bu çıkarımı. Ancak hataların belli bir sınırı aşması, antipatimi topluyor. Herkesin kendi işini yapması gerektiğini düşünüyorum, ve o iş için yeterli niteliklere sahip değilse, kesinlikle bırakması gerektiğini. Herkesin hakkı olması gereken yerde olduğunu savunuyorum.

Hırslı olduğumu söyleyebilirim, çabuk öfkelenmiyorum ancak tezcanlıyım. Bir şeyleri ertelemeyi, beklemeyi fazla sevmem. Yapılması gereken bir iş varsa, nasıl olsa yapılacağı için bir an önce çözmek daha mantıklı gelmiştir her zaman. Dahi değilim, bunun farkındayım ancak arada sırada da olsa kendimi diğer insanlardan üstün görmek; hatta daha da nadir olacak ama bunu bilmek bana garip bir zevk veriyor. Daha iyi bir shinobi olmak, daha iyi bir koşucu olmak, daha güçlü olmak, daha iyi bir lider olmak, her şey için geçerli bu. Belki de biraz rekabete yönelik karakterim sebep oluyordur buna. Ancak pişman değilim, yaradılıştan pişman olmak kime düşmüş ki bana düşsün? Takım çalışmasına inansam da, asli yükü çoğunlukla kendim sırtlamaya çalışıyorum. Bu çevremdeki insanların bunu başaramayacağını düşünmemden değil, yalnızca benim daha iyi başarabileceğimi düşünmemden kaynaklanıyor. En iyiye, en mükemmele ne olursa olsun ulaşmaya çalışıyorum ve bunun için süreçte yaşayacağım acılar pek bir şey ifade etmiyor bana. Aksine, o işin daha da zor olduğunu düşünüp başarımla, yetilerimle mutlu olabiliyorum.

Özgeçmiş: Amegakure'de, sıradan bir ailenin ikinci ve ortanca çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam, shinobi akademisi mezunu ancak pek yetenekli olmamasından dolayı chuuninliğe hiçbir zaman yükselememiş; sonradan da zaten hevesinden vazgeçip baba mesleği olan zanaate yönelmiş bir adamdı. Annem ise, Amegakure yakınlarındaki bir kasabadan savaşlar döneminde Amegakure'ye sığınmış bir göçmen. Yine de oldukça rahat ve mutlu bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim. Normal olduğunu söylemem ise ne yazık ki pek kolay değil. Tam aksine, oldukça ilginçti yaşadıklarım.

Resim


Annem, çoğunluğun sahip olduklarından daha farklı bir inanca sahipti. Klasik olarak, aile hangi dine mensup olursa çocuk da aynı dine mensup olur genellemesinden etkilenmişti açıkçası. Sadece ona özel değildi bu durum elbette, savaş esnasında dağılan kasabasında pek çok insanın annemle aynı inanışa sahip olduğunu, bizzat annemden öğrenmiştim. Henüz yeni evli oldukları dönemde, dinin ayrıntılarını öğrenip inceliklerine indikçe babam da annemle aynı dine mensup olmayı kabul etmiş, e zaten gerisi yine aynı sendromun ürünü oluyor. Beş kişilik ailemizin tamamı, Jashin inancına sahip. İnancımızın temeli, acılara dayandığımız takdirde eninde sonunda mutluluk ve huzura ulaşabileceğimiz üzerine. Korkunç savaş dönemleri atlatmış insanların, bu dine inanması çok da zor görünmüyor aslında gözüme. Ancak çoğu dinin aksine, dinimizde hiçbir ayin yahut kutsal mekan olmaması biraz tuhafıma gidiyor. Annem, bir sıralar eski dönemlerde Jashin inancının büyük ayinleri olduğundan ve inananların büyük güçler kazanabildiğinden bahsetmişti, o sıralar pek sallamamış olsam da, şuanda açık ve net bir şekilde en çok ilgimi çeken şey konumunda bu ayinler. Yine de, benimle aynı inanca sahip tanıdığım tek insanlar aile üyelerim olduğu için, bu konuda nereden bilgi alabileceğime dair pek bir fikrim yok.

Benden iki yaş büyük bir abim, ve altı yaş küçük bir kız kardeşim var. Abimin, baba mesleğini yürütmesi için akademiye gönderilmemesi karar verilmiş ailem tarafından. Aslında başlarda buna üzülüyordum, ona bir şans verilmemesi gibi bir şeyler işte, ancak halinden son derece memnun olduğu için şuanda pek de taktığım söylenemez. Ayrıca babamın tezcanlılığının aksine, annemin huşu dolu yapısına biraz daha yatkın, o yüzden zaten iyi bir shinobi olamayacağını kendisi de söylüyor. İşinde de iyi! Kız kardeşim, akademide son senesinde. Çok yetenekli bir kunoichi olduğunu söylemek zor, akademide tanıdığım birkaç sensei de aynı şeyi söylüyor tabii. Arada onu motive etmeye çalışsam da, gidip antrenman yapmaktan ziyade evde tatlı-börek-çörek işleriyle uğraşmayı tercih ediyor. Muhtemelen akademiden sonra kariyerini sürdürmeyecektir, yine de bir mucize olmasını beklemiyor değilim. Kısacası, ailemizde doğru dürüst shinobilik mesleğiyle uğraşan ve bu işte başarılı olan tek kişi olduğumu söyleyebilirim.

Akademide, sıradan bir öğrenciydim. Ne çok zeki, ne çok aptal, ne çok ön plana çıkan ne de çok geride kalan. Ninjutsu konusunda çok iyi olduğumu iddia edemezdim, ders notları konusunda da. Her zaman orta sıralardaydım. Ancak iş taijutsu ve sportif faaliyetlere geldiğinde, işte burada devreye giriyordum. Hangi oyunu oynarsak oynayalım, takım kaptanı veya ilk seçilen oyuncu ben olurdum. Ben de, fiziksel üstünlüklerimi shinobilik kariyerimde kullanmaya karar vererek, taijutsu ve kenjutsuya yöneldim ve bir dojodan ders almaya başladım. Belki de, hayatımda yaptığım en iyi tercihti bu. Ancak dojo, çok fazla ilgi istediğinden dolayı akademide bir sene sınıfta kalmama sebep olmuştu. Çoğu arkadaşım 12 yaşında genin olurken, 13 yaşımda akademiden mezun olarak belki de yeni bir rekor kırmıştım. Ancak hala bir üstad olduğumu söyleyemesemde, silahım ve tekniğimle yapabildiklerimi gördükten sonra fazla pişmanlık yaşamadım. Genin takımımda, senseimizden sonraki as adam ve güç odağıydım. Normalde insanlara karşı olabildiğince anlayışlı olmaya çalışıyorum, ancak yürüme becerisinden yoksun yağ çuvalu bir kunoichi ve sümüğünü silmeyi beceremeyen ufak bir çocukla nasıl aynı takıma atandığımı aklım almıyor bir türlü. Benden uzak, Jashin olmayan tanrılara yakın olsunlar. Bir de onlar yüzünden kolay görevlere atanmamız yok mu, çok kötü bir dönem geçirmiştim.

Neyse ki, chuunin olduktan sonra biraz daha adam akıllı görevlere katılmaya başladım ve eksiklerimi hızlıca kapatabildim. Zaten takımımızın hazin durumunu gördükten sonra geninken benimle biraz daha fazla ilgilenmeye çalışan senseim sayesinde elemental ninjutsular üzerine çalışmaya başlamış, bir de genjutsu öğrenebilmiştim. Üzerine kendi çalışmalarımı koyunca, orta-orta üstü bir shinobi olarak nitelendirebilirdim kendimi. Stilime yönelik jutsulara yönelerek, tekniğime odaklanmayı kendime amaç olarak edindim. Ancak asli amacım, inancımın gerekliliği olarak Jashin-Sama'ya layık bir kul olmaktan geçiyor. Çalışırken, görev yaparken çektiğim acılar ve yorgunluk, bir süre sonra Jashin-Sama'ya yaklaştığım düşüncesiyle yerini huzura bırakıyor. Güçlendikçe, Jashin-Sama'ya biraz daha yaklaştığımı hissediyorum.

Amaç: JASHIN-SAMA! BANZAI!

Eksiklikler: -

-----------------------------------

Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 5
Zeka: 3