İsim: Masaru Riku
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 178
Kilo: 73
Köy: Ishigakure
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm
Kaşları her daim çatık, bakışları her daim kesicidir. İnsanı küçümseyen gözlerle bakar. Sırtı her zaman diktir. Yaşama karşı göğüs gerdiğini bu şekilde belli eder. Saçları sarıdır ve şeklinin her daim dik olmasını tercih eder. Üstündeki siyah tüylü kısa ceket haricinde ne giydiğine önem vermez.
Kişilik
Hiçkimse ama hiçkimse onun için bir anlam ifade etmez. Kendinin haricindeki bütün insanların kuklalardan ibaret olduğunu düşündüğü için sürekli küçümseyici ve aksi davranır. Sevgi ibareleri göstermekten uzak birisidir. Karşısındakinin kim olduğunun bir önemi yoktur. Herkese aynı tavrı sergiler. Yaptığı her hareket tamamen hayatına eğlence katmak içindir. Deli gibi hareketler sergilemekten çekinmez. Utanma denen hisse ihtiyaç duymaz.
Özgeçmiş
Ishigakure'nin insanları sınıflandıran sistemine çocukluğundan itibaren kafa tutmaya başlamıştır. Babasının bir shinobi olmasından dolayı yüksek mevkilerde olan ailesinin itibarını hiç anlayamadığı için sürekli alt sınıftan çocuklarla takılır, ailesinin baskılarını duymamazlıktan gelirdi. Herkesi eşit gören o çocuksu kafayla birlikte etrafa neşe saçan, güzel bir çocuktu. Ta ki kara haber eve düşene kadar. O günden itibaren evden çıkmanın ya da gülmenin bir anlamının kalmadığını anlamıştı. Dünkü etrafına neşe saçan çocuk gitmiş, onun yerine karamsarlık ve üzüntüden insanı intihara sürükleyebilecek bir çocuk gelmişti. Bu ruh haliyle birlikte babasının ölümünü anlamdırmak için o da shinobi olmayı istemiş ve bu isteğini yerine getirmişti.
İkinci defa doğduğu gün Genin iken girdiği takımdaki kaptanını tanıştığı gündü. Resmen kaybettiği babasını tekrar kazandığını hissetmişti. O adamla geçirdiği her gün, diğer günlerin aksine eve gülerek giriyordu. Kaptanları da Riku'ya oğlu gibi davranırdı ve bu birliktelik köy için gittikleri bir görevde sona erdi. Kaptanlarının azılı düşmanlarından birisiyle karşılaştıklarında hissettiği korku, hayatında hiç hissetmediği düzeydeydi. O an hiçbir şey yapamadı ve sadece olan biteni izledi. Ustasının, ikinci babasının, savaşını ve ölümünü sadece izledi. Gelişen olaylardan sonda kollarında can veren ustasının gözlerine baktı. Son bir söz bile bırakmadan giden ustasını gören Riku, önce donuk bakışlarla ustasının ölü bedenini izlemeye koyuldu. Ardından bir şeyleri anladığını hissetti. Tenine değen rüzgarın sesini, diğer iki takım arkadaşının ağlaşmalarını duydu ve gökyüzüne baktı. Gülmeye başladı. Delicesine gülmeye. Takım arkadaşları ağlamayı kesip şaşkınlıkla Riku'yu izliyorlardı. Riku ise hayatının tamamen birer oyundan ibaret olduğunu, herkesin birer kukladan ibaret olduğunu anlamıştı. Çünkü bu kadar acının tek bir insanın üzerinde vuku bulması çok saçmaydı. Ona bu dünyayı zindan etmeye çalışan birileri vardı ve bunun farkına daha yeni varmıştı. Annesinin bile bu kuklalardan birisi olduğunu düşünüyordu. Artık hiçbir insanın değeri kalmamıştı. Hayatı, çevresindeki insanları ona gönderip elinden alan şeye kafa tutmaktan ibaret bir şekil almaya başlamıştı.
Amaç
Hayatta kalmak. Etrafındaki kuklaların efendisine kafa tutup iplerine-oyunlarına direnmek ve günün birinde onu yenmek.
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 7
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 5
Zeka: 7