İsim: Uzusaki Nikora
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.85
Kilo: 70
Köy: Amegakure
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
________________________________________
Portre
Görünüm: Konoha - Mekakucity Actors
Beyaz saçları, kırmızı gözleri, beyaz bir teni vardır. Kaslıdır ve kasları uzaktan bakıldığında belli olmaktadır. Siyah kalın botları vardır. Siyah pantolonu ve deri kemeri vardır. Deri kemerin üstündeki parça gümüştür. Omuzdan fermuarlı, lacivert, boğazlı bir hırkası vardır. Boğaz kısmı katlanmıştır. İçinde siyah ve kırmızı desenleri olan bir t-shirt vardır. Hırkasının üzerinde de siyah bir pardesü vardır. Ellerinde siyah-kırmızı motorcu eldiveni bulunur, yani parmakları kaplamayan bir eldivendir.
Kişilik: Gayet ciddi bir kişiliği vardır. Şaka yapmayı ve ona şaka yapılmasından hoşlanmaz. Arkadaşlıktan çok güce önem verir. Her şeyin üstesinden tek başına gelmeye çalışır. Bunun nedeni yalnız olmayı sevmesidir. Ancak bunun bir avantajı da vardır ki yalnız olduğunda işleri kendisi yaptığından bu onu daha güçlü kılar. Her ne kadar arkadaşlık kavramına önem vermese de takım arkadaşlarını bir ayak bağı olarak görmez. Kendisi, bulunduğu bölgede bir yabancı olmasına rağmen çok kolay bir şekilde uyum sağlar ve hizmet duygusu vardır. Merhamet duygusundan yoksundur. Sosyalleşme gibi bir amacı yoktur fakat etrafında güçlü insanlar olmasından hoşnut kalır. Fazla konuşmaz, ya gerektiğinde konuşur, ya da kendi kendine konuşur. İnsanlara çok güvenmez, bunun nedeni geçmişte yaşadığı bir travmadır. Sadece güçlü olduğuna inandığı kişilere güvenir. Saygılı bir çocuktur. İnsanların kararlarına oldukça saygı duyar ve onlara karşı gelmez. Acılı besinleri tüketmez. Boş vakitlerinde Taijutsu ve Tanto kullanımına çalışır veya etrafı gezer. Gezmeyi, yeni yerler görmeyi sever. Uykusu kaçtığı zaman yüksek bir yere çıkıp manzaranın tadını çıkartır. Geceleri kendini gündüzden daha rahat ve huzurlu hisseder. Bu nedenle bir uyku problemi yoktur. Bir shinobi olduğu için sigara ve alkolden uzak durur. En sevdiği yemek türü ettir. Gezmeye çıktığı zaman muhakkak yanında bir meyve bulundurur. Farklı kişilerle dövüşmenin onu güçlendireceğini düşünmesi nedeniyle kavgadan kaçınmaz. Yenilgiyi olgunlukla karşılar, yenildiği zaman kendini tamamen eğitime verir.
Özgeçmiş: Nikora, Iwagakure’de basit bir aileden doğmuş bir çocuktur. Yürümeyi ve konuşmayı diğer çocuklarla aynı zamanda öğrenmiştir. O zamanlar içine kapanık bir çocuk olduğu fakat dövüşen insanları pür dikkat izlediği için ailesi hem sosyalleşsin hem de babası Tokubetsu Jounin olduğu için Nikora’yı akademiye yollar. Nikora dersleri dikkatle dinler, Taijutsu’ya ve araç gereç kullanımına (Shuriken fırlatma, Kunai kullanma vb.) düzenli olarak çalışır. Aktivitelerde ortalama bir başarısı vardır. Arkadaş edinme çabasına hiç girmemiştir. Bu yüzden hep yalnız takılır. Kendine bir yaşam amacı belirlemediği için biraz isteksizdir. Bir gün sınıfındaki bir çocuk onunla diyalog kurmaya çalışmış fakat Nikora hiç yüz vermemiştir. Bu çocuk her fırsatta Nikora ile bir iletişime geçmeye çalışır fakat hiçbir zaman başarılı olamaz. Bir gün Nikora diğerleri gibi akademi bahçesinde gezerken aynı çocuk tarafından bir yumruk yer ve yere düşer. Herkes şaşkınlıkla etraflarına toplanır. Nikora yavaşça ayağa kalkar ve üstünü başını temizledikten sonra oradan uzaklaşmaya çalışır fakat çocuk bu sefer Nikora’ya çelme takar ve yere düşürür. Çocuk Nikora’ya neden karşılık vermediğini sorar. Nikora yavaşça kalkmaya çalışırken çocuk ona doğru yumruğunu savurur. Nikora çocuğun yumruğunu tutar ve yavaşça kalkar. Nikora ciddi bir bakış atar ve suratına sert bir yumruk geçirir. Çocuk yumruğun etkisi ile yere düşer. Bir süre sonra ayağa kalkar ve “Karşılık vermen için illa seni dövmem mi gerekiyor ?” diye sorar. Nikora ciddi bir şekilde bakmaya devam eder ve “Bu kadar yeter.” deyip arkasını döner. Tam o sırada çocuk ona doğru koşar ve bir tekme savurur. Bunun etkisi ile yere düşen Nikora büyük bir öfke ile çocuğun üzerine atlar ve ikisi birbirlerine saldırırlar. Bir kız gelip onları ayırır ve “Kesin şunu !” diye bağırır. İkisi de şaşkınlıkla kıza bakarlar. Kız “Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz !?”der. Bunun üzerine ikisi de aynı anda “O başlattı !” diye birbirlerini gösterirler. Kız sinirli bir şekilde “Kimin başlattığı umrumda değil.” der ve Nikora ile çocuğun yaralarını tedavi etmeye başlar. Nikora ilk defa birisi ile kavga etmiş ve ilk defa bir kızla iletişime geçmiştir. Nikora kıza yarasını tedavi ettiği için teşekkür eder ve ayağı kalkar. Çocuk da “Sen güçlüymüşsün.” deyip ayağa kalkar. Nikora “Sende öylesin.” der. Bir süre bakıştıktan sonra çocuk Nikora’ya “Cidden konuşman için seninle dövüşmemiz mi gerekiyor ?” der ve Nikora şaşkın bir şekilde çocuğun gülen suratına bakar. Bir süre sonra başını eğer ve gülerek başını kaldırır. Çocuk “Sonunda güldün. Hiç gülmeyeceksin sanmıştım.” der ve o da güler. Nikora ilk defa birisiyle bu kadar yakınlaşmanın verdiği mutluluk ile hiç söyleyeceğini hayal etmediği bir şey söyler “Benim arkadaşım olur musun ?” Çocuk bir süre bekledikten sonra “Başından beri amacım buydu.” der ve tokalaşıp tanışırlar. Daha sonra çocuk Nikora’yı kızla da tanıştırır ve üçü arkadaş olurlar. Bundan sonra beraber vakit geçirmeye başlarlar. Nikora’nın sosyal durumundan endişe duyan senseisi bu olaydan sonra Nikora’nın arkadaş bulmasına çok sevinmiş ve onları mezun olduktan sonra bir takım yapma kararı almıştır. Nikora ve arkadaşları diğer herkes gibi sınavı başarı ile geçmiş ve genin olmuşlardır. Artık bir takım olan Nikora ve arkadaşlarını büyük bir macera bekliyordur. Senseileri ile tanışan bu takım sırayla kendini tanıtır ve amaçlarından bahsederler. Çocuk kılıç kullanmayı sevdiği için bir kılıç ustası olmayı amaçlıyordu. Nikora ilk defa arkadaşları olduğu için onları koruyabilecek kadar güçlü olmak istiyordu. Kız ise medikal alanda büyük bir isim olma hayali ile yaşıyordu. Sensei diğer takımlara nazaran bu takımın birbirine daha bağlı olduğunu görmüş ve onlar ilgili büyük umutları olmuştur. Bu umutları zil alma sınavında daha da artmıştır. Takım var gücü ile beraber saldırmaya ve uyum içinde olmaya çalışmış, beraber taktikler geliştirmiştir. Her ne kadar bazen Nikora ile çocuk birbirleri ile kafa kafaya gelse ve taktikleri başarısız olsa bile en sonunda zilleri almayı başarmışlardır. Sensei başta Nikora ve çocuk arasındaki tartışmaları ciddi sansa da daha sonra kendilerini birbirlerine kanıtlamaya çalıştıklarını anlamıştır. Nikora daha çok çalışır olmuş ve kendini geliştirmiştir. Çocuk her gün kılıç savurarak daha iyi dövüşmeye başlamış, kız ise medikal alanda bol bol bilgi edinip takım arkadaşlarını daha iyi koruyup iyileştirmenin yollarını aramıştır. Zamanla bu takım görevlere çıkmış ve daha iyi bir konuma gelmiştir. Boş zamanlarında ise beraber yemek yer, sohbet eder ve kapışır olmuşlardır. Nikora ile çocuk sürekli kapışıp birbirlerini geçmeye çalışırlardı. Tabi sürekli kapıştıkları için birbirlerinin nasıl dövüştüğünü daha iyi anlamış ve daha iyi plan yapar olmuşlar. Nikora bir süre sonra kıza aşık olmuş ama ne açılacak fırsatı ne de cesareti kendinde hiç bulamamıştı. Günler birbirini kovalarken chuunin sınavları yaklaşıyordu ve takımın bir karar vermesi gerekiyordu; Görevlere devam mı edecekler yoksa sınava mı katılacaklar? Takım sınava katılma kararı alıp deliler gibi çalışmaya başlamıştı. Nikora durmadan taijutsu ve tanto kullanımına çalışıyordu. Takımını yüz üstü bırakmamak için büyük bir istek ve kararlılıkla ilerlemeye devam ediyordu. Çocuk yeni kenjutsular öğrenmiş ve kendini kılıç kullanmaya adamıştı. Kız ise sürekli bilgi dağarcığını genişletip durmadan ilaç yapıyor ve kendini medikal alanda ilerletiyordu. Senseilerinin yardımı ve tavsiyeleri ile kesinlikle kazanacaklarına dair umutları tamdı. Chuunin sınavının başladığı gün büyük bir heyecan sevinç ve umutla takım, girmeleri gereken sınıflara girmiş ve bilgi dağarcıkları test edilmiştir. Tabi doğal olarak kız takım içindeki en yüksek notu alırken Nikora en düşük notu almıştır. Çocuğun onla dalga geçmesi üzerine Nikora ile kafa kafaya gelmişlerdir. Kız sayesinde sakinleşen ikili hazırlıklarını yaparak kızla beraber sıradaki aşamaya geçmiştirler. Bu aşamada ise genç geninler takım olarak savaşacaklardı. Kız ekipmanlarını kontrol ediyor, çocuk kılıç ile ısınma yapıyor, Nikora ise büyük bir ciddiyetle rakibi süzüyordu. Kızın “Ne düşünüyorsun ?” sorusuna “Rakibi analiz etmeye çalışıyorum.” cevabını veren Nikora çocuğa dönerek “Aklında bir plan var mı ?” der. Çocuk Nikora’nın yanına gelir, rakibi süzer ve “Hayır.” der. Dövüşün başlamasına az bir zaman kala Nikora’nın aklına bir fikir gelir ve bunu takımla paylaşır. Fikir takım tarafından onaylandıktan sonra dövüş yerlerine geçilir. Rakip takım, Nikora ve takımının ne yapacağını az çok anlamıştı. İlk olarak kızı ortadan kaldıracaklardı. Dövüşün düdüğü çaldığı anda rakip takım bizimkilerin üzerine koşmaya başladı. Nikora hızlı bir şekilde sis bombası atarak rakipleri sis içine aldı. Rakipleri sisin içinde sırt sırta vererek saldırıyı beklemeye başladı. Çocuk katana ile birisine atılır. Rakip hemen katanaya karşı nasıl savunacağını düşünürken arkadan Nikora sert bir darbe ile çocuğu yere serer. Diğer rakiplerin nerde olduğuna bakarken kızın çığlığı duyulur. Sis bombasının etkisinin yavaş yavaş ortadan kaybolduğu sırada, karşıdaki adamlardan biri, kunaiyi kızın boğazının olduğu yerde tutarken, arkadaşlarının pes etmesi gerektiğini söyledi. Yanında da bir adam vardı. O sırada Nikora ve çocuk gülmeye başladı. Ve boğazının dibinde kunai olan kızın, Henge no Jutsu sayesinde şeklini değiştiren Nikora olduğu anlaşıldı. Ve o sırada Nikora, tek bir yumrukla iki shinobiyi de haklayarak takımını ikinci aşamadan galip olarak çıkardı. Sıra, üçüncü ve son aşamaya gelmişti, yani tekli dövüşlere. İlk dövüş, Nikora’nın takım arkadaşlarınındı. Nikora, onların bu işi başaracağını düşünse de, ikisi de kötü yaralar alarak dövüşleri kaybetmişlerdir. Nikora’nın karşılaşacağı shinobi, Konoha köyünden, kırmızı saçları ve mavi gözleri olan bir Uzumaki idi. Nikora, adamın chakrasını kolaylıkla sezebiliyordu. Sanki adam, chakrasını dışarıya salıyordu. Uzumaki’lerin güçlerini tamamen bilmese de, chakralarının miktarının aşırı derecede fazla olduğu herkes tarafından biliniyordu. Uzumaki veledi, Nikora’ya pes etmesi gerektiğini söylediğinde, Nikora’nın sinirlendiği gözlerinden belli oluyordu. Nikora, çocuğa aşağılayıcı laflar söylemeye başladı. “O bitmeyen chakrana fazla güvenme, Uzu-baka.” Uzumaki veledi de buna çok sinirlenip, Suiryuudan mühürlerine hazırlandı. Elementinin Suiton olduğunu sezen Nikora, kendisine çok yarar sağlayacak bir plan yaptı. Böylece onu kolayca yenebilecekti. Suiryuudan’dan kaçabildiği kadar kaçan Nikora, tek bir su kitlesine bile dokunmadı. Ancak suyun içinden ona doğru ulaşmaya çalışan Uzumaki veledi, vücudu suyla kaplı olarak kalmıştı. O sırada, temel bir Raiton jutsusu ile Nikora, suya elektrik verdi. Böylece Uzumaki veledi kısa bir süreliğine felç olacaktı, ancak bu süre Nikora’nın tantosuyla onun vücuduna iki büyük çizik atmasını engelleyecek bir süre değildi. Bunu uyguladıktan sonra, kalbini hedef alarak çocuğa doğru koşan Nikora, “Pes ediyorum !” lafını duyduktan sonra kendini durdurdu, gözlerini kapattı, küçük bir gülümsemeden sonra geriye döndü. Bu dövüşü kazanan kişi Nikora oldu. O günden sonra, chuunin olan Nikora, kendince takılmaya başladı. Çocuklar ise, genin kaldıkları için genin görevlerine devam ettiler. Arada bir buluşup bir şeyler yemeye gitseler de, ayda iki-üç kere görüşebiliyorlardı. Ayların birinde, bizimkiler bir görev için Nikora’yı çağırdılar. Görevin amacı, işlediği suçlardan dolayı cezalandırılması gereken bir çetenin çökertilmesiydi. Nikora da seve seve bu görevi kabul etti. Ormanın içinden, çetenin bilinen bölgesine ilerlerken, birbirlerinin yaptığı görevleri konuştular. Tabii ki ekip, chuunin görevlerinin zorluğuna çok şaşırmıştı. Hızlıca ilerlerken, bir yardım çığlığı duyarlar. Yaralı bir adam bulduktan sonra, takımın senseisi adamı hastaneye götürmek için yola çıkıp Nikora’yı takım kaptanı ilan eder. Çetenin olduğu yere vardıklarında, yaklaşık on kişiyi etkisiz hale getiren Nikora takımı, kalan beş kişiye pes etmelerini ve gitmelerini, canlarını bağışlayacaklarını söyler. Çünkü çocuk yara bere içinde, kız hırpalanmış durumda ve Nikora da acaip yorgun bir vaziyette bulunmaktadır. O anda, adamların arkasından yaklaşık on beş-yirmi kişi belirir. İçlerinde, büyük kasları olan, dövmeli bir adam, palasını çıkartıp “Canınızı bağışlayacak olanlar bizleriz” der. Nikora, tantosunu yere bırakıp dizlerinin üstüne çöker. Çocuk, “Lanet olsun.” der ve korku içinde rakiplerine bakar. Kız da elindeki kunaisini sıkıp ağlamaya başlar. Çetenin lideri, Nikora takımına bir şans verir. İçlerinden birinin diğerini öldürmesi durumunda, kalan iki kişiyi çeteye alacaklarını söyler. Nikora, asla böyle bir şeyin olmayacağını söylese de, takımının devamının umutsuz olduğunu farkeder. Çocuğun katanasını ve kendi tantosunu alır. Arkadaşlarına ilk açığı buldukları anda kaçmalarını söyler. O sırada çocuk, Nikora’nın katanayı tutan kolunu kapar ve onu yalnız bırakmayacağını söyler. Nikora gülümser, ve katanayı arkadaşına uzatır. Katanayı ona uzattığı anda, arkadaşı gülümser ve katana ile Nikora’nın kolunu tamamen keser. Her yer kanlar içinde kalır. O sırada çete lideri, çetenin yeni üyelerini alkışlarken, çocuk kızın elinden tutup onu kaldırır. Nikora, umutsuz bir şekilde ayağa kalkmaya çalışırken tamamen kesilmiş olan koluna bakar. Sonra da bağırır. “Shin, neden bunu yaptın, lanet olsun !” Tekrar dizlerini çöküp yumruğunu yere vurur. Olmayan kolunun bulunduğu bölgeyi yoklar ve eline kan bulaşır. Çocuğun bulunduğu yere doğru elini yükseltir ve bağırır. “Kanımın üzerine yemin ediyorum ki seni paramparça edeceğim !” Bu sözleri söyledikten sonra bayılır. Bayıldığında kendisini iç dünyasında bulur. Karşısında, kendisini görür. Ona kim olduğunu sorduğunda, “Ben senim.” cevabını alır. Karşısında gördüğü benlik, onu kurtardığını söyler. Nikora’nın etrafını bir siyahlık kaplamaya başlar. Yüzü dışında tüm vücudunu kaplamış bir şekle büründükten sonra, karşısındaki benlik “Zaten bugüne kadar seni başka kim kolladı ki ?” der. Nikora umutsuz bir şekilde artık bir hayat amacı kalmadığını söyler ve onu neden kurtardığını sorar. Benlik de “Belki bir şeyi atlamışsındır. Harabelere gidersen ne demek istediğimi anlayacaksın.” der ve yok olur. O sırada Nikora gerçek hayata gözlerini açar. Bir hastanededir. Tsuchikage ve senseisi onun yanında beklemektedir. Tsuchikage, durumun ne kadar üzücü olduğunu ve Nikora’ya bir hediyesi olduğunu söyler. Ona artık shinobi olması gerekmediğini, onun için bir ev bulup masraflarını karşılayacağını söyler. Nikora sinirli bir şekilde Tsuchikage’ye bakar. Birkaç gün sonra, Tsuchikage’nin binasına gider. Tsuchikage’ye shinobi olmayı bırakmayacağını söyler. Büyük ısrarlardan sonra Tsuchikage onun sadece suikast tarzı görevlere çıkacağını, normal görevlerin onu yoracağını söyler. Nikora bunu kabul eder ve çalışmaya başlar. Kolunun gitmesinden yarım yıl geçtikten sonra, büyük bir çete ihbarı gelir. Göreve Nikora’nın da yollanacağı belirlenir. Nikora büyük bir kuşkuyla, yanındaki shinobilerle birlikte çetenin olduğu binaya girer. Odalardan birinde, ona ihanet eden eski takım arkadaşları vardır. Bir kunainin üstüne kağıt yapıştırır ve bir şeyler yazar. Sonra da kunaiyi onların yanındaki bir masaya fırlatıp oradan hızlıca uzaklaşır. Kağıdın üstünde yazanları okurlar. Kağıtta yazan şey Shin’in kanını dondurur. “Zamanın doldu.” Shin ve kız hızlı bir şekilde dışarıya çıkarlar. Önlerinde de Nikora’yı görürler. Nikora’nın elinde tanto, Shin’in elinde de büyük bir katana vardır. Shin “Başladığım işi bitirmem gerektiği belliydi.” dedikten sonra hızlıca Nikora’ya doğru koşmaya başlar. Nikora, hiçbir darbe almadan tüm katana darbelerini tantosu sayesinde saptırır ve Shin’in vücuduna zaman zaman saplayarak parçalamaya başlar. Shin iyice yorulduktan sonra, sinirlenip katanasını Nikora’ya doğru savuruyor. Nikora yana çekilip tantosu ile çocuğun ellerini kesiyor. Çocuk yere düşüp acı içinde kıvranırken, Nikora “Ben sözümü tutarım.” diyor ve tantosunu çocuğun boğazına saplıyor. İşini bitirdikten sonra, kız elini ona doğru uzatıyor. Nikora da tantosunu ona doğru tutunca kız elini çekip ağlayarak oradan kaçıyor. Nikora da peşinden gitmemeyi seçiyor. Bunun en büyük nedeni de, kıza aşık olmasıdır. Ama o duygularının çoğundan arınmıştır. Takım arkadaşları çete binasından çıkınca, binayı ateşe vereceklerini söyler. Binayı ateşe verdikten sonra Nikora biraz orada kalacağını söyler. Diğerleri gittikten sonra, Shin’in bedenini yanan binaya atar ve Iwagakure’ye geri döner. Görevi sayesinde ödüllendirilir. Eve geri döndüğünde, onu farklı bir olay beklemektedir. Ailesi, ona artık olgunlaştığını ve büyük bir sırrı açıklamaları gerektiğini söyler. Onun gerçek ailesi olmadıklarını söyler. Nikora buna sinirlenmez, gözleri dolar ve bu güne kadar ona iyi baktıkları için teşekkür eder. Ailesi de ona bir çelik parçası verir. Babası ona bu parça ile ilgili bir bilgi verir. “Senin gerçek ailenin klanının adı Uzusaki’dir. Bu da onların sembolü. Seni bulduğumuzda, sarılı olduğun bebek bezinde bu çelik parçası vardı, biz de bunu araştırdık.” Nikora üvey babasına teşekkür eder ve yürüyüşe çıkar. Amegakure adlı köyün yanından geçerken bir harabe görür. Aklına gördüğü rüya gelir. O sırada kontrol etmek için harabeye doğru gider ve gördüğüne inanamaz. Harabenin bulunduğu yerde, çelik parçasındaki sembolün aynısı bulunmaktadır. Bunu görünce hızlıca Iwagakure’ye geri döner ve Tsuchikage ile konuşur. İznini aldıktan sonra, Amegakure’de yaşamaya karar verir. Artık onun evi, o harabelerdir.
Amaç: “Hayattaki tek amacım, sahip olduğum ninjutsu ve klanım hakkında her şeyi öğrenebilecek kadar güçlü olmaktır.” –Uzusaki Nikora
Eksiklikler:
Eksik Kol – 75GP
Shin’in onun sol kolunu kesmesi sayesinde olmuştur.
Çift Kişilik Sendromu – 50GP
İç dünyasına gittiğinde, içinde farklı bir kişilik olduğunu benimsemiştir.
Yabancı – 25GP
Amegakure halkına tamamen yabancıdır.
________________________________________
Profil
Güç: 7
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 2
Zeka: 5