Künye
İsim: Kureji Omu
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.90
Kilo: 76
Köy: Amegakure
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm: Uzun ve hafiften yapılı bir gençtir Omu. Çoğu kişinin hayalini kurduğu o fit vücuda uzun bir zamandır sahiptir. Buz mavisi gözlerİ ve oldukça soluk bir teni vardır... Buraya kadar herşey normal seyrinde ilerlemektedir. Lakin insan kafasını biraz kaldırıp bu genç adamın burnu ve çenesi arasındaki bölgeyi gördüğünde dehşete düşmektedir. Omu'nun soluk teninden bile beyaz olan buradaki doku resmen erimiş ve birbirine kaynamıştır! Dış dudaklar tüm estetiğini kaybetmiş, ve bazı yerlerde deri parlak/saydam bir hal almıştır. Kelimenin tam anlamıyla görenin midesini bulandıracak bir şekildedir buradaki etler. Omu burayı elinden geldiğince gizlemeye çalışır.
Kişilik: Fiziksel kusurlarını diğer insanlardan gizlemek isteyen ve bu gizlemeye işi devam ettiği sürece de mutlu olan birisidir Omu. Bu çok küçük ihtiyacı giderildiğinde hayattan zevk alan, gülen, espri yapan ve arkadaşlarıyla mümkün mertebe iyi geçinen bir adamdır. Kardeş bellediği adamlar için ölümü göze almakta hiç bir sakınca görmemektedir. İnsanları iyi yada kötü olarak belli kalıplara ayırmayı sever ve bu ayrıma göre muamele yapmaktan çekinmez. En sevdiği şey konuşmaktır. Yemek yerken, uyurken, tuvaletini yaparken ve hatta ölümüne bir dövüşün içindeyken bile sürekli konuşur. Lakin altını çizerim. Sadece konuşur çok nadir anlar dışında anlamlı şeyler beklemeyin lütfen...
Özgeçmiş: Şöyle gerçek hayatta pek sık karşılaşmadığınız, ancak bir yerlerden okuyup ''Hassiktir ulan, olurmu öyle şey?'' dediğiniz iç gıcıklayan hayat hikayeleri varya hani? Şuan dinlemekte olduğunuz da bunlardan birisi işte. Çok uzun değil meraklanmayın. Kimsenin vaktini almak istemiyorum. Sadece oturun ve beni dinleyin, dinleyin ki Omu dediğimiz ve şuan size bu hikayeyi anlatan çocuğun bugün neden böyle hareket ettiğini anlayın.
Rüzgar ülkesini biliyorsunuz herhalde. Eğer bilmiyorsanız bir an önce öğrenseniz iyi edersiniz. Hikayemizin giriş kısmı bu kurak topraklarda geçiyor zira. Ne? Ah evet aynen öyle, çöl... Rüzgar ülkesi deyince hepinizin aklına çöller geliyor nedense. Fakat yanılıyorsunuz genç adam/hanım. Ben küçükken, daha rüzgar ülkesi dışında hiç bir yeri bilmezken o zamanın aklı selimliği ile tüm rüzgar ülkesinin cennet gibi bir yer olduğunu sanırdım. Halbuki iş rüzgar ülkesinin cennet gibi olmasından değil, benim yaşadığım küçük köyün aslında kocaman bir vaha olmasından kaynaklıymış. Dediğim gibi rüzgar ülkesi o zamanlar bana göre harika bir yerdi. Hurma diye bir ağaç vardı mesela. Amegakure de yetişmiyor ne yazıkki. Ne güzel şeydi o hurma dediğimiz şey! Hergün onlarca yiyerek cırık olduğumu hatırlarım. Kimse şikayet etmezdi zira. ''Git kendi bahçenden çal'' diyecek kimse yoktu anlatabiliyormuyum?
Bu güzel ortamdan ne oldu da çıktın diyeceksiniz. Ne yalan söyleyeyim dibine kadar haklısınız efendim. Lakin elimde olan bir seçenek silsilesi yoktu ne yazıkki. Ya itaat edecektim, ya da gözlerime kızgın bir kaşık sokulacaktı. Neyse, oraya da geleceğim... Sanırım 4 yaşımdaydım. Bir gün ailemle pazara gitmiştik ve bende yere serilmiş bezlerin üstünde marangozların çarşaflarını aramaya başlamıştım. Marangozlar herzaman güzel oyuncak yaparlardı. Yalanım olmasın aklımda bir hınzırlık vardı. Eğer marangozcu abinin çarşafını bulabilirsem orada oyuncakları inceleyerek duracak ve babamın gelmesini beklemeye başlayacaktım. Zira o geldiğinde başımı babamın bacaklarına gömüp kendime tahtadan bir asker aldırmak istiyordum. Ama bu bir masal değil ve bu yüzden herzaman iyi şeyler olacağını düşünmeyin. Babam bana o oyuncağı hiç bir zaman alamadı...
O zamana kadar pazar alanında hiç görmediğim adamlar tarafından kendilerine çay almam için para tutuşturulmuştu elime. Çayları alıp geldiğimdeyse birdaha hiç ailemin yanına gidemedim. Zira çayı vermek için tepsiyi uzattığım anda burnuma dayanan kokulu bezle bayıltılıp son sürat bulunduğum yerden kaçırılmaya başlamıştım.
Güneş batana ve ay tepeye yükselene kadar develer üstünde ilerlediğimizi anımsıyorum. Rüzgar ülkesinde çöl olduğunu ilk ozaman görmüştüm. O sıra korkudan bu detaya şaşırmamış olsamda eğer vahamızın dışında ailemle birlikte çıksam babamı bu konuyla ilgili uzun bir soru yağmuruna tutacağımdan emindim.
Neyse, beni kaçıran adamlar tarafından aylarca dilenmeye mecbur bırakıldım diyerek olayı özetleyeyim size. Hayatım çok iyi olmasada bok gibi değildi para toplayabildiğim zamanlar. Hele ki o akşam bizi dilendiren adamların da keyfi yerindeyse demeyin keyfimize. Ekmek bile yediğimiz zamanlar oluyordu, ki bu çok nadir bir olaydı... Hayatım sonsuza kadar böyle gitseydi hiç şikayet etmezdim. Lakin bir kaç dakika evvelden de söylediğim gibi, bu bir masal değil. Gerçek dünya... Ve sizi temin edeyim gerçek dünyada olaylar hiç bir zaman iyi gitmiyor.
Birgün hiç birşey toplayamadığım o şansız günlerimden birisindeydim. Şansım o derece kötü yönde ilerlemeye başlamıştı ki beni cezalandıracak adamda o gün normalde olduğundan çok sinirliydi. O akşam çok dayak yedim, normalden çok daha fazla... Süt dişlerim kırıldı, kollarım ezildi, tırnaklarım çekildi... Acıdan bayılıp sabah kalktığımda yüzümdeki o hiç geçmeyecek yarayı görüp ağladığımı hatırlıyorum. Göz yaşlarım göz oyuklarımdan sızıp yanaklarımdan aşşağı kayarken etimi nasıl sızım sızım sızlattığını ve nasıl yırtıla yırtıla haykırdığımı hiç unutmadım... Öhm... İzninizle. Buradan sonrasını anlatmak benim için büyük bir acı...
Dolaşa dolaşa amegakureye geldiğimi ve orada bir ninja olmayı başardığımı söylememe izin verin sadece. İyi günler efendim, iyi günler...
Amaç: Omu ne ninjutsuya, ne de taijutsuya yeteneklidir.Elindeki tek şey genjutsu olduğundan bu dalda mükemmelleşmek istemektedir... Başka bir deyişle, Omunun nihai amacı varolmuş ve varolacak en iyi Genjutsu kullanıcısı olmaktır!
Eksiklikler:
Yabancı - 25GP: Omu aslen Rüzgar ülkesindendir. Çok küçük yaşta dilencilik yapması için kaçırılmış ve dolaştırıla dolaştırıla Amegakureye kadar gelmiştir.
Kötü Dış Görünüm - 45GP: Omu dilenci olmak için kaçırıldığında suratına kaçırma işini gerçekleştiren şahıslar tarafından ''Geliri arttırmak'' amacıyla kezzap sürülmüştür. Bu olay sonucunda karakterin burnunun altından başlayıp çenesinin bir kaç santim aşşağısına kadar olan yüz bölgesi korkunç ve ikinci kez bakılamayacak kadar kötü bir görünüm kazanmıştır.
Takıntı - 40GP: Omu yüzünün yanmış görüntüsünden nefret eder bu yüzden o bolgeyi maskelerle sürekli kapar. Maskesinin yüzünden çıkmamasına aşırı derecede takıntılıdır. Maskesini yüzünden çıkartıldığında kelimenin tam anlamıyla çıldırır. Bir an önce suratını tekrardan gizleyebilmek ister. Ha birde... ... Maskeyi çıkartanı... anladınız sanırım.
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 7
Zeka: 7